Türkiye'de bütçe açıklarının nedenleri, etkileri ve açıkların finansman yolları (1980-1993).
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 31946
- Danışmanlar: PROF. DR. NİHAT FALAY
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Ekonomi, Economics
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1994
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Maliye Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 127
Özet
ÖZET Bütün dünya ülkelerinde devletin ekonomide önemli bir ağırlığı vardır. Devletin elinde önemli bir araç olan kamu bütçesi, hükümetlerin politika amaçlarına göre harcamaların yönlendirilmesinde etkin bir işleve sahiptir. Klasik teoride bütçe kaynak ve harcamalarının eşit olması, yani“denk bütçe”esası kabul edilmiştir. Devlet, savunma, güvenlik gibi temel kamu hizmetlerinin dışında ekonomiye karışmamalıdır. Piyasa mekanizması kendi işleyişiyle dengeyi bulur. 1929 dünya ekonomik durgunluğundan kaynaklanan Keynesyen yaklaşım ise, piyasa işleyişinin tüm amaçları uzlaştıramadığım, devletin harcama politikaları yoluyla ekonomiye müdahale etmesi gerektiğini savunur. Devlet istikrarsızlıkları gidermek için bütçe açığını bir araç olarak kullanmalıdır. Monetarist teoride daha çok, bütçe açığının finansman yolları üzerinde durulur. Borçlanma ve emisyon artışı yoluyla bütçe açığı finansmanı, fiyat yükselişlerine neden olacağından bütçe açığı tercih edilmemelidir. Neo klasik iktisatçılar da devletin ekonomiye müdahalesine, bütçe açığı vererek ekonominin canlandırılması fikrine karşıdırlar. Ancak zorunlu durumlarda kalıcı olmamak koşuluyla, böyle bir uygulamaya karşı esnektirler. Arz iktisadı teorisinde, vergi oranında yapılacak indirimlerin vergi gelirlerini artıracağı savunulur. Yani, vergi oranlarında indirim gelir azalmasına ve bütçe açığına neden olmaz. Kamusal tercihler teorisi taraftarları da bütçe açığına karşıdırlar ve denk bütçe esasının ülkelerin anayasalarında yer alması gerektiğini söylerler. Bütçe açığı verilmesi durumunda bunun çok çeşitli etkileri olacaktır. Bütçe açığı kalkınmayı olumlu etkileyebilir, sermaye birikimi sürecine olumlu katkıları olabilir. Bütçe yoluyla sektörler arasmda tercih yaparak kaynak dağılımını etkilemek mümkündür. Bütçe açığı yoluyla düşük gelirlilere aktarım varsa bu uygulama gelir bölüşümünü düzeltici etki yapar. Yine bütçe açıklan istihdamı artırmak için kullanılıyorsa, açıkların olumlu etkilerinden söz etmek mümkündür.Bütçe açıklan genellikle iç borçlanma, dış borçlanma ve emisyonla finanse edildiği için, fiyat istikrarına etkileri ise olumsuzdur. Bütçe açıklarının en önemli sonucu enflasyona yol açmasıdır. Gelişmiş dünya ekonomilerinde 1960'ların sonundan beri yaşanan kriz dönemleri, ekonomik sistemin yapısal bir bozukluğu olduğunu göstermektedir. Kriz dönemlerinde durgunluğu gidermek için yapılan müdahaleler sonucu gelişmiş ülkelerde açık bütçelerle karşılaşılmıştır. Gelişmiş ülkelerin artan refahı, devletin yerinin küçülmesini sağlayamamış, toplumun kamu hizmetlerine talebinin artması sonucu kamu harcamaları artış göstermiştir. Rakamlar, gelişmiş ülkelerde devletin ekonomideki yerinin düşünüldüğü gibi az olmadığını göstermektedir. İçinde bulundukları temel sorunlardan dolayı devletin daha müdahaleci olması gereken gelişmekte olan ülkelerde bu pay daha düşük ve üstelik sosyal harcamalar çok sınırlıdır. Gelişmekte olan ülkelerde, sermaye birikiminin yetersizliği, hızlı nüfus artışı, düşük gelirler, yetersiz kaynaklar devletin ekonomiye müdahalesini gerektirmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde kalkınma, kaynak dağılımı, gelir bölüşümü, istihdam ve fiyat istikrarı amaçlarının gerçekleştirilmesi için bütçe politikaları önemlidir. Ülkenin koşullarına göre bütçe yatırım öncelikleri belirlenmeli, bütçe dengeleyici nitelikte olmalıdır. Türkiye'de 1980 sonrası dönemde bütçe açıkları hızlı bir artış göstermiştir. Bunun uygulanan neo - liberal yaklaşımlarla ilgisi vardır. Uygulanan politikaların önerilerinden biri olan vergi oranlarında indirim, özel kesime tanınan vergi ayrıcalıkları, bütçenin reel finansman kaynağı olan vergi gelirlerinin azalmasına neden olmuştur. Bütçe gelirlerine oranla, bütçe harcamalarının, çok hızlı artması, bütçe açıklarını önemli bir sorun olarak ortaya çıkarmıştır. 1980 sonrası dönemin iktisat politikaları gereği devletin büyüklüğü sınırlı olması gerekirken, tam aksi bir oluşum gözlenmiştir. Üstelik harcamalar gelir ve kaynak dağılımındaki dengesizlikleri daha da artırıcı olarak kullanılmıştır. Konsolide bütçedenÖZET Bütün dünya ülkelerinde devletin ekonomide önemli bir ağırlığı vardır. Devletin elinde önemli bir araç olan kamu bütçesi, hükümetlerin politika amaçlarına göre harcamaların yönlendirilmesinde etkin bir işleve sahiptir. Klasik teoride bütçe kaynak ve harcamalarının eşit olması, yani“denk bütçe”esası kabul edilmiştir. Devlet, savunma, güvenlik gibi temel kamu hizmetlerinin dışında ekonomiye karışmamalıdır. Piyasa mekanizması kendi işleyişiyle dengeyi bulur. 1929 dünya ekonomik durgunluğundan kaynaklanan Keynesyen yaklaşım ise, piyasa işleyişinin tüm amaçları uzlaştıramadığım, devletin harcama politikaları yoluyla ekonomiye müdahale etmesi gerektiğini savunur. Devlet istikrarsızlıkları gidermek için bütçe açığını bir araç olarak kullanmalıdır. Monetarist teoride daha çok, bütçe açığının finansman yolları üzerinde durulur. Borçlanma ve emisyon artışı yoluyla bütçe açığı finansmanı, fiyat yükselişlerine neden olacağından bütçe açığı tercih edilmemelidir. Neo klasik iktisatçılar da devletin ekonomiye müdahalesine, bütçe açığı vererek ekonominin canlandırılması fikrine karşıdırlar. Ancak zorunlu durumlarda kalıcı olmamak koşuluyla, böyle bir uygulamaya karşı esnektirler. Arz iktisadı teorisinde, vergi oranında yapılacak indirimlerin vergi gelirlerini artıracağı savunulur. Yani, vergi oranlarında indirim gelir azalmasına ve bütçe açığına neden olmaz. Kamusal tercihler teorisi taraftarları da bütçe açığına karşıdırlar ve denk bütçe esasının ülkelerin anayasalarında yer alması gerektiğini söylerler. Bütçe açığı verilmesi durumunda bunun çok çeşitli etkileri olacaktır. Bütçe açığı kalkınmayı olumlu etkileyebilir, sermaye birikimi sürecine olumlu katkıları olabilir. Bütçe yoluyla sektörler arasmda tercih yaparak kaynak dağılımını etkilemek mümkündür. Bütçe açığı yoluyla düşük gelirlilere aktarım varsa bu uygulama gelir bölüşümünü düzeltici etki yapar. Yine bütçe açıklan istihdamı artırmak için kullanılıyorsa, açıkların olumlu etkilerinden söz etmek mümkündür.Bütçe açıklan genellikle iç borçlanma, dış borçlanma ve emisyonla finanse edildiği için, fiyat istikrarına etkileri ise olumsuzdur. Bütçe açıklarının en önemli sonucu enflasyona yol açmasıdır. Gelişmiş dünya ekonomilerinde 1960'ların sonundan beri yaşanan kriz dönemleri, ekonomik sistemin yapısal bir bozukluğu olduğunu göstermektedir. Kriz dönemlerinde durgunluğu gidermek için yapılan müdahaleler sonucu gelişmiş ülkelerde açık bütçelerle karşılaşılmıştır. Gelişmiş ülkelerin artan refahı, devletin yerinin küçülmesini sağlayamamış, toplumun kamu hizmetlerine talebinin artması sonucu kamu harcamaları artış göstermiştir. Rakamlar, gelişmiş ülkelerde devletin ekonomideki yerinin düşünüldüğü gibi az olmadığını göstermektedir. İçinde bulundukları temel sorunlardan dolayı devletin daha müdahaleci olması gereken gelişmekte olan ülkelerde bu pay daha düşük ve üstelik sosyal harcamalar çok sınırlıdır. Gelişmekte olan ülkelerde, sermaye birikiminin yetersizliği, hızlı nüfus artışı, düşük gelirler, yetersiz kaynaklar devletin ekonomiye müdahalesini gerektirmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde kalkınma, kaynak dağılımı, gelir bölüşümü, istihdam ve fiyat istikrarı amaçlarının gerçekleştirilmesi için bütçe politikaları önemlidir. Ülkenin koşullarına göre bütçe yatırım öncelikleri belirlenmeli, bütçe dengeleyici nitelikte olmalıdır. Türkiye'de 1980 sonrası dönemde bütçe açıkları hızlı bir artış göstermiştir. Bunun uygulanan neo - liberal yaklaşımlarla ilgisi vardır. Uygulanan politikaların önerilerinden biri olan vergi oranlarında indirim, özel kesime tanınan vergi ayrıcalıkları, bütçenin reel finansman kaynağı olan vergi gelirlerinin azalmasına neden olmuştur. Bütçe gelirlerine oranla, bütçe harcamalarının, çok hızlı artması, bütçe açıklarını önemli bir sorun olarak ortaya çıkarmıştır. 1980 sonrası dönemin iktisat politikaları gereği devletin büyüklüğü sınırlı olması gerekirken, tam aksi bir oluşum gözlenmiştir. Üstelik harcamalar gelir ve kaynak dağılımındaki dengesizlikleri daha da artırıcı olarak kullanılmıştır. Konsolide bütçeden
Özet (Çeviri)
Özet çevirisi mevcut değil.
Benzer Tezler
- Türkiye'de kamu borçlanmasının enflasyon üzerindeki etkisi
The effect of public borrowing on inflation in Turkey
MEHMET ENGİN BAZ
Yüksek Lisans
Türkçe
2006
EkonomiMarmara Üniversitesiİktisat Ana Bilim Dalı
PROF. DR. UĞUR SELÇUK AKALIN
- Sosyal güvenlik kurumlarında finansman fon yönetimi ve erken yaşta emeklilik
Fund management social security and retriment at early age
HAKAN ERGÜN
Yüksek Lisans
Türkçe
2023
BankacılıkGazi Üniversitesiİşletme Eğitimi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HAŞİM ÖZÜDOĞRU
- Türkiye'de özelleştirme ve özelleştirmenin Türk çalışma hayatına etkileri
Privatization in Turkey and its effects on Turkish labor life
YALÇIN RAMAZAN ERYILMAZ
Yüksek Lisans
Türkçe
1998
EkonomiCumhuriyet ÜniversitesiÇalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. FATİH DOĞANOĞLU
- Türkiye'de bütçe açıkları ve finansman yöntemlerinin makro ekonomik etkileri
The budget deficit, finance methods and macro economic effects in Turkey
SALİH GÜMÜŞ