Geri Dön

Osmanlı İmparatorluğu'nda ıslahat düşüncesinin gelişimi (1718-1839)

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 30739
  2. Yazar: ABDURRAHMAN ÜZÜLMEZ
  3. Danışmanlar: YRD. DOÇ. DR. MEHMET ÖZ
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Tarih, History
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 1994
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Hacettepe Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Tarih Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 157

Özet

ÖZET Osmanlı İmparatorluğu 'nda ıslahat hareketleri ile imparator luğun Avrupa karşısında gerileyişi arasındaki yakın bağ bilinmektedir. Bu gerileyiş, sonuçta devlet adamlarını çağın şartlarına uygun ıslahat yapmaya icbar etmiştir. Nitekim, Pasarofça Antlaşması (1718)'ndan hemen sonra, bu konuda takrirler kaleme alınmış; bir sûre sonra ise, İbrahim Müteferrika bu konudaki görüşlerini I. Mahmud (1730- 1754) 'a takdim etmiştir. Ona göre Osmanlı ordularının uğradığı mağlubiyetler, Avrupa'da silahlardaki değişmelere parelel olarak or taya çıkan yeni askerlik tekniklerinden neş'et ediyordu. Müteferrika'nın bu konudaki uyanlarına rağmen, 1768-1774 Osmanlı - Rus Savaşı sonrasına kadar bu konuda ciddi ıslahat hareketlerine rastlanmamaktadır. III. Selim dönemine gelindiğinde Babıâli'nin önünde iki seçenek bulunuyordu: Ya ıslahatlara ya da merkezin tahkim edilmesi için yeniçeriler ve ayanlar ile mücadeleye öncelik verilecekti. Bu seçeneklerden ilkinin kabul gördüğü biliniyor. Böyle bir durumda, özellikle yeniçeriler ile iyi geçinmek gerekiyordu. Fakat bu politika da sonuçta Kabakçı Mustafa Olayı'nın patlak vermesini önleyememiştir. Bu arada bu dönemde daima elçilik ve Kara Mühendishanesi aracılığıyla batılı düşüncelerin ülkeye aktarılması sürecinde hızlanma sözkonusudur. Nizam-ı Cedid Islahatlannnın muhalefet duvarına çarpması, II. Mahmud döneminde öncelikle merkezin güçlenderilmesi fikrinin kabulüne yol açtı. Sonuçta yeniçeriliğin lağvı (1826) reform hareket lerinin yeniden önünü açtı. Bunun, idarenin katılaşmasını da berabe rinde getireceği açıktır.11 Somut yani askeri gücün giderek zayıflaması sonucu Osmanlı devletinde Avrupa ile ilişkilerde diplomasi giderek ön plana çıktı. Diğer taraftan Avrupa'ya giden elçiler, Avrupa devletlerinin gaza ideo lojisi yerine merkezi idareyi güçlendirme politikasını yeğlediklerini gözlemişlerdir. XVIII. yüzyılda devleti uğraştırmaya devam eden sorunlar, çoğu kez tımar sisteminin çökmesi sonucunda ortaya çıkmıştır. Bu yerel güçlerin palazlanmasına sebep olmuştur. Osmanlı devlet adamlarının amacı, yerel güçleri merkeze raptetmekti. Bunun merkezin malî gücünü kısıtladığım düşünüyorlardı çünkü; diğer taraftan Avrupa'da gözlemlerde bulunan elçiler, bu ülkelerin malî bakımdan da mazbut bir yapıya sahip olduklarından bahsediyorlar ve bunu idarî yapılarının güçlü ve düzenli olmasıyla açıklıyorlardı. Osmanlı devlet anlayışının asıl gayesi, adil padişah'ı yetiştirmekti. Bir başka deyişle, sistem kişiye bağlı ilişkiler çerçevesinde mütalaa edilir. Tanzimat arefesinde ise, en azından Mustafa Reşid ve Sadık Rıfat Paşa, padişahın yetkilerinin sınırlarını çizen bir sistemin gerekliliğine işaret etmişlerdir. Bu, adil padişah il kesinin yerinin padişahın yetkilerini sınırlayan müesseseler ile doldu rulmak istendiğini göstermektedir.

Özet (Çeviri)

İÜ SUMMARY It is a well-known fact that reform movements in the Ottoman Empire were closely tied with the retreat of the Empire of Europe. This retreat forced Ottoman statesmen to make reforms in conformity with contemporary necessities. As a matter of fact, after the Treaty of Passarowitz (1718) some reform treatises were written; soon after, Ibrahim Müteferrika presented his views about reform to Sultan Mahmud I (1730-1754). According to him, the defeats suffered by the Ottoman armies arose from new military teahniques developed in Europe simultaneously with changes in arms. Despite müteferriha's warnings about this point, we come accorss no serious reforms until after the Ottoman-Russian war of 1768-1774. By the time of Selim III, the Porte was left with two options: the priority was to be given either to reforms or to the struggle against Jannisaries and provincial notables (âyâns) to consolidate the central power. We know that the first option was adopted. Such a policy made it necessary to be in good terms with Jannisaries. Howewer it could not prevent the revolt of Kabakçı Mustafa. In the meantime the advent of western ideas gained speed through the establishment of permanet embassies and military school of Engineering. That the Nizam-i Cedid reforms were met by strong opposition led to the acceptance of the idea of consolidation of central power in the first place. As a result of the gradual weakening of the military power, diplomacy gained increasing significance in the Ottomon Empire with regard to the relations with Europe. On the other hand, the Ottoman ambassadors in Europe observed that Europeans preferred central administrative organization to holy war ideology.iv The problems of the Ottomon state in the XVIIIth century resulted largely from the decline of the timar system. This led local notables to strengthen their position. However the aim of Ottoman statesmen was to bring local powers under the control of the centre. For they consider that decentralisation was restricting the financial power of the centre. Ottoman ambassadors in Europe were talking about a solid financial stucture, which they attributed to a strong administrative organization. The real objective of (classical) Ottoman political thought was to produce“the just ruler”. In other words, the state system was perceived within a framework of personal relationships. However prior to the Tanzimat at least such figures as Mustafa Reşid and Sadık Rıfat Paşa pointed out the necessity of a system determining the limits of the power of Sultan. This indicates that the principle of“just ruler”was replaced with institutions defining the powers of the Sultan.

Benzer Tezler

  1. Osmanlı İmparatorluğu'nda yapının çöküşü

    The Collopsing period of administrative structure of Ottoman Empire

    RIZA ÜSKÜDAR

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1998

    TarihAnadolu Üniversitesi

    Tarih Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. HALİME DOĞRU

  2. Osmanlıdan günümüze İzmir'de azınlık ve yabancı okullar

    Forign schools and minorities in İzmir from Ottomans to present

    PERVİN TURFAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    TarihKafkas Üniversitesi

    Tarih Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. NEBAHAT ORAN ARSLAN

  3. Modernization and İslam in Turkish thougut: Rasim Özdenören

    Türk düşüncesinde modernleşme ve İslam: Rasim Özdenören

    İBRAHİM USTA

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2019

    Siyasal BilimlerAnkara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi

    Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. AYTAÇ YILDIZ

  4. Makedonya sorunu

    Başlık çevirisi yok

    ZAFER KOYLU

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    1997

    TarihAnadolu Üniversitesi

    Tarih Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. İHSAN GÜNEŞ

  5. Ahmed Cevdet Paşa And Islamic Modernism

    Ahmed Cevdet Paşa ve İslam modernizmi

    MUHAMMED SAİT YAVUZ

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2002

    Dinİhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi

    Tarih Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. STANDFORD SHAW

    YRD. DOÇ. DR. S. AKŞİN SOMEL