The opium problem in Turkey, 1930-1945
Türkiye'de Afyon meselesi, 1930-1945
- Tez No: 206502
- Danışmanlar: YRD. DOÇ. DR. CENGİZ KIRLI
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Tarih, History
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2007
- Dil: İngilizce
- Üniversite: Boğaziçi Üniversitesi
- Enstitü: Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Türk Tarihi Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 214
Özet
Bu çalışmada, erken Cumhuriyet döneminde Türkiye'de yaşanan afyon meselesi politik, ekonomik ve sosyal yönleri ile incelenmektedir. Afyon, zirai bir meta olarak yirminci yüzyılın başlangıcı itibariyle modern?bilimsel tıp söyleminin tahakkümü altında kavramsal bir dönüşüm yaşamış ve hem uluslararası hem de ulusal düzeyde ekonomik, politik ve yasal olarak kontrol edilmesi gereken bir hale gelmiştir. Türkiye, daha çok 1930'lardan itibaren bu küresel dönüşüme dahil olmuştur. Afyon, uluslararası sözleşmelere katılmak için 1933'te çıkarılan yeni yasalar ve bunların uygulanmasıyla devlet tekeline alınmış, üretimi kısıtlanmış, ihracat ve ithalatı düzenlenerek sınırlandırılmıştır. Ancak bu süreç Türkiye gibi dünyanın en önemli kaliteli afyon üreticilerinden olan bir ülke için fazlasıyla sancılı olmuş ve II. Dünya Savaşı yıllarına kadar konunun bütün taraflarını kapsayan bir ?afyon meselesi? yaratmıştır. Savaş koşulları hem afyon trafiğininin uluslararası kontrolünü zayıflatmış hem de afyona duyulan talebi arttırmıştır. Bu ikili etki, Türkiye politik eliti tarafından bir fırsat olarak değerlendirilmiştir. Yaklaşık on yıl boyunca ekonomik ve politik pek çok gerilim yaratarak süregiden ?afyon meselesi?nin çözümü, kontrolcü yaklaşımların egemenliğinin zayıflamasında ve kısıtlamaların büyük ölçüde terk edilmesinde bulunmuştur. Tezde, belirtilen dönemdeki afyon meselesi hem erken Cumhuriyet eliti hem de afyon köylülüğü açısından ele alınmıştır. Afyon konusuna yaklaşım, Cumhuriyet yönetici elitinin kendi içinde gerilimler ve görüş ayrılıkları yaratmıştır. Ayrışma temelde, afyondan genç Cumhuriyetin ciddi biçimde gereksindiği ekonomik kazancın sağlamasını isteyenlerle afyonun dünya geneli söylemin bir uzantısı olarak tıbbın kesin belirleyiciliğinin kontrolünde olmasını tercih edenler arasında yaşanmıştır. Özellikle yasaların uygulanma döneminde ikinci tercihin temsilcilerinin belirleyici olduğu, savaş yıllarının başlangıcı ile ise birinci istemlerin geçerlilik kazandığı görülmektedir. Afyon köylülüğü açısından ise, yasalarla getirilen yeni sistem çok çeşitli sıkıntılar yaratmış ve köylülüğün ekonomik ve sosyal durumunun kötüleşmesine neden olmuştur. Bu olumsuz tablonun pek çok yönü, köylülerin politik tepkilerinin, direnişlerinin ve taleplerinin konusu olmuştur. Bu tepkiler, yönetici elit tarafından da dikkate alınmış ve iktidar pratiklerinin gidişatını etkilemiştir.
Özet (Çeviri)
This thesis focuses on the workfare programs which came onto the agenda of Turkey after 1999 Marmara earthquake and 2001 economic crisis as one of the strategies to struggle against poverty in parallel to the approaches of international organizations such as the World Bank. Workfare programs, by improving the employability of the poor and facilitating their access to the credit mechanisms, make the poor actors in market. In this way, market is presented as if it is an effective mechanism for poverty alleviation programs, and this causes market conditions creating poverty to remain unquestioned. Attempts to integrate the poor into the market also redefines social policy via poverty alleviation programs in a way in which social policy puts market at the center of the lives of the poor in a manner which reinforces the neo-liberal hegemony. In the thesis, workfare programs in Turkey are discussed over the three interrelated basic points, by taking into consideration the international neo-liberal social policy environment. First while examining workfare programs; the reflection on Turkey of the transition from welfare to workfare state is taken into account. Secondly the nature of the cooperation between social policy actors in conducting workfare programs is examined. Within the context of international neo-liberal governance system, international organizations, state and voluntary organizations come together on the basis of cooperation; but this sort of cooperation, taking the social policy area out of the politics, causes the issue to be dealt with in a technical way like just carrying out the programs. Finally it is examined to what kind of labor markets employability training courses and self-employment programs, among workfare programs, strive to integrate the poor. The basic starting point here is to challenge the ignorance of `working poor? category through which poverty and unemployment are taken as the same. Consequently workfare programs function to reinforce the hegemony of market in social policy area rather than becoming an effective way for poverty alleviation by ignoring the labor market conditions.
Benzer Tezler
- Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Türkiye'de afyon ziraati ve ticareti (1900-1939)
Opium agriculture and trade of the Ottoman Empire from the Republic of Turkey (1900-1939)
BURAK ÇITIR
- Atatürk Dönemi Türk Amerikan ilişkileri (1923-1938)
Turkish American relations in the Atatürk era (1923-1938)
SEMİH BULUT
Doktora
Türkçe
2008
TarihHacettepe ÜniversitesiAtatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. FATMA ACUN
- Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri arasında haşhaş krizi (1968-1974)
Poppy crisis between Turkey and the United States (1968-1974)
MİRAÇ ŞAHİN
Yüksek Lisans
Türkçe
2024
Uluslararası İlişkilerKapadokya ÜniversitesiSiyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ ÇAĞDAŞ SÜMER
- 1974-1979 arası Bülent Ecevit'in başbakanlık dönemlerinde Türkiye-ABD ilişkilerinde krizler
Crisis in Türkiye-USA relations during Bülent Ecevit's prime ministery period between 1974-1979
NUR HAZAL AKÇAY
Yüksek Lisans
Türkçe
2024
Uluslararası İlişkilerAydın Adnan Menderes ÜniversitesiUluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ TANER BULUT