Geri Dön

Çocukluk çağı safra taşı olgularının geriye dönük olrak değerlendirilmesi

Retrospective assessment of childhood gallstone cases

  1. Tez No: 242778
  2. Yazar: M. FATİH FAKİRULLAHOĞLU
  3. Danışmanlar: YRD. DOÇ. DR. GÖNÜL DİNLER
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Child Health and Diseases
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2009
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ondokuz Mayıs Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 82

Özet

Bu çalışma Ondokuz Mayıs Üniversitesi Çocuk Gastroenteroloji Hepatoloji veBeslenme Bilim Dalı'nda safra taşı tanısı ile izlenen çocukların yakınma, fizik muayene,laboratuvar ve görüntüleme bulgularının saptanması, uygulanan tedavi ile tedaviyeyanıtlarının değerlendirilmesi ve predispozan faktörlerin belirlenmesi amacıyla planlandı. Buamaçla, safra taşı tanısıyla izlenen ve dosya bilgilerine ulaşılan, 18 yaş altındaki 60 hastageriye dönük olarak incelendi.Çalışma grubunu oluşturan 60 hastanın 38'i kız (%63,3), 22'i erkek (%36,7) oluportalama yaşları 7,8±5,1 yıl (0,25-18 yıl) olarak saptandı. Yaş gruplarına göredeğerlendirildiğinde olguların 11'i (%18) 1 yaş altında, 8'i (%13) 1-5 yaş arası, 25'i (%42) 6-11 yaş arası, 16'sı (%27) ise 12-18 yaş arasında idi.Olgular safra taşı oluşumu için belirlenmiş risk faktörlerine göre değerlendirildiğinde;15'inde (%25) seftriakson kullanımı, 6'sında (%10) hemolitik hastalık, 5'inde (%8,3) Downsendromu, 4'ünde (%6,7) obezite, 2'sinde (%3,3) total parenteral nütrisyon (TPN) ve sepsis,birer hastada da (%1,7) inflamatuar barsak hastalığı (iBH) ve kronik kolestatik karaciğer hastalığı (KKKH) mevcuttu. Yirmialtı (%43,3) hastada herhangi bir risk faktörü saptanamadıve bunlar idiyopatik olarak değerlendirildi.Hastalar başvuru sırasındaki yakınmalarına göre değerlendirildiğinde; 45'inin (%75)semptomatik, 15'inin (%25) asemptomatik olduğu görüldü. Semptomatik olanların 21'i(%46,6) safra taşına özgü yakınmalar gösterirken (19 kusma, 10 kolik ağrı, 1 sarılık), 24'ününyakınmaları özgül değildi.Altmış hastadan, izlem süreleri tamamlanan 46 hastanın ortalama takip süresi 10,6±9,84 ay, (1-36 ay, ortanca 7,5) idi. ?zlem süresince olguların 24'ünün (%52,2) taşıkaybolurken, 22'sinde (%47,8) değişiklik izlenmedi. Safra taşı kaybolan hastalarda taşın kaybolma süresi ortalama 6,1±6,6 ay (1-24 ay, ortanca:3) idi. Seftriakson kullanımına bağlıgelişen safra taşı olgularının tümünde taş kayboldu.Ursodeoksikolik asit (UDKA) tedavisi başlanan 48 hastadan, izlemi tamamlanan31'inin (etiyolojisinde seftriakson olan 5 hasta çıkarıldı) tedavi sonuçları değerlendirildiğinde,% 32,3'ünün taşının kaybolduğu izlendi. Taşın kaybolma zamanının 8 hastada 3. ay, 1 hastada6. ay, 1 hastada da 9. ay olduğu gözlendi (ort 4±2,9 ay). Semptomatik olan ve UDKA alan 27hastanın klinik yanıtları değerlendirildiğinde 20'sinin (%74,1) yakınmalarının kaybolduğugözlendi.Sekiz hasta (6 kız, yaş ortalaması 9,3±5,3 yıl) cerrahiye verildi. Bu olguların 7'sine(%87,5) laparoskopik, 1'ine (%12,5) açık cerrahi kolesistektomi uygulandı. Beş hastada safrataşına ikincil komplikasyonlar (kolesistit, pankreatit, kolanjit) gözlendi.Sonuç olarak, safra taşı olan hastalarımızın yaklaşık yarısında etiyolojisaptanamamakla birlikte, seftriakson en önemli risk faktörü olarak karşımıza çıkmıştır. Her nekadar literatürde, seftriaksona bağlı gelişen safra taşlarının hemen hepsinin asemptomatikolduğu bildirilse de bizim hastalarımızın çoğunda tipik ya da tipik olmayan yakınmalarizlenmiş ve takibinde tüm hastalarda taşın ve yakınmaların kaybolduğu gözlenmiştir.Ursodeoksikolik asit tedavisi alan hastaların yaklaşık ¾'ünün yakınmalarının, aynı zamanda1/3'ünün taşının kaybolduğu izlenmiş ve özellikle bu etkinin ilk üç aylık süre içinde belirginolduğu saptanmıştır. Bu amaçla UDKA'in en azından üç ay süreyle kullanılmasının uygunolduğu düşünülmüştür. Kontrol grubu oluşturacak, UDKA almayan yeterli sayıda hastaolmaması nedeni ile sonuçların istatistiksel olarak karşılaştırılması yapılamamıştır. Bu konudadaha kesin sonuçlar elde edilebilmesi için kontrollü çalışmaların yapılmasına ihtiyaç vardır.

Özet (Çeviri)

The present study has been planned for the purpose of determining the complaints,physical examination, laboratory and imaging results of the children that are being followedup in On Dokuz Mayıs University Pediatric Gastroenterology Hapatology and NutritionDepartment by the choledocholithiasis diagnosis, and for the purpose of assessing theirresponse to treatment and determining the predispozing factors. For that purpose, 60 patientsunder 18 ages that are being followed up by choledochlithiasis diagnosis and whose fileinformations could be obtained were investigated as retrospectively.38 (%63,3) of 60 patients that compose the study group were female and 22 (% 36,7)were male and their age avarage was determined as 7,8-5,1 years (0,25-18 years). Accordingto age groups, 11 (%18) of cases were under 1 year, 8 (%13) were between 1-5, 25 (%42)were between 6-11 and 16 (%27) were between 12-18.When the cases were evaluated according to risc factors that were determinated forcholedocholithiasis: it was determinated ceftriaxon use at 15 (25%) of them, hemolyticdisease at 6 (%10), Down Syndrome at 5 (%8,3), obesity at 4 (%6,7), TPN and sepsis at 2(%3,3), and inflammatory bowel disease (IBD) and chronic cholestatic liver disease at one each patients. At 26 (% 43,3) patients, no risc factor was determinated and these wereassessed as idiopathic.When the patients were assessed according to complaints at the application time: itwas seen that 45 (% 75) of them were symptomatic and 15 (% 25) were asymptomatic.Whereas 21 (% 46,6) of symptomatic patients displayed complaints spesific tocholedocholithiasis (19 vomiting, 10 colicky pain, 1 jaundice), complaints of 24 of them werenot spesific.Among 60 patients, mean following up time of 46 patients whose following up termwere completed was 10,6±9,84 months (1-36 months, median was 7,5). During the followingup, whereas 24 patients? (%52,2) gallstone disappeared, there was no difference in 22 (%47,8). At the patients whose gallstone had disappeared, the disappearing time was mean6,1±6,6 months (1-24 months, median was 3). The gallstone disappeared at all thecholedocholithiasis cases that were caused by ceftriaxon.Among the 48 patients that were performed UDCA treatment, at 31 of them (5 patientsthat there was ceftriaxon in etiology were excluded) that following up was completed ,whenthe treatment outcomes were assessed, it was observed that gallstone disappeared at % 32,3of them Also it was observed that the disappearing time of gallstone was 3. month in 8 patients, 6. month at one patient and 9. month at one patient (mean 4±2,9 months). When theclinical responses of 27 patients that were symptomatic and recieved UDCA, it was observedthat complaints disappeared at 20 (% 74,1) of them.8 patients (6 girls, age avarage was 9,3±5,3) went on the surgery. At 7 of these cases(% 87,5), laparoscopic cholecystectomy was performed, and to one patient (% 12,5) opencholecystectomy was performed. At five patients, complications that are secondary tocholedocholithiasis (cholecystitis, pancreatitis, cholangitis) were observed.In conclusion, in approximately half of our patients that have choledocholithiasis,whereas no etiology was determined, ceftriaxon was determined as the most important riscfactor. Although, in literatures, it was submitted that almost all of the choledocholithiasiscases that caused by ceftriaxon are asymptomatic, in most of our patients, typical or atypicalcomplaints were observed and at the following up term, it was observed that the gallstone andcomplaints disappeared almost in all of the patients. At the patients that recieved UDCAtreatment, complaints disappeared approximately in ¾, and in 1/3, gallstone disappeared.And especially it was determined that this effect was definite at the first 3 months. Because ofthis, it was thought that UDCA should be used minimum 3 months. The statistical comparing of the outcomes couldn?t be performed by reason of there were not enough patients that didn?trecieve UDCA treatment. To obtain more definite outcomes for the present study, there isnecessity to perform controlled trials.

Benzer Tezler

  1. Çocukluk çağı safra taşı olgularının etiyolojik açıdan retrospektif olarak değerlendirilmesi

    Evaluation of the etiologies of childhood gallstone cases retrospectively

    TUĞBA AKTÜRK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ADEM KARBUZ

  2. Çocukluk çağı safra taşı olan vakaların retrospektif olarak değerlendirilmesi

    Retrospective Evalution of cases with gallstone in childhood

    İNCİ ULU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıHacettepe Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. İNCİ NUR SALTIK TEMİZEL

  3. Gastrointestinal sistem tutulumu olan kistik fibrozisli olguların klinik, laboratuvar, genetik ve prognoz açısından değerlendirilmesi

    Clinical, laboratory, genetic, and prognosis evaluation of patients with cystic fibrosis with gastrointestinal system involvement

    LALE İNCE

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıÇukurova Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. GÖKHAN TÜMGÖR

  4. Çocukluk çağı herediter sferositoz tanısı alan olgularımızın retrospektif değerlendirilmesi

    The retrospective assesment of cases with a diagnosis of hereditary spherocytosis in childhood

    ALİ GÜNGÖR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    HematolojiSağlık Bakanlığı

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. HÜSNİYE NEŞE YARALI

  5. İnsüline Bağımlı Diabetes Mellitus'lu çocuklarda üriner primer safra asidi düzeyleri; Yaş, cinsiyet, diabet süresi ve diabet kontrol derecesinin üriner primer safra asidleri konsantrasyonuna etkileri

    Urinary primary bile acid levels in childhood IDDM patients; Effects of age, sex, duration of diabetes and diabetes control

    GÖKHAN NESİM MAMUR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2000

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıklarıİstanbul Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. AHMET AYDIN