Kalp yetersizliği ile izlenen yaşlı ve genç hastalarda eritrosit dağılım genişliğinin klinik ve laboratuar bulguları ile ilişkisi
The relation between red cell distribution wdth and laboratory and clinicaly finding patients with heart failure
- Tez No: 267692
- Danışmanlar: PROF. DR. HÜSEYİN OFLAZ
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Kardiyoloji, Cardiology
- Anahtar Kelimeler: Heart failure, RDW, natriuretic peptide
- Yıl: 2010
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Kardiyoloji Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 61
Özet
GRS: Kronik kalp yetersizliginin (KY) insidans ve prevalansı hipertansiyon, miyokardinfarktüsü ve kalp kapak hastalıklarının basarı ile tedavi edilmesi ve buna baglı yaslı nüfusunartması sonucunda son bir kaç dekattır artmaktadır. Kalp yetersizligi olan hastalarınsınıflandırılması ve ileri tedaviden faydalanacak yüksek riskli hastaların kanıta dayalı olarakbelirlenmesi önemlidir. Natriüretik peptitlerden özelikle brain natriüretik peptid (BNP)KY'nin tanısında, takibinde ve prognozunun belirlemesinde büyük öneme sahiptir. Klinikpratikte proBNP sıklıkla bu amaçlarla kullanılmaktadır. Bununla birlikte proBNP yas veglomerüler filtrasyon hızından (GFH) etkilenebilir. Yas ve GFH'a göre düzeltilmisproBNP'nin (DBNP) prognostik açıdan daha dogru bilgi verebilecegi bildirilmistir. Benzersekilde son dönemde yapılan çalısmalarda eritrosit dagılım genisligi (RDW) yüksekligininakut ve kronik KY, koroner kalp hastalıgı olan olan hastalarda prognostik açıdan önemli birgösterge oldugu tespit edilmistir. Kalp yetersizligi olan hasta grubunda RDW artısınınmuhtemel mekanizmaları arasında beslenme bozuklugu, inflamasyon, böbrek yetersizligi veetkin olmayan eritropoez en önemli mekanizmalar olarak göze çarpmaktadır.AMAÇ: Çalısmamızda RDW ile DBNP'nin genç ve yaslı KY olan hastalarda, fonksiyonelkapasite (FK), ekokardiyografi ile belirlenen ejeksiyon fraksiyonu (EF), New York KalpCemiyeti (NYHA) fonksiyonel sınıf (FK) ve laboratuar verileri ile olan iliskisini arastırmayıamaçladık.METOTLAR: Çalısmamıza kronik KY nedeniyle takip edilmekte olan ve EF'si 70 yas için 0,636Olgular 65 yasın altında ve üstünde olmalarına göre genç ve yaslı olarakgruplandırıldı.BULGULAR: Çalısmamıza toplam 117 hasta dahil edildi. Olguların 70'i genç, 47'si yaslıgruptaydı. Olguların demografik ve ek hastalıkları büyük oranda benzerdi. Yaslı gruptakoroner kalp hastalıgı ve koroner by-pass operasyonu olan hasta anlamlı olarak yüksekbulundu. Laboratuar verileri incelendiginde; hemoglobin (Hb), hemotokrit (Hct), lökosit,CRP, proBNP, LDL kolesterol, HDL kolesterol, trigliserit ve RDW degerleri arasındaistatiksel anlamda fark bulunmadı. DBNP düzeyi yaslı grupta daha yüksekti. Yaslı hastagrubunda trombosit sayısı ve GFH daha düsük, kreatinin degeri daha yüksek bulundu. EF veFK arasında da anlamlı fark yoktu.Genç hasta grubunda daha belirgin olmak üzere iki grupta hem RDW hem de proBNPFK arasında pozitif yönde korelasyon mevcuttu. Sadece genç hasta grubunda RDW veproBNP ile EF arasında negatif, RDW ile proBNP arasında pozitif korelasyon saptadık. RDWile DBNP arasında yaslı ve genç grupta benzer sekilde zayıf ve anlamlı pozitif korelasyontespit ettik. Bununla birlikte sadece genç hasta grubunda RDW ile Hb, MCV, kolesterol(LDL-K, HDL-K) ve VK arasında negatif korelasyon mevcuttu. RDW ile hsCRP arasındakorelasyon hiçbir grupta izlenmedi.Yaslı grupta proBNP ile EF arasında zayıf anlamlı olmayan, genç grupta ise ortaderecede anlamlı negatif korelasyon tespit ettik. DBNP ile EF arasında ise yaslı grupta zayıffakat istatiksel olarak anlamlı, genç grupta ise istatiksel olarak anlamlı olmayan pozitif yöndezayıf korelasyon tespit ettik. ki grupta da proBNP ile FK arasında orta derecede anlamlıpozitif korelasyon izlendi. Yaslı grupta DBNP ile FK arasında benzer fakat daha güçlü pozitifkorelasyon tespit ettik. Genç grupta DBNP ile FK arasında, proBNP ile FK arasındakikorelasyonun tersine negatif yönde korelasyon tespit ettik. Bütün gruplarda proBNP ile CRParasında pozitif korelasyon mevcut olup bu iliski genç grupta daha belirgindi. DBNP ile CRParasında ise yaslı grupta korelasyon izlenmedi fakat genç grupta zayıf ve pozitif yöndeanlamlı korelasyon tespit ettik. GFH ile proBNP arasında yaslı grupta orta derecede, gençgrupta ise zayıf fakat istatiksel olarak anlamlı korelasyon izlendi. Genç hasta grubunda EF ileFK arasında güçlü negatif korelasyon oldugu halde yaslı hasta grubunda korelasyonsaptanmadı. Genç ve yaslı hasta grubunda CRP ile FK arasında iliski saptanmadı. EF ile FKarasında genç hasta grubunda orta derecede negatif yönde korelasyon izlendi.SONUÇ: RDW kalp yetersizligi olan hastalarda klinik prognostik öneme sahiptir. Basit, ucuzve kolay ulasılabilir bir laboratuvar parametresi olması nedeniyle yaygın olarak kullanımıönerilebilir. Çalısmamızda, 65 yas altı KY olan hasta grubunda RDW ile EF, proBNP ve FKarasında daha güçlü bir iliski oldugunu tespit ettik. Ancak hangi popülasyonlarda hangi RDWdegerlerinin risk artısı ile iliskili oldugunun daha genis çaplı çalısmalarda degerlendirilmesifaydalı olabilir. Genç ve böbrek fonksiyonu daha iyi olan KY olgularında proBNP, yaslı veböbrek fonksiyonları daha bozuk olgularda ise DBNP degerinin tercih edilmesi daha uygunolabilir.
Özet (Çeviri)
INTRODUCTION: It is observed that the incidence and prevalance of congestive heart failure(CHF) has increased as a result of increased percentage of elderly popoulation, successfulmanagment of hypertension, myocardial infarction and valvular heart disease. Classificationof heart failure and evidence-based determination of patient subgroup who may benefit fromfurther treatment is an important task to fulfill. The levels of natriuretic peptides, especiallyBrain natriuretic peptide, appears to offer a significant advance in the diagnosis, follow-upand assessment of prognosis of heart failure. Assessment of BNP level is in use for thesepurposes in clinical practice. Besides, ProBNP level is dependent on age and glomerularfiltration rate. It has been reported that ProBNP level adjusted for age and GFH (ABNP) is amore reliable prognosis predictor. In a similar manner, recent studies showed that red celldistribution width is an important prognostic indicator in patients suffering from coronaryartery disease and, acute and chronic heart failure. It is assumed that inflamation,malnutrition, renal failure and ineffective erythropoiesis are potential underlying mechanismsthat lead to increase in RDW.OBJECTIVE: We aimed to study the relation between RDW together with ABNP andfunctional capacity, ejection fraction (EF) assessed by echocardiography, New York HeartAssociation (NYHA) functional class, and laboratory findings in young and elderly patientswith heart failure.METHODS: We enrolled patients diagnosed with heart failure, whose ejection fraction is70.The patients were categorized according to their ages as young age group (65 years).FINDINGS: One hundred seventeen patients were recruited into our study. 70 patients wereincluded in young age group. Both groups showed similar features in terms of comorbiditiesand demographic findings. Prevalance of coronary artery disease and coronary artery bypassgrafting was significantly higher in older age group. Hemoglobin (Hb), hemotocrit (Hct),leucocyte, CRP, proBNP, LDL cholesterol, HDL cholesterol, triglyceride and RDW levelsdidn?t differ significantly between two study groups. ABNP level was found to be higher inolder age group. In older age group, thrombocyte and GFH levels were lower in comparisionto young age group whereas creatinine levels were higher. No statistical significance wasfound between functional capacity and ejection fractionWe observed positive correlation between RDW, EF and proBNP in both groupespecially in the young patient group. EF was negatively correlated with both RDW andproBNP in only the young patient group. RDW was positively correlated with proBNP in thisgroup. There was also a weak but significant positive correlation between RDW and ABNP inboth young and old patient groups. However, RDW was negatively correlated with Hb, MCV,cholesterol (LDL-C, HDL-C) and BMI in only young patient gorup. No correlation wasobserved between RDW and CRP.A significant negative correlation was found between proBNP and EF in the younggroup. No such relationship was observed in the old group. ABNP was statisticallysignificant positively correlated with EF in the old group but no significant relation was foundin the young group. ProBNP and FK were positively correlated in both young and old groups.The correlation between ABNP and FK was stronger. However, ABNP was negativelycorrelated with FK in the young groupr. ProBNP and CRP was positively correlated in bothold and especially young groups CRP was positively correlated with ABNP in the younggroup but no such relation was found in the other. There was a positive correlation betweenGFH and proBNP in both the old and young groups. EF was significantly negativelycorrelated with FK in the young group. CRP was not related to FK in both groups. EF wasnegatively correlated with FK in the young group.RESULTS: RDW has a clinic prognostic importance in heart failure. As a simple, inexpensiveand available laboratory parameter, it may be recommended to be used in routine follow-up ofthis disease. However, further studies are needed to define the cut-off value of RDW in riskstratification of heart failure. Preference of proBNP in the younger patients with normal renalfunctions and ABNP in the older patients with impaired renal functions may be suggested.
Benzer Tezler
- İzole atriyal septal defektli hastalarda klinik seyir ve prognoz
Prognosis for pediatric patient with isolated atrial septal defect
DENİZ HELEK
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2009
KardiyolojiOndokuz Mayıs ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. M.KEMAL BAYSAL
- Akut romatizmal ateş tanısı ile izlenen çocukların sistemik velaboratuvar bulgularının retrospektif olarakdeğerlendirilmesi: On yıllık tek tez merkez deneyimi
Retrospective evaluation of systemic and laboratory findings in children with a diagnosis of acute rheumatic fever: A ten-year single-center experience
HÜRİYA ISLAMOVA
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2024
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık Bilimleri ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HELEN BORNAUN
- Merkezimiz çocuk kardiyoloji bölümünde izlediğimiz dilate kardiyomiyopati tanılı hastaların retrospektif olarak değerlendirilmesi
Retrospective evaluation of patients with dilated cardiomyopathy at OUR pediatric cardiology department
NUR ÖZCAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2019
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıBursa Uludağ ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ERGÜN ÇİL
- Çocuk yoğun bakım ünitesinde izlenen kardiyomiyopati tanılı hastaların klinik özellikleri, mortalite ve morbiditeyi etkileyen faktörlerin değerlendirilmesi
Evaluation of clinical characteristics, factors affecting mortality and morbidity of patients with a diagnosis of cardiomyopathy monitored in the pediatric intensive care unit
ŞEYDA KESEN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2020
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıAnkara ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. TANIL KENDİRLİ
- Girişimsel ve/veya cerrahi tedavi uygulanmış valvüler aort stenozu tanılı hastalarda girişim sıklığını belirleyen faktörlerin değerlendirilmesi
Evaluation of factors determining frequency of intervention of patients with valvuler aort stenosis diagnosis who are applied interventional and/or surgery treatment
EVŞEN AKŞİT
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2019
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık Bilimleri ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. TİMUR MEŞE