Geri Dön

'İslam mecmuası' (1914-1918) ve içeriği

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 41675
  2. Yazar: RUHİ GÜLER
  3. Danışmanlar: PROF.DR. ŞÜKRÜ HANİOĞLU
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Gazetecilik, Siyasal Bilimler, Journalism, Political Science
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 1995
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 152

Özet

ÖZET ü. Meşrûtiyet kısa bir zaman dilimini ifade etmesine karşılık Türk düşünce hayatı bu dönemde belirli bir aşama kaydetmiş, farklı ideolojiler aydınlan gruplaşmalara sevketmiştir. II. Meşrûtiyet dönemi fikir tarihimizin en renkli devirlerinden birisidir. Bu dönem aydınlan II. Meşrûtiyet öncesinde iyi bir hazırlık devresi geçirmişlerdir. Sultan H Abdül- hamifin açtığı okullarda yetişen, fakat fikirlerini açıklayacak ortamı bulamayan aydınlar, İmparatorluğun karşı karşıya olduğu büyük felâketleri atlatabilecek reçeteler üretmeye Meşrutiyet yönetiminin yemden uygulanmasıyla başladılar. II. Meşrûutiyet döneminin en belirgin özelliği başlangıçta hürriyetlerin genişîetilme- sidir. 1908 sonrası yüzlerce gazete ve dergi çıkartılmaya başlandı. Bu dergi ve gazetelerin büyük bir kısmı kısa zaman zarfinda kapandı. Fakat bunların arasında yazı hayatında uzun yıllar ayakta kalmayı başaranlar da vardı. Bu durum aydınlann imparatorluğun sağlam bir geleceğe kavuşması için değişik istikâmetlere doğru ciddî şekilde düşünce ürettiklerini gös¬ terdiği gibi Meşrûtiyet yönetiminin getirdiği rehavetle bir takım heveslerin köklü hale gele¬ meyişini de gösterir. 1908 sonrası dönemde Türkçülük, Batıcılık, İslamcılık birer bağımsız ideoloji ola¬ rak oluşumlarım tamamlamışlardır. 1914'e vanldığında bu akımlar arasında tartışmalar de¬ vam ediyordu. Gerçi bu üç akım için de asıl olan Batılılaşmaydı. Osmanlı Devleti Batılı¬ laşmasını tamamlamalıydı. Fakat yine de teferruatta anlaşmazlıklar baş gösteriyor ve hara¬ retli tartışmalar meydana geliyordu. İktidan elinde tutan İttihad ve Terakki böyle bir ortamda İslamcılarla Türkçüleri aynı fikir platformunda bir araya getirmek ve İslâm'ın manevî gücünü kullanmak gibi endişeler taşıyordu. İslâm Mecmuası 12 Şubat 1914 tarihinde bu hedeflerin gerçekleşmesini sağlamak amacıyla yayınlanmaya başlanmıştır. İslâm Mecmuası esas itibariyle sentezci bir dergidir, sosyal konuların ağırlıklı olarak yer aldığı bir dergidir. Bir siyasal partinin destekçisi olmak gibi amacının olmasına rağmen derginin siyasî içeriği daha sönük kalmıştır. İslâm Mecmuası 30 Kanun-i Sâni 1329 / 12 Şubat 1914 - 30 Teşrin-i Eweî 1334 / 30 Ekim 1918 tarihleri arasında İstanbul'da 63 sayı yayınlanmıştır. Derginin son sayısının Mondros Mütârekesi ile aynı tarihe denk gelişi kayda değer. Derginin kapağında 15 günde bir çıkar ibaresi vardır. Fakat dergi iki haftalıktır. Âynca 27 sayı iki haftalık süreden daha uzun bir zaman aralığında neşredilmiştir. Dergi 1914'de 18, 1915'te 23, 1916'da 8, 1917de 5, I918'de 9 sayı yayınlanmıştır. Dergi 13. sayıdan sonra (30 Temmuz-5 Kasım 1914) tarihleri arasında 3 aydan fazla, 41. sayıdan sonra (23 Aralık 1915-12 Mart 1916) tarihleri 110arasında 2,5 ay, neşredilememiş ve 41 sayıdan itibaren mecmua -59. sayı hariç- vaktinde çıkartılamamıştır. Dergi 25x18.5 cm ebânndadır. Ü. Meşrutiyet yıllarında aydınların üzerinde ısrarla durdukları konulardan birisi“bugünkü hale nasıl düştük?”sorusuydu. Bu konunun dzel adı da“inhitat-ı İslam”dır. İslam Mecmuası da devrinin moda konularından olan bu konuya sayfalar ayırmıştır. Ahmet Âga- yef“hal-i haar”m sorumlusunu“ümera, ulema ve erbab-ı kalem”olarak işaretler. Ümera keyfi tasarruflarda bulunmuş, ulema ve erbab-ı kalem bu duruma seyirci kalmıştır. Hatta er- bab-ı kalem zalim idarecilerin tavırlarını öven şiirler yazmıştır. Şemseddin Günalta/a göre müslümanîar islamiyet'i kaybetmeş, hurafelerin esiri olmuşlardır. Hurafelerin sebeplerim de inceleyen yazar Cemaieddin Afgani'nin İstanbul'a ilk gelişindeki karşılaştığı tavrı sert ifadelerle eleştirdikten sonra Afgani'nin İslam dünyasını ayağa kaldıracak çözümleri üret¬ tiğini iddia eder. Abdüllatif Nevzat ise dünkü ve bu günkü İslam'ın aynı olduğunu fakat in¬ sanların onu anlama düzeylerinin değiştiğini, eskilere dinamizm veren hususların şimdikilere meskenet ve sorumsuzluk verdiğini ileri sürüyor. İslam Mecmuası sayfalan arasında İslam dünyasının gerileyişiyle ilgili olarak tasavvufa yönelik eleştiriler de yer alıyor. İslâm Mecmuası -kapitilasyonlann ülke ekonomisine verdiği zararlardan olacak- kapalı ekonomiyi savunmuştur. Dergide Ahmet Muhyittin'in iktisadî yazılan vardır. Bunun yanında İslâm dünyasındaki iktisadî faaliyetlerden bahseden haberlere yer verilmiştir. Te- kinalp'in“Millî İktisat”başlıklı yazısı da İslâm Mecmuası sütunlarında yer almıştır. Biyografi konusunda İslâm Mecmuası'mn çok sayfa ayırdığını görüyoruz. İslâm Ta- rihi'nin meşhur simalannın yer aldığı bu yazıların en uzun süreni Rızâeddin bin Fahreddin'in îbn-i Teymiye hakkında yazdığı serî yazılardır. İslâm Mecmuası için İbn-i Teymiye'nin önemi büyüktür. Moderaist İslamcıların (bu deyim doğru ise) İbn-i Teymiye'ye hissî bağlılıkîan ve onun fikirlerinden etkilendikleri açık bir gerçektir. İslâm Mecmuası tasavvufu tenkit etmesine rağmen ünlü mutasavvıfların hayat hikayelerim yayınlamakta bir sakınca görmemiştir. Zaman zaman bu biyografilerin dergide sayfa doldurmak için kullanıldığına da rastlanır. İslâm Mecmuası'nda ağırlıklı konulardan birisi de kadın sorunudur. Kadının toplum¬ daki yeri ile ilgili tartişmalar olmuştur. Kadının sosyal statüsü H Meşrûtiyet'in en çok tar¬ tışılan konulan arasındadır. İlk sayılarda bir kadın yazar tarafından kaleme alınan makalede hükümetten kadınlara özel kapah çarşı ve bütün şubeleriyle tıbbiye dâriıl funûnunun açılması istenmiştir. Dergide Fevziye Abdürreşid isimli bir kadın yazarın“Kadın Meselesi”başîıkh yazısı yer almıştır. Şemseddin Günaîtay ise yazdığı makalelerde kadınlann çalışma hayatına katılabileceğini bildirmiş, İslâm tarihinde sahasında belirgin hale gelen kadınlardan bahsetmiştir. 111îslâm Mecmuası ile Meşihat arasında cuma ve bayram hutbelerinin Türkçe okunması konusunda tartışmalar olmuştur. Meşîhat'ın hutbenin Arapça'nın gayri dillerle okunma sının mekruh olduğuna dair verdiği fetvalar İslâm Mecmuası'nca eleştirilmiştir. İslam Mecmuası ilk çıkışından itibaren İslamcıların önde gelen yayın organı Se- bilü'r-Reşad tarafından yalandan takip edilmiştir. İlk sayılarda Musa Kazım'ın İslam Mecmuasında yazdığı“İslam ve Terakki”başlıklı makalelerde“cinsiyetin İslamda şediden memnu olduğu”na dair görüşleri Nüzhet Sabifin ayrıntılarıyla açıklanmasını istemesi üze rine İslam Mecmuası zor duruma düşmüştür. Bu durumda sessiz kalmayı yeğleyen İslam Mecmuasının yerine Nüzhet Sabit'in sorularım Babanzade Ahmet Nairn Sebilü'r-Reşad'da cevaplandırmıştır. İslam' m beyne'l-milel bir yapıya sahip olduğunu, Türkçülüğün İslam birliğine zarar vereceğini, bu durumun ise devleti de dini de yıpratacağını iddia etmiştir. Türkçülere karşı ciddi ithamlar içeren bu yazı karşısında İslam Mecmuası yine sessiz kalmış, Ahmet Naim'in iddiaları aradan üç ay kadar geçtikten sonra Türk Yurdu'nda Ahmet Agayef tarafından cevaplandırılmaya çalışılmıştır. Agayef milliyetçiliğin İslam'a karşı olmadığı, İslamiyet tarafından da dışlanmadığını iddia etmiş, İslamiyetce memnu kabul edilen şeyin“cinsiyet”olduğunu ifade etmiştir. Burada dikkati çeken husus tartışmada ikinci derecede muhatapların ön plana çıktığıdır. İslam Mecmuası'nın bir başka yazı dizisi ciddi bir tartışmaya konu olmuştur. Burada Ziya Gökalp İslam'ın örfe yönelik kısımlarının yeterince işlenmediğini,“içtimai usul-i fikıh”disiplininin oluşturulması ve geliştirilmesi gerektiğim iddia etmiştir. Bu amaçla İslâm Mecmuası'nın ikinci sayısında Ziya Gökalp'in“Fıkıh ve İctimâiyyat”, üçüncü sayısında“İçtimâi Usul-i Fıkıh”başlıklı yazılan neşrolunur. Aynı derginin beşinci sayısında Halim Sabit, Ziya Gökalp'in ikinci yazısı ile aynı başlığı taşıyan bir makale yazar ve Gökaîp'i destekler. Bunun üzerine“Talebe-i Ulûmdan Ira^li A.K.”SebiTür-Reşad dergisine 12 baş lık altında Gökalp'in ileri sürdüğü fikirlerin usul-i fikıh açısından değerini sorar. Bu sorulara Sebil'ür-Reşad adma İzmirli İsmail Hakkı cevap verir. Gökaîp'i 7 uzun makale ile tenkit eder. Bu arada Mustafa Şerefin“İçtimaî Usul-i Fıkıh Nasıl Teessüüs Eder?”başlıklı yazısı İslâm Mecmuasında yayınlanır. Ziya Gökalp bir müddet sonra“Hüsün ve Kubuh”ve“örf Nedir?”başlığıyla yazılar yazar. Gökalp“gelecek makalede bu ciheti izah edeceğiz”demesine rağmen yazılarına devam etmemiştir. Tartışma genel hatlarıyla bitmiş olmakla beraber Halim Sabit bundan sonra dört makale neşrederek (“Örf-Mâruf başlığım taşıyan) Ziya Gökaîp'i desteklemiş, fakat Sebil'ür-Reşad cephesinden buna mukabil cevap verilmemiştir. İslâm Mecmuası'nın başlattığı tartışmalardan birisi de ”teaddüd-i zevcâfla ilgilidir. Çok evliliğin yasaklanıp yasaklanamayacağı konusunda yapılan bu tartışma uzun süren mü- 112nakaşalardan birisi olmuştur. Bu konuda belirleyebildiğimiz makale sayısı yirmi dokuzdur. İslâm Mecmuası ile SebiTür-Reşad arasında uzunca bir süre devam eden karşılıklı yazışmalar I. Dünya Savaşı'nm çıkmasıyla bir süre duraksamışsa da sonra yeniden alevlenmiş ve bir müddet daha devam etmiştir. Mansurizâde Sait'in İslâm Mecmuasında teaddüt-i zev- câtin yasaklanabileceğine dair yazısı Sebil'ür-Reşad'da Babanzâde Ahmet Nairn tarafından eleştirilmiştir. Tartışma karşılıklı cevaplarla devam ederken işin usul-i fikıh dairesine gir mesiyle izmirli İsmail Hakkı da tartışmaya girmiştir. Bunun üzerine M. Şerefeddin İslâm Mecmuası'nda Mansurizâde'yi destekleyen yazılar kaleme almış, bu yazılar da İzmirli tarafından tenkide tabi tutulmuştur. Taüşma bir ara durmuş ve taraflar başka konularla ilgilenmeğe başlamışlar, bu arada Mansurizâde“İçtihat Hataları”serlevhalı yazılar kaleme alırken burada geçen bir cümle İzmirli İsmail Hakkı tarafından ele alınarak bu cümlede ge çen hususların kendi fikrini desteklediği ileri sürülmüş, bunun da Mansurizâde'nin tar tışmada kendi fikirlerinden vazgeçtiği anlamına geldiği iddia edilmiş, fakat Mansurizâde böyle bir şeyin doğru olmadığım belirtmiştir. Tartışma bunun üzerine yemden canlanmış, bir müddet sonra da aynı tarihleri taşıyan iki mecmuada neşredilen makalelerle son bulmuştur. İslam Mecmuası 30 Ekim 1918 günü yayınlanan 63. sayısıyla yayın hayatına veda etmiştir. Fakat arkasında pek çok tartışma konusu bırakmıştır. Bu tartışmalar bu gün de tartışılan konular arasındadır. İslam Mecmuası bir dönem aydınlarının zihinsel seviyelerini anlamak bakımından değerini koruyacaktır. 113

Özet (Çeviri)

Özet çevirisi mevcut değil.

Benzer Tezler

  1. İslâm Mecmuası'nda İslâm dünyasının ahvali (1914-1918)

    The state of the Islamic world in the Islam Mecmuası published between 1914-1918

    CAFER GEZER

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Dinİstanbul Üniversitesi

    İslam Tarihi ve Sanatları Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ ÜMİT ESKİN

  2. İslam mecmuası üzerine sosyolojik çözümleme

    Sociological analysis of 'islam mecmuasi'

    YASİN UZUN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    SosyolojiSelçuk Üniversitesi

    Sosyoloji Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. MEHMET ALİ AYDEMİR

  3. Sebîlürreşâd ve İslam Mecmûası'nda yer alan Usûlü'l-Fıkh ve fıkıh konularındaki makalelerin değerlendirilmesi

    Evaluation of the articles about al-fiqh and Usul al-Fiqh in Sebilürreşad and İslam Journals

    ESMA GÜLER

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    DinKırklareli Üniversitesi

    Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ HASAN ÖZKET

  4. 1913-1914 boykotajı sırasında çıkan bir dergi: Musavver İslâm Salon mecmuası

    A magazine issued during the 1913 – 1914 boycott: Musavver İslâm Salon mecmuası

    KÜBRA OĞUŞ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    GazetecilikÜsküdar Üniversitesi

    Yeni Medya ve Gazetecilik Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. İSMAİL ARDA ODABAŞI

  5. Müzik süreli yayınlarında tarihyazımına yön veren paradigma ve ideolojilerin mehter örnekleminde incelenmesi

    The analysis of paradigms and ideologies that guide historiography in music periodicals in mehter sample

    İDRİS ÇAKIROĞLU

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    MüzikErciyes Üniversitesi

    Müzik Bilimleri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. N. OYA LEVENDOĞLU