Geri Dön

Gümrük birliğinde Türk cam sanayii

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 31915
  2. Yazar: R. SİNAN BAYBURT
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. ESER KARAKAŞ
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Ekonomi, Economics
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 1994
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Maliye Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 160

Özet

ÖZET AB'ne tam üye olmayı amaçlayan Türkiye, bunu ancak AT ile arasında olan Ortaklık Anlaşmasını işleterek gerçekleştirebilir. Burada yapılması gereken de, Ortaklık Anlaşması ve buna bağlı Katma Protokol uyarınca zamanında AT- Türkiye gümrük birliğinin kurulmasıdır. Gümrük birliği, uluslararası ekonomik birleşmeler teorisinden doğmuştur. Bu teori ilk defa 1950'lerde J. Viner tarafından ortaya atılmıştır. Gümrük birliklerinin üretim üzerinde olumlu ve olumsuz olmak üzere iki etkisi vardır. Bu etkiler ticaret yaratıcı ve ticaret saptırması şeklinde olmaktadır. Bir gümrük birliğinin kurulmasında, birliğe katılan ülkelerin, tamamlayıcı ve rakip ekonomiler olmalarına göre gümrük birliğinin daha çok ticaret yaratıcı veya ticaret saptırıcı etkiler doğuracağı ve dünya refahının buna bağlı olarak daha fazla artacağı veya azalacağı gümrük birlikleri teorisi üzerinde önemle durulan konulardan biridir. Bu teorinin eleştirilen noktalan ise şunlardır; tam rekabet, tam istihdam ve ülkeler arasında mal hareketliliği varsayımlarına dayanan geleneksel teori, birliğin üye ülkelerdeki istihdam seviyesi, verimliliği ve büyüme hızlarındaki değişme ve talep yapısı üzerinde etkilerin belirlenmesinde yararlı olamamaktadır. Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu, uygulamada ekonomik birleşmelere örnek gösterilecek ilk kuruluştur. Kurumsal açıdan da Avrupa bütünleşmesi AKÇT ile başlamıştır. 1951 Paris Anlaşmasının yarattığı uygun ortamda Avrupa'da bir ekonomik birleşmenin geliştirilmesi konusu 1950'li yıllarda önem kazanmaya başlamıştır. 1957'de Roma'da imzalanan anlaşmalarla Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu ile Avrupa Ekonomik Topluluğu kurulmuştur. AET'yi yaralan anlaşma gümrük birliğidir. Bu anlaşmaya göre; i) Üye ülkeler arasında gümrük resminin kaldırılması, ii) Ortak gümrük tarifesinin düzenlenmesi, iii) Üye ülkeler arasında miktar sınırlamalarının kaldırılması. Gümrük birliği teoride mal ve hizmetleri içerisine aldığı halde uygulamalarda (X)sermaye, işgücü ile birlikte hizmetlerde kapsam dışında kalmaktadır. Topluluk üyesi ülkeler arasında, gümrük vergilerinin kaldırılması 12 yıl içinde gerçekleştirilmesi amaçlanmıştır. Ama planlanan tarihten 1.5 yıl önce gümrük vergilerinin sıfıra indirilmesi işlemi gerçekleştirilmiştir. Topluluğun dayandığı esaslardan biri olan, üye ülkeler arasında ortak bir gümrük tarifesinin uygulanması esasına ilişkin hükümler, Roma Anlaşmasının 18-29 maddelerinde kayıtlı bulunmaktadır. 1 Kasım 1993 tarihinden itibaren AT artık Avrupa Birliği olarak anılmaya başlanmıştır. Ama“Avrupa Birliği”adının aslında sadece Konsey'in ortak dış politika ve güvenlik politikası, adalet ve içişleri alanlarında işbirliği ve özel Topluluk sorunları bağlamında aldığı ve yaptığı eylemlerle ilgili olarak kullanılması gereklidir. Avrupa Ekonomik Topluluğu 'nun adı da“Avrupa Topluluğu”olmuştur. Buradan doğan kavram karmaşası halen üye ülkelerin resmi kurumlarında olduğu gibi Topluluğun kendi resmi örgütlerinde de yaşanmaktadır. Buna rağmen kimin neyi ifade etmek istediği anlaşılabilmektedir. Yukarıdaki açıklamalara göre Türkiye- AB ile değil, AT ile gümrük birliği oluşturacaktır. Türkiye'nin AT üye başvurusunu 1959 yılında yaptı. Türkiye'ye Topluluk tarafından ortaklık statüsü teklif edildi. 1963 yılında ise Ankara'da Ortaklık Anlaşması imzalandı. Bu anlaşma ile Türkiye'nin topluluk yardımları ile desteklenmiş geçiş dönemlerinde aşamalı şekilde, gümrük birliği kurmasını ve sonra tam üye olmasını öngörmektedir. Ankara Anlaşması'nın 4'ncü maddesi ile, bu anlaşmaya ekli Geçici Protokol'ün l'nci maddesi gereğince Türkiye, 1 Aralık 1968 tarihinden itibaren geçiş dönemine girmek istediğini Ortaklık Konseyine bildirmiştir. Topluluk ile Türkiye arasında yapılan görüşmelerden sonra 1970 tarihinde Brüksel'de geçiş dönemi şartlarım tespit eden Katma Protokol imzalanmıştır. Katma Protokol, istisnalar dışında 12 yıl sürecek olan Geçiş Döneminin esaslarını tespit etmektedir. Buna göre, prensip olarak sanayi maddeleri için gümrük birliği 12 yıldır. Ancak istisnai olarak Protokol'ün 3 sayılı ekindeki listede yer alan sanayi maddeleriyle ilgili gümrük vergilerinin Türkiye tarafından 22 yıllık sürede kaldırılması öngörülmüştür. Gümrük birliği çerçevesinde, Türkiye'nin, Topluluğun son derece liberal ve korumacılık oranı son derece düşük, OGT'ye uyumu da zorunludur. Türkiye 1973 'te ilk gümrük indirimini yapmış ve 1975'ten itibaren gelişen politik, ekonomik ve sosyal sıkıntıları nedeniyle AT'na karşı yükümlülüklerini yerine getirememiştir. (XI)1980 yılından sonra AT ile ilişkileri donma noktasına gelen Türkiye, 1987 yılında Topluluğa tam üyelik başvurusunda bulundu. Türkiye bu başvuruyu Ankara Anlaşması çerçevesinde değil, Roma Anlaşması'nın 237'nci maddesine göre yapmıştır. AT, bu başvuruyu incelemiş ve Türkiye'nin tam üyelik için“ehil”olmasına rağmen tam üyelik müzakerelerine henüz hazır olmadığını bildirmiştir. Bu arada Türkiye Ortaklık Anlaşması ve Katma Protokol'e dayanan yükümlülüklerim yerine getirmeye çalışmaktadır. 12 yıllık listede % 80, 22 yıllık listede % 70 oranında indirim gerçekleştirilmiştir. OGT'ye uyum konusunda ise, 12 yıllık listede % 60, 22 yıllık listede % 50'lik uyum sağlanmıştır. 70'li yılların sonunda başlayan problemlerden dolayı Türkiye, Topluluğa karşı yükümlülüklerini tam olarak yerine getiremediği gibi, Toplulukta Türkiye'ye karşı yükümlülüklerini özellikle mali yardımlar konusunda yerine getirememiştir. Gümrük birliği için şu anda planlanan tarih 1 Ocak 1995 olarak görülmektedir. Bu konuda yapılan çalışmalar olduğu gibi yapılması gereken çalışmalar da önem kazanmaktadır. Kamu görüşüne göre Türkiye, en geç Aralık 1995'e kadar AT ile gümrük birliğini gerçekleştirmiş olacaktır. Bu konudaki çalışma programı Kasım 93 'de yapılan Ortaklık Konseyi toplantısında açıklanmıştır. Gümrük birliği Türk sanayii ile Türk insanının hayatım büyük ölçüde etkileyecektir. Türkiye-AT arasındaki gümrük birliğine yalnızca korumacılığın ve iktisadi sınırların ortadan kalkacağı bir serbest ticaret anlaşması olarak bakmak eksik bir bakış açısıdır. Gümrük birliği bir karşılıklı dayanışma ve entegrasyon süreci olarak düşünülmelidir. Dolayısıyla gümrük birliği basit bir süreç değil; karmaşık, siyasi, sosyal ve ekonomik boyutlarıyla ele alınması gereken bir oluşumdur. Bu nedenle gümrük birliğine gidilirken çeşitli önlemlerin alınması gereklidir. Gümrük birliğinde AB ülkeleri ile Türkiye arasındaki gelişmişlik farkı önem kazanmaktadır. Bu gelişmişlik farkı Türkiye açısından dezavantajlı durum yaratmakta olup, gelişmesini tamamlamamış ve korunması aşağılara çekilmiş bir sanayinin genel olarak rekabet ortamına dayanması çok güçtür. Ancak gelişmesini tamamlayan ve batı standartlarında çalışan sektörler bu rekabet ortamına rahatlıkla uyum sağlayabilir gözükse de ülke altyapısından doğan dezavantajlar göz ardı edilmemelidir. Sadece AT-gümrük birliği çalışmaları değil, Dünya ticaretinin serbestleştirilmesine yönelik Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması (GATT)-Uruguay Round görüşmelerinin de sonuçlanması; artık Türkiye'nin dünya rekabetine açılmasının tescili olduğunu göstermiştir. Türkiye'nin en eski ve gelişmiş sanayilerinden biri olan cam sanayii, lokomotif sektörlerden biri olma özelliğini taşımaktadır. Cam sanayii; inşaat ve otomotiv sektörü, turizm sektörü, içki, meşrubat ve gıda sektörleri, beyaz eşya, mobilya, (XII)ecza, denizcilik, elektrik-elektronik, spor ve dinlenme, cam takviyeli plastikler gibi bir çok sektöre girdi verdiği için ülke ekonomisi açısından lokomotif sektör konumundadır. Türk cam sanayiinin dünya da önemli bir yeri vardır. Gümrük birliği tüm sektörleri olduğu gibi cam sanayiini de etkileyecektir. Bu arada cam sanayiinin kendine has, diğer sektörlerde görülmeyen bazı temel özellikleri vardır. Bu durum özellikle sektörün rekabet gücünün önemini arttırmaktadır. Türk cam sanayiini gümrük birliği içerisinde tehdit eden ülkeler AB üyesi ülkeler değil, üçüncü ülkelerdir. Özellikle Eski Doğu Bloku ile Uzakdoğu ülkelerinden yurda gelen kalitesiz ve dampingli ürünler Türk cam sanayiini olumsuz yönde etkilemektedir. Bu ülkeler gümrük birliğinde OGT'den dolayı Türk cam sanayiini daha fazla tehdit edebilir. AB ülkeleri bu tip haksız rekabet uygulayan ülkelere karşı çeşitli tedbirler alarak, müeyyideler uygulamaktadır. Türkiye de bu tip haksız rekabete yol açan ülkelere karşı AB normlarını uygulamalıdır. Ülkemizin önemli sektörlerinden biri olarak bilinen Türk cam sanayii gelişmiş batı ülkeleri ile eşit ve adil pazar koşulları sağlandığı takdirde rekabet edebilme gücüne sahiptir. (XIII)

Özet (Çeviri)

SUMMARY Turkey can achieve her goal to become a full member of the EU only by fulfilling provisions of the Association Agreement she signed with the EC. Within this scope, the Customs Union between EC and Turkey has to be established without delay in accordance with the Association Agreement and the related Added Protocol. Currently, January 1, 1995 seems to be the deadline for the Customs Union. Studies yet to be performed on the subject are at least as important as ongoing work. According to Public authorities' view, Customs Union with The EC will be established by December 1995 the latest. The working programme on this issue has been declared during the Association Board meeting held in November 1993. There is no doubt that the Customs Union will have considerable impact on the Turkish industry and the daily life of Turkish people. Considering the Turkey-EC Customs Union just as an agreement abolishing protective practices and economic limitations will constitute an inadequate perspective. Instead, the Customs Unions should be seen as a mutual cooperation and integration process. As a result, the Customs Union should be evaluated within its political, social and economic complexity rather than as just a simple process. Also, a number of measures should be initiated in the course of the realization phase. From the Customs Union point of view, the difference in the development level of Turkey and the EU countries costitutes special importance. The mentioned difference creates many handicaps for Turkey. In general, industries still in the development process and in lack of adequate protection can hardly withstand conditions of competitive economy. At the first glance, developed sectors operating with western standards may seem to be able to adapt themselves to competition. However, disadvantages stemming from the inefficient understructure of the country impose burdens on all the subsectors anyway. The glass industry, one of the oldest and most advanced sectors in Turkey, is also one of the leading sectors of the country. The Turkish glass industry has also a considerable part in the world glass sector. The glass industry, as any sector of the country, will be affected by the Customs Union. The major threat within the framework of Customs Union towards the glass sector stems from third countries rather than from EU member countries. Import 131of low quality, dumped price glassware from ex East Block countries and Far East countries in particular, impose adverse effects on the domestic glass industry. Dimensions of this threat may expand due to the Common Customs Tariff which is a part of the Customs Union. EU members already apply various sanctions and measures against countervailing practices stemming from such countries. Turkey as well should apply similar procedures and EU norms in this respect. Assuming that the above mentioned countervailing practice of the current situations will be abolished, the Turkish glass industry can be said to be strong enough to face the Customs Union. 132

Benzer Tezler

  1. AT ile gümrük birliğine giderken Türk çimento, seramik ve cam sanayi

    Turkish cement ceramic and glass. Industries towards the EC-Turkey castoms union

    GÜRDAL KAYA

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1995

    Mühendislik Bilimleriİstanbul Teknik Üniversitesi

    İşletme Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. HACER ANSAL

  2. Gümrük Birliği'nin Türk dış ticaretine etkileri

    Customs Union of foreign trade Turkey's

    İDRİS ÖZKUL

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2004

    EkonomiMuğla Üniversitesi

    İktisat Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ÖMER GÜRKAN

  3. Türkiye'de teşvik sistemleri uygulama şekli ve karşılaşılan problemler

    Başlık çevirisi yok

    KAZIM BAYDİLLİ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1993

    Ekonomiİstanbul Üniversitesi

    Para Banka Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HAYRİ ERDOĞAN ALKİN

  4. Türkiye-AB Gümrük Birliği ve Gümrük Birliğindeki güncel sorunlar

    Turkey-EU Customs Union and the actual problems in the Customs Union

    CİHANGİR CENGİZ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    EkonomiGaziosmanpaşa Üniversitesi

    İktisat Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. ÖMER KURTBAĞ

  5. Maastricht Antlaşmasının Avrupa Topluluğu üyesi ülkeler ve Türk dış ticareti yönünden değerlendirilmesi

    Başlık çevirisi yok

    ORHAN İLGÜN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1994

    İşletmeDokuz Eylül Üniversitesi

    Uluslararası İşletmecilik Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MUSTAFA TANYERİ