Geri Dön

Laik Türkiye devletinde Diyanet İşleri Başkanlığı

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 20416
  2. Yazar: İŞTAR B. TARHANLI
  3. Danışmanlar: PROF.DR. İLHAN ÖZAY
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Hukuk, Kamu Yönetimi, Law, Public Administration
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 1992
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 233

Özet

.231 - ÖZET Türkiye Cumhuriyeti'nin, nüfusun büyük çoğunluğu İslam dinine mensup olmakla birlikte devlet mekanizmasının laik nitelik taşıdığının anayasal bir ilke olarak kabul edilmesinden ve fakat devlet cihazı içinde dinsel hizmetleri düzenlemekle işlevlendirilmiş bir kurum ihdas edilmiş bulunmasından kaynaklanan kendine özgü model ile bunun ortaya çıkardığı hukuki problematik,“Laik Türiye Devletinde Diyanet İşleri Başkanlığı”başlıklı bu tezde idare hukuku kavram ve kurumlan çerçevesinde değerlendirmiştir. Laik olarak nitelenen yapı içinde Türkiye'de devletin dini örgütleme aracı olarak işlev gören Diyanet İşleri Başkanlığı, bu amaçla çalışmada idari bir birim olarak, yukarıda belirtildiği üzere idare hukuku kavramları çerçevesinde, örgüt yapısı, görevleri, merkezi idareyle ilişkileri, yetkileri, personeli ile mallan bakımından ele alınmışa ve bunların herbiri kurumun kuruluş tarihi olan 1924'ten 1991 yılı sonuna uzanan süreç içindeki farkhlaşmalanyla incelenmiştir. Çalışmanın, Türkiye'de devlet ile devlet dışı yapılar arasındaki din kaynaklı ilişkilerin cumhuriyet öncesi kuruluş aşamalanndan günümüze getirilerek olaylar ve olgular düzleminde aktarıldığı ilk bölümünde görüldüğü üzere 1945'e kadar olan dönem içindeki Cumhuriyet'in ilam öncesi kuruluş ve ilam izleyen tek parti yıllan; çok partili düzene geçilmesinden 1950 seçimlerine kadar yaşanan dönem; Demokrat Parti iktidarının yaşandığı 1950-60; 19601ar ile 19701er ve en son olarak da 1980 sonrası, devlet-din ilişkileri bakımından da farkhlaşan siyasaların görüldüğü süreçlerdir. Anadolu'da başlayan Kurtuluş Savaşı ve sonrasında yapılanan Türkiye devletinin ana ilkesi olarak «milli haMmiyet»in benimsenmesi, dine ve ümmete dayalı bir düzenin yerine, lâik ve ulusa dayalı yeni ve farklı bir siyasi seçime gidildiğini göstermekteydi. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla, egemen siyasi kadrolan, baştan beri düşüncelerinde varolan ve icraatlarına yansıyan lâik niteliğe, giriştikleri hukuksal düzenlemelerle toplumsal ve kültürel boyutlar da katmaya çalışmış; ancak, yeni toplumsal düzende de görülen eşitsizlikler ve adaletsizliğin belki de artarak sürdürülmesi, toplumda yükselen beklentilerin gerçekleşmemesi bir sava göre bilinen tek ideolojiye, halk tarafından geliştirilen Islami yoruma dönmeyi hızlandırdımış ve özellikle katılımcı ve yanşımcı bir siyasal yaşama geçerken bu istekler önem-232 - kazanarak ağırlıklı politik faktör haline gelmiştir. Bu nedenle Atatürk'ün partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi bile, din ve lâiklik ile ilgili yorumunu yenilemek, daha yumuşak bir siyasa izlemek durumunda kalmıştır. 1950-1960 döneminde siyasal iktidarı elinde tutan Demokrat Parti'nin, dinin toplumsal rolü ve işlevi konusunda, kısmen politik kaygılara bağlı olarak, kısmen de inançlarının gereği Cumhuriyet Halk Partisi kadrolarına nazaran daha liberal bir tutum almış olmakla ve o zamana kadar süregelen uygulamalara göre daha tavizkar davranmakla birlikte, temelde, Kemalist lâiklik anlayışına sahip çıkmaya çalıştıkları görülmektedir. 1961 Anayasası din özgürlüğünü ayrıntılı bir biçimde düzenlemiş; tapınma, eğitim, dinsel düşünce açıklama ve dinsel inançlarını açıklamaktan kaçınma haklan açıkça benimsenmiştir. Dinsel gösteri hakkı ise Anayasa'mn toplantı ve gösteri özgürlüğüyle ilgili genel kurallan içinde tanınmıştır. Bunlara karşılık, sistemin dengelemesi olarak, din özgürlüğünün kötüye kulamlmasıyla ve din istismanyla ilgili kurallar da Anayasa'da yeralmıştır. Diyanet işleri Başkanlığı da, genel idare içinde anayasal bir kurum statüsüne sokulmuştur. 1982 Anayasası'mn, dinsel konularda 1961 Anayasası'ndan farklı olarak getirdiği en önemli düzenleme,“Din ve Vicdan Hürriyeti”başlıklı 24 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında yeralan“din kültürü ve ahlak öğretimi”nin, ilk ve ortaöğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler araşma katılmasıdır. Ayrıca bu Anayasa'da 1961 Anayasası'ndan farklı olarak,“lâiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasi görüş ve düşünüşlerin dışında kalarak ve milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinerek”özel kanununda gösterilen görevleri yerine getireceği öngörülmüştür. Kurumun yukarıda belirtildiği üzere idare hukuku kavramları çerçevesinde irdelenmesine özgülenmişolan ikinci bölümde görüldüğü üzere, 3 mart 1340 (1924) tarihli ve 429 sayılı Şer'iye ve Evkaf ve Erkamharbiyei Umumiye Vekaletlerinin ilgasına Dair Kanunla ihdas edilmiş olan Diyanet işleri Başkanlığı tarihindeki önemli kuruluş kanunları arasında 14 haziran 1935 tarihinde kabul edilen ve 22 haziran 1935 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 2800 sayılı Diyanet işleri Reisliği teşkilat ve vazifeleri hakkında kanun; 5 temmuz 1939 tarihinde kabul edilen ve 2800 sayılı Kanun'da değişiklik yapan 3665 saydı Diyanet işleri Reisliği teşkilat ve vazifeleri hakkındaki kanunda bazı değişiklik yapılmasına dair kanun; 29 nisan 1950 tarihinde yürürlüğe giren 5634 sayılı Diyanet işleri Başkanlığı teşkilat ve vazifeleri hakkındaki 2800 sayılı kanunda bazı değişiklikler yapılmasına dair olan 3665 sayılı kanuna ek Kanun ve hala yürürlükte olan 22 haziran 1965 tarihli 633 sayılı Diyanet işleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun'dur. Diyanet işleri kurumunun, günümüzde yarattığı en önemli hukuki sorunlardan biri birçok hükmünün yasama meclisince değiştirilmiş olmasma karşın bu değişikliğin Anayasa Mahkemesi tarafından şekil yönünden iptal edilmiş olması sonucu birçok-233 - yönden hukuksal dayanaktan yoksun kalmış olmasıdır. 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanunun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi ve Bu Kanuna 5 Geçici Madde Eklenmesine Dair 1893 sayılı Kanun TBMMce kabul edildikten sonra, yayınlanmak üzere 6 mayıs 1975 tarihli bir yazıyla Cumhurbaşkanlığı'mn onayına sunulmuş; ancak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 93 üncü maddesi gereğince bir daha görüşülmek üzere 16 mayıs 1975 tarihinde Millet Meclisi Başkanlığı'na geri gönderilmiştir. Kanunu yeniden görüşen Millet Meclisi'nde üretilen yeni metin 26 nisan 1976 günlü ve 1982 saydı 633 Saydı Diyanet işleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanunun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine ve Bu Kanuna 4 Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kabul edilmiş ve yayınlanmak üzere 30 nisan 1976 tarihinde Cumhurbaşkanlığına gönderilmişti. Bu Kanun'un da, 1893 saydı Kanun'un geri gönderme gerekçesinin kapsamı dışında kalan değişiklikler yapılarak kabul edilmiş olması nedeniyle Cumhurbaşkanlığı'nca yeni bir kanun olarak telakki edilerek bir daha görüşülmek üzere Millet Meclisi Başkanlığı'na 7 mayıs 1976 tarihinde iade edilmesine karşın 1779 sayılı Kanun nedeniyle, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 18 nisan 1979 tarihli karara dayamlarak, aynen yayınlanması için 30 nisan 1979 tarihinde Cumhurbaşkanlığına gönderilmesi üzerine, 11 mayıs 1979 tarihli Resmi Gazete'nin mükerrer sayısında yayınlandı ve böylelikle yürürlüğe girmiştir. Bunun üzerine Cumhurbaşkanı da yayımlamak zorunda kaldığı Kanun'un iptali için Anayasa Mahkemesi'nde iptal davası açması sonucunda Mahkeme, Kanun'un yeniden görüşülmesi sırasında değişiklik yapılması halinde o kanunun“yine kabulü”değil, yeni bir kanun koyma durumunun ortaya çıkacağı gerekçesiyle anılan karan ve Kanun'u iptal etmiştir. Yasama Meclisi tarafından hala bir düzenlemeye gidilmemiş olmasından ötürü, belirtildiği üzere, kurum hukusal olarak kadük bir dayanakla yürütülmekte; diğer bir ifadeyle hukuka aykırı bir yapı sergilenmektedir. Üçüncü bölümde öncelikle Diyanet İşleri kurumuyla ilintili olarak Türkiye Cumhuriyeti'nin laik ve eşitlikçi bir devlet olma nitelemesi sorgulanmış; bu kavramlar çerçevesinde Başkanlığın şimdiki haliyle ya da farklı bir düzenlemeyle idari yapı içinde yapılanmasının veya işlevinin sivil toplum içindeki gruplarca üstlenilmesinin uygunluğu tartışılmıştır. 2000lere doğrunun tüm veri ve olguları çerçevesinde değerlendirildiğinde kuruluş saiğinin dışında ideolojik bir misyonla yükletilmiş bir kurum olduğu ortaya çıkan Diyanet İşleri Başkanlığı için en uygun çözüm, demokratik bir toplum yaratabilmenin başta gelen önkoşullarından biri olan laikliği süreç içinde tüm uzantılarıyla gerçek anlamıyla gerçekleştirebilmek yolunu seçmektir. mse&Sğretim Kurulu

Özet (Çeviri)

Özet çevirisi mevcut değil.

Benzer Tezler

  1. Nijer din işleri organizasyonu ile Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığının din eğitimi faaliyetleri üzerine karşılaştırmalı bir araştırma

    A comparative study of religious education activities of the religious affairs organization of Niger and the Religious Affairs Directorate of Türkiye

    ABDOULAYE OUSSEINI SOULEY

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    DinAnkara Üniversitesi

    Felsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. YILDIZ KIZILABDULLAH

  2. Atatürk devrimleri ve Diyanet İşleri Başkanlığı (1924-1938)

    Atatürk's revolotion and the Ministry of Religious Affairs (1924-1938)

    AYŞE YANARDAĞ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2012

    TarihAnkara Üniversitesi

    PROF. DR. YAVUZ ERCAN

  3. Atatürk dönemi din-siyaset ilişkisi

    Religion-politics relation in Atatürk period

    EROL ŞİMŞEK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    Kamu YönetimiKaradeniz Teknik Üniversitesi

    Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ATİLA DOĞAN

  4. Türkiye'de laiklik uygulamaları (1938-1960)

    Secularism practices in Turkey (1938-1960)

    ERTUĞRUL DALMIŞ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Siyasal Bilimlerİstanbul Üniversitesi

    Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. CEZMİ ERASLAN

  5. Askeri müdahale dönemlerinde Diyanet İşleri Başkanlığı

    The Presidency of Religious Affairs during military intervention periods

    SADIK ERTAŞ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Kamu YönetimiKocaeli Üniversitesi

    Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ADEM ÇAYLAK