Geri Dön

Batı musikisinin Türkiye'deki gelişimi sürecinde bando ve marş türünün yeri

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 27190
  2. Yazar: ESİN SABAH
  3. Danışmanlar: YRD. DOÇ. DR. SERHAD DURMAZ
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Müzik, Music
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 1993
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Dokuz Eylül Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Müzik Bilimleri Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 144

Özet

ÖZET Türkiye'nin musiki alanında batıya yönelmesi, tıpkı eğitim, yabancı dil öğrenimi, mühendislik, tıp, sanayi ve birçok başka konuda olduğu gibi orduda başlar: 17 Haziran 1826 Cumartesi günü Yeniçeri ocağım ortadan kaldıran Sultan II. Mahmûd, üç gün sonra“İslâmın üstün gelen askerleri”anlamına gelen“Asâkîr-i Mansûre-i Muhammediyye”adıyla yeni bir ordu kurmuş, Avrupa'dan gelme öğretmenlerin ileri bir anlayışla eğitmeye başladıkları ilk piyade ve süvari birliklerine bir de Batı'daki örneklere uygun boru takımı eklemişti. 1828 Eylül'ü getirtilen Giuseppe Donizetti bu takımı birkaç ay içinde iyi bir bando biçimine getirerek Boğaziçi'nde verdiği dinletilerle İstanbul'da bulu nan yabancıların bile beğenisini kazandı. Arası çok geçmeden yaylı çalgıların da katılmasıyla bando gerektiğinde orkestra görevi yapabilecek duruma geldi ve gele neksel Türk sanat musikisi ( ince saz) takımıyla birlikte Muzıkâ-i Hümâyûn adıyla anılmaya başlandı. Muzıkâ-i Hümâyûn, tümgeneralliğe dek yükselen Donizetti Pa- şa'mn ölümünden sonra yerine geçen Guatelli ve D'Aranda Paşa'larla Saffet Atabinen, Zâti Arca, Zeki Üngör gibi değerlerin elinde gitgide gelişerek, Beetho ven'in sinfonilerini Almanya'da çalmaktan çekinmiyecek bir yükseltiye ulaştı. Muzıkâ-i Hümâyûn 'un etkinliklerinin yanısıra özellikle Sultan Abdülha- mid döneminden başlıyarak öncelikle istanbul'un çeşitli yerlerinde irili ufaklı boru takımları giderek bandolar oluşturulmaya başlandı. Kara birliklerinde bi çimlenen bandoların yanısıra deniz kuvvetlerine bağlı olarak önemli takımlar da oluştu. Deniz Kuvvetleri ve donanmalara ait bu bandolar gerek savaş öncesi gerekse savaş yıllarında Uzak Doğu 'dan İspanya'ya dek dünyanın pek çok ülke sinde başarıyla sesini duyurdu. Çoğu bir Okul olma özelliği taşıyan bandolardan bilgili ve yararları tar tışılmaz değerler yetişti. Bu değerlerin bağdarlıklarıyla da dağarımıza kazandırdık ları yaratılar önemli sayılara ulaştı. Türk Marş Bağdarları olarak isimlerini her zaman saygıyla anacağımız bu kişilerin marşları bugün de sevilip sık-sık seslendi- rilmektedir. Bunların başında Mehmet Zati Arca'nınkiler geliyor. 1908 yılında II. Meşrûtiyetin başlaması ve Mebuslar Meclisi' nin yeniden toplanması üzerine yaz dığı Meb'usân Marşı bunlardan biridir. Hacı Arif ve Şevki Beğ'lerle birlikte 19. yüzyılın ikinci yarısında üç bü yük şarkı yaratıcısından biri olan Rifat Beğ padişahın müezzinbaşısı olduğu için Muzıkâ-i Hümâyûn üyesiydi ve doğal olarak Saray Bandosu 'nu iyi bilirdi. Yarattı ğı marşlar içinde“Yaptıklarımız, düşündüklerimiz hep yurdun yükselmesi içindir”anlamına gelen Amalimiz, efkârımız Ikbâl-i vatandır ile Alay Marşı ölümsüz dene cek parçalar sayılır. Bununla birlikte gelmiş geçmiş bütün Türk marşlarının içinde“en ünlü sü, en yaygını hangisidir?”dense, akla ilk gelen ne Zati Arca'nın, ne Müezzinba- şı Rifat Beğ 'inicilerden biri olur: Düşünceler Mehmed Ali Beğ'in İzmir Mar^i'nda 52birleşir. Marşa niçin bu adı verdiği bilinmemekle birlikte Muzıkâ-i Hümâyûn ban dosunu yönetmiş ilk Türk sanatçısı olarak tarihe geçen klametçalar Mehmed Ali Beğ, 19. yüzyılın ikinci yarısında hepsi de sözsüz olan üç marş bağdamış. Askerce davranmada ve asker ruhunu yansıtmada Türk kadınının erkek lerden hiç de geri kalmadığım gösteren belirtilerden biri, sayıları yirmiyi aşan kadın sanatçımızın başarılı marşlar vermiş olması. Bunların en gözdelerinden biri paşa kızı ve paşa eşi olan Leylâ Saz 'm 1908 Meşrûtiyeti için yazdığı Neşîde-i Zafer Marşı. Donanmamızla ilgili marşlar, deniz kuvvetlerimizin şanlı geçmişiyle oran tılı olarak sayıca hayli kabarık. Bunların en eskileri arasında Muzıkâ-i Hümâyun binbaşılarından Faik Beğ' in Mesûdiyye, Abdülhamîd ve Abdülmecîd zırhlıları için yazdığı üç ünlü marş, yarım yüzyılı aşkın süreden beri kulakları dolduruyor. Şanlı ordumuzun üstün niteliklerini, Atatürk. gençliğinin geleceğe umutla bakan aim açık diriliğini dile getiren Cumhuriyet dönemi marşları ise tüm marş dağarımızın yarısından fazla. Bunların en tanınmışı sözleri Mehmed Akif Ersoy'un ezgisi Osman Zeki Üngör'ün olan İstiklâl Marşı. Türkiye Büyük Millet Meclisi' nin 724 şiir arasından seçtiği“Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak”ı 12 Mart 1921 günü devletin resmî marşı olarak kabul etmiş, bu sözlerle yapılan 24 kadar yaratı içinden Osman Zeki Üngör'ünki 1930 yöresi resmen benimsenmiş. Yetiştirdiği subaylarla çağdaş Türk ordusunun temelini oluşturan Harp Okulu 'nun 27 Mayıs 1960 devrimiyle ortaya çıkan marşı 1928 yılında iki top yüz başısının işbirliğiyle biçimlendi: Hüsnü öncül' ün“Yıldırımlar yaratan bir ırkın ahfadıyız”cümlesiyle başlıyan dizelerim Cevdet Şâkir Çetiner ezgiledi. Aka Gündüz 'ün“Türk çocukları, Türk çocukları! Gözler ileri, başlar yukarı”sözleri üzerine Osman Zeki Üngör'ün bağdadığı Çocuk Marşı Cumhuri yetin ilk yıllarından kalmadır ve Atatürk'ün isteğiyle kurulan Çocuk Esirgeme Kurumu 'nun marşıdır. Bugün Gençlik Marşı başlığıyla Türkiye'nin en gözde marşlarından biri olarak bilinen parça, Felix Korling'in yarattığı bir İsveç ezgisi. 1909 yılında yurda dönerken Selim Sırrı Tarcan'ın getirdiği ezgi, Ali Ulvi Elöve'nin“Dağ başım du man almış, güneş ufuktan şimdi doğar”sözleriyle bizde de yaygınlaşmış. 19 Ma yıs 1919 günü Samsun'da karaya çıkan Atatürk'ün Anadolu'daki görevlerinde ar kadaşlarıyla söylediği bu marş daha sonra 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı'nın resmî marşı olmuş. Kara ve deniz birliklerimizin bandoları, Saray Orkestrası ve bugünkü Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, Musiki Muallim Mektebi ve Gazi Eğitim Ens titüsü Müzik Bölümü, Jandarma ve hava birliklerimizin bandoları, Şehir ve Bele diye bandoları, Devlet Konservatuvarları, 1200 'ün üzerinde marşla 300 'e yalan marş bağdan, batılı anlamda bando ve marş türünün Türkiye'de yapı taşlarım oluşturur. 53

Özet (Çeviri)

Özet çevirisi mevcut değil.

Benzer Tezler

  1. Siyasal iletişimde şarkı kullanımı: 2019 yerel seçimlerinde AK Parti örneği

    The use of songs in political communication: The case of AK Parti in 2019 local elections

    HAKAN SİPAHİOĞLU

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    İletişim BilimleriGalatasaray Üniversitesi

    Radyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ GÜLSÜN GÜVENLİ

  2. Türkiye'de 1934-1936 yılları arasında İstanbul ve Ankara radyolarından geleneksel Türk (Alaturka) musikisinin yayınlarının yasaklanması ve Türk toplumuna olan etkileri

    The prohobition of broadcasting traditional Turkish music from Ankara and İstanbul radio stations in the year of 1934 - 1936 and the effects to the Turkish society

    CEVDET MİTHAT CANVER

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    MüzikBaşkent Üniversitesi

    Müzik ve Sahne Sanatları Ana Bilim Dalı

    PROF. MELİK ERTUĞRUL BAYRAKTARKATAL

  3. Şâzelî tarikatı'nda mûsikî (Gaziantepli Şâzelî Şeyhi Hasan Arslan örneği)

    Music in the Shazeli sect (The example of Shazeli Shaikh Hasan Arslan from Gaziantep)

    YUSUF YILDIZ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    DinHarran Üniversitesi

    İslam Tarihi ve Sanatları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HÜSEYİN AKPINAR

  4. Yeni Cami'nin akustik açıdan performans değerlendirmesi

    Evaluation of the acoustical performance of the New Mosque

    EVREN YILDIRIM

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2003

    Mimarlıkİstanbul Teknik Üniversitesi

    Mimarlık Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SEVTAP YILMAZ DEMİRKALE

  5. Türk Cami musikisi ile mukayeseli olarak İstanbul Gayr-ı Müslimlerinde mabed musikisi

    A comparison between Turkish mosque music and non-muslim's temple music in İstanbul

    MEHMET SAFA YEPREM

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2004

    DinMarmara Üniversitesi

    İslam Tarihi ve Sanatları Ana Bilim Dalı

    Y.DOÇ.DR. NURİ ÖZCAN