Geri Dön

İstanbul'daki kan merkezlerinden elde edilen donör kan örneklerinde Leishmania parazitlerinin yeni mikrokültür yöntemi ve diğer yöntemler ile karşılaştırmalı incelenmesi

Comparative investigation of Leishmania parasites with new micro culture method and other methods in donor blood samples which are obtained from blood centers in Istanbul

  1. Tez No: 312204
  2. Yazar: SEZEN CANIM ATEŞ
  3. Danışmanlar: PROF. DR. ADİL M. ALLAHVERDİYEV
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Biyokimya, Biyomühendislik, Parazitoloji, Biochemistry, Bioengineering, Parasitology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2012
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Yıldız Teknik Üniversitesi
  10. Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Kimya Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Biyokimya Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 140

Özet

Leishmaniasis, zorunlu hücre içi Leishmania cinsi protozoonların etken olduğu zoonotik bir hastalıktır. Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) verilerine göre leishmaniasis 72'si gelişmekte olan ülke olmak üzere 98 ülkede 350 milyon insanı tehdit etmektedir. Dünya çapında yaklaşık 12 milyon vaka vardır. Her yıl bu sayıya 500 bin kişinin eklendiği ve her yıl 75 bin kişinin bu hastalıktan öldüğü tahmin edilmektedir. Son yıllarda hastalığın giderek yayılmasının esas nedeni; hastalığın vektörlerinde kullanılan insektisitlere, etkenlerinde ise kullanılan ilaçlara karşı dirençliğin gelişmesidir. Ayrıca şimdiye kadar etkin bir aşı geliştirilmemesidir. Küresel ısınma ile hastalığın Avrupa ülkeleri de dahil olmak üzere dünyanın çeşitli ülkelerinde giderek çoğalması bu problemin önemini daha da arttırmaktadır. Leishmania parazitleri tatarcıkların ısırması; kan nakli, organ transplantasyonu gibi çeşitli yollarla bulaşmaktadır. Ayrıca donör kanı vasıtasıyla hastalığın bulaştığı bilinmekte ve bu konu güncel bir problem oluşturmaktadır. Donör kanı ile hastalığın bulaşması sadece epidemiyolojik açıdan değil, aynı zamanda kan alıcılarının sağlığı için de hayati önem taşımaktadır. Hastalığın kan nakli ile iletildiğinin belirlenmesi zor olsa da endemik bölgelerde kan donörleri arasında Leishmania parazitinin taşındığına dair kanıtlar bulunmaktadır. Ayrıca DSÖ'nün açıklamalarına göre, semptomatik hasta sayısı mevcut leishmaniasis hastalarının sadece % 5-20'ini oluşturmaktadır.Dünyanın çeşitli endemik ülkelerinde donör kanları üzerine yapılmış çalışmalar mevcutken, ülkemiz gibi endemik bölgeler içeren bir coğrafyada henüz insan donör örnekleri ile yapılmış bir çalışma bulunmamaktadır. Buna göre de, bu tez çalışmasında ilk kez olarak donör kan örneklerinde, Leishmania parazitlerini tespit etmek amacıyla, semptomatik visseral leishmaniasis hastalarının tanısında yüksek duyarlılık ve spesifiklik gösteren, ancak asemptomatik sağlıklı kişiler veya donör kanlarındaki duyarlılığı bilinmeyen mikro kültür yöntemi (MKY), leishmaniasis tanısında kullanılan diğer yöntemler ile kıyaslanarak incelenmiştir. Çapa Kızılay kan merkezinden temin edilen 343 donör kan örneğine mikroskobik (yayma), kültür (NNN agar ve MKY), serolojik (IFAT, ELISA ve ICT) ve moleküler yöntemler (PCR) uygulanmıştır. İncelenen 343 donör kanının yirmi altısında (% 7.58) kullanılan yöntemler Leishmania parazitlerine göre pozitiflik tespit edilmiştir. 343 donörün hepsine uygulanan Yayma, MKY, IFAT ve ELISA yöntemleri temel alınarak en az bir yöntem ile pozitif veren 26 donörün muhtemelen enfekte olduğu kabul edilerek duyarlılık değerlendirmesi yapıldı. Bu değerlendirmeye göre asemptomatik leishmaniasisi tespit etmede yöntemlerin hassasiyeti MKY için % 58, yayma için % 15, NNN agar için % 4, PCR için % 11 ve ICT için % 4 olarak hesaplanmıştır. Ayrıca IFAT-L. infantum için % 38 ile IFAT-L. tropica için % 23 ve ELISA-L. infantum için % 35 ile ELISA-L. tropica için % 19 olarak duyarlılık belirlenmiştir. Böylece ilk kez olarak donör kanlarında MKY ile leishmaniasisin tanısında kullanılan diğer yöntemlerin kıyaslanarak incelenmesi sonucunda, kan bankasından elde edilen örneklerde Leishmania parazitlerinin tespiti için en duyarlı yöntemin MKY olduğu ortaya çıkmıştır. Ayrıca ilk kez olarak Türkiye'de İstanbul gibi non-endemik olan bir bölgede donör kanlarında Leishmania parazitlerinin varlığı saptanmıştır. Kullanılan diğer yöntemlere göre serolojik yöntemlerden IFAT ve ELISA da yüksek duyarlılık göstermiştir. Ancak parazitolojik olarak kesin tanı parazitin kendisine veya moleküler özelliklerine dayanmaktadır. Serolojik yöntemlerin ise çapraz reaksiyon verdikleri dikkate alındığında, asemptomatik sağlıklı bireylerin tanısında MKY'nin kullanılması önerilebilir.Sonuç olarak non-invaziv, uygulaması kolay ve ekonomik olan MKY ile kan bankalarından temin edilen kanlar, kan ihtiyacı olan kişilere verilmeden önce mutlaka leishmaniasise göre kontrol edilmelidir. Gerek Leishmania tanısındaki hekim bilgilendirilmelerinin arttırılması, gerekse kan bankalarındaki kanların leishmaniasise göre taranması gibi düzenlemeleri yapılması gerekmektedir. Bu amaçla TC Sağlık Bakanlığının bu sorunu dikkate alması için çalışmalar başlatılmalıdır.

Özet (Çeviri)

Leishmaniasis is a zoonotic disease which occurs by a compulsory intracellular protozoon Leishmania species. According to the World Health Organization (WHO) leishmaniasis is threatening 350 million people in 98 countries in which 72 of these countries is developing countries. There are approximately 12 million cases worldwide. It is estimated that every year 500 thousand people are being added to this number and 75 thousand people going to die according to this disease. Recently, the basic reason of the disease?s expanding is emerging resistance to the insecticides in vectors and to drugs in parasites. Furthermore vaccines are inefficient improving against leishmaniasis up to now. In addition global warming is indicating this disease?s effect area in the world including Europe countries, so this situation is being increase the importance of the problem. Leishmania parasites are being transmitted by Phlebotomus bites, blood transfusion, organ transplantation and etc. Additionally it?s known that the disease can be transmitted by donor bloods and this subject is producing a current problem. Transmitting the disease by donor bloods not only has a vital importance as epidemiologically but also important for the health of blood receivers. It?s difficult to determinate the transmitting with blood transfusion but in endemic areas there are evidences about transmitting the Leishmania parasite between blood donors and blood receivers. Furthermore according to WHO, the number of symptomatic patient is just 5-20 % of total patients.There are different studies on donor bloods in the endemic countries of the world but in our country there is no study about this subject. Accordingly in this thesis study for the first time, different Leishmania diagnostic methods and micro culture method (MCM) investigated by comparing to identify Leishmania parasites in the donor blood samples. Because MCM is highly specific and sensitive for symptomatic visceral leishmaniasis but the sensitivity of the MCM is not known in asymptomatic healthy individuals or donors. Obtained 343 donor blood samples from the Çapa Red Crescent Blood Center were analyzed by microscopic (smear), culture (NNN agar and MCM), serological (IFAT, ELISA and ICT) and molecular (PCR) methods. Twenty-six of (7.58 %) the investigated 343 donor blood samples were identified as positive for Leishmania parasites with the applied methods. The sensitivity was calculated as considered that these 26 donors were probably infected when was one of the techniques gave a positive result. The sensitivity assessment was 58 % for MCM, 15 % for smear, 4 % for NNN agar, 11 % for PCR and 4 % for ICT. Furthermore the sensitivity calculated 38 % for IFAT-L. infantum, 23 % for IFAT-L. tropica and 35 % for ELISA-L. infantum, 19 % for ELISA-L. tropica. Thus, for the first time, in donor bloods as a result of investigation in comparison MCM with other methods used in the diagnosis of leishmaniasis, in samples which are obtained from the blood bank for the detection of Leishmania parasites have emerged as the most sensitive method MCM. In addition, for the first time in Turkey such as Istanbul, which is a non-endemic region, the presence of Leishmania parasites in the blood donors has been identified. Serological methods, IFAT and ELISA, also showed a high sensitivity according to the other used methods. However, as a parasitological definitive diagnosis based on the parasite itself or its molecular characteristics. MCM can be suggested for diagnosis of asymptomatic healthy individuals, because the serological methods could be given cross-reaction.As a result, obtained blood from blood banks, must be checked before giving people according to leishmaniasis with MCM which easy to apply, non-invasive and economical. Arrangements such as physicians informing about the diagnosis of Leishmania and screening of blood banks according to leishmaniasis should be made. For this purpose, studies must be started for considering this issue by the Turkish Ministry of Health.

Benzer Tezler

  1. Kan donörlerinde plasmodium vivax ve plasmodium falciparum araştırılması

    Detection of plasmodium vivax and plasmodium falciparum in blood donors

    HACER ÖZTÜRK AKIN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2002

    Mikrobiyolojiİstanbul Üniversitesi

    Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ.DR. YAŞAR ALİ ÖNER

  2. Çocuklarda toplumda gelişen pnömonilere çocuk ve aile hekimlerinin yaklaşımı

    The doctors aproach to community-acqui̇red pneumoni̇a in childhood

    HURİ AYDOĞAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık Bakanlığı

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    UZMAN AHMET SAMİ YAZAR

  3. Suriyeli göçmenlerin göçmen sağlığı merkezlerinde sunulan sağlık hizmetlerinden yararlanma durumu

    The USR e of health services by syrian migrants at migrant health centers

    HATİCE KELEŞMEHMET

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Aile HekimliğiMarmara Üniversitesi

    Aile Hekimliği Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ARZU UZUNER

  4. Kuruluştan Fatih devri sonuna kadar Arapça gramer (Sarf-Nahiv)'e dair eser yazan Osmanlı-Türk alimleri

    Başlık çevirisi yok

    MEHMET YAVUZ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1991

    Doğu Dilleri ve Edebiyatıİstanbul Üniversitesi

    Arap Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. AHMET SUBHİ FURAT

  5. Akreditasyonun performansa etkisi: Kızılay Kan Merkezi JCI Akreditasyonu örneği

    Accreditation impact on performance: Accreditation sample of Turkish Red Crescent Blood Center JCI

    YASEMİN AKTAŞ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    Sağlık Kurumları YönetimiTürk Hava Kurumu Üniversitesi

    İşletme Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MENDERES TARCAN