Geri Dön

80 sonrası Türkiye'de sanat ortamı bağlamında resim sanatı

Painting within the framework of art environment in Turkey after 80's

  1. Tez No: 261401
  2. Yazar: ALİ İBRAHİM ÖCAL
  3. Danışmanlar: YRD. DOÇ. Ö. HAKAN ONUR
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Güzel Sanatlar, Sanat Tarihi, Fine Arts, Art History
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2009
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Marmara Üniversitesi
  10. Enstitü: Güzel Sanatlar Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Resim Ana Sanat Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 251

Özet

70'lerde Türkiye'nin hemen her yerinde hüküm süren siyasal bunalımlar, toplumsal bölünmeler, ekonomik çöküntü, 1980 yılında yoksulluk, yolsuzluk, enflasyon ve şiddetten yılmış olan kitlenin olumlu karşıladığı 12 Eylül Darbesi'yle sonlandı. Fakat karşıt siyasi grup üyelerinin tutuklanması, partilerin ve sivil toplum örgütlerinin kapatılması ve Türkiye'yi demokratikleşmeden uzaklaştıran anayasanın kabulü, darbenin ülkeyi toplumsal ve siyasal anlamda yeni bir karanlık döneme ittiğini gösterdi.Her yönden yeniden yapılanmayı öneren cunta hükümeti ülkeyi 1983' te yeni partilerin kurulmasıyla yapılan seçimlere karşın 80'lerin sonuna kadar dolaylı olarak yönetti denilebilir.Değişen dünya ekonomisine koşut olarak serbest piyasa ekonomisine geçiş yapmak zorunda kalan hükümetlerin servet dağılımının şeklini değiştirdiği, kırsal ve kentsel kesimlerin farklılıkları açısından ekonomik değişimlerin olduğu, toplumun apolitikleştiği ülke ortamında, aydınlar ve sanatçılar da ikilemler içinde kaldı. Rastlantısal ya da bilinçli olarak çatışmalar içinde yer alanlar, çatışmaların dışında kalanlar, baş kaldıranlar, baş eğenler ayrı ayrı içinde bulundukları durumun, devletle olan çatışkısı oranında, faturasını ödediler.Bu dönemde taraflar arasında uzlaşma alanının kalmaması sonucu, başta bilinçli olmasa da uzlaşmayı sağlayacak bir çare olarak post-modern söylem rağbet gördü. Siyasal konuların açıkça tartışılmasının yasaklanması , kişi hak ve özgürlüklerinin sınırlanması sonucunda her türlü siyasal/toplumsal risk ve sorumluluktan uzak duran, tüketim ve iletişimi yeni bir ufuk, bir nefes alma alanı olarak gören bir genç kuşak yetişti. Zengin olma yolunda tercihler yine 80'lerin başında iyi eğitim ve ticaret olarak belirtilirken, 90'lı yıllarda artık miras, şans oyunları ve politika yönüne kaydı. Bu değişimin 1980 sonrasında başladığı söylenebilir.Bu oluşum Türkiye'de varolurken, 1980'li yılların sonunda büyük bir artış gösteren bir dizi sanat etkinliği aynı dönem küreselleşmenin kıyısında olan Türkiye'nin, pazarlanmasında kullanılan dev bir sahne olarak nitelendirilebilir. Sanat faaliyetlerinin artışıyla, bu faaliyetleri destekleyen kuruluşların sayısındaki artışla giderek sanat ve sanat faaliyetleri şirketlerin rekabetleri için kullandığı prestijli bir platform haline gelmiştir. Çokuluslu kapitalizmin mantığı, kültürü ve kültür üzerinden gündelik hayatın her alanını etkilemiştir.Bu özelleşmenin etkisiyle gerçekleştirilmeye başlayan sanat etkinlikleri ve o dönem açılmaya başlayan özel galeriler hükümetlerin yapması gereken atılımların büyük bir kısmını üstlenmiş ve oluşumunun hızlanmasına ön ayak olmuştur. 80'lere kadar varlığından söz edilemeyecek kadar küçük olan sanat piyasasının oluşmaya başlaması özel galeriler sayesinde olmuştur. Yüzyılın ilk yarısında Batı'da oluşan sanatçı-galerici-koleksiyoner üçgeninin Türkiye'deki ilk filizleri 1980'lerde oluşmaya başlamıştır. Başta devlet ve devlet dışı kuruluşların bu tür bir sanat etkinliklerine alışık olmaması ve resmi bağlantıların, bütçelerin yeterli olmayacağı gerekçesiyle, Avrupa sanat merkezlerinin öne çıkan isimlerinin Türkiye'ye gelmesiyle gerçekleştirilen faaliyetler, giderek evrenselleşen ve profesyonelleşen bir ortamda, çoğunluğu Türkiye'den kişilerin yönetiminde gerçekleşmeye devam etmiştir.Türkiye'de bu sanat faaliyetleri 20. Yüzyıl'ın sonunda politik ve ideolojik yöntemlerin başarısızlığa uğradığı ve bu yolla büyük bir boşluğun yaratıldığı ortamda, sanatçıların bir bakıma daha özgür olmalarını sağlamıştır.1980'ler, Türk toplumunun, yeni kültürel kimlik oluşturma sürecinin en yoğun yaşandığı dönem olarak nitelendirilebilir. Türkiye'deki sanatçıların bu kapital yaklaşımın ilk basamaklarında, 1980'lerin sonundan itibaren daha yoğun bir şekilde kişisel yaşam öykülerinden, fantezilere, güç, cinsiyet ve kimlik sorunlarına kadar birçok sorunu kendisine konu edinerek, toplumla ve yaşadıkları çevreyle ilişkilendirmeleri ve iletişim kurma istekleri bu durumun birer göstergesidir.Siyasalın ve sosyolojinin sanat alanı ile kesişmeye başladığı bu dönemde, klasik resim ile soyut resim arasında tartışmanın yerini düzlem üzerindeki resim ile enstalasyon arasındaki tartışmaya bırakmıştır.Bir taraftan da ekonomik liberalleşmenin sınırsız tüketim vaadi hayatın tamamına yayılmış, buna karşın baskı ve sansür her alanda hissedilir olmuştur. Süreç, estetik bir oluşum bakımından, zihinsel bir gerçeklik olarak yeteri kadar ele alınmamış, genellikle siyasal ve sosyolojik okumalarla bir sonuca varılmıştır. Halbuki yaşanılan bu dönemde ülkenin asıl temsili, sanatsal oluşumların takibiyle daha derinlemesine ortaya çıkartılabilir.1980'den günümüze kadar Türkiye'deki sanat ortamı baz alınarak, aynı dönemdeki resim sanatındaki gelişmeleri konu alan bu araştırmada, yukarıda bahsedilen süreçte toplumsal, siyasal, kültürel ve ekonomik oluşumların estetik oluşumları etkilemesine işaret edilmiştir. Bu bakımdan metnin birinci bölümünde, Cumhuriyet öncesinden başlayarak günümüze uzanan sanatsal gelişmeler, devletin yapısal değişiklikleriyle ilerlemesi göz önünde tutularak tarihsel bir tanımlama ile okuyucuya sunulmuştur.İkinci bölümde ise, 1980 sonrasında küresel söylem ve kapital tutumun benimsenmesiyle kendi içinde bir özerkleşme çabasına giren sanat ortamı, özel kurumlar, finans kurumları, sivil toplum örgütleri, sanat fuarları gibi sanat adına kurumsallaşmayı simgeleyen oluşumlarla anlatılmaya çalışılmıştır. Bu bölümde bahsi geçen kurumlar ve gerçekleştirdikleri sanat faaliyetleri, süreci, özelleşme üzerinden tarihsel bir algılamayla bize sunmaktadır.Üçüncü bölümde tarihsel bir doğrultuda ilerleyen sosyo-ekonomik çözümlemelerin 1980 ? 1990, 1990 ? 2000, 2000 ve sonrası olmak üzere üç bölümde, resim sanatına nasıl aktarıldığı anlatılmaya çalışılmıştır. Bu yolla günümüze kadar olan gelişim sürecinde, resmin kavramsalını ve plastiğini oluşturan etmenler kronolojik bir biçimde ele alınmıştır.Dördüncü ve son bölümde ise, 1980'li yıllardan bugüne sanat ortamında önemli çıkışları ve özgünlükleriyle yer almış yedi sanatçı, üçüncü bölümde olduğu gibi kronolojik bir sırayla ele alınmıştır. Bu bölüm, ilk bölümden itibaren aktarılmak istenen 1980 sonrası Türkiye'deki sanat ortamının gelişimine dair, sanatçıların ve yapıtlarının gelişim süreçleri bağlamında reel örnekleri sunmak amacıyla oluşturulmuştur.

Özet (Çeviri)

In the 70's, everywhere in Turkey, decrees continued social anxity, civil seperation, economic failure, In 1980 destitution, lack of guidence, inflation and violence ended with the coup staged on 12 September.However, the dentention of opposing social group members, closing of social and political parties and the acceptance of a constitution which backed Turkey away from democratization, showed that the coup pushed turkey into a new social and political dark era.From every direction, the junta government naturally managed the affair of the newly created partied from 1983 till the end of the 80s.A changing world economy parraleling a change to a free market economy.In an environment where governments which have to convert into free market economy in parallel to the changing world economy change the shape of wealth distribution, where economical changes occur due to the differences between rural and urban populations and where the society becomes apolitical, the intellectuals and artists are left in dilemma. All the people who found themselves in conflicts coincidentally or deliberately, who were not involved in conflicts, who revolted and who obeyed have paid the price in proportion to their situations? conflict with the government.In this era as a result of the fact that there is no compromise area left among the parties postmodern discourse, though not entirely consciously, has been popular as a solution to enable reconciliation. As a result of banning discussion of political issues openly, and limiting personal rights and freedom a new generation who are distant to all kinds of political/social risks and responsibilities and consider consumption and communication as a new horizon, a new breath have been raised. Ways to become rich were defined as good education and business at the beginning of 80?s whereas these changed into heritage, games of chance and politics in the 90?s.While this organization comes into being, in late 80?s the growing number of art organizations can be defined as one gigantic scene which was being used to marketing Turkey. Multinational capitalistic thinking has effected culture, and everything in daily life over it. With the growing numbers of art organizations, and the companies supporting such organizations, we can talk about an art environment.Becoming a prestigious platform, which companies are using more and more often to compete with each other.New art activities, driven by the privatelization and newly founded private galeries have shouldered most of the burden which should have been done by the governments, and speed up the process. An ?art market?, which was so small till 80?s that it didn?t even worth talking about, have started growing by help of these art galeries. The triangle of artist, galerie owner and collector, which started to form in the first half of Century in the western europe, started growing in Turkey in 80?s. The activities, started with calling important persons from Art Galaries in Europe because of the fact that neither government nor non-governmental organizations has no experience on such art activities, lack of official connections and insufficent budgets, continued within an more and more universal and Professional environment, with most of the people coming from Turkey.Such art activities has helped artists get relatively more freedom at the end 20th century, when political and idealogical ways have been failed in an environment in which a big emptiness have been created by this way.80?s can be counted as the most intensive time for Turkish society to create a new identity.At the first steps of the capital approach of artists in turkey ,from the end of the 1980's their communicating intensively and relating their personal stories,fantasies,power,gender,identity and making these related with society is the indicator of their wish to communicate with them.In this era where politics and sociology coincide with art, debate about classical painting and abstract painting has been replaced by a debate between painting on platform and installation.While unlimited consumption promise of liberalisation of the economy has spread to all aspects of life, pressure and censorship have started to be felt everywhere. The process has not been evaluated sufficiently as an aesthetic creation, as a mental reality and the tendency has been to reach a conclusion through political and sociological readings. However, the real representation of the country can be seen more deeply through following artistic creations.Based on the artistic environment from 1980s until today, in this study where improvements in the art of painting have been evaluated within the said period, effects of social political, cultural and economical events on the aesthetic creations are indicated. In this respect, within the first part of the text, artistic developments from the pre-republic period until today are presented to the readers with a historical definition considering the development of the government with its structural changes.In the second part, the art environment which has attempted to become autonomous within itself due to global discourse and adoption of capitalisation after 1980 has been aimed to be expressed with organisations representing institutionalization in the name of art such as private institutions, finance institutions, non-governmental organisations, art exhibitions and fairs. In this part, said institutions and the art events they organise present the process with a historical perception via specialisation.And in the third part, it is aimed to explain how socio-economical analysis running in a historical direction is conveyed to the art of painting in three periods namely 1980-1990, 1990-2000, 2000 and later. Thus, the factors constituting the plastics and conceptuals of art in the development process until today are evaluated in a chronological order.

Benzer Tezler

  1. 1970 sonrası Türk resim sanatında insan figürünün tematik bağlamda değerlendirilmesi

    Thematic evaluation of human figure in Turkish art of painting after 1970

    SÜLEYMAN ÇAĞLIYAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    Güzel SanatlarMimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi

    Resim Bölümü

    YRD. DOÇ. AHMET UMUR DENİZ

  2. Burdur ili mermer sektörünün kurumsal ve ekonomik yapısı

    İnstitutional and economic structure of marble sector in burdur

    AHMET SARITAŞ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2006

    EkonomiAkdeniz Üniversitesi

    İşletme Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. AYŞE KURUÜZÜM

  3. Düşünsel ve toplumsal değişim sürecinde Türk baskıresim sanatı (1980 sonrası)

    Turkish printmaking after 1980's thought and social changes

    ARİF ZİYA TUNÇ

    Sanatta Yeterlik

    Türkçe

    Türkçe

    1997

    Güzel SanatlarDokuz Eylül Üniversitesi

    Grafik Ana Sanat Dalı

    PROF. GÖREN BULUT

  4. 1980 sonrası Türkiye'de çağdaş sanatta bir ifade olanağı olarak fotoğraf

    Photography as a way of expression in Turkish contemporary art after 1980

    ÖZLEM ŞİMŞEK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2009

    Sahne ve Görüntü SanatlarıDokuz Eylül Üniversitesi

    Fotoğraf Ana Sanat Dalı

    YRD. DOÇ. DR. SADIK TUMAY