Geri Dön

Sinema kültür mirasının korunması ve dijital teknolojik gelişmelerin film arşivciliğine etkileri

Preserving the cultural heritage of cinema and the effects of digital technological improvements on film archiving

  1. Tez No: 330986
  2. Yazar: ESRA EREN
  3. Danışmanlar: PROF. ASİYE KORKMAZ
  4. Tez Türü: Sanatta Yeterlik
  5. Konular: Sahne ve Görüntü Sanatları, Performing and Visual Arts
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2012
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Sinema Televizyon Ana Sanat Dalı
  12. Bilim Dalı: Sinema Televizyon Sanat Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 162

Özet

İnsanoğlunun edindiği tecrübeleri bir başkasıyla paylaşma isteği arşiv kavramının doğmasına neden olmuştur. Bu istek önceleri görsel yolla, yazıyı keşfetmesiyle birlikte de yazılı anlatım araçlarıyla gerçekleşmiştir. Böylece tarihin yazılmasına kaynaklık eden ve insanlık tarihi için çok önemli olan arşiv belgeleri oluşmuştur.Sinemanın keşfiyle ortaya çıkan hareketli görüntüler yazılı belgelere göre oldukça güçlüdür ve aynı anda birçok kişiyi etkileyebilme özelliğine sahiptir. Bir sinema filmi çekildiği dönemin siyasi, sosyal, kültürel, ekonomik vb. yapısına ışık tutması gibi özellikleri nedeniyle o dönemin diğer belgeleri kadar bilgi içerebilmekte hatta çoğu zaman daha etkili olmaktadır.Filmlerin geçmişi yansıtan önemli bir belge olması, onların ilk zamanlarda saklanması için bir önem ifade etmemiştir. Film sahipleri gösterim sonrası ticari bir değeri kalmayan filmleri saklamak için masraf yapmak istememişlerdir. Filmlerin sinematografik bir malzeme olarak saklanması, sinemada sesli dönemin başlamasıyla gerçekleşmiştir. Bir avuç tutkulu sinemasever kendi kaderlerine terk edilen sessiz sinema örneklerinin bazılarını toplayıp onarmayı başarabilmiş ve bunlarla gösteriler düzenlemiştir. İlk film arşivleri bu şekilde doğmuştur. Bu yerler filmleri toplamaya ve kültürel miras olarak korumaya başlamışlar dolayısıyla sinema sanatının gelişmesine katkıda bulunmuşlardır.Film arşivleri, bugün bir ülkenin görsel belleğini oluşturan her türlü sinematografik malzemeyi korumaktadır. Arşivler, koruma dışında malzemenin yaygınlaşmasını ve gelecek kuşaklara iletilmesi görevini de üstlenmektedir. Kültür mirasının görsel ürünlerini koruma amacında olan arşivler koleksiyonlarının uygun bir şekilde saklanması için bilimsel çalışmalar yapmak zorundadır. Arşivcilik alanında uluslararası bir birliğin kurulması, 1938 yılında olmuştur. Uluslararası Film Arşivleri Federasyonu FIAF; film arşivciliği konusunda bilgi akışını sağlamak, film arşivciliğinin gelişimine katkıda bulunmak, yeni kurulan arşivlere destek olmak, arşivlerin birbirlerinin deneyimlerinden yararlanmasının yolunu açmak ve meslek ilkelerini savunmak amacıyla kurulmuştur. Türkiye'yi bugün uluslararası alanda temsil eden tek film arşivi olan Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sinema-TV Merkezi'nin FIAF'la ilişkileri 1967 yılında başlamış ve bu yıldan itibaren ülkemiz Prof. Sami Şekeroğlu ve onun kurduğu kurumlar (Kulüp Sinema 7, Türk Film Arşivi, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Film Arşivi, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Sinema-TV Enstitüsü, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sinema-TV Merkezi) tarafından temsil edilmiştir.FIAF, film arşivlerinin görevlerini derleme, koruma ve yararlandırma olarak üç aşamada tanımlar. Film arşivleri için dünyada film derlenmesi halen önemli bir sorundur. Genellikle film sahiplerinin arşive film verme nedeni, depolama ve saklama konusunda yaşadıkları maddi problemlerdir. Arşivler sinematografik malzemeyi çeşitli yollarla elde ederler. Bunlar; filmlerin bağışlanması, arşivler arasında değiş tokuş edilmesi, ödünç verilmesi, satın alınması ile gönüllü ve zorunlu (yasal) derlemedir. Ülkemizin tek film arşivi olan Sinema-TV Merkezi, kurulduğu yıldan (1962) bu yana, yapımcılara Prof. Sami Şekeroğlu'nun verdiği güvenle, gönüllü derleme yapmaktadır ve 50 yıldır hiçbir telif sorunu yaşanmamıştır.Bir film arşivi için en önemli çalışmalardan bir diğeri filmin düzgün bir şekilde korunmasıdır. Film malzemesinin ömrü sonsuz değildir. Film malzemesinde meydana gelen kimyasal bozulmaları belirlemek ve bu bozulmaya maruz kalmış filmlerin ömrünü uzatmak için yapılan işlemlerin tümü film korumasıyla ilgilidir. Film arşivlerinin sinematografik mirası korurken karşılaştıkları en önemli sorunlar maddi kaynak ve yetişmiş elaman yetersizliğidir. Dünyanın birçok ülkesinde, maddi kaynak yetersizliğinden, devletin ve özel sektörün ilgisizliğinden dolayı film arşivleri uzun soluklu bir koruma politikası belirleyememektedir. Bu konuda uygulanacak etkin devlet politikaları olmazsa koruma ve yenileme çalışmalarının başarıya ulaşması ve gelecek nesillerin bu mirastan yararlanması mümkün gözükmemektedir. Arşivler için yetişmiş eleman sayısının yetersizliğinden kaynaklanan sorunlar da ciddi bir engel teşkil etmektedir. Sinematografik mirasın korunması uzmanlık gerektiren bir alandır. Dolayısıyla bu konuda yetişmiş uzman elemanların eksikliği de çalışmaların yürütülmesinde önemli bir sorundur. Film arşivleri bütün bu sorunlara çözüm bulabilse bile önlerinde çok önemli bir engel daha vardır. O da ZAMAN...Sinematografik eserler, zamana ve dış etkenlere karşı oldukça dayanıksız kimyasal özellikler taşıyan malzemelerdir. Isı ve nem başta olmak üzere birçok etken filmin ömrünü etkilemektedir. Bu nedenle arşivler malzemeyi uygun ortam ve koşullarda saklamalıdır. Ancak en iyi koşullarda saklanmaları durumunda dahi kimyasal özelliklerinden dolayı filmlerin ömürleri sınırlıdır. Bu bozulmalar film tabanının yapısına, filmin siyah-beyaz veya renkli oluşuna vb. fiziksel, kimyasal özelliklerine göre farklı sonuçlar doğurmaktadır. Arşivler de filmlerin bu niteliklerine göre saklama koşullarını belirlerler. Bir öncekinden daha iyi fiziksel ve kimyasal özelliklere sahip olduğu düşüncesiyle üretilen film tabanları film arşivleri için birçok farklı sorunu da beraberinde getirmiştir. Nitrat tabanların parlama, yüksek alev alma özelliği, asetat tabanın sirke sendromu, renkli filmlerin solması gibi sorunlar teknolojik gelişmelerin film arşivleri için doğurduğu problemlerdir.Arşivlerin önemli görevlerinden biri de sinematografik mirası halkın faydasına sunmaktır. FIAF tarafından belirlenen ilkelere göre; sinematografik miras riske edilmeden korunmalıdır. Yararlandırma hizmeti için yapılan uygulamalar filme zarar vermemeli, varlığını tehlikeye atmamalıdır. Önceleri filmin orijinalinden yapılan farklı formatlarda gösterim ve izleme kopyaları elde etmek her zaman oldukça maliyetli olmuştur. Ancak günümüzde hızla değişen ve gelişen dijital teknolojiler sayesinde artık birçok filme DVD, Blu-RAY vb. formatlarda ulaşmak eskiye oranla daha kolaylaşmıştır.Türkiye'de 1960'lı yıllara kadar, sinematografik malzemenin korunarak gelecek kuşaklara aktarılmasıyla ilgili herhangi bir çalışma yapılmamıştır. Kültürel mirasımızın önemli bir bölümünü oluşturan görsel malzememizin korunmasıyla ilgili ilk çalışmalar, 1960'lı yıllarda, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Resim Bölümü öğrencisi olan Prof. Sami Şekeroğlu tarafından başlatılmıştır. Sinema ürünlerinin bir ülkenin kültür mirasının önemli bir parçası olduğu, film arşivine sahip olmayan bir ülkenin kültürel yönden büyük bir eksiklik içinde olacağı fikrinden yola çıkan Prof. Şekeroğlu sinema ürünlerini toplamaya ve koruma altına almaya başlamıştır. 1962 yılında kurduğu Türkiye'nin ilk sinema kulübü olan Kulüp Sinema 7 ülkemizin ilk film arşivinin temelini oluşturmaktadır. Kulüp Sinema 7, Türk Film Arşivi, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Film Arşivi, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Sinema-TV Enstitüsü, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sinema-TV Merkezi. Kurumun adı zamanla değişse de hedefleri hep aynı olmuştur. Prof. Sami Şekeroğlu 1962 yılından itibaren bu hedefleri yerine getirmiş ve her zaman Türk sinemasının gelişmesi için çalışmıştır. O, film arşivciliği ve sinematografik mirasın geleceğe aktarılması konusuna hayatını adamış, ülkemizde sinema eğitimini başlatmış, tek film arşivini kurmuş, ilk sinema müzesini oluşturmuş ve çağdaş sinema teknolojisini ülkemize getirmiştir.“Eğitim içinde üretim, üretim içinde eğitim”diye tanımladığı anlayış çerçevesinde, Türk sinemasına ve ulusal sinema ürünlerini sahip çıkan, sinema teknolojisini kullanmayı iyi bilen ve ülkesinin sinema sanatını geliştirmeyi hedefleyen sinemacılar yetiştirmeyi amaçlamıştır. Kurum, kuruluşundan bugüne birçoğu sinema ve televizyon alanında çalışan 500'ün üzerinde mezun vermiştir. Mezunların sektörde yoğun olarak çalışmaya başlaması, Türk sinemasında teknik kaliteyi yükselten önemli bir etkendir.Filmlerin kurtarılıp yenilenerek gelecek kuşaklara ulaştırılması için dünyada çeşitli çalışmalar yapılmaktadır. Sinema kültür mirasının dijital ortama aktarılması çalışmaları da bunlardan biridir ve 2000'li yıllarda yaygınlaşmaya başlamıştır. Çağdaş tekniklerle filmlerin restore edilmesi ve yenilenmesi bu çalışmaların en önemli amacıdır. Daha önceleri, film restorasyonu uygulamaları sadece fiziksel, kimyasal ve optik yöntemlerle yapılmaktaydı. Artık dünyada değişen ve gelişen dijital teknoloji sayesinde filmlerin yenilenmesine ve uzun süreli korunmasına yönelik dijital restorasyon uygulamalarının yapılması mümkün oldu. Görsel-işitsel mirasın aynı zamanda ticari getirisi olan önemli bir endüstri ürünü olması ve büyük bir ekonomik değer ifade etmesi bu gelişmelerin önemli etkilerinden biridir. Sinematografik mirasın çağdaş tekniklerle yenilenerek gelecekte ulaşılabilir bir malzeme (film ve dijital) oluşturulması ve bu mirasın daha büyük kitlelere ulaşması dijital ortama aktarma çalışmalarının en önemli hedefidir.Sinema-TV Merkezi, kurulduğu ilk yıllardan itibaren teknolojik gelişmeleri yakından takip etmiş ve ülkemizde uygulanmasının, yaygınlaşmasının öncüsü olmuştur. Bugünde dünyada değişen ve gelişen dijital teknoloji sayesinde filmlerin yenilenmesine ve uzun süreli korunmasına yönelik dijital restorasyon uygulamalarını mümkün kılan çağdaş bir altyapı yine Sinema-TV Merkezi'nde kurulmuştur. Kurumda, 2009 yılından itibaren, Prof. Sami Şekeroğlu'nun büyük bir çaba, özveri, sorumlulukla derlediği ve günümüze dek koruduğu filmlerin dijital yöntemlerle restore edilme çalışmalarına başlanmıştır. Bu çalışmalar Prof. Şekeroğlu'nun yürütücülüğünde, benim de içinde bulunduğum bir kadro tarafından yapılmakta ve aynı zamanda bu alana konusunda uzman elemanlar yetiştirilmektedir.Dijital teknolojinin, kuşkusuz sinemanın her alanında olduğu gibi film arşivciliğinde de birçok olumlu ve olumsuz etkileri görülmüştür. Dijital ortamda birbirinden bağımsız ve farklı çok sayıda işlem yapılabilmektedir. Sadece görüntünün dijital ortama aktarılmasıyla ilgili alanlarda uzmanlaşma yeterli olmamakta aynı zamanda sayısal ortam dışında da bilgi sahibi olmak gerekmektedir. Donanım ve yazılımları kullanmak, elektronik ve bilgisayar dilinden anlamak dijital teknoloji imkanlarıyla restorasyon yapmaya yetmez. Görüntü ve sesin onarılmasında, tekniğin yanı sıra estetik ve sosyolojik bilgi donanımına da ihtiyaç vardır. Dolayısıyla bu alanlarda uzmanlaşma çok önemlidir.Diğer bir konu da dijital teknolojinin yaygınlaşması sonucunda film malzemesinin yakın bir gelecekte artık üretilmeyecek olması ve film gösterimlerinin dijital yöntemlerle gerçekleşeceğidir. Bu durum, film arşivleri için önemli bir sorunu gündeme getirmektedir: Filmlerin derlenmesi. Filmlerin hangi dijital formatta ve nasıl arşivlenecekleri, ömürlerinin ne olacağı ve filmlere ulaşım sorularının cevabını bulmak zordur. FIAF'ın arşivcilikle ilgili önerdiği en doğru yöntem sinema ürünlerinin pelikül üzerinde korunup saklanması yönündedir. Çünkü sinemanın ilk yıllarında çekilmiş filmler yaklaşık 115 yıldan bu yana yaşamaktadır. Film malzemesinin hangi şartlarda nasıl bozulmalara uğrayacağını, bunun önüne geçmenin yollarını uzun yıllardır yaşanan deneyimler sonucu artık bilinmektedir. Dijital malzemenin kalıcılığı konusunda ise henüz bir varsayımda bulunmak mümkün değildir. Dijitalizasyon pahalı ve uzun süren bir işlemdir, gerekli alt yapının oluşturulması için büyük bir maddi kaynağa, yetişmiş uzman elamanlara ve en önemlisi zamana ihtiyaç vardır. Aslında dijitalizasyon, görsel mirasın korunmasında önemli bir imkandır. Ancak en önemlisi, sinematografik mirasın önemi konusunda toplumun bilinçlendirilmesi, devletin sürekli ve tutarlı kültür politikaları üretmesidir. Sinematografik mirasın korunması hepimizin ilgi ve sorumluluğudur.ANAHTAR KELİMELER: Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sinema-TV Merkezi, sinematografik miras, film arşivi, dijital teknoloji, koruma, yararlandırma, dijital restorasyon, yenileme.

Özet (Çeviri)

The wish of human beings for sharing the experiences gained by them with others caused the concept 'archive' to arise. This wish was realized via visual ways in the beginning, and via written expression means with invention of writing. Thus, archive documents being references in writing the history and being very important for history of humanity were created.The animated images coming into existence with invention of cinema are highly strong compared to written documents and have the characteristic of being capable of affecting many persons at the same time. A cinema film may contain information as much as other documents of that period have due to the fact that it has the characteristics that it casts light upon the political, social, cultural, economical structure, etc. of the period it affects.In the first periods, the fact that films were important documents reflecting the past has not been important for them to be stored. Film owners did not make expenses for storing films the commercial values of which did not remain anymore after their presentation. Storage of films as a cinematographic material has taken place with commencement of sound film period in cinema. A handful of passionate cinema lovers were capable of collecting and repairing some of silent motion pictures abandoned to their fate and organized some shows using the same. First film archives have arisen like this. Such places began collecting films and protecting them as cultural heritage, consequently, contributed in development of cinema art.Film archives preserve any kinds of cinematographic material constituting the visual memory of a country. Archives assume also the task of conveying the material to next generations as well as generalization of the same in addition to preservation task. Having the purpose of protecting the visual products of cultural heritage, archives have to carry out scientific studies for storage of their collections suitably. Foundation of an international association in field of archiving has been in the year 1938. Fédération Internationale des Archives du Film (FIAF) was established for the purpose of ensuring flow of information in subject of film archiving, contributing to development of film archiving, supporting to archives newly established, paving the way for archives benefitting from each others' experiences and defending the professional principles. The relationships of Turkish Film &TV Institute being the only film archive representing Turkey today in international area with FIAF began in 1967 and our country was represented since that year by Prof. Sami §ekeroglu and the institutions established by him (Club Cinema 7, Turkish Film Archive, Istanbul State Academy of Fine Arts Film Archive, Turkish Film &TV Institute).FIAF defines the tasks of film archives at three stages as compilation, preservation and availing of the archive. For film archives, compilation of film is still an important task in the world. The reason why film owners give film to archive is generally the material problems they encounter in storing and preserving the films. Archives obtain the cinematographic materials in various ways among which are donation of films, exchange of films between archives, lending, purchasing films and voluntary and mandatory (legal) compilation. Turkish Film &TV Institute, being the only film archive of our country, has been carrying out voluntary compilation since its establishment (1962) with the confidence given by Prof. Sami §ekeroglu to producers and not incurred any copyright problem for 50 years.One of the most important studies for a film archive is preservation of the film in a correct manner. The life of film material is not endless. All of the procedures carried out in order to determine the chemical degradations arising in film material and extend the life of films having incurred such degradation are related to the concept 'preservation of films.' The most important problems experienced by film archives while preserving the cinematographic heritage are the pecuniary resources and insufficiency of qualified experts. Because of the insufficiency of pecuniary resources and lack of interest of government and private sector in many countries of the world, film archives are not able to determine a long-running preservation policy for archiving purposes. If there are not any efficient government policies to be applied on this subject, it does not seem possible to attain success in terms of preservation and renewal studies and causing next generations to benefit from such heritage. The problems resulting from insufficiency of number of skilled labor form a serious obstacle for archives. Preservation of cinematographic heritage is an area requiring expertise. Consequently, the insufficiency of skilled labor on this subject is an important problem in implementation of the studies. Even if film archives are able to find solutions to these problems, there is another most important obstacle for them, which is TIME...Cinematographic productions are materials having the extremely weak chemical properties against time and exogenous factors. The life of a film is affected by many factors, mainly temperature and humidity. Therefore, archives should store the materials in suitable ambient and conditions. However, even when they are stored under the best conditions, the lives of films are limited because of their chemical properties. Such degradations create different results based on the structure of film base, the fact that film is black and white or color as well as physical and chemical properties of films. And archives determine the preservation conditions of films according to these characteristics of films. Produced with the thought that they have better physical and chemical properties compared to the previous ones, film bases have brought many different problems for film archives. The problems that nitrate- based films have flashing, high deflagration properties, acetate-based ones have vinegar syndromes and color films have discoloration problems are the problems created by technological improvements for film archivists.One of the important tasks of archives is to present the cinematographic heritage to the benefit of public. According to the principles determined by FIAF, a cinematographic heritage should be preserved without being risked. The applications made for the service of availing of film archiving should not damage the film nor endanger the existence there. In the beginning, obtaining presentation and watching copies in different formats made from the original of the film were highly costly. However, thanks to the swiftly changing and developing digital technologies in our day, reaching many films in DVD, Blu-RAY, etc. formats has now become easier compared to past.Not any study has been conducted relating to conveying the cinematographic material to next generations by preserving the same until 1960s in Turkey. The first studies relating to preservation of our visual materials forming the important part of our cultural heritage have been initiated by Prof. Sami §ekeroglu, who was a student of Professional Painting Department of Istanbul State Academy of Fine Arts in 1960s. From the point of view that cinema products are the most important part of the cultural heritage of a country, any country not having a film archive shall be in a great insufficiency culturally, Prof. §ekeroglu began collecting the cinema products and putting the same under protection. Club Cinema 7 founded by him in 1962 and being the first cinema club in Turkey constitutes the basis for the first film archive of our country. Club Cinema 7, Turkish Film Archive, Turkish Film &TV Institute. Even if the name of the institution has changed in time, its aims have at all times remained same. Prof. Sami §ekeroglu has fulfilled such aims since 1962 and worked at all times for the development of Turkish cinema. He devoted his life to the subject of film archiving and conveying the cinematographic heritage to next generations, initiated cinema education in our country, founded film archive, formed the first cinema museum and brought modern cinema technology to our country. Within the framework of the understanding defined by him as“production within education, education within production”, he aimed at train film-makers looking after Turkish cinema and national cinema products, well knowing to use the cinema technology and aiming at developing the cinema art of their country. The institution has produced graduates over 500 most of whom are working in cinema and television area from its establishment to today. The fact that graduates of the institution began working in the sector intensively is an important factor enhancing the technical quality in Turkish cinema.Various studies are conducted in the world to salvage, renew the films and convey them to next generations. Transferring the cinematographic cultural heritage into digital ambient is one of those studies and began becoming widespread in 2000s. Restoring and renewing the films with modern techniques are the most important objective of these studies. In the beginning, film restoration applications were being made only with physical, chemical and optical methods. Thanks to the changing and developing digital technology in the world, carrying out digital restoration applications for renewal and protection of films for longer periods has become possible. The fact that visual and auditory heritage is also an important industrial product with commercial yield and means a great economic value is one of the important factors of such developments. The most important target of the studies of transferring cinematographic heritage into digital ambient is forming an accessible material (film and digital) in the future by renewing the same with modern techniques and conveying such heritage to greater audience.Turkish Film &TV Institute has followed closely the technological developments from the years in which it was first founded and been the pioneer in bringing, applying and generalizing them. Making it possible to conduct the digital restoration applications for renewal and protection of films for longer periods thanks to changing and developing digital technology in the world, a modern infrastructure has been founded at Turkish Film&TV Institute. Since 2009, the institution has begun the studies of restoring the films compiled and protected up until today by Prof. Sami §ekeroglu with great effort, self sacrifice and responsibility by using digital techniques. Such studies are conducted by a staff in which I am also included under the supervision of Prof. §ekeroglu and also new experts are trained in this field.With no doubt that many positive and negative impacts of digital technology have been seen also in the film archiving as in the every area of cinema. In digital ambient, many procedures independent from each other and in different numbers are able to be done. Hence, specialization in such areas is very important. The specialization in areas relating to transferring only the video to digital ambient is not sufficient, but one needs to have knowledge about the area outside the digital ambient. Using hardware and software, understanding the electronic and computer language are not sufficient in carrying out restoration with digital technology opportunities. In repair of the video and audio, one also needs aesthetic and sociologic know-how as well as technique.Another important subject is that film material will not be able to be produced anymore in the near future and film presentations will take place using digital methods as a result of the digital technology becoming widespread. Such situation brings forward an important problem for film archives: Compilation of films. It is difficult to find the answers to the questions of how and in which digital formats films are to be archived, what their lives will be and the accessibility problems to films. The most correct method recommended also by FIAF is the method that cinema products are preserved and stored on unexposed films. Because films shot in the first years of the cinema have been living for about 115 years. We now know how and under which conditions film material will incur degradations and the ways to prevent the same as a result of experiences tried for many years. It is not possible to make such an assumption on permanence of the digital material. Digitalization is an expensive and long lasting process and requires a great pecuniary resource, qualified expert personnel and, above all, time. Digitalization is an important means in preservation of visual heritage. However, most important of all is that the society becomes conscious of the importance of cinematographic heritage and the government produces permanent and consistent cultural policies. Preserving the cinematographic heritage is the responsibility of all of us.KEY WORDS: Turkish Film &TV Institute, cinematographic heritage, film archive, digital technology, preservation, availing of, digital restoration, renewal.

Benzer Tezler

  1. Sinema filmlerinin restorasyonu,restorasyonda uyulması gereken yasal ve ahlaki kurallar

    Restoration of motion pictures, legal and moral rules for restoration

    ELİF ÖZÇETİN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Sahne ve Görüntü SanatlarıMimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi

    Sinema Televizyon Ana Sanat Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ ESRA EREN

  2. Dijital platformlarda kültürel ögelerin kullanımı

    The use of cultural elements on digital platforms

    HASAN ALKAN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Radyo-Televizyonİstanbul Üniversitesi

    Radyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ONUR AKYOL

  3. Diasporanın sembolik sermayesi: Atina'da yaşayan İstanbullu Rumların aile fotoğrafları

    The symbolic capital of the diaspora: Family photographs of the Rum Istanbulites of Athens

    CEREN ACUN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    AntropolojiGalatasaray Üniversitesi

    Radyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ Ö. MURAD ÖZDEMİR

  4. Sinemada kültürel mirasın korunması ve devletlerin tutumu

    Başlık çevirisi yok

    MELİS TURHAN

    Sanatta Yeterlik

    İngilizce

    İngilizce

    2004

    ArşivMimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi

    Sinema Televizyon Ana Sanat Dalı

    PROF. SAMİ ŞEKEROĞLU

  5. Toplumsal bellek açısından enkaz altındaki bir kültürün belgesel filmler aracılığıyla aktarımı(deprem sonrasında NTV'nin Hatay belgeselleri üzerine bir inceleme)

    The transmission of a culture burried under the rubble through documentary films in the context of collective memory (an analysis of NTV's documentaries on Hatay after the earthquake)

    AHMET ŞEFİK YEŞİLTEPE

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    İletişim Bilimleriİstanbul Aydın Üniversitesi

    Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı

    DR. ENGİN BAŞCI