Geri Dön

Anastrozol veya Letrozol kullanmış olan meme kanseri hastalarında eksemestan tedavisinin etkinliği ve tedavi başarısının klinik ve laboratuar parametrelerle ilişkisi.

Effect of exemestane therapy receiving after anastrozole or letrozole in breast cancer patients and association between clinic and laboratory parameters on the success of therapy.

  1. Tez No: 236424
  2. Yazar: YENİOVA ABDULLAH ÖZGÜR
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. MUSTAFA ERMAN
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Onkoloji, Oncology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2009
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Hacettepe Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 116

Özet

Meme kanseri dünyada kadınlar arasında görülen en sık kanserdir. Yaklaşık her sekiz kadından birinin hayatının bir noktasında meme kanserine yakalanma riski olduğu düşünülmektedir. Postmenopozal dönemde saptanan meme kanserli hastaların yaklaşık üçte ikisinin hormon bağımlı olduğu ve tümör gelişimi için östrojene ihtiyaç gösterdiği bilinmektedir. Meme kanseri tedavisinde östrojeni antagonize etmenin tümör gelişmini durduracağı ve metastazları önleyeceği düşünülmüştür. Son 15 yılda östrojen sentezinde yer alan aromataz enziminin inhibitörleri kullanılmaya başlanmıştır. Ancak yine de bazı reseptör pozitif meme kanserlerinin endokrin tedaviye dirençli olduğu hormonal tedavinin kullanıma girmesinden beri bilinmektedir. Aromataz inhibitörlerine direnç mekanizmaları günümüze dek net aydınlatılamamıştır. Nonsteroidal aromataz inhibtörleri (anastrozol ve letrozol) ile steroidal aromataz inhibtörleri (eksemestan) etki mekanizması olarak birbirinden farklıdır. Meme kanseri tedavisinde bu ajanları ardışık olarak kullanarak olası direnç mekanizmaları önüne geçilebilir. Bu çalışmada, anastrozol veya letrozol kullanmış olan meme kanseri hastalarında eksemestan tedavisinin etkinliğini ve tedavi başarısının klinik ve laboratuar parametreler ile ilişkisi incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışmaya 2000-2008 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Medikal Onkoloji Ünitesi'ne başvuran ve eksemestan tedavisi uygulanan 90 hasta alındı. Bu hastalar eksemestanı nüks sonrası kullanmıştı. Yan etki nedeniyle sadece 2 hasta eksemestan'ı bırakmıştı. Hastaların eksemestan kullanmaya başladıktan sonraki ortanca sağkalım 15,7 aydı. Eksemestan kullanmaya başladıktan sonra progresyona kadar geçen süre ortanca 4,2 aydı. Eksemestana yanıtı olan hastalar ile olmayanlar arasında yaş, ER ve PR yüzdesi, lenf nodu metastazı, cerbB2 pozitifliği açısından anlamlı fark yoktu. Eksemestanı nüks sonrası ilk basamaklarda kullanmak tedavi başarısını arttırmaktaydı (p=0,03). Eksemestan kullanmaya başladıktan sonraki sağkalım (genel sağkalım); 50 yaş ve altındaki hastalarda 50 yaş üstündekilere göre uzundu (p=0,026). ER yüzdesi % 50 ve altında olan hasta grubunun genel sağkalımı ER yüzdesi %50'nin üstü olan gruba göre daha uzundu ( 40,5 ay vs 16,9 ay, p=0,03). Aynı zamanda PR yüzdesi % 50'nin üstünde olan hasta grubu % 50'nin altında olan hasta grubuna göre daha kısa sağkalıma sahipti (34 vs 14,9; p=0,03). Operasyon anında metastatik lenf nodu pozitif olan hastalar daha kısa sağkalıma sahiptiler (p=0,03). CerbB2'nin genel sağkalıma etkisi yoktu. Eksemestan kullanmaya başladıktan sonra progresyona kadar geçen süre yaş, ER yüzdesi, PR yüzdesi, lenf nodu metastazı ve cerbB2 pozitifliği ile ilişkisizdi. Sonuç olarak önceki çalışmalarda dikkate alınarak söylenebilir ki metastatik meme kanserli hastalarda eğer bir grup Aİ tercih edilmiş ve bu tedavi altında progresyon olmuşsa etki mekanizmalarının farklılığı ve bilinmeyen birçok değişik faktör nedeni diğer grup Aİ'ne geçilebilir ve hastalarda güvenle kullanılabilir.

Özet (Çeviri)

Breast cancer is the most seen cancer among women. Currently, one of the eight women will develop breast cancer in her life time. Approximately two-third of postmenopausal breast cancer patients have hormone dependent breast cancer and need estrogen for tumor development. Thus antagonizing estrogen will stop tumor development and growth. Over the last 15 years, inhibitors of the enzyme of estrogen synthesis, aromatase, have also been found to be useful agents in breast cancer treatment. Yet, as with all prolonged drug threapy, resistance to aromatase inhibitors does develop. Today resistance to aromatase inhibitors is not completely understood. Nonsteroidal aromatase inhibitors (anastrozole and letrozole) and steroidal aromatase inhibitor (exemestane) interact aromatase enzyme differently. Utilizing these hormonal agents in sequence in treatment of breast cancer may prevent resistance to endocrine therapy. The aim of our study is to examine the effect of the clinical and laboratory parameters on the success and effect of the exemestane therapy which were used after anastrozole or letrozole. 95 breast cancer patient who had previously received exemestane was identified in Hacettepe University Medical Oncology Department between 2000-2008. 90 of these patients received exemestane after relapse while 4 of them received exemestane as adjuvant therapy. Two patient must stop their therapy because of side effect. Median survive after starting exemestane therapy was 15,7 month. Median time to progression after exemestane therapy was 4,2 month. There were no difference in age, ER and PR receptor status, lymph node metastasis and cerbB2 positiveness between response negative to exemestane therapy and response positive to exemestane therapy. Receiving exemestane as first line therapies after relapse had increased the success of treatment (p=0,03). Median survive after exemestane therapy (overall survive) was longer in 50 year younger group than 50 year older group (p=0,026). Overall survive was longer for patients with ER ? %50 than ER > % 50 (40,5 month vs 16,9; p=0,03). Same situation was identified for PR. Overall survive was longer for patients with PR ? %50 than PR > % 50 (34 month vs 14,9 month, p=0,03). Patients with lymph node metastasis at diagnosis had shorter overall survive (p=0,03). There was no association between overall survive and cerbB2 positiveness. When time to progression (TTP) after exemestane therapy was calculated, it was seen that there were no association between TTP and age, ER and PR status, lymph node metastasis and cerbB2 positiveness. As a result we can say that in treatment of metastatic breast cancer sequencal endocrine therapy can be given safely. After progression on a aromatase inhibitor, a different class aromatase inhibitor can be used although we don?t know the mechanism.

Benzer Tezler

  1. Meme kanseri: Birinci basamakta hormonoterapi yan etkileri hakkında önemli noktalar

    Breast cancer the hormonal terapy important points about side effects in the primary care

    ALPER DURMUŞ SÖNMEZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    Aile Hekimliğiİzmir Katip Çelebi Üniversitesi

    Aile Hekimliği Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. HÜSEYİN CAN

    DOÇ. DR. AHMET ALACACIOĞLU

  2. Hormon reseptör pozitif erken evre meme kanserinde adjuvan hormonal tedavinin depresyon, uyku kalitesi ve cinsel fonksiyon üzerine etkinliğinin araştırılması

    Investigation of the effectiveness of adjuvant hormonal treatment on depression, sleep quality and sexual function in hormone receptor positive early stage breast cancer

    YAĞMUR KINACI GÜMÜŞÇUBUK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    OnkolojiAnkara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MEHMET ALİ NAHİT ŞENDUR

  3. Anastrozol kullanan hastalarda genotoksisite riski ve dna onarım kapasitelerinin araştırılması

    Investigation of genotoxicity risk and dna repair capacity in patients using anastrozole

    TUĞÇE YEŞİL

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2012

    Eczacılık ve FarmakolojiMarmara Üniversitesi

    Farmasötik Toksikoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SEMRA ŞARDAŞ

  4. Anastrozol(aromataz inhibitörü) verilen ratlarda rektus abdominis kas deri flebi uygulanımı ve flep sağkalımının değerlendirilmesi

    Asses application and survival rektus abdominis musculocuteneus flap of rat that given anastrozol

    HÜSEYİN ZEYBEK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    Plastik ve Rekonstrüktif CerrahiPamukkale Üniversitesi

    Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. RAMAZAN HAKAN ÖZCAN

  5. Aromataz enzim inhibitörü Anastrazolün rat testislerine etkisinin histopatolojik olarak incelenmesi

    Histopathologic effects of Anastrozole an aromatase enzyme inhibitor on rat testicles

    ERCAN ÖĞREDEN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2004

    ÜrolojiKaradeniz Teknik Üniversitesi

    Üroloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. RASİN ÖZYAVUZ