Geri Dön

The ambivalence of alevi politic(s): A comparative analysis of Cem Vakfı and Pir Sultan Abdal Kültür Derneği

Alevi siyasetinin müphemliği: Cem Vakfı ve Pir Sultan Abdal Kültür Derneği'nin karşılaştırmalı analizi

  1. Tez No: 231952
  2. Yazar: SEÇİL ASLAN
  3. Danışmanlar: YRD. DOÇ. DR. MURAT AKAN
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Siyasal Bilimler, Sosyoloji, Political Science, Sociology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2008
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: Boğaziçi Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 254

Özet

Alevilik, 1980lerin sonu ve özellikle 90'ların başında yüzyıllar süren gizlilik ve baskının ardından bir dini kimlik olarak ?bir anda? kamusal alanda görünürlük kazandı. Ancak bu görünürlük sadece topluluğun kendi sınırlarına ilişkin değildi, zira Aleviler devletin ?sekülerist? aurası ve genel Sünni toplum yapısı ekseninde ?dini azınlık? olmaları nedeniyle özellikle devletten dini haklarını talep ettikleri için hem devlet, hem de onun seküler sınırları içinde politik aktör olarak yerlerini alıyorlardı. Bu bağlamda Alevilerin ?mevcut? güç dengelerine nasıl karşılık verdikleri, egemenliği nasıl tesis ettikleri ve hangi söylemlere başvurdukları tartışılmalı ve Alevilik salt bir dini kimlik olarak değil devletle/iktidarla ilişkileri nazarında politik olarak analiz edilmelidir.Bu tez, din ve siyaset arasındaki ilişkinin üzerinde durarak 80 sonrası dönemde Aleviliği politik olarak analiz etmeyi ve bir kimlik olarak Aleviliğin nasıl kurgulandığını göstermeyi amaçlamakta ve Aleviliğe dair postulatların aksine; kimlikleşme süreci, bu süreçte farklı aktörlerin belirleyiciliği ve Alevilerin kendilerini nasıl algıladıkları/tanımladıkları - iktidar pratikleri, temsiliyet iddiası ve Aleviliği tanımlayışları - üzerinde durmaktadır. Özelde ise iki Alevi derneğinin ?PSAKD ve Cem Vakfı- süreli yayınlarının Alevi kurumlaşması, Alevi siyaseti, Alevi kimliği ve AB şeklinde dört başlık altında detaylı metin analizine dayanmaktadır. Böylece farklı gruplarca farklı iktidar alanları yaratıldığını, kimlik siyaseti ekseninde kırılmalar yaşandığını ve son olarak Alevi siyasetinin müphem olduğunu göstermektedir.Bu iki derneğin devletin resmi ideolojisi olan Kemalizm ve sekülerist aurasının sınırları içinde ürettikleri söylem(ler) gösteriyor ki, devletle ilişkilerinin belirleyiciliğinden kaynaklanarak sisteme entegre olma ve marjinalleşme olmak üzere iki farklı uca savrulmalar gösteren bir Alevi siyaseti vardır. Ancak bu savrulmalar Kemalist auranın sınırları içinde kalmakta ve ?muhalif? olmanın sınırları ?sadık vatandaşlık? ekseninde çizilmektedir. Ayrıca ?Alevilik,? terim olarak Aleviler arasında tüm farklılıları aşan ve bir grup olarak onun homojenliğine vurgu yapan bir ?imleyen? olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu bağlamda, Aleviliğin bir din olarak kurgulandığı/ standardize edildiği ve böylece Alevilerin dini bir grup olarak devletten dini haklarını talep ettikleri bir süreç yaşanmaktadır. Ancak kimlik siyaseti ve devlete muhalif olma arasında ?her zaman? doğrudan bir ilişki olmayıp Alevilik özelinde kimlik siyaseti ?her zaman? özgürleştirici/ dönüştürücü dinamikler üzerinde oturmamaktadır. Sonuç olarak Aleviliğin iktidarla ilişkisi üzerinden inceleyen bu tez hem Alevi (kimlik) siyasetine, hem Türkiye'deki politik dinamiklere ve özellikle devletin `seküler' pratiklerine dair fikir vermektedir.

Özet (Çeviri)

By the late 1980s and especially in the 1990s, after centuries of repression, ?suddenly? Alevism/Aleviness became visible in the public sphere. Yet, this visibility was not limited to the borders of the Alevi community. Since Alevis have been a ?religious minority? within the larger society of Sunni population and within the state?s ?secularist? aura, they have been demanding their religious rights from the state and this time they have emerged political actors within the ?secular? borders of the state. Therefore, how Alevis respond to ?existing? power balances, how they constitute domination and which discourses they apply are the questions, which must be debated, and Alevism must be analyzed not only as religious identity, but also as a political identity in relation to the state.In this sense, by focusing on the relationship between the state and religion, this thesis aims to analyze Alevism politically and to underline how it was constructed as an identity in the post 1980. Hence, unlike former postulates about Alevism, it emphasizes the process of identification, the determinative role of different actors in defining Alevism, and Alevis? self-perception/ self-definition such as practices of domination, representation, and struggle over the definition of Alevism. This thesis more specifically focuses on variation in the discourses of two Alevi institutions ?PSAKD and Cem Vakfı- based on the textual analysis of periodicals of these institutions under the basic topics of Alevi institutionalization, Alevi politics, Alevi identity, and the EU. In this way, it shows that different actors have different areas of hegemony over Alevism, there are breakages in the identity politics of Alevis and finally Alevi politics is ambivalent.Within the state?s formal ideology of Kemalism and secularist aura, the discourse(s) of these two institutions show that based upon the determinative role of the relation with the state there is Alevi politics which has two extreme tendencies as integration to the system and as marginalization. Yet, these two extremes must be taken within limitations of Kemalist aura in that borders of being ?oppositional? are drawn from the axis of ?loyal citizenship.? Besides, Alevism has emerged as ?signifier? term, which homogenizes Alevis by eliminating differences among them. Hence, there is a process of standardization and construction of Alevism as a religion and in this process; Alevis emerge as a religious community who demand their religious rights from the state. However, in the case of Alevi politics, there is not ?always? direct relationship between the identity politics and challenges to the state policies, and identity politics does not ?always? have a necessarily libertarian nature. Finally, this study, by analyzing Alevism in relation to power, gives an idea about Alevi politics, political dynamics in Turkey and secular practices of the state.

Benzer Tezler

  1. Alevism in politics: Possibilities and limits of alevi identity politics

    Aleviliğin politikleşmesi: Alevi kimlik siyasetinin imkanları ve kısıtlılıkları

    MEHMET ERTAN

    Doktora

    İngilizce

    İngilizce

    2016

    Siyasal BilimlerBoğaziçi Üniversitesi

    PROF. DR. AYŞE BUĞRA

  2. Türkiye'de milliyetçilik, yurttaşlık ve Aleviler: ?Öz-Türkler? ve ?Heretik Ötekiler?

    Nationalism, citizenship and the Alevis in Turkey: ?Pure-Turks? and ?Heretical Others?

    KAZIM ATEŞ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    Siyasal BilimlerAnkara Üniversitesi

    Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. FETHİ AÇIKEL

  3. A Kristevan reading of George Eliot's early novels

    George Eliot'ın erken dönem romanlarının Kristeva'nın teorileri ışığında incelenmesi

    YASEMİN BAYSAL

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2016

    İngiliz Dili ve EdebiyatıEge Üniversitesi

    İngiliz Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. AYLİN ATİLLA

  4. Une etude sur le concept de negation dans le cadre de la critique Hegelinne de l'ironie romantique

    Hegel'in romantik ironi eleştirisi çerçevesinde olumsuzlama kavramı üzerine bir inceleme

    SEMA ÖZTEKİN

    Yüksek Lisans

    Fransızca

    Fransızca

    2024

    FelsefeGalatasaray Üniversitesi

    Felsefe Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ UMUT ÖKSÜZAN

  5. Türkiye'de cinayet işlemiş kadınların suçlu profili ve temel kişilik özellikleri

    The basic personality traits and profile of women murderer in turkey

    SEVGİ GÜNEY

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Adli TıpAnkara Üniversitesi

    Disiplinlerarası Adli Bilimler Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. VESİLE ŞENTÜRK CANKORUR