Türkiye'de televizyon yayınlarının Türk müzik kültürüne etkileri
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 37091
- Danışmanlar: Y.DOÇ.DR. SİMTEN ÖNGÖREN (GÜNVEŞ)
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Radyo-Televizyon, Radio and Television
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1994
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 157
Özet
İstanbul üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Radyo- T.V. - Sinema Bilim Dalı Yüksek Lisans tezi olarak hazırlanan“ Türkiye' de Televizyon Yayınlarının Türk Müzik Kültürüne Etkileri ”konulu tez çalışmamızda, öncelikle müzik kültürümüzün sorunlarından olan başta tele vizyon olmak üzere kitle iletişim araçlarının müzik kül türüne olumlu ve olumsuz etkilerini incelemeye çalıştık. Bu çalışmamıza öncelikle kültürün tanımı ve içeriği ile başladık. Bilindiği gibi kültürün yüzlerce tanımı olduğu halde en çok bilinen ve en öz tarifle kültür, belirli bir toplumun, üyelerinin doğada bulabileceğinden daha fazla doyum sağlayabilmeleri için, başardığı tüm maddi ve davranışsal düzenlemelerin örüntüsüdür, toplumun üyesi olarak insanın geliştirdiği tüm bilgi, inanç, sanat, ahlak, adet, yetenek ve alışkanlıklarla toplumsal kuramları kapsar. Kültürün çeşitli boyutları, yönleri ve renkleri mevcuttur. Bunlardan biri de kitle iletişim araçlarının gelişmesi sonucu büyüyerek ortaya çıkan“ kitle kültürü ”dür. özellikle yüksek sanayi toplumlarında, insanların duygu, düşünce ve beğenilerinin özelden genele doğru boyut değiştirdiği sıkıntılı ortamları seven“ kitle kültürü”, yeni bir dünya görüsü, hayat felsefesi, inanç ve değerler bütünü olarak karsımıza çıkmaktadır. Türkiye, 60'lı yılların sonlarından itibaren 70'li yıl-larda bir kitle hareketi sonucu kitle kültürünü özellikle İstanbul, Ankara gibi büyük şehirlerde daha derinden yaşamıştır. Türkiye'nin yaşadığı bu kabuk değiştirme sürecin de kitle iletişim araçları da etkili olmuş, gazeteler, dergiler, radyo, televizyon ve sinema kimi saman bu değişime karşı çıkmış, kimi zamansa desteklemiştir. Toplumların arzularını, sıkıntılarını, sevgilerini, düşüncelerini en etkin şekilde dile getirdikleri tek evrensel dil, her çağda bilindiği gibi, müzik olmuştur. Bir toplumun müzik kültürü, tarihi perspektif içinde incelenirse o toplumun yaşadığı sosyal ve kültürel tüm aşamalar görülebilir.Bunun da nedeni Türk toplumunda da olduğu gibi insanların baslarından gecen her olayı, gönüllerinde taşıdıkları her duygu ve düşünceyi melodilere dökerek mesajlandırmalarıdır. Türk Müzik Kültürü mozaiğini incelersek, tezimizde de ele aldığımız gibi, Anadolu'nun Uçsuz bucaksız yaylalarında, çam kokulu dağlarında, İstanbul'un saraylarında gördüğümüz renk koku ve armoni zenginliği ile eş birçok müzikal motif ve türlere rastlarız.Ara türleri saymazsak ki.bunlar bir denemeden öteye gidememiştir.Klasik Türk Müziği (Türk Sanat Müziği), Türk Halk Müziği, Çok Sesli Müzik, Türk Hafif Müziği- Pop Müzik başlıklı dört ana kol belirlenmiştir.Tüm bu müzik kültürü zenginliği içinde önemli olan bu değerleri korumak ve gelişen dünyada her gün bir adım ileriye gitmek olmalıdır. 1960“lı yıllardan sonra, hatta radyo'nun Türkiye'degeniş kitlelere ulaşmasından sonra müzik mozaiğimizde hiç tanımadığımız birçok renk ve motif oluşmuştur. Bunların Çoğu Anadolu'nun çeşitli yörelerinde bölgesel olarak kalmış, müzikal motif ve yapıtlardır.Teknolojinin ilerlemesi sonucu unutulmaya yüz tutan birçok müzik eseri tavrı, üslubu, aleti ve geleneği yeniden kültür hazinemize kazandırılarak kitlelere kazandırılmıştır.Bu arada yeni ve ilerici gelişmelere de yine kitle iletişim araçları tarafından olanak tanımsın, televizyon ekranlarında bu gelişmeler evimize kadar ulaşmıştır. Her kitle iletişim aracının ayrı ayrı müzik kültürü ne etkisi olmuş ve olmaktadır.Gazete ve dergiler.Tanzimattan bu yana müzik kültürümüze bilimsel yönden hizmet etmişler, birçok müzik bilginine köşelerini açarak halka bir tür müzik eğitimini götürmüşlerdir.Günümüzde bu, yön değiş tirmiş müziğin hatta müzisyenlerin daha çok magazinsel yönleri irdelenir olmuştur.Radyo ise bir ekol olmuş, birçok sanatçının yetişmesine katkıda bulunmuş, bu arada ortak bir tavır ve üsluba yönelerek bası özgünlüklere sınır koymuştur. Ancak özel radyolarla birlikte kısıtlı ve sınırlı olan müzikal ölçütler birdenbire ortadan kaldırılarak büyük bir kargaşa yaşanmış, fakat bu, zamanla rayına oturmaya başlamıştır.Sinemaya baktığımızda ise önce taklit müzikleri ile başlayan film müzikleri samanla şarkı ve türkülerin hikayeleri ile senaryolaştırılmış, 1970'lerde toplumun yaşadığı arabesk hayat ile etkileşerek, arada kalitelileri olmakla birlikte, radyo ve televizyonda kendine yer bulamıyan ara--IV- beskin bozuk düzenime bayraktarlık yapmıştır. Televizyon ise Türk Müzik Kültürümüz ”ü en çok ve en derin etkileyen kitle iletişim aracı olmuştur, önceleri devlet tekelinde olan, simdi özerkleştirilen TRT tarafın dan Türk evlerine misafir olan televizyon, radyonun başlattığı müzik kültürümüzü tanıtım ve kitlelere ulaştırma çabasına daha hızlı ve etkili bir şekilde yer vermiştir. halk o ana kadar sadece seslerini veya sazlarından çıkarı nağmelerini duydukları sanatçılarını televizyon ile evlerine misafir ederek tanımıştır.Ve onları bağrına basmıştır. Yine televizyon sayesinde Çok Sesli Müziği 'n derin ve serin sularında dolaşılmış ve bu yolculuktan zamanla eğitim programlarının da yardımı ile zevk alınmaya başlanmış tır. Halk arasında önemini gittikçe kaybetmeye başlayan Türk Halk Müziği ve Türk Sanat Müziği yeniden güncelleştirilmiş, televizyon sayesinde Türk Hafif Müziği Eurovision hezimetlerinden sonra desteklenerek popülerleştirilerek Pop Müziğe zemin hazırlanmıştır. Ticari amaçlı televizyonlar, kamu hizmeti yapan TRT'nin kanallarına göre daha eğlenceye yönelik müzik programlarına yer vermektedir.Oysa TRT'nin sanatsal ağırlıklı müzik programlarını tercih ettiği görülür.Tarafımızdan Mart -Ağustos 1994 ayları arasında toplam 14 kanalda yayınlanan müzik programlarının incelenmesi sonucu çıkan bu veriler dikkate değerdir.Ayrıca tespit ettiğimiz bir diğer nokta ise ; her bir televizyon kanalının bağlı olduğu televizyon şirketinin felsefesine göre farklı türlere öncelik tanıyabildiği.bu a--V- rada tespit ettiği hedef seyirci kitlesinin beğeni veya değerlerine göre de program şekli ve müzik türlerini ayarladığıdır.önemli olan televizyonlarda sanatçıları görüntü endişeli lanse etmek değil onların sanatsal yönlerini ortaya çıkarmak, daha saygın değerlerle, müzik programları oluşturmak, bu oluşum sürecinde ise müzik kültürünü hazmetrniş, bilgili ve literatürleri takip eden, çevresindeki müzikal olaylardan haberli teknik elemanlarla müzik programlarını oluşturmak ve seviyeli bir şekilde izleyiciye sunmaktır. Şurası unutulmamalıdır eğer güzel sunulursa Türk halkı her yoğunlukta ve sanatsal değerdeki müziği alabilmekte, ve kültürel açıdan tükete bilmektedir.Bu yolda basta tele vizyoncular olmak üzere biz izleyicilere de büyük sorumluluk ve duyarlılık düşmektedir.Eleştiri kurumunu çalıştır malı her alanda olduğu gibi müziğimizde de kaliteyi aramalı ve talep etmeli, hatalara göz yummamalı, fırsat vermemeliyiz.
Özet (Çeviri)
Özet çevirisi mevcut değil.
Benzer Tezler
- Radyonun eğitim etkinliğinin, 1000 dinleyici mektubu ışığında değerlendirilmesi
Başlık çevirisi yok
SELMA PİŞKİN
- Müzik televizyonu ve Kral TV örneği
Music television and Kral TV as an example
HÜSEYİN ÇELİK
Yüksek Lisans
Türkçe
1999
Radyo-TelevizyonAnkara ÜniversitesiRadyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. PEYAMİ ÇELİKCAN
- Avrupa Birliği'ne uyum sürecinde Türkiye'de farklı dil ve lehçelerde radyo ve televizyon yayıncılığı
Radio and television broadcasts in diffent languages and dialects in Türkiye for European Union legislation
AYNUR YILDIZ AYDINLI
Yüksek Lisans
Türkçe
2007
Radyo-TelevizyonGazi ÜniversitesiRadyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı
DOÇ.DR. AHMET ÇİFTCİ