Geri Dön

Anonim ortaklıklar ve Vergi Hukuku yönünden iç kaynaklardan sermaye artırımı

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 25695
  2. Yazar: NEVİN YURTMAN DEMİR
  3. Danışmanlar: PROF. DR. ÖMER TEOMAN
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Hukuk, Law
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 1993
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Mali Hukuk Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 236

Özet

- 1 - ÖZET Anonim ortaklıklar ve vergi hukuku yönünden iç kaynaklardan sermaye artırımı konulu bu tez“giriş”ve iki kısımdan oluşmaktadır.“Giriş”te genel olarak iç kaynaklardan sermaye artırımı kavramı, hukuki niteliği, ortaklığın kendi araçlarından esas sermaye artımına gitmesinin amaç ve nedenleri, iç kaynaklardan sermaye artırımında ilkeler ve sermaye artırımını düzenleyen hükümler hakkında bilgiler verilmiştir. Tezin birinci kısmında anonim ortaklıklar yönünden iç kaynaklardan sermaye artırımı incelenmiş olup; sermaye artırımında kullanılabilecek açık, gizli yedek akçelerle, dağıtılmamış son kârı ve bunların sermaye artırımında kullanılması, iç kaynaklardan sermaye artırımında işlemler, iç kaynaklardan sermaye artırımı sonucu pay sahiplerine verilen özvarlık paylar veya pay senetleri alma hakkının hukuki niteliği, özvarlık pay alma hakkı Olanlar ve iç kaynaklardan sermaye artırımında hukuka aykırılık konularında bilgiler verilmiştir. ikinci kısımda ise vergi hukuku yönünden iç kaynaklardan sermaye artırımı incelenerek anonim ortaklıkların ve paysahiplerinin kazançlarının vergilendirilmesinde sistemler, iç kaynaklardan sermaye artırımında anonim ortaklık tüzel kişisi ve paysahibi yönün den vergileme ile ilgili konularda açıklamalar getirilmiştir. Anonim ortaklığın iç kaynaklarından sermaye artırımı belli nitelikteki yedek akçeleri ile dağıtılmamış kârlarının sermayeye eklenmesi sureti ile sermayenin artırılmasıdır. Dış kaynaklardan sermaye artırımında yükseltilen sermaye rakamı kadar ortaklığın malvarlığında bir artma sözkonusu olduğu halde, iç kaynaklardan sermaye artırımın da, ortaklığın malvarlığında herhangi bir artma meydana gelmeyip, sadece malvarlığına dahil bulunan belli nitelikteki yedek akçeleri -amortismanlar ve amortismana tabi aktiflerin yeniden değerlenmesi sonucu oluşan yeniden değerleme değer artış fonu, iştirak hisseleri ve/veya gayrimenkullerin satışından elde edilen gelir-, henüz dağıtılmamış safi kâr gibi ortaklık araçlarından bir veya birkaçı esas sermayeye eklenmektedir.iç kaynaklardan sermaye artırımında dışardan paysahiplerince yeni malvarlığının ortaklığa getirilmesi sözkonusu olmadığından.paysahiplerinin iştirak taahhüdünde bulunmasına gerek yoktur. Ancak bu suretle sermaye artırımında ortaklık bilançosunun pasif tablosunda yer alan yedek akçe veya dağıtılmamış kârdan esas sermaye kalemine aktarma yapıldığından sermaye rakamı değişmektedir. Bu nedenle iç kaynaklardan sermaye artırımının hukuki niteliği özel bir anasözleşme değişikliğidir. Sermaye artışı pasif tablosundaki kalemler arasında aktarma suretiyle gerçekleştirildiğinden, işlemin niceliği de“basit bir hesap işlemi”,“tek bir işlem”dir. 1980'li yıllardan sonra uygulanan ekonomik politikaların sonucunda kredi maliyetlerinde meydana gelen artışlar, işletmelerin finansman ihtiyacının giderilmesinde yabancı kaynakları daha az oranda kullanmalarına neden olmuştur. Ortaklığın iç kaynaklarından sermaye artırımına gitmesinin temel nedeni ortaklığa kaynak temini olmakla beraber, ülkemiz gibi gelişmekte olan ülkelerde yerleşmiş kronik enflasyon sonucu ortaklık malvarlığında meydana gelmiş değer artışlarının“kamuyu aydınlatma”ilkesi gereği bilançoda gösterilmesi de önemli bir etkendir. Ortaklığın iç kaynaklarından sermaye artırımıyla, anasözleşmede yer alan sabit esas sermaye rakamı, ortaklığın halihazırda mevcut olan malvarlığı değerine yaklaştırılmakta; meydana gelmiş değer artışları ve alıkonulan kârlar ile sabit esas sermaye rakamının çok üstüne çıkmış olan malvarlığı arasında denge sağlanmaktadır. Yukarda belirtilenlerden başka iç kaynaklardan sermaye artırımına gidilmesi, ortaklığın yıllık kâr nispetinin ve pay senetlerinin borsa kurunun düşürülmesi, ortaklığın kredisinin ve çıkarabileceği tahvil tutarının artırılması, kâr dağıtımında istikrarın sağlanması, elde edilen kârın dağıtılmayarak yatırım ihtiyaçlarının karşılanmasına tahsisi gibi çok çeşitli nedenlerden de ileri gelebilir. TTK hükümlerine göre genel kurul iç kaynaklardan sermaye artırımına karar verirken gerekçe göstermek zorunluğunda değildir. Esas sermaye sistemine tabi halka açıkanonim ortaklıklarda ise SPK Seri 1, 13 no.lu tebliği m. 22 uyarınca yönetim kurulu ana- sözleşmenin sermaye maddesinin değişikliğini içeren madde tadil tasarısında gerekçe belirtmek zorundadır. Kayıtlı sermaye sisteminin kabul edildiği anonim ortaklıklarda da sermaye artırımı kararında gerekçe belirtilmelidir.Teb. m.10/f). Halka açık olmayan anonim ortaklıklarda“gerekçe”belirtme zorunluğu olmamak la beraber genel kurul TK.m.381'in dürüstlük kuralları ile bağlı olduğu gibi, yönetim kurulu- 3 - da usulsüz işlemleri nedeniyle TK.m.336/b.5 uyarınca sorumludur, Yine sermaye artırımı nedeniyle paysahibinin haklardan yararlanma ölçüsünün ve etkinliğinin aynı kalmasının sağlanması gerekmektedir. Anonim ortaklığın yedek akçe, dağıtılmamış kâr, geniş anlamda yedek akçe kav¬ ramına dahil yeniden değerleme değer artış fonu, gayrimenkul ve/veya iştirak payları satışından elde edilen gelir vb. iç kaynakları, özvarlık pay senetleri çıkarılması ve bunlara haklılık kurumları özel hukukun bir dalı olan ve menfaatler dengesine dayalı ortaklıklar hukuku müesseseleri olmalarına rağmen TK'da düzenlenmemiştir. Bunun yerine sermaye piyasasının gelişmesini teşvik amacıyla, vergi istisnaları getirilerek, yeniden değerleme değer artış fonu, gayrimenkul ve/veya iştirak paylarının satışından elde edilen gelir iç kaynaklarından sermaye artırımının devlet vergi menfaatinin elde edilmesine ve korunmasına yönelmiş VUK, KVK ve tebliğlerinde düzenlenmesi bunların maddi hukuk kurumu olma özelliğini değiştirmez. Belirtilen nedenle iç kaynaklardan sermaye artırımı ile ilgili kanun boşluğunu doldurmak amacıyla TK'da yapılacak değişiklikte, vergi kanunlarında yer alan iç kaynaklardan sermaye artırımı ile ilgili düzenleme bütün yabancı unsurlardan, amaç ve işlevi değişik tebliğlerden soyutlanarak salt maddi hukuk ve ortaklıklar hukuku yöntemi ile değerlendirilmelidir. Dış kaynaklardan esas sermaye artırımının düzenlendiği TK m.391-395 hükümleri niteliğine uygun düştüğü ölçüde iç kaynaklardan sermaye artırımında da uygulanır. Yine anasözleşme değişikliğine ilişkin TK m.385-390 hükümleri ile, genel kurulun işleyişi¬ ne ilişkin TK m.360-38i ve TK'nun 392'inci maddesi ile yollama yapılan anonim ortaklığın kuruluşuna ilişkin hükümlerden bir kısmı da (TK m.280,298) iç kaynaklardan sermaye artırımında uygulanır. Ancak dış kaynaklardan sermaye artırımının gerçekleştirilebilmesi için, önce paysahiplerinin iştirak taahhütlerini yerine getirmelerini arayan TK m.391 hükmündeki, esas sermayenin tamamının ödenmiş olması şartı, bu suretle artırımında aranmaz. Yine iç kaynaklardan sermaye artırımı sonucunda pay sahiplerine paylan oranında özvarlık pay verileceğinden, imtiyazlı paysahipleri kurulunun (TK m.389,391} kararına gerek bulunmamaktadır. Paysahiplerinin iştirak taahhüdünde bulunmaları gerekmediğinden taahhüt edilen sermayenin dörtte birinin muteberbir bankaya yatırılması da gerekmemektedir. Esas sermayeyi aşan net mal/arlığı şeklinde tanımlanabilen yedek akçe kavramı çok geniş olup, dar anlamda kanun, ortaklık anasözleşmesi, genel kurul karan uyarınca ayrılan yedek akçeleri kapsar. Daha geniş anlamda ise geçen yıldan aktarılan kârı, son- 4 - yıllardaki hızlı enflasyonun, muhasebe ve bilanço hukukunun gelişmesinin bir ürünü olan yeniden değerleme değer artış fonunu ve işletmelerdeki atıl değerlerin ekonomiye kazandırılması, dolayısıyla sermaye piyasasının gelişmesini teşvik amacıyla KVK'da düzenlenmiş taşınmaz ve/veya iş payı satışından elde edilen geliri de kapsar. Çünkü anonim ortaklığın bilançosunun aktifinde kayıtlı amortismanlar ve amortismana tabi aktiflerin yeni¬ den değerlenerek bilançonun pasifinde yeniden değerleme değer artış fonu adı altında yer alması enflasyon, TK ve VUK'daki değerleme kuralları vs. nedenlerle rayiç değerlerinin altında bilançoda yer almak suretiyle gizli yedek akçe olan değerlerin açık yedek akçe haline getirilmesinden başka bir şey değildir. Yine iştirak payı ve/veya taşınmazların satışı nedeniyle bilançoda kayıtlı değeri ile satış değeri arasındaki fark, başka bir ifade ile gelir de gizli yedek akçenin açık yedek akçe haline getirilmesidir.Açıklanan nedenle yapılacak yasal düzenlemede iç kaynakları teker teker saymak yerine, yedek akçe ve dağıtılmamış son yıl kârı olarak belirtmek sureti ile, genel kurulun yedek akçe ve dağıtılmamış son yıl kârından sermaye artırımına karar verebileceği hüküm altına alınmalıdır. Yapılacak yasal düzenlemede kanuni yedek akçenin ortaklık esas sermayesinin yarısını geçen kısmının sermaye artırımına tahsis edilebileceği; Ortaklık anasözleşmesi uyarınca başka bir maksada tahsis edilmemiş yedek akçeler ile genel kurul kararı ile ayrılmış ihtiyari yedek akçelerin herhangi bir sınıra tabi olmaksızın sermaye artırımında kullanılabileceği düzenlenmelidir. Ortaklık ana sözleşmesi uyarınca başka bir maksada tahsis edilmiş yedek akçelerin de, ortaklık anasözleşmesi değiştirilmek suretiyle sermaye artırımında kullanılabileceği şüphesizdir.Gizli yedek akçeler ise, ancak açık yedek akçe haline getirildikten sonra esas sermaye artırımında kullanılabilir. Sermaye artırımında kullanılabilecek dağıtılmamış son yıl kârı, anonim ortaklığın safi kârından paysahiplerine dağıtılabilecek kısımdır. Bunun esas sermaye artırımında kullanılması için genel kurulun ortaklara dağıtılmasına karar vermemiş olması gerekir. Ortaklara dağıtılmasına karar verilmiş olup da, henüz dağıtılmamış son yıl kârının esas sermaye artırımında kullanılmasına münferit paysahiplerinin rızası ile karar verilebilir. Genel kurul bu kararı TK m.388/f.1 uyarınca bütün paysahiplerinin oybirliği ile alabilir. Bu halde paysahiplerinin iştirak taahhüdünde bulunmaları gerekli olduğundan, bu suretle sermaye artırımı da dış kaynaklardan sermaye artırımıdır. Eski iştirak taahhütlerinin -katılma paylarının- tümünü ödemeyen paysahiplerinin varlığı halinde, genel kurulun ya bu grup, ya da tüm paylar için, mevcut payların itibari değerinin yükseltilmesi suretiyle iç kaynaklardan sermaye artırımına karar verebileceği yapı-- 5 - lacak yasal düzenlemede hüküm altına alınmalıdır. Katılma paylarının tümünü ödeyen paylar için mevcut payların itibari değerinin yükseltilmesi sureti ile sermaye artırımı yapılması ihtiyari olmakla beraber, tümünü ödememiş paylar için zorunlu olmalıdır. Katılma paylarının tümünü ödeyen ortak ile ödememiş ortağın iç kaynakların -özvarlığın oluşumuna katkıları aynı olmadığından, özvarlık payın, ortağın sahip olduğu pay oranına göre değil, sahip olduğu paylardan ödemiş olduğu kısımla orantılı olarak verilmesi gerektiği, ancak bu şekilde paylar arasındaki dengenin sağlanabileceği kanaatindeyiz. İç kaynaklardan sermaye artırımı sonucunda özvarlık paylara, artırımın tescili tarihindeki paylar, paya mahsuben yapmış oldukları ödemeyle orantılı olarak hak kazanırlar. İntifa senedi ve intifa senedi niteliğinde olan kurucu intifa senedi sahiplerine ise ser maye artırımında kullanılan iç kaynağın -özvarlığın- oluşumunda katkılarının olup olmadığı her somut olayda nazara alınarak denkleştirme sağlanması gerekir. Katılma intifa senedi sahipleri ise, ortaklık anasözleşmesinde yer almak kaydı ile, KİS ihracından sonra, KİS karşılığı sermaye nedeniyle birikmiş yedek akçeler veya malvarlığının yeniden değerlenmesi sonucu oluşmuş yeniden değerleme değer artış fonundan sermaye artırılması halinde, KİS karşılığı özvarlık payları edinebilirler. Önemle belirtelim ki SPK tebliğinde ayrım yapılmamasına rağmen paysahibine verilen özvarlık paylar ile KİS sahibine verilen KİS karşılığı özvarlık paylar birbirinden bağımsız olup, aynı hakları vermezler. Bir sermaye şirketi olan anonim ortaklık KVK m.1 uyarınca kurumlar vergisine ta bidir. Bu vergilemenin temel gerekçesi anonim ortaklığın da ayrı bir vergi ödeme gücüne sahip olması ve vergi önünde rekabet eşitliğinin sağlanmasıdır. Türkiye'de sadece ortaklık düzeyinde vergileme ile yetinilmekte, paysahibi düzeyinde herhangi bir vergileme söz- konusu olmadığından ekonomik çifte vergileme ile karşıya karşıya kalınmaktadır. Bunun yanısıra Sermaye Piyasasının gelişmesini ve kurumlaşmayı teşvik amaçları ile VUK ve KVK ile yeniden değerleme değer artış fonu (VUK mük.m.298), taşınmaz ve/veya iştirak payları satışlarında elde edilen gelirden (KVK m.8, b.18) sermaye artırımına gidilmesinde vergi istisnası getirilmiştir. Vergi istisnası getirilen kazançlar çoğu defa TK ve VUK'da yer alan değerleme kuralları ve enflasyonun meydana getirdiği devamlı fiyat yükselişleri nedeniyle oluşmuş fiktif kazançlar olduğundan vergilendirilmemesi zorunludur. Aksi taktirde bu kazançları vergilendirmek demek, anonim ortaklığın sermayesini vergilendirmek anlamına gelir.151 s.lı VUK genel tebliğinde yeniden değerleme değer artış fonunun geçmiş yıl zararlarına mahsup edilmesi halinde işlemin yapıldığı dönemin kazancı sayılarak vergilendirilmesi gerektiği belirtilmektedir. Tebliğin bu hükmü anonim ortaklığın zararlarını diğer yedek akçelerden kapatma yoluna gitmesine, yetmemesi halinde belki sermayesini azalttıktan sonra yeniden değerleme değer artış fonundan sermayesini artırma yoluna başvurmasına neden olacaktır. Belirtilen nedenle VUK mük.m.298'de değişiklik yapılarak zararlı kurumların sermayelerine ekleyecekleri değer artışı fonları tutarından, öncelikle zararlarını düşmeleri kalan kısmı sermayelerine ekleyebilmeleri imkanı getirilmelidir. TK hükümlerine göre ayrılmış yedek akçelerden zararların kapatılması halinde vergilendirme yapılmazken, yine yedek akçe olan yeniden değerleme değer artış fonundan zararların kapatılmasında vergilendirme yapılması çelişkilidir. Yapılacak düzenleme TK ve VUK arasındaki bu çelişkiyi de gidermiş olacaktır. İştirak payı ve/veya taşınmaz satışından elde edilen gelirden sermaye artırımın da vergi istisnasının düzenlendiği KVK m.8, b.18 hükmünde de değişiklik yapılarak, iştirak payı veya taşınmazın anonim ortaklığın sermaye ve yönetim ilişkisi olduğu iştirakleri ne satılmasında istisnanın uygulanmayacağı düzenlenmelidir. Çünkü anonim ortaklığın iştirakine taşınmazını veya iştirak payını satması kanun hükümlerinin dolanılarak vergi ziyama sebebiyet verilmesi sonucunu doğurur. Ayrıca anonim ortaklıkta atıl değer olan taşınmaz veya iştirak payı bu defa anonim ortaklığın sermaye veya yönetim ilişkisi olduğu iştirakinde atıl değer haline gelecek ve kanunla öngörülen“istisna”ile hedeflenen sonuç gerçekleştirilemeyecektir.

Özet (Çeviri)

Özet çevirisi mevcut değil.

Benzer Tezler

  1. Anonim ortaklıklarda iç kaynaklardan sermaye artırımı

    Capital increase through internal resources in joint stock companies

    AYŞE BEGÜM KELEŞ GÜVEN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    HukukGalatasaray Üniversitesi

    Özel Hukuk Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SITKI ANLAM ALTAY

  2. İç kaynaklardan sermaye arttırımı

    Capital increase from internal sources

    TÜLAY GÖKDEMİR TAMER

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    HukukMarmara Üniversitesi

    Özel Hukuk Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. ÖZLEM KARAMAN COŞGUN

  3. Vergi düzenlemelerinin işletmelerin kurumlaşmasında etkilerinin analizi ve değerlendirimesi

    Başlık çevirisi yok

    OSMAN FATİH SARAÇOĞLU

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2004

    MaliyeGazi Üniversitesi

    Maliye Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ABDURRAHMAN AKDOĞAN

  4. Türk Hukukunda gayrimenkul yatırım ortaklıkları

    Real estate investment trusts in Turkish Law

    BARIŞ AKGÜL

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2001

    HukukAnkara Üniversitesi

    Özel Hukuk (Ticaret Hukuku) Ana Bilim Dalı

    DOÇ.DR. ASUMAN TURANBOY

  5. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında anonim ortaklıklarda kar payı dağıtımı

    Benefit share of corporative companies in reference to Turkish Commercial Law: 6102

    ASİYE KOCABEY

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    HukukKocaeli Üniversitesi

    Özel Hukuk (Ticaret Hukuku) Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. HAKAN ÇEBİ