Üretici - dönüşümsel dilbilgisi ve latince
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 25565
- Danışmanlar: PROF. DR. ERENDİZ ÖZBAYOĞLU
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Dilbilim, Eski Çağ Dilleri ve Kültürleri, Linguistics, Ancient Linguistics and Cultures
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1993
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Eskiçağ Dilleri ve Kültürleri Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Latin Dili ve Edebiyatı Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 109
Özet
Noam Chomsky »nin (doğ. 1928) kuramı üç alanda gelişir: Dilin yapısı, dil edimi, dil kullanımı. Yani, doğal dillerin yapısal özellikleri, çocukların anadillerini nasıl edindikleri ve dilbilgisel olan-dilbilgisel olmayan bilgileri birbirlerinden ayırma yetisi. Bu üç büyük öbekte yürütmüştür çalışmalarını. Aspects' ten sonraki çalışmalarında - ki tohumları Aspects 'te atılmıştır - anlambilime daha fazla önem vermeye başlamış tır. Üretici-dönüşümsel dilbilgisi, Amerikan dağılım- sal dilbilimine çok şey borçludur. Amerikan dağılım- sal dilbiliminin kurucusu Z. S. Harris' tir. Harris, tümceden de büyük sözcelere yönelmiştir. Harris, dağılımların saptanması sonsuz sayıda işlem gerektirdiğin den, dönüşüm incelemelerine yönelir. İşte bu noktadan sonra, Chomsky, Harris' İn dönüşüm çalışmalarım en ileri noktalara kadar götürmeyi dener. Chomsky' nin kilit terimlerinden biri yaratıcılıktır. Chomsky* e göre, bir dilin bütün konuşucuları daha önce hiç duymadıkları tümceleri üretebilirler ve bu tümcelerin anlamlı olmalarını sağlayacak yetilere sahiptirler. Bir doğal dilin dilbilgisi, sözceleri temsil eden bütüncenin çok100. küçük bir bölümüne dayanır, dolayısıyla yeni söylenmiş bir tümcenin dilbilgiselliği, o küçük bütünceden elde edilen verilerle sınanır, Chomsky»nin »üretme» terimi burada kendini gösterir. Dilbilgisi, dilin bütün tümcelerini üretmektedir, Chomsky, dil ve bütünce terimi erinin yerine edinç ve edim terimlerine kayarak kuramsal sürecinde bir terminolojik değişiklik yapar, Chomsky »e göre, bir dilbilgisi, o dilin konuşucularının yeteneklerinin dizgesel betimlemesidir, ki bunu edinç terimi ile karşılar. Edim, edincin konuşucularca dilin kullanımı sırasında gerçekleşmesidir. Edinç, »konuşucu-dinleyicinin diline ilişkin bilgisidir. edim ise, somut bir durumda, dilin gerçek kullanımıdır, Chomsky, edinci iki grupta ele alır: dilbilgisel edinç (dilin yapısına ilişkin teoriyle ilişkili) ve edimsel edinç (dilin kullanımına ilişkin teoriyle ilişkili). Anadilini konuşanların doğru biçimlenmiş tümceler üretmelerini sağlayan sezgileri vardır, Dilbilgiselde dinçte, tümcenin yapısını da içeren sezgi, doğru biçimlenmiş tümceleri üretmeyi sağlayan sezgiyle bağlantılı dır. Ama dilbilgisellik, sadece sezgilere dayanan anlambilimsel bir ölçüt değildir. Dilbilgisel-dışı örnek-101. lerin, dilbilgisellikten sapmalarının sözdizimsel nedenleri de vardır, Sözdizimsel olarak düzgün yapılı bir tümce, anlambilimsel açıdan bozuk yapılı olabilir* Chomsky' nin üzerine gittiği teorik problemlerden biri, özgül bir dil için önerilen dilbilgisinin, o dile uygun olup olmadığıdır» Bu noktada Chomsky, pek çok ye terlik ölçütü ileri sürmektedir. Bir dilin herhangi bir dilbilgisi için en zayıf zorunluluk, onun gözlem sel yeterliğe ulaşmasıdır. Bir üst düzey, betimsel ye terliktir. Betimsel yeterliğin bir üst düzeyi ise, açıklama yeterliğidir. Yapısal birimlerden daha büyük birimlere kurucu denilmektedir. Kurucu bir sözcükten ya da bir öbekten oluşabilir. Konuşucu, özgül kurucu kümelerinin aynı u- lama ait olup olmadıklarını sezgiyle ayırt edebilir, ulamsal kurucu yapı, şematik olarak bir öbek-belirticisi biçiminde gösterilebilir, öbek-belirticisi bir çeşit sözdizimsel düzenlemedir. Bu düzenleme ağaç biçimin de gösterilir. Ağaç, belli bir tepe noktasından başlar ve sonuncul unsurlara kadar iner. Tümcenin öbek yapıları, çizgisel değil, aşamalı bir yapı içerirler. Aşamalı yapı, sonuncul unsurlara, yani sözcüğe kadar yayılır.102. Ağacın en tepesindeki düğüm, diğer düğümleri belirler. Ağacın en üst noktasına en yakın olan düğümler, birincil derecede belirlenirler. Düğüm] er arasında aşamalardaki yerlerine ve birbirleriyle olan ilişkilerine göre akrabalık ilişkileri kurulabilir. Kurulan bu ilişkiler den kurucu-buyruğu ilişkisine varılabilir (örneğin, bir düğüm, kız kardeşlerinin ve onların soyunu sürdürenlerin kurucu-buyruğudur.). Aşamalı ilişkilerden yüzey yapı - derin yapı ilişkilerine varılabilir. Derin yapıdan yüzey yapıya geçerken ortaya çıkan dönüşümleri ayrıntılı bir şekilde inceler Chomsky. Chomsky' nin önerdiği şemaya göre, dilbilgisini girdisi, başlangıç unsurudur, yani öbek yapısı kuralları aracılığıyla temeldeki diziyi üreten ilk girdi başlangıç unsurudur. Dönüşümsel bileşen, dönüşüm kurallarını içerir. Dönüşüm kuralları, öbek yapısı kurallarının çıktısıdır. Ses biçimbilimsel bileşen, tümcelerin söz- dizimsel gösterileninden sesbilimsel gösterilinine bir dizi sesbirim olarak dönüşür. Aspects' te bu bileşenle re bir de anlambilimsel bileşeni ekler. Chomsky, yaklaşımını şu şekilde özetler:“Böylece sözdizimsel bile şen, derin yapıları üreten bir tabandan ve bunları yü-103zeysel yapılara uygulayan dönüşümsel bir bölümden ibaret tir. Bir tümcenin derin yapısı, anlambilimsel yorum için anlambilimsel bileşene teslim edilir ve bu tümcenin yüzeysel yapısı sesbilimsel bileşene girer ve sesbilimsel yoruma geçer,”(Aspects, s* 135) Üretici-dönüşümsel dilbilgisi açısından Latince* ye yaklaşan çalışmalar oldukça geç başlamıştır* Bunun a- sal nedeni, Latince'nin test edilemezliğidir» Yani bir tümcenin dilbilgisel olup olmadığını kim, neye göre belirleyecektir? Konuşucu dinleyenin sezgisi olmadan analizler neye dayandırılacaktır? Latince'de, yüzey yapıdaki sözcüklerin değiştirisi derin yapıyı etkilemez* özgür sözcük dizilişi, aynı anlamı taşısa da, farklı tümcelerin üretilmesine neden olur, çünkü Chomsky 'e göre, her sözcük dizilişi, farklı bir tümce üretir* Latince'de de yapısal belirsizlikler olabilir* Kimi durumlarda, bu belirsizlikler bağlamdan çıkarılabilir* Ama yapısal kaynaklı belirsizlikleri, anlambilimsel yaklaşımla çözmek zordur* Geleneksel görüş, Latince'nin ÖKE (özne-nesne-eylem) dizisine sahip olduğunu savunmaktadır* Bu konuda yapılan sayısal tartışmalar, farklı yorumlara neden ol-104. muştur, çünkü önemli olan sayısal veriler değil, yaklaşımdır. Kaba Latince devreye girdiği zaman, geleneksel görüş sarsılabilmektedir* Latince'de kurucuların nasıl oluştukları bazı testler sonucu ortaya çıkarılabilir. Bu testlerden ilki, eş- bağımlılıktır. Bazı analizler sonucunda şu kurala vara biliriz: (1) Sadece kurucular eş bağımlı olabilir, kurucu olmayan diziler eş bağımlılık ilişki si içinde olamazlar* Bu kuralı ikinci bir kural destekler ve onu sağlamlaştırır: (2) Sadece aynı ulamlar eş bağımlılık ilişkisi ne girebilir. Bir ad öbeğinin, ad öbeği olup olmadığını araştırmak için (3) 'teki örnek üzerinden gidebiliriz: (5) vir summae virtûtis (en cesur adam)105. (3)»ü ağaç olarak gösterelim: m vir virtûtis »Summae virtûtis* paylaşılmış bir kurucu olarak paylaşılmış kurucu eş bağımlılığı içinde olabilir* Ayrıca ad öbeği ikinci bir sıfat öbeği alabilir. Ad öbeği bir tümce parçası olarak işlev görebilir. Bu yönde yapılan analizler virsummae virtûtis in bir ad öbeği olduğunu ortaya çıkarır, Eş bağımlılık, sıralayıcılar aracılığıyla sağlanır. Değiştiricilerin baş sözcükle kurdukları ilişki söz dizimsel bir ilişkidir. Anlambilimsel yaklaşımlar, değiştiricilerin baş sözcükle kurdukları ilişkilerdeki aşamaları göstermeye yetmeyebilir, Sözdizimsel analizler, belirle-106. yi çilerin baş sözcüğün yanında yer aldığını göstermektedir. Bu anlamda niteleyiciler daha özgürdür. Tümleç, eklenti ve belirleyen arasındaki ilişkileri sözdizimsel açıdan şu şekilde kurallaştırabiliriz: (5) (a) Belirleyenler A1 'i A 'e doğru genişle tir. (b) Eklentiler A* 'i A1 »e doğru genişletir, (c) Tümleçler A'ı A* *e doğru genişletir. Ağaç olara çizersek: (6) J I Be A A Eklenti A Tümleç Bu kurallardan çıkan sonuç şudur: Tümleçler, beklentilere göre baş sözcüğe daha yakındırlar. Ama Latince'nin serbest sözcük dizilişi bu kuralı sarsar.
Özet (Çeviri)
Özet çevirisi mevcut değil.
Benzer Tezler
- A Comperative analysis of Turkish and English according to LFG and a LFG model for Turkish syntax
Türkçe ve İngilizcenin sözlüksel işlevsel dilbilgisine göre karşılaştırmalı analizi ve Türkçe sözdizimi için sözlüksel işlevsel bir model
MURAT GÜNER
Yüksek Lisans
İngilizce
2001
Türk Dili ve EdebiyatıDokuz Eylül Üniversitesiİngiliz Dili Eğitimi Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. KADİM ÖZTÜRK
- Chomsky'nin kartezyen dil anlayışı
Chomsky's cartesian linguistics conception
HATİCE ÖNÜR DAYAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
FelsefeVan Yüzüncü Yıl ÜniversitesiFelsefe Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. EREN RIZVANOĞLU
- Dilbilim açısından Çince ve Türkçenin sözdizimsel karşılaştırması
Syntactic comparison of Chinese and Turkish in terms of linguistics
ONUR SEVAL
Yüksek Lisans
Türkçe
2023
Doğu Dilleri ve EdebiyatıAnkara ÜniversitesiDoğu Dilleri ve Edebiyatları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. GÜRHAN KİRİLEN
- Mimarlıkta yapı ve yapım teknolojileri (MYYT) eğitimine yönelik bir yaklaşım ve eğitim materyali önerisi: Detayın üretici dönüşümsel dilbilgisi
Proposal for an approach and instructional material for the education of construction technologies in architecture (CTA): Transformational generative grammar of detail
HÜLYA NUR KIZILYAPRAK
Doktora
Türkçe
2020
Mimarlıkİstanbul Teknik ÜniversitesiMimarlık Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ MEHMET CEM ALTUN
- Türkçe ve İngilizce'de eylem öbeğinin dilbilim açısından karşılaştırılması
Başlık çevirisi yok
MEHMET ALİ YAVUZ