Ç.Ü. Ziraat Fakültesi Araştırma Bağında yetiştirilen bazı üzüm çeşitlerinde ampolegrafik özelliklerin ve fenolojik safhaların belirlenmesi üzerinde bir araştırma
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 28917
- Danışmanlar: PROF. DR. FUAT ERGENOĞLU
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Ziraat, Agriculture
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1993
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Çukurova Üniversitesi
- Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Bahçe Bitkileri Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 164
Özet
134 7. ÖZET Ç.Ü. Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Araştırma,Bağında 1988 ve 1989 yılları içerisinde yürütülen bu çalışmada, yerli ve yabancı kökenli 16 tfzüm çeşidinin Adana bölgesi koşullarında ampelografik özellikleri incelenmiş, ayrıca bu çeşitlerin fenolojik gelişmelerindeki bağıntılara bir açıklık getirilmek istenmiştir. Araştırmada tanımı yapılan çeşitler; Alphonse Lavallee, Amasya, Beylerce, Chasselas, Değirmendere, Emperor, Hafızali, King's Ruby, Muscat d'Alexandria, Müşküle, Pembe gemre, Peygamber üzümü, Razakı, Royal, Sultani çekirdeksiz ve Sika olmuştur. İncelenen ampelografik kriterler; sürgün, genç yaprak, olgun yaprak, çubuk, çiçek salkımı, üzüm salkımı, tane, çekirdek ile fenoloji, büyüme, verim ve kaliteye ilişkin özellikler adı altında gruplandırılmıştır. Ayrıca çeşitlerin 1988 ve 1989 yıllarına ait ayrıntılı fenolojik özellikleri incelenmiştir. Ele alınan tüm çeşitlerde sürgün ucu“açık”tipinde bulunmuştur. Sürgün ucunun şekli ise Emperor ve Değirmendere'de“yarı sarkık”diğer çeşitlerde“yarı dik”olarak belirlenmiştir. Çeşitlerin yatık tüyleri, dik tüylere nazaran daha çok ampelografik öneme sahip bulunmuştur, özellikle yaprağın alt yüzü yatık ve dik tüyler bakımından çok önemli görülmüştür. Yatık tüyler bakımından sürgün ucu ile genç yaprak ve olgun yaprağın alt yüzü arasında sıkı bir ilişki bulunmuştur, Ancak asmanın sürgün, yaprak sapı, yaprağın üst yüzü ve çubuk gibi organlarındaki dik ve yatık tüylerin ampelografik bakımdan bir katkısı olmadığı anlaşılmıştır. incelenen çeşitlerin sürgün ucu antosiyanin varlığı ve yoğunluğu çeşitlere ve ekolojiye göre değişirken;135 i genç yapraklardaki antosiyanin yoğunluğu, mevsimin.> ilerlemesine“ paralel olarak sürgUn ucundan bazala doğru azalmaktadır. Ardışık suiüklü boğumların diziliş şekli tüm çeşitlerde ”kesikli“ olurken,Amasya ve Sika çeşitlerinde sülük uzunluğu ”çok uzun“, King's Ruby'de ise ”kısa“ sınıflarına girmiş, diğer çeşitler bu sınıflar arasında yer almışlardır. Yaprak, salkım ve taneye ilişkin ampelografik özellikler, çeşitler arasında farklılık gösterirken bunun aynı çeşitte bile değişebildiği saptanmıştır. Bu organlara ait özellikler hakim olan sınıf dışında diğer yakın sınıflara da girmektedir. Tane tat (lezzet veya rayiha) özelliği yönünden sadece Muscat d'Alexandria çeşidinde ”misket“ kokusu bulunurken, diğer çeşitlerde ”yok“ sınıfına girmiştir. Bu nedenle Muscat d'Alexandria çeşidi ”kuvvetli misket“ tat sınıfına dahil edilmiştir. w Çeşitlerin çoğunluğu çeşide özgü sayıda çekirdek içerirken,King's Ruby ve Sultani çekirdeksiz gibi çeşitlerin iz halinde çekirdek içerdikleri belirlenmiştir. Ayrıca çekirdekli çeşitlerde en az çekirdek Hafızalı çeşidinde görülmüştür. Yine çekirdekli çeşitlerde hilum belirgin iken, çekirdeksiz çeşitlerde önemsiz bulunmuştur. Çekirdekli çeşitlerin hiç^ birinde çekirdeğin yan kenarlarında kabarıklık görülmemiştir. Razakı, Sika ve Hafızali çeşitlerinde yaprak sap cebi yan damarla şekillendirilmiş iken; Alphonse Lavallee, Royal ve Amasya çeşitlerinin yaprak sap cebi kenarında diş bulunmaktadır. Çubukların enine kesiti çeşitlerin çoğunda ”yuvarlak“ olurken, Sultani çekirdeksiz, Emperor, Chasselas, Muscat d'Alexandria, ve Değirmendere'de ”eliptik“'tir. Çubuk yüzeyi ise tüm çeşitlerde ”çizgili“'dir. Çeşitlerin çoğunda taneler iyi bir şekilde renklenirken, Emperor, Değirmendere ve King's Ruby136 çeşitlerinde tane rengi tekdüze (üniform) değildir. Bunun ekoloji'den kaynaklandığı düşünülmektedir. Yaprakların sonbahar rengi yeşil-sarı renkli tanelere sahip olan çeşitlerde. ”sarı“dır. Buna karşılık kırmızı ve mavi-siyah çeşitlerde ”sarı“ veya ”kırmızı“ olmuştur. Kırmızı renkli tanelere sahip Pembe gemre çeşidinin yaprakları sonbaharda ”sarı“ renk almıştır. Yaprakların sonbahar rengi, sürgUn büyüme gücü, boğum arası uzunluğu ve boğum arası çapa,- çeşitlere göre farklılık göstermiştir. Boğum arası uzunluğu ”uzun“ sınıfına giren Şika'da 142.20 + 15.25 mm ile en uzun olurken, boğum arası çapı 10.60 mm ile ”orta“ sınıfına girmiştir. Çeşitler içinde boğum arası çapı ”orta“ 1 sınıfına giren Emperor 11.20 + 0.30 mm ile en kalın sürgünlere sahip bulunmuştur. Bu bakımdan ”ince“ sınıfına giren Beylerce ise 8.02 + 0.25 mm. boğum arası çapı ile en ince sürgünlere sahip görülmüştür. Emperor çeşidinin salkımları 710.64 + 47.65 g ile.< ”büyük“ sınıfına girip en ağır salkımları oluştururken Chasselas (212.21 ± 14.22 g) ve Sultani çekirdeksiz (215.21 + 16.88 g) çeşitlerinin salkımları ağırlık yönünden ”küçük“ sınıfında en küçük salkımları temsil etmişlerdir. İncelenen çeşitler içerisinde tane ağırlığı bakımından ”çok küçük“ ve ”çok büyük" sınıfına giren çeşit bulunmamaktadır. Tek yıllık verilere göre Sultani çekirdeksiz ve Hafızali çeşitlerinin verimi dikkate değer görülmemiştir. Bu çeşitlerin verimsiz olmasının yöre ekolojisinden kaynaklandığı sanılmaktadır. incelenen çeşitlerin fenolojik olayları arasında bir ilişki bulunamamış zira fenolojik olaylar yıllara göre farklılık göstermiştir. Çeşitler içerisinde en geç uyanan Razakı olduğu halde, en geç olgunlaşma Değirmendere çeşidinde saptanmıştır. Sonuç olarak verim ve kaliteye ilişkin özellikler dikkate alındığında incelenen çeşitler içerisinde Alphonse Lavallee, Royal, Peygamber üzümü, Sika,137 Amasya ve Muscat d'Alexandria bölgemiz koşulları için çok olumlu bulunmuştur. Ayrıca Razakı, Müşküle ve Chasselas çeşitleri de memnuniyet verici olmuştur. King's Ruby, Emperor ve Değirmendere ise çok iyi bazı nitelikler yanında tanelerinin renklenmesi bakımından sakıncalı bulunmuştur. Pembe gemre'de verimi ve tane rengi dışında çok güzel (sert ve iri taneli) bir çeşit olarak görülmüştür. *
Özet (Çeviri)
138 8. SUMMARY in the research conducted on vineyard at the Çukurova University, Faculty of Agriculture, in 1988 and 1989, ampelographic and phenological properties of 16 native and foreing grape varieties have been studied under the conditions of Adana district, also it was hopped to bring clearnessi tothe relation of phenological developments of those varieties. The defined grape varieties in this study are Alphonse Lavallee, Amasya, Beylerce, Chasselas, Değirmendere, Einperor, Hafızali,King's ruby, Muscat d'Alexandria, Müşküle, Razakı, Pembe gemre, Peygamber üzümü,Royal, Sultani çekirdeksiz and Sika. The examined ampelographical criters were grouped under the name of young shoots, young leaves, mature leaves, woody shoots, inflorescences, bunches, berries, seeds with phenology; growing, yield and quality properties. Separately,..detailed phenological properties of the varieties in 1988 and 1989 have been investigated. The form of young shoot tips have been found“öpen”in the whole varieties studied. As för the shoot attitudes, they are“semi- dropping”in Değirmendere and Emperor vhile the others are“semierect”. The prostrate hairs of varieties have been found out that they have more ampelographic importance according to the erect hairs.Specially, the lover surface of blade was seen very urgent from the view of prostrate and erect hairs. in addition,there is a notable relationship betveen shoot tips and lower surfaces of young and mature leaves in view of prostrate and erect hairs. However, the prostrate and erect hairs on the shoot, petiole, the upper surface of blade and woody shoot have no contribution to ampelographic defination of the varieties. While the distribution and intensity of anthocyanin of young shoot tips that have been changed depend on varieties and ecology, intensity of anthocyanin colouration of young leaves -have been decreased from shoot tips to shoot bottoms in parallel with process of season. Although the distribution of successive nodes with tendrils on shoot is“discontinuous”för ali varieties, the tendril lengths on shoot of Amasya and Sika varieties ace.“very long”.Howeyer,it is“short”, f ör139 King's Ruby as the others take place between these classifications. Ampelographical properties related to leaves, bunches and berries differ not only from kinds to kinds but also in the same varieties as well:. Berry taste of Muscat d' Alexandria smells'“muscat”, whereas the other varieties“don-'t have;”any muscât“ smelLSo it has been included in the ”strong muscat“ group. While the majority of varieties has the number of seeds peculiar to its own variety, the seedless varieties such as King's Ruby and Sultani çekirdeksiz contain rudimentary seeds. Apart from this, it was observed that Hafizali has the least number of seed and among the seedy varieties, the hilum was found more evident than the seedless varieties. There» is not : transsersaL ridges on side of seeds of all seedy varieties. The petiole sinuses of Razakı, Sika and Hafizali are delinated by lateral veins, but Alphonse Lavallee's, Royal's and Amasya' s have tooth on the margin. While cross section of the woody shoot are generally ”citcular“ for the most of varieties, it is ”elliptic“ in Sultani çe kirdeksiz, Enperor, Chasselas, Muscat d 'Alexandria and Değirmendere. Woody shoot surfaces are ”striate“ at the whole varieties. In the most varieties, the uniformity of skin colour of berry is well but, Emperor's, Değirmendere' s and King's Ruby's are not uniform. The autumn colouring of leaves in investigated varieties that has green-yellow skin colour of berry is ”yellow“ but it is ”red“ or ”yellow“ that has red and blue-black skin colour of berry. It is ”yellow“ in Pembe gemre which has red berry colour. Autumn colouring of leaves, vigor of shoot, length and diameter of internodes have been changed according to different varieties. The length of internode of Sika that is in ”long“ group is 142.20 ± 15.25 mm as the longest, diameter of internode is 10.60 mm like in the ”medium“ group. Emperor has the ”thickest“ shoot diameter of internode among investigated varieties that it is 11.20 * 0.30 mm and Beylerce's diameter of internode is the ”thinnest“ with 8.02 ± 0.25 mm. The bunch weight of Emperor is the ”highest“ with 710.64 i 47.65 g, Chasseles and Sultani çekirdeksiz are140 the ”lowest“ with 212.21 ± 14.22 g and 215.21 ± 16.88 g respectively. Considering weight of berry, name of the varieties studied meet into ”very small“ or ”very big" classes. According to the one year results, yields of Sultani çekirdeksiz and Hafızali are not significant. It is imagined that ecological conditions effect the yields. There was no relationship among the studied varieties' phenological observations because they differed according to the years. - The time of bud burst of Razakı variety was the latest among studied varieties, but the latest maturity was obtained in Değirmendere. As a result, Alphonse Lavallee, Royal, Peygamber üzümü, Sika, Amasya and Muscat d1 Alexandria are more suitable for Adana conditions. In addition, Razakı and Müşküle varieties are also suitable for Adana conditions. King's Ruby, Emperor and Değirmendere in spite of some of very good performance are not recommended because of not good colouring of skin of berries. Pembe gemre may be a suitable variety except yield and berry skin colouring, at this region.
Benzer Tezler
- İlkbahar sera hıyar üretiminde farklı yetiştirme ortamlarının meyve kalitesine etkileri üzerinde araştırmalar
Başlık çevirisi yok
NAZİRE AYLİN KILINÇ
- Çukurova bölgesi buğdaylarında ekim sıklığı ve azot uygulamasının kardeşlenme özellikleri ve verim oluşumuna etkisi üzerinde bir araştırma
Başlık çevirisi yok
HASAN ORHAN BAYRAMOĞLU
- Çukurova bölgesinde çeltik üretiminde mekanizasyon sorunlarının değerlendirilmesi üzerine bir araştırma
Başlık çevirisi yok
YILMAZ BAYHAN
Yüksek Lisans
Türkçe
1993
ZiraatTrakya ÜniversitesiTarım Makineleri Ana Bilim Dalı
PROF.DR. POYRAZ ÜLGER
- Asma kanama suyu ile toprağın mineral besin maddeleri yönünden karşılaştırılması
Başlık çevirisi yok
YASEMİN ÇATAL