Senir ( İçel ) yöresindeki melengiçlerin Antepfıstıklarına çevrilmesi ve mevcut Antepfıstığı ağaçlarında yapay tozlama ile verimliliğin artırılması
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 33946
- Danışmanlar: PROF. DR. NURETTİN KAÇKA
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Ziraat, Agriculture
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1994
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Çukurova Üniversitesi
- Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Bahçe Bitkileri Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 192
Özet
-159- 6- ÖZET Akdeniz Bölgesinde, antepfıstığı yetiştiriciliği daha çok Toros dağları üzerinde belirli yükseklikteki arazilerde yapılmaktadır. Bu araştırma, buraları temsil' eden ve İçel îli Silifke İlçesine bağlı olan Senir köyü arazilerindeki melengiç ve antepf ıstıkları üzerinde 1991 - 1993 yılları arasında aşağıda belirtilen amaçlarla yürütülmüştür. 1- Melengiçlerin antepf ıstıklarına çevrilmesinde kullanılan çevirme asısı tekniğinin.geliştirilerek aşılama süresinin uzatılması 2- Yapay tozlama yapılarak mevcut antepfıstığı ağaçlarında verimliliğinin artırılması. 3- Yörede üretilen antepfıstığı meyvelerinin bazı kalite özeliklerinin incelenmesi Melengiçlerin aşılanmasında Yonga, T ve Yama göz aşıları denenmiştir. Akdeniz Bölgesi yayla koşul larmda, melengiçlerin yonga göz aşılarıyla nisandan ekime kadar 7 aylık bir sürede antepf ıstıklarına çevrilebileceği, bununla birlikte en yüksek aşı tutma oranlarının (% 80' in üzerinde) nisan - mayıs aylarında, ve ağustos ayı ortasından eylül ayı sonuna kadar süren iki ayrı dönemde alınacağı bulunmuştur. İlkbahar aylarında yapılacak yonga göz asıları için aşı ' kalemlerinin“dinlenme”durumundaki ağaçlardan alınıp aşı zamanına i kadar saklanması gerekmektedir. Yaz aylarından itibaren yapılacak aşılamalar için ası gözleri büyüme halindeki ağaçlardan alınıp hemen kullanılabilmektedir. Yama göz asısı genel olarak başarısız bulunmuştur. Yörede T göz aşısıyla geleneksel antepfıstığı aşılamalarına başlanan haziran ayında ası tutma oranları düşük olmuştur. Ancak, T göz aşısıyla, olgun aşı gözlerinin kullanıldığı temmuz ayında daha iyi aşı tutma ora'nları elde edilmiştir. Bununla birlikte, temmuz ayı sonlarına doğru anaçlarda kabuk ' kalkması zorlaştığından bu aşı yönteminin yapılma 'süresinin, -160- çok kasa olduğu görülmüştür. Denemelerimizde, asıların yapılma yüksekliğinin ya da anacın genç veya yaslı olmasının ası tutma oranı bakımından önemli olmadığı ortaya çıkmıştır. Asıdan sonraki hava sıcaklığı ve oransal, nem ile ası tutma oranları arasında önemli bir ilişkiye rastlanmamıştır. Böylece, Akdeniz bölgesi yayla koşullarında melengiçlerin aşılanması için oldukça uzun süren bir ası periyodunun.bulunduğu görülmüştür. > Yonga göz asıları gövde çapı en çok 4 cm kadar olan anaçlara, uygulanabilmiştir. Daha, kalın anaçlarda T göz asıları yapılabilmiştir. Yonga göz aşalarıyla ilkbahar ve sonbahar aylarında' ılıman ve serince hava koşullarında aşı yapılabildiğinden aşıcılar için son derece kolay bir çalışma ortamı sağlandığı görülmüştür. İlkbaharda erken yapılan Yonga göz aşılarından vegetasyon sonunda daha uzun ve kalın sürgünler elde edilmiştir. Siirt ve Ohadi çeşitlerinin yonga göz asılarıyla. ilkbaharda erkenden aşı lanmasıyla kuvvetli anaçlar üzerinde çok erken (iki yıl sonra) ürün alınabileceği belirlenmiştir. Yörede antepfıstığı bahçelerinin tozlanma bakımından olumsuz koşullar altında bulunduğu görülmüştür.' Erkek antepfıstığı sayısı yok denecek kadar azdır. Erkek melengiçler araştırma yıllarında tozlanmaya kısmen yardımcı olmuşlardır. Yayla koşullarındaki antepf astıklarının tozlanma yetersizliğinin giderilmesinde, doğada bol olarak bulunan melengiçlerin düşük rakamda yetişenlerinden alanacak çiçek' tozlarıyla, çiçek tozu saklamasına gerek duyulmadan yapay tozlama yapılabileceği görülmüştür. Bununla birlikte, yörede bu uygulamaların yaygınlaşmasıyle bir“antepfıstığı çiçek tozu bankası”kurulması yararlı olacaktır.-161- Melengiç çiçek tozlarının çimlenme yeteneklerinin.yüksek olduğu (% 80' in üzerinde), böylece yapay tozlama çalışmalarında kullanılabileceği anlaşılmıştır. Doğal olarak tozlanan ağaçlarda içi boş meyvelerin oranı % 20 dolayında iken, çiçek tozu ve un karışımı ile tozlanan ağaçlarda bu oran % 10, saf çiçek tozuyla tozlanan ağaçlarda ise % 6 kadar olmuştur. Yöredeki melengiç üzerine aşılanmış antepfıstığı ağaçlarının salkımlarındaki çiçek sayılarının dah'a fazla olduğu saptanmıştır. Doğal tozlanan ağaçlarda bu çiçeklerin yaklaşık % 6 'sı, yapay tozlanan ağaçlarda ise yaklaşık % 12 'si içi dolu meyveye dönüşmüştür. Daha çok sayıda çiçeğin tozlanabilmesi için yapay tozlamanm 3-4 gün arayla, en az iki kez yapılmasının yararlı olacağı kanısına varılmıştır. Meyve iriliği, kuru iç randımanı ve çıtlaklık bakımından Siirt ve Ohadi çeşitlerinin yörede hakim olan Uzun çeşidine oranla daha kaliteli oldukları saptanmıştır. Ancak, Ohadi çeşidi geç çiçeklenmesi nedeniyle çok sayıda içi boş meyve yapmıştır. Çeşitler arasında yag ve protein içerikleri bakımından önemli farklılıklara rastlanılmamıştır. Uzun çeşidi en yeşil içli meyveleri yapmıştır. Bunun yanısıra Siirt ve Ohadi çeşitlerinin de bu yörede daha yeşil iç rengi yaptıkları dikkat çekmiştir. Yörede çoğunlukla sanayiye yönelik pazar bulan, küçük fakat yeşil içli meyve yapan Uzun çeşidinin yanısıra iri ve gösterişli meyve yapan. Siirt çeşidinin sofralık olarak yetiştirilmesinin de yararlı olacağı ortaya çıkmıştır.,
Özet (Çeviri)
-162- 7. SUMMARY Pistachio orchards have been established at certain altitudes in the uplands of the Mediterranean region. This study was conducted at an upland pistachio center (Senir) in Icel province between 1991 and 1993 with the following objectives.. 1. To extend the budding period for topworking of wild ' pistachios, mainly P. terebinthus. 2. To improve the productivity of pistachio trees by supplementary pollination. 3. To determine some quality characteristics of pistachio varieties grown in the region. The first experiment was conducted with T (shield),, chip and patch budding methods at certain intervals on wild P. terebinthus rootstocks. Chip budding had the longest budding period, from April to November. Moreover, the, budding success rates with this method averaged over 80 % both in the April -May period and in the mid August - late September period for upland topworking studies. The budsticks for the Spring chip budding were obtained from dormant pistachio trees and, kept cool and moist till they were needed, while for the late Summer chip budding they were obtained from the current year's shoots. Patch budding proved to be unsuccessful for topworking studies. T-budding gave sufficient budding success rates only in a rather short budding period in Summer, from mid-June to mid-July which is known as the traditional pistachio budding period. It was also noted that for T-budding the budsticks were not mature enough in June or the bark on rootstocks could not be lifted easily in late July. The. height of the budding point or the age of wild pistachio rootstocks did not correlate with budding success-163- in any of the budding methods. No correlation was found between the prevailing climatic conditions following the budding operations and the ( budding success rates achieved. Therefore, a considerably longer budding period was possible with chip budding for topworking of wild pistachios in the uplands of the Mediterranean region. Chip budding could be performed on wild pistachios no larger than 4 cm in diameter, while T-budding was found to be better suited in larger ones. ?It was observed that chip budding in Spring or late Summer, put forward mild working conditions for the operators who had to work in open fields. ' The vigorous shoots were obtained from the rootstocks that had been chip budded earlier in the Spring. The varieties of Siirt and Ohadi, when chip budded in early 'Spring on certain rootstocks, bore fruit after 2 years. A deficiency in orchard pollination was observed due to a lack qf male trees in surrounding areas. Pollination was affected by pollen from P. terebinthus male trees scattered around the orchards. However. the flowering period of these ' male trees did not properly synchronize with the female cultivar receptivity in two consecutive years. There were practically no P.' vera male trees in the upland orchards. It was shown that the pollen collected from P. terebinthus trees which grow abundantly at low altitudes could be easily used for supplementary pollination. It ' appears that for small scale applications there is no need in cold storage of the pollen when pollen collecting time is, adjusted to female receptivity. However, for broad scale applications a“pistachio pollen bank”with cold storage facilities may fulfill the needs of pistachio growers. Pollen germination rates of P. terebinthus were calculated at over 80 % in certain types under in vitro-164- conditions. The percentages of blank nuts were 20 % by natural pollination, 10 % by mixtures of pollen and flour and, 6 % by pure pollen applications. It appears that female trees budded on P. terebinthus rootstocks had more flowers per cluster than those of ? P. vera rootstocks. The rate of fruit set was 12 % in the supplementally pollinated trees whereas in the naturally pollinated ones it was 6 %. It is concluded that to obtain a better pollination, supplementary pollination should be repeated with 3-4 days intervals at least 2 times after the opening of flowers. Fruit size. shelling percentage and splitting percentage were found to be higher in the varieties' of Siirt and Ohadi than the Uzun variety. It was noted that the Ohadi variety had the highest blank nut percentages due to its late flowering and consequent lack of pollination. The Uzun variety produced more greener kernels 'than the other two varieties. However, the Siirt and Ohadi varieties which produce yellowish kernels in the hotter parts of the country produced greenish kernels on this upland ecology. Beside the Uzun variety which is a desired cultivar by the Industry only, for its green kernels, the S'iirt variety' which produces the most attractive fruits for snack consumption should be budded in upland topworking studies.
Benzer Tezler
- 1923-1950 yılları arasında Mersin'in ekonomik yapısı
Economic structure of Mersin between 1923-1950
AHMET KALIN
- Prediction of felt intensity from ground motion parameters using artificial neural network method
Yapay sinir ağları methodu ile yer hareketi parametreleri kullanılarak deprem şiddetinin tahmin edilmesi
SEDA İÇEL
Yüksek Lisans
İngilizce
2019
Deprem MühendisliğiOrta Doğu Teknik ÜniversitesiDeprem Çalışmaları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. AYŞEGÜL ASKAN GÜNDOĞAN
PROF. DR. ELÇİN KENTEL ERDOĞAN
- Güneş enerji sistemlerinin performans tahmini için yapay sinir ağları ile modellenmesi ve verimliliğin incelenmesi
Modeling solar systems using artificial neural networks for performance prediction and investigation efficiency
YASİN İÇEL
Doktora
Türkçe
2019
Elektrik ve Elektronik Mühendisliğiİnönü ÜniversitesiElektrik-Elektronik Mühendisliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MEHMET SALİH MAMİŞ
- Michel Butor'un yapıtlarında kent imgeleri ve işlevleri
Images et fonctions de la ville dans l'oeuvre de Michel Butor
DURAN İÇEL
Doktora
Türkçe
2005
Batı Dilleri ve EdebiyatıHacettepe ÜniversitesiFransız Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
PROF.DR. KEMAL ÖZMEN
- Predefined damage patterns for limit analysis on non-engineered masonry buildings
Mühendislik hizmeti görmemiş yığma binalar üzerinde limit analizi için önceden tanımlanan hasar modelleri
CEMAL İÇEL
Yüksek Lisans
İngilizce
2019
İnşaat MühendisliğiOrta Doğu Teknik Üniversitesiİnşaat Mühendisliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MURAT ALTUĞ ERBERİK