Geri Dön

Erişkin insan, köpek, tavşan ve sıçan pineal organlarının ışık mikroskobu düzeyinde kıyaslı incelenmesi

The Comparative observation of the pineal organs of adult human, dog, rabbit and rat by light microscopy

  1. Tez No: 22854
  2. Yazar: BİZDEN SABUNCUOĞLU(TAVİL)
  3. Danışmanlar: PROF. DR. MERAL TEKELİOĞLU
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Morfoloji, Morphology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 1992
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ankara Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Histoloji ve Embriyoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 66

Özet

55 7. ÖZET Bu çalışmada; erişkin insan, köpek, tavşan ve sıçan türler: arasında pineal organların lokalizasyon ve yapı özellikleri yönünden, ışık mikroskobu düzeyinde kıyaslı incelenmesi amaçlandı. Materyal olarak hepsi erişkin yas gurupları arasında, her iki cinsiyeti de içeren 15 adet insan, 4 adet köpek, 5 adet Yeni Zelanda tipi tavşan ve 7 adet wistar tipi sıçan pineal organlar: kullanıldı. Dokular sırasıyla fikzasyon, dehidratasyon, şef f af 1 andırma ve gömme işlemlerinden geçirildi. 4-6-10 um. kalınlığında kesitler alınarak değişik boyamalar uygulandı ve ışık mikroskobu düzeyinde incelendi. Lokalizasyon, şekil ve yapı özellikleri yönünden bu türler arasında bazı farklar görüldü. Tüm türlerde organ I II. ventr ikül ün tavanına komissura habenularis ve posteriyor arasında bir sapla tutunuyordu. insan ve köpekte kısa bir sapa sahipken, tavşan ve sıçanda daha ince ve uzun bir sapla, diensef al ondan beyinciğe doğru uzanıp, daha yüzeysel bir yerleşim gösteriyordu. Ayrı es. sıçanda sapın ucunda kommissuralar arası alanda derin pineal olarak isimlendir ilebilecek bir bölge vardı. Yüzeysel ve derin pineal kısımlarının yapısı birbirine çok benzerdi. Tüm türlerde pineal organ bağ dokusu bir kapsülle çevreleniyordu. Sadece tavşanda iki kenarda tek katlı yass: epitel de dikkati çekti. III. ventriküle bakan yüzde, pineal cep alanında epandim hücreleri gözlendi. Ayrıca köpekte bu alandı; silyalı epandim hücreleri de görüldü. Tüm türlerde bağ dokusu kapsül içeriye septumlar veriyordu. Beptumlarla oluşturulan hücre kümelenmesi ve bağ dokusu bölmelerinin kalınlıkları türden türe, aynı tür içerisinde ve bazen aynı organda değişik alanlarda farklar gösterdi. Çalışılan türler arasında insanda bağ dokusu bölmelerinin diğerlerinden daha belirgin guruplar oluşturduğu gözlendi. Tavşanlarda organ korteks ve medulla olarak iki bölüme ayrıldı. Kortekste büyük damarlar, hücrelerin azlığı, pinealosit56 çekirdeklerinin daha açık boyanması ve iriliği dikkati çekti. Medulladaysa açık ve koyu boyanan pinealosit çekirdekler iyi e daha hücresel bir yapı söz konusuydu. Parankima tüm türlerde pinealositler ve gl iya hücrelerinden oluşuyordu. Pinealositler organın önemli bir bölümünü kaplıyorlardı. Yuvarlak ya da oval, bazen derin çentikli, iri, ökromatik çekirdekler iyle tanındılar. Tüm türlerde yer yer daha açık ve koyu boyanan pinealosit çekirdekleri ayırdol undular. Bunun hücrenin ak t i vitesine bağlı olabileceği düşünüldü. Çekirdeklerin bazıları tek, bazıları iki çekirdekçik içeriyordu. Pinealosit sitoplazmalar ıysa oldukça soluk, bazofilik olup genellikle seçilmiyordu. Pinealositler in kapillerler etrafında yoğunlaşmaları yer yer tüm türlerde gözlendi. Gl iya hücreleri pinealositlere göre daha koyu boyanan ve küçük çekirdekler iyle ayırdol undular vs daha az oranda görüldüler. Sadece sıçanlarda gliya hücrelerinin diğer türlere göre daha fazla bulunması dikkati çekti. Uygun boyalarla hem gliyaların hem de pinealositl er in uzantıları seçildi. Bu iki ana hücre türüne ek olarak bağ dokusu bölmelerinde bağ dokusu hücreleri de görüldü. Sadece insan pineal organında kist oluşumu görüldü. Her iki cinsiyette de görülen kistlerin duvarı gliya ve bağ dokusu biraradal ığıyla sınırlıydı. Beyin kumları da yine sadece insanda görüldü. İleri yaslarda fazlalığı dikkati çekti, insanda ileri yaslarda beyin kumlarının yanı sıra bağ dokusunun da artarak organı kaplaması yaşlılıkla birlikte organın yapısının bozulup, belki de akt ivitesinin azaldığını düşündürdü. Sonuç olarak; pineal organın fonksiyonları, yasla birlikte özellikle insanda görülen değişiklikler ve türler arasındaki bazı farklar dikkat çekici olup, bu bilgilerin ışığı altında elektron mikroskobik çalışmalarla daha ileri incelemelere açık bir konu olduğuna inanıldı.

Özet (Çeviri)

57 S. SUMMARY THE COMPARATIVE OBSERVATION OF THE PINEAL ORGANS OF ADULT HUMAN, DOG, RABBIT AND RAT BY LIGHT MICROSCOPY. In this study, the comparative examination of the pineal organs between the species of adult human, dog, rabbit and rat, in the level of light microscopy, is aimed. The pineal organs of 15 men, 4 dogs, 5 New Zealand kind of rabbits and 7 Wistar rats, which are all adult and include both sex, were used as the study material. It is observed that there were some differences of localisation, shape and structure between these species. In all species the organ was connected by a stalk between the posterior commissure and the habenular commissure, on the roof of III. ventricle. While the pineal organ of humans and dogs had a short stalk in rabbits and rats the pineal organ was elongated from the diencephalon to the vicinity of the cerebellum with a long and thin stalk. In rats there was a place at the tip of the stalk, between the posterior commissure and habenular commissure which can be called as deep pineal. Superficial and deep pineal were simil ar. In all species, the pineal organ was covered by a capsule of connective tissue. Only in rabbits simple squamous epitel ium was observed in the capsule. The ependymal cells were observed in the pineal recess in all species. In addition, in this area ciliated ependymal cells were observed in dog. In all species connective tissue septa penetrated the organ its capsule. Connective tissue septa showed a great variation. The paranchymal cells were divided into lobules which were surrounded by connective tissue. In rabbits the organ was separeted into two sections which were called cortex and medulla. The nuclei of the pinealocytes which were seen in cortex were big and light. In medulla there were dark and light pinealocytes and medulla was containing more cells in contrast to the cortex.58 In all species pineal paranchyma was formed by pinealocytes and glial cells. Pinealocytes made the main part of the organ. They were observed as spherical or oval in shape and sometimes their euchromatic nucleus were lobulated. In all species there were light and dark pinealocytes which could be related to the activity of the cell. While some nuclei were including only one nucleolus, some were including two and the pineal ocyte cytoplasm was stained pale-basophil ic. It is observed that the pinealocytes were close to capillaries. The nuclei of glial cells were seen darker, smaller and fewer in number than pinealocytes. Only in rats glial cells were more in number than the other species. By convenient stains the processes of both pinealocytes and glial cells were observed. The formation of cysts were observed only in human pineal organ in both sex and were limited by glial and connective tissue. Also the brain sands Cacervulus cerebri) were only observed in human pineal organ. Not only the brain sand but also the connective tissue were increasing in old ages. Those findings led us to suggest that the pineal organ with aging would be deformed. As a result, the functions of pineal organ, the histological differences which were observed with the increasing age in human and some differences among the species were interesting. By the help of these knowledges it is believed that the pineal organ needed further observations by electron microscopy.

Benzer Tezler

  1. Bazı kalıcı organik kirleticilerin köpek ve insan plasental kolinerjik sistem üzerine etkisinin araştırılması

    Investigation of selected persistent organic pollutants (POP) on human human and dog placental cholinergic system

    RECEP UYAR

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Veteriner HekimliğiAnkara Üniversitesi

    Farmakoloji ve Toksikoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. BEGÜM YURDAKÖK DİKMEN

  2. Toxocariasis hastalarında eozinofilik katyonik protein düzeylerinin araştırılması

    Eosinophilic cationic protein levels in human toxocariasis

    MEHMET SALİH ARIKAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2007

    MikrobiyolojiSüleyman Demirel Üniversitesi

    Tıbbi Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MUSTAFA DEMİRCİ

  3. Toxocara canis ile deneysel enfekte farelerde visceral larva migrans'ın PCR ile teşhisi

    PCR detection of visceral larvae migrans in mice experimentally infected with toxocara canis

    GÖKBEN ÖZBAKIŞ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    ParazitolojiAnkara Üniversitesi

    Parazitoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AHMET DOĞANAY

  4. Antandros Nekropolisi sikke kontekstli mezarlar

    Graves with coins in Antandros Necropolis

    BALA YILDIRIM

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2009

    ArkeolojiEge Üniversitesi

    Arkeoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. GÜRCAN POLAT

  5. Erişkin insan lenfoid organlarında VLA integrinlerinin tanımlanması

    Başlık çevirisi yok

    ERDAL KARAÖZ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    1994

    MorfolojiGazi Üniversitesi

    Y.DOÇ.DR. CELAL ILGAZ