Geri Dön

'Türk dostları' Pierre Loti ve Claude Farrere

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 25564
  2. Yazar: YÜCEL BULUT
  3. Danışmanlar: YRD. DOÇ. DR. İSMAİL COŞKUN
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Uluslararası İlişkiler, International Relations
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 1993
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Sosyoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 86

Özet

85 ÖZET 20. yüzyılın ilk çeyreğinde (özellikle İtalyanlarla yapılan Trablusgarp Savaşı, Balkan devletlerinin ittifakıyla yapılan Balkan Savaşı sırasında) Osmanlı Devletinin Batı ile giriştiği mücadelede uygulamaya koyduğu, Batı merkezlerinde kamuoyu oluşturma, kendini ve tezlerini tanıtmaya yönelik faaliyetleri ve bu faaliyetlerde rol alan Türk Dostlarının çalışmaları dikkat çekmektedir. Bu faaliyetler aynı zamanda, söz konusu dönemde Osmanlı topraklan üzerinde meydana gelen siyasi ve askeri gelişmelerin, mücadelelerin dikkate değer bir parçasını oluşturmaktadır. Belirli etkilerini bugünkü toplumsal yapımız üzerinde de sürdürmeye devam eden tarihimizin bu önemli döneminde; sahip oldukları özellikler ve faaliyetleri ile öne çıkan bir merkez ve iki isimle karşılaşıyoruz: Paris ve birer Fransız vatandaşı olan Pierre Loti ile Claude Farrere, Fransa, Avrupa'daki özel konumu dolayısıyla ilgiye değer bir merkez olarak dikkati çekmektedir. Söz konusu dönemde, devrin dünya siyasetine yön verme noktasında etkinliği büyük devleti İngiltere karşısındaki konumu, Osmanların onu böyle bir faaliyet için merkez olarak seçmesinde etkili olmuş olsa gerektir. Aynı zamanda, kökleri çok eski tarihlere giden bir ilişki ağının da arada bulunup böyle bir çaba için bir kolaylık oluşturmuştur. Pierre Loti ve Claude Farrere, eserlerinde dile getirdikleri“Türk”imgesinde önemli benzerlikler taşımaktadırlar. Her iki“Türk Dostunda ortak olarak göze çarpan, kendisine dost gördüğü Batılıya karşı yumuşak, sıcak ve sevecen davranan, zenginliğini onunla paylaşma arzusunda bulunan Türk/Doğulu tanıtımı; onların, aynı zamanda, Türkiye'nin Batı kamuoyunda etkinlik kurma çabası için elverişli şahıslar olarak öne çıkmalarını sağlamıştır. Düşüncelerinde ve kullandıkları temalarda!» ortaklıklarının yanısıra, her- ikisi de, Fransız donanmasında subay olarak uzun yıllar görev yapmışlar, emekliye ayrıldıktan sonra diplomat olarak Fransa'ya hizmet etmeye devam etmişler; egzotik bölgelerde yaptıkları görevlerin günlüğü olma özelliği taşıyan eserler kaleme almışlar, Fransız Akademisi ne üye olarak kabul edilmişler, Türkiye lehine siyasi yazılar yazarak Türk tezinin Paris'te tanınmasına yardımcı olmuşlardır. Ayrıca İstanbul'da adlarına demekler kurulmuş ve isimleri sokaklara verilmiştir. Dahası, Loti, Farrere'i kendisinin devamcısı olarak görmüş Ye göstermeye çalışmıştır. Bu özellikleri nedeniyle de her iki şahsı, beraberce ele almak zarureti vardır. 1876'dan sonraki tarihlerde İstanbul'a defalarca gelen ve Türklerle ilgili bir çok eser kaleme alan Loti; 1911 'den itibaren Türkler- lehine kendi ülkesi olan Fransa'nın Doğu meselesinde takip tetiği siyaseti eleştiren siyasi yazılar yazmaya ve Türkiye aleyhtarı gazeteci, yazar ve politikacılarla polemiklere girmeye başlamıştır. Trablusgarp Savaşının ardından patlak veren Balkan Savaşlar sırasında Claude Farrere i dejardıma çağırmış, o da bu davete icabet ederek aynı davanın savunuculuğunu yapmaya girişmiştir'. Bu şekilde Claude Farrere de Türkiye lehine kamuoyu oluşturma faaliyetlerine dahil olmuştur.86 Her iki yazar da Türkiye lehine olarak kaleme aldıkları yazılarında benzer temaları işlemişlerdir. Türkler aleyhinde çıkarılan, Osmanlı topraklarında yaşayan Rum ve fimenilerin katliama uğratıldıklarına dair iddiaların asılsızlığım odaya koymaya çalışmışlar, Türklerden ziyade Rumların, Slavların, Bulgarların ve Yunanlıların bu tür faaliyetlere daha çok yakıştığı ifade etmişlerdir. Ayrıca, özellikle Fransa'nın bu bölgede yanlış politik stratejiler takip ettiğini belirtmişlerdir. Onlara göre; Fransa, Yalan Doğuda etkili bir rol oynaması için kendisine daha fazla lazım olan Türkiye gibi potansiyel bir mütfefiğini, İngiltere'nin politikaları doğrultusunda ve onun çıkarlarına uygun düşecek tarzda rakiplerine kaptırma yanlışı içindedir. Rusya'ya engel olabilecek güçlü bir Türkiye'nin Balkanlarda hakim olmasının Fransa'nın çıkarları için daha uygun düşecektir. Yine benzer şekilde, Yunanistan'ın Yakın Doğuda etkin olma yolunda attığı her bir adım, Fransa'nın bölgede etkinliğinin silinmesine giden yolu açmaktadır, zira bu dolaylı olarak bölgede İngiltere'nin hakim hale gelmesi demektir. Ayrıca, ekonomik çıkarları nedeniyle de Fransa, Türkiye'nin paylaşımı ve İstanbul'un Türklerden alınması gibi konularda İngiltere karşıtı bir politika takip etmeliydi. Bu çabalarında Loti gerek Türkler ve gerekse de Türkiye'de bulunan Fransızlar tarafından sürekli bilgilendirilmiştir. Bu fâaliyetlerde Farrere'in Loti kadar etkili olamadığı da ifade edilmesi gereken bir noktadır. Kurdukları ilişkinin belli amaçlara matuf olduğu, Osmanlı Devleti ve yeni yönetimin zihninde çok belirgindir. Her ne kadar ”saf“ bir ”dostluk“ teması sıklıkla işlenmişse de, konu ile ilgili yazıların gazete köşe yazılan düzeyini aşamaması, Loti nin adına kurulan derneğin kendisine ilk iş olarak onun eserlerim Türkçe'ye çevirmeyi benimsemesine karşın Türkiye ile ilgili pek çok eserinin çevrilmemiş olması, ilişki kurmak için herhangi bir ihtiyaç duyulmadığında söz konusu kişilerin hızlı bir şekilde Türkiye gündeminden çıkmalarından, unutulmalarından da bu sonuca ulaşmak mümkündür. Bu şahısların Türk gerçeğini çok iyi kavradıkları söylenmişse de, bunun gerçekle ilgisi olmadığı aşikardır. Eserlerinde işledikleri Türk öğesi, aslında, değişik bir düzeyde ve biçimde ifade ettikleri Doğu ve Doğulu hakkındaki Batılı oryantalist kalıplardan farklı değildir. Asıl meslekleri denizcilik olmasına rağmen Doğu ve Türkiye baklanda verdikleri eserlerle ün kazanmışlardır. Eserleri, edebi bir değer taşımaktan öte, günlük yaşantılarını yansıtan bir ”günlük“ ve aynı zamanda bölgeye yeni gelecekler için bir ”rehber" olma özelliği göstermektedir. İki toplum arasında üstlendikleri rol, belli ihtiyaçlara bağlı olarak gerçekleşmiştir. Bu ihtiyaç çaladan kalktığında veya birtakım değişiklikler gösterdiğinde, bu şahıslar ya faaliyetlerini durdurmuşlar (L Dünya Savaşı şuasında olduğu gibi) ya da Türkçe'yi ve Türkleri eleştirir bir tutum takınmışlardır (Claude Farrere'in Ankara hakkında dile getirdiği eleştiriler gibi). EyiS, 1993 -f^SFESÖRETÎM S

Özet (Çeviri)

Özet çevirisi mevcut değil.

Benzer Tezler

  1. Halkın Dostları dergisi ve yayım yıllarında edebi ortam

    The magazine 'Halkın Dostları' and literatural context in the publishing date

    ERGÜN HAMZADAYI

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2004

    Türk Dili ve EdebiyatıYüzüncü Yıl Üniversitesi

    Türk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı

    Y.DOÇ.DR. MUSTAFA AYYILDIZ

  2. Ahmet Özhan'ın hayatı, eserleri ve Türk din musikisi icra geleneğindeki yeri

    Ahmet Özhan's life, works and his status in thetradition of Turkish religious music performance

    MURAT EROĞUL

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    MüzikAnkara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi

    Türk Din Musikisi Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ SERBÜLEND ARPA

  3. İsmet Özel, hayatı, eserleri, poetikası

    İsmet Özel, life, creations, poetics

    LEVENT BİLGİ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1996

    Türk Dili ve EdebiyatıHarran Üniversitesi

    Türk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. MUAMMER GÜRBÜZ

  4. Dursun Çakmak hayatı ve besteleri

    Dursun Çakmak life and compositions

    ABDURRAHMAN DÜZCAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    MüzikMarmara Üniversitesi

    İslam Tarihi ve Sanatları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AHMET HAKKI TURABİ

  5. Çelik Gülersoy'un hayatı, eserlerı,ve Türk kültür sanatına yaptıgı katkıları

    The life and works of Çelik Gülersoy and his asistance to Turkish culture and art

    NURİYE ÖZLEM ÇUHADAR

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2005

    Sanat TarihiMarmara Üniversitesi

    Türk Sanatı Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. TAYFUN AKKAYA