Proksimal LAD lezyonunda, robot yardımlı minimal invaziv koroner baypas cerrahisi ile konvansiyonel baypas cerrahisinin klinik ve anjiografik sonuçlarının karşılaştırılması
The comparison between minimally invasive coronary bypass grafting surgery and conventional bypass grafting surgery in proximal LAD lesion
- Tez No: 341810
- Danışmanlar: DOÇ. BARIŞ ÇAYNAK
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi, Thoracic and Cardiovascular Surgery
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2013
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Bilim Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 78
Özet
Amaç: Minimal invaziv baypas cerrahisi son 10 yılda artan bir popülarite ile dünyada birçok merkezde klinik rutine girmiştir. Günümüzde, teknik olarak gelinen noktadaki başarı ile operasyonların atan kalpte yapılabilirliği önem kazanmış ve son zamanlarda minimal invazif tekniklerin gelişmesiyle giderek yaygınlaşmıştır. Çalışmamızda izole proksimal LAD lezyonlarında, Minimal İnvaziv Direkt Koroner Arter Baypas (MIDKAB) ile konvansiyonel baypas yöntemini klinik ve anjiografik olarak karşılaştırmayı amaçladık. Çalışma Planı: Ocak 2004- Aralık 2011 tarihleri arasında merkezimizde, proksimal LAD lezyonunda, Robot Yardımlı Minimal İnvaziv Koroner Baypas Cerrahisi ile Konvansiyonel Baypas Cerrahisi uygulanmış hastalar dahil edildi. Grup I? de 35 hastaya tam sternotomiyle KPB ile koroner baypas, Grup II? deki 35 hastaya ise robot yardımlı minimal invaziv koroner baypas cerrahisi uygulandı. Hastaların demografik özellikleri, preoperatif, peroperatif ve postoperatif verileri retrospektif olarak toplandı. Bulgular: Konvansiyonel baypas grubunun ortalama takip süresi 5.7 yıl (±1.7) iken; robotik grubun ortalama takip süresi ise 7.3 yıl (±1.3) olarak bulundu. Hiçbir olguda İABP, postoperatif TİA, yara enfeksiyonu veya mortalite görülmedi. Konvansiyonel baypas grubundaki olguların transfüzyon ortalaması ve ventilasyon süresi anlamlı olarak yüksekti(p0,05). Sonuç: İzole proksimal LAD darlığında robotik yardımlı MIDKAB cerrahisi konvansiyonel yöntemlere göre daha az kan ve kan ürünü transfüzyonu gerektirmekte, yoğun bakım ve hastane kalış süresi daha kısa olup; erken postoperatif dönemde daha az ağrıya neden olmaktadır. Literatürdeki benzer çalışmalarla uyumlu gelen sonuçlarımız minimal invaziv girişimlerin gelecekte daha da önem kazanıp yaygınlaşacağını düşündürmektedir.
Özet (Çeviri)
Purpose: Minimally invasive bypass grafting surgery has entered the clincal routine in several centers of the world, with an increasing popularity in the last decade. Nowadays, applications of the operations on beating heart has gained importance due to the advances in technical level and recently it is commonly used with the developed minimally invasive techniques. In our study, we aimed to make a comparison between minimally invasive coronary artery bypass grafting surgery and conventional bypass grafting surgery in isolated proximal LAD lesions. Study Plan: In our center between January 2004 and December 2011, patients with proximal LAD lesion, which are treated with robot assisted minimally invasive coronary artery bypass surgery or conventional bypass surgery, were included in the study. In group 1, coronary bypass with cardiopulmonary bypass and complete sternotomy was applied to 35 patients and in group 2, robot assisted minimally invasive bypass surgery was applied to 35 patients. The demographic, preoperative, perioperative and postoperative data are gathered retrospectively. Results: The mean follow up time of conventional bypass group was 5,7±1,7 years, this value was 7,3 ±1,3 in robotic group. There were not complications like postoperative TIA, wound infection, mortality, or need for IABP in any of the patients. In conventional bypass group the transfusion average and ventilation time were significantly higher (p0,05). Conclusion: In isolated proximal LAD stenosis, robotic assisted minimally invasive coronary artery bypass grafting surgery requires less blood products, is associated with shorter ICU and hospital stay and lesser pain in the early postoperative period in contrast to conventional surgery. Our results which showed similarities with contemporary literature lead us to the idea of future importance and common usage of minimally invasive interventions.
Benzer Tezler
- ST yükselmeli miyokart enfarktüsünde sorumlu lezyon lokalizasyonunu belirlemede elektrokardiyografinin yeri
The value of the electrocardiogram in localizing the site of occlusion in patients with ST elevation myocardial infarction
ÖMER ŞEN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2010
KardiyolojiÇukurova ÜniversitesiKardiyoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. MEHMET KANADAŞI
- Bifurkasyon lezyonlarına provizyonel perkütan koroner girişim tekniği ile bifurkasyon bölgesine yakın lezyonlara yapılan perkütan koroner girişim işlemlerinin 1 yıllık takipte oluşan major olumsuz kardiyak sonuçlar.
Major adverse cardiac outcomes of provisional percutaneous coronary intervention technique for bifurcation lesions and percutaneous coronary intervention procedures for lesions close to the bifurcation region at 1-year follow-up
MEDENİ KARADUMAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2024
KardiyolojiVan Yüzüncü Yıl ÜniversitesiKardiyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. YÜKSEL KAYA
- Kadınlarda koroner kollateral gelişiminde etkili olan faktörler
Determinations of coronary collateral formation in women with coronary artery oclusion
SİBEL TURHAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2001
KardiyolojiAnkara ÜniversitesiKardiyoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. H. SADİ GÜLEÇ
- Koroner anjiyografide myokardiyal bridge saptanan hastalarda myokardiyal bridge ile koroner arter hastalığı birlikteliği, myokardiyal bridge ile koroner arter hastalığının yerleşim yerinin korelasyonunun değerlendirilmesi
Evaluation of the correlation among the association of myocardial bridge and coronary artery disease location, the association of myocardial bridge and coronary artery disease in patients with myocardial bridge with coronary angiography
NURULLAH ÇETİN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2013
KardiyolojiCelal Bayar ÜniversitesiKardiyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HAKAN TIKIZ
- İnfarkttan sorumlu arteri tam tıkalı olan ST-segment yükselmeli ve ST-segment yükselmesiz miyokard infarktüsü hastalarının anjiyografik özelliklerinin karşılaştırılması
Comparision of coronary angiographic findings of ST-segment elevation and non-ST elevation myocardial infarction patients with totally occluded infarct related artery
SADIK KADRİ AÇIKGÖZ