Geri Dön

İnsanbilimsel teorik metinlerde bildirişim edimi açısından çeviri sorunları

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 25422
  2. Yazar: YAŞAR MEHMET TÜRE
  3. Danışmanlar: YRD. DOÇ. DR. TURGAY KURULTAY
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Dilbilim, Linguistics
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 1993
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 119

Özet

ÖZET Yeryüzündeki değişik sosyo-kültürlerin ve dillerin varlığı, sosyo- kültürler arası bildirişimin gerçekleşmesi için çeviri etkinliğini gerekli kılmaktadır. Yüzyıllardan beri sürdürülen bu faaliyet uluslararası ilişkilerin gelişmesine paralel olarak günümüz de daha da artan bir öneme sahiptir. 20. yüzyılda bilimsel çalışmaların yoğunlaşması ve yaygınlaşması, çeviri etkinliğini de bilimsel inceleme alanına giren konular arasına katmıştır. Önceleri dilbilimsel çalışmaların bir öbeğini oluşturan bu etkinlik giderek bağımsız bir bilim dalı olarak, çeviribilim olarak araştırılır hale gelmiştir. Çeviribirimin geçmişinin görece kısa olması, bu alanda kat edilmeyi bekleyen uzun bir mesafenin olduğu anlamına gelmekteyse de, elde edilen bilimsel çıkarımlar teorik temellerin önemli ölçüde atıldığını göstermektedir. Dilbilim, psikoloji, sosyoloji, kibernetik gibi çeşitli bilini dallarının ortaya koyduğu verilerden de yararlanarak, çeviri etkinliğine ilişkin daha kapsayıcı ve işlevli saptamalar geliştirilmekte, geçmişte zorunlu olarak var olan dilbilimsel anlayışların egemenliği giderek azal¬ maktadır. Çeviri bilimciler arasında gelişen yeni yönelimler çeviri- bilimi çevirmenler, okuyucular ve yayınevleri açısından, daha yararlanılabilir hale getirmektedir. Çeviri bilimde ulaşılan en önemli nokta, dilin ve çevirinin bir bildirişim aracı olduğunun bilinçli hale getirilmesidir. Bildirişimin gerçekleşmesine hizmet etmeyen dil kullanımları sahip oldukları işlevi yerine107 getirmiyor demektir. Bildirişim ise sosyo-kültürel ve tarihsel belirlenimler içerisinde ortaya çıkmakta ve gelişmektedir. Farklı sosyo- kültürler ve sosyo-kültürlerin farklı tarihsel dönemleri bildirişim açısından değişik koşullar oluşturmaktadır. Her sosyo-kültür gerçekliği değişik şekillerde bölümleyip soyutla¬ makta ve bu olgu dilde yansımasını bulmaktadır. Yeryüzünde varolan yüzlerce dil incelendiğinde, gerçekliğin bölümlenmesindeki zenginlik ve çeşitlilik gözler önüne serilmektedir. Çeviri etkinliğinin evrensel niteliği göz önüne alındığında, bir ya da birkaç sosyo¬ kültürel dille sınırlı ufkun aşılması ve bildirişimin tüm bu sosyo- kültürleri kapsayıcı genel özelliklerinin çeviri etkinliğine temel oluşturması gerektiği ortaya çıkmaktadır. Her sosyo-kültür sahip olduğu farklılıklarla dil sisteminde değişik dil kullanım ve bildirişim olanakları taşımaktadır. Sosyo-kültürler ve diller arası ortak noktalar çeviriyi olanaklı kılmakta, farlılıklar ise bu evrenselliğin özgün yönlerini oluşturmaktadır. Sosyo-kültürler homojen değil, heterojen yapılardır. Bildirişim bir yandan genel günlük düzlemde sosyo-kültürün tüm öğeleri arasında gerçekleşmekte, öte yandan da esas olarak işbölümü sonucunda ortaya çıkan değişik bildirişim alanlarının içersinde yaşam bulmaktadır. Dil sistemi genel ve özel bildirişime ait unsurları içinde barındırır. Söz konusu sosyo-kültürün öğeleri, dil sistemi içindeki bu unsurları ve olanakları bireysel deneyimleri çerçevesinde edinirler. Ancak bireyler genel bildirişime ilişkin olanlara bir bütün olarak sahipken, özel bildirişim alanlarına ilişkin olanların ancak bir bölümünü edinebilirler. Bunda kişinin sosyal çevresi, mesleği vb. olgular önemli bir rol oynar. Ekonomi, psikoloji, sosyoloji, tarih siyaset, dilbilim, çeviri bilim ve benzeri alanlarda kaleme alınan insanbilimsel teorik metinler (İTM) özel bildirişim alanlarının ürünleridir. Bu yüzden de genel bildirişime ait bilgilerimizle bu metinleri anlamamız oldukça zor, hatta108 olanaksızdır. Sahip oldukları termineloji ve ele aldıkları konulara ilişkin kavramlaştırmaları İTM'lerin özgün yönlerini oluştururlar. Bu bildirişim engelini göz önüne alan bilimciler ve düşünürler, enformasyonlarını geniş kitlelere ulaştırmak için popüler metinler oluştur¬ makta, kullandıkları terimleri ve sahip oldukları kavramlaştırmaları genel okur için anlaşılır hale getirmektedirler. Aynı amaçla, İTM'lerin dil içi çevirileri de yapılmakta, metinlerin sahip oldukları enformasyon açımlama yoluyla okura iletilmektedir. Genelde çeviriyi, özelde de İTM'lerin çevirilerini bildirişim amaçlı etkinlikler olarak kabul ettiğimizde, sosyo-kültürler arası farklılığı ve hedef okur grubunun özelliklerini dikkate almamız gerektiği kendiliğinden ortaya çıkacaktır. Bu yüzden de çeviri etkinliğini bir metin oluşturma uzmanlığı olarak kabul etmemiz gerekmektedir. Çeviriyi kaynak metnin dilsel aktarımına indirgemek ve bu işlem sırasında çevirmeni salt bir aracı olarak kabul etmek bildirişim amacına hizmet etmeyen ürünlerin ortaya çıkmasına yol açmak¬ tadır. Her kaynak metin, dolayısıyla da her İTM belirli bir sosyo- kültürün geçerli dilsel olanakları ile kaleme alınmalıdır. Çeviri esas olarak kaynak metnin erek sosyo-kültürel dilde açımlanması anla¬ mına gelmelidir, sözcüğü sözcüğüne çeviri işlemi, sosyo-kültürler arası farklılıklar göz önüne alındığında, bir istisnadır. Açımlama ile kastedilen, kaynak metnin enformasyonunun diğer bir sosyo-kültürel dilin olanakları kullanılarak dile getirilmesidir. Kaynak metni, belirli bir bağlamda bir araya getirilmiş sözceler bütünü olarak ele aldığımızda, belirli bir dil sistemi çerçevesindeki dil kullanımları olarak sözce ve sözce gruplarının erek sosyo-kültürel dil sisteminin farklılıklarına bağlı olarak, enformasyonun korunduğu açımlamalar olarak çevrilebileceği kendiliğinden anlaşılır. Çünkü her sosyo-kültürde gerek sözdizimsel olanaklar gerekse de morfem ve morfem gruplarının gösterdikleri kavram alanları farklıdır. Enformasyonun bilgi, yazar değerlendirmesi ye okuyucuda oluşturulmak istenen etki gibi boyutlarının çeviri metninde korunabilmesi, erek-sosyo kültürel dil sisteminin olanaklarının uygun sözceler ve sözce grupları halinde kullanılmasıyla gerçekleşebilir.109 İTM'lerin özel bildirişim alanlarında kaleme alınan metinler olması, çevirmenin belirli düzeyde konu bilgisine sahip olmasını gerektir mektedir. Bu konu bilgisi, hem kaynak sosyo-kültür hem de erek sosyo-kültür içersindeki dil kullanımlarını ve metin geleneklerini tanımayı gerekli kılar. Konu bilgisine sahip olmak ve eksikleri giderme kaynaklarını bilmek, İTM'lerin çevirisi için bir ön koşul olarak kabul edilmelidir. Çünkü kaynak metnin anlama sorunlarını aşmak ancak bu şekilde mümkündür. Öte yandan erek-sosyo- kültürdeki konu bilgisi, Türkçe metnin oluşturulmasında uygun dilsel anlatım biçimlerinin seçilmesini kolaylaştıracaktır. Türkçe'de insanbilimsel terminelojinin tam anlamıyla henüz oturmadığı göz önüne alınırsa, bunun daha da önemli olduğu ortaya çıkacaktır. Çevirmenler bir yandan terimsel uyumun korunmasından sorumlu iken, kimi durumlarda kendileri de uygun terimler önerme gereğiyle karşı karşıya kalmaktadırlar. Daha önce de vurguladığımız, çeviri metninin oluşturulmasında hedef okur grubunun göz önüne alınması gereği, sadece çeşitli sosyo-kültürlerin sahip oldukları farklılıklardan ileri gelmiyor. Çeviri metninin kaynak metnin hedeflediğinden daha değişik bir okur grubuna yönelik oluşturulması gereken durumlarda da bu olgu büyük bir önem taşıyor. Kaynak metin özel bildirişim alanına mensup okur grubu için oluşturulmuş olabilir, oysa çeviri talebi bildirişim alanı dışındaki okuru hedefleyebilir. Bu durumda, İTM'i çeviren kişi, sosyo-kültür içi popülerleştirmede olduğu gibi, genel okuyucunun düzeyine ilişkin popüler bir çeviri yapmakla yükümlüdür. Bu tür bir çeviride çevirmen önsözleri, dipnotlar ve çeviri metninin gövdesinde yapılacak uygun açımlamalar önemli işlevler taşırlar. Ancak bu noktada, hedef okur grubunun önbilgilerini abartılması gibi küçümsenmesi de işlevsiz bir çeviri metninin ortaya çıkmasınayol açabilir. Bu sorunun aşılmasında çevirmenin bildirişim yeteneği kadar, hedef okur grubunu iyi tanıması da büyük bir önem taşımaktadır. Kanımca fazla rağbet edilmeyen, ama başvurulması olumlu sonuçlar getirecek bir yöntem, baskı öncesi çeviri metninin bazı hedef okurlara sunularak eleştirilerinin alınmasıdır. Okuyucu çevirmen diyalogunun gelişmesi bildirişim amacına hizmet eden çeviri metinlerinin oluşturulmasında olumlu bir rol oynayacaktır.110 Toparlayacak olursak, çeviri soşyo-kültürel belirlenimlere sahip bildirişim amaçlı bir uzmanlık etkinliğidir. İTM'ler özel bildirişim alanı ürünleri olduklarından çeviri açısından özgün yönlere sa hiptir. Sosyo-kültürel ve dilsel farklılıkların bilincinde olmak, konu bilgisine sahip olmak ve hedef okur grubunun göz önüne alın masının bildirişimin gerçekleşmesi için temel bir öneme sahip olduğunu bilmek, bir metin oluşturma uzmanlığı olarak İTM'lere ilişkin çeviri etkinliğinin temel taşları olarak kabul edilmelidir. Çeviri- bilimsel çalışmalar, gerek teori oluşturulması gerekse de çevirmen yetiştirilmesi açısından bu tür bir etkinliğin yerleşip kurumlaş masında önemli görev ve sorumluluklar taşımaktadır.

Özet (Çeviri)

Özet çevirisi mevcut değil.

Benzer Tezler

  1. Die Emanzipation des bösen durch bedingung für das gute zu einem lebensstimulus: Das Cioransche böse im lichte deutschsprachiger gedankengeschichte

    Kötülüğün, iyi için şart konumundan yaşama dürtüsü konumuna doğru özgürleşmesi: Alman dili düşünce tarihi ışığında Cioran kötülüğü

    FİKRİYE MUTLU

    Yüksek Lisans

    Almanca

    Almanca

    2001

    Alman Dili ve Edebiyatıİstanbul Üniversitesi

    Batı Dilleri ve Edebiyatları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ZEYNEP SAYIN BALIKÇIOĞLU

  2. Dilbilimin belirgenleşme süreci

    Verdeutlichungsprozess der sprachwissenchaft

    ORHAN ÖZDEMİR

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1996

    Alman Dili ve EdebiyatıMersin Üniversitesi

    Alman Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. ONUR BİLGE KULA