Geri Dön

Dermatofit izolasyonunda ve identifikasyonunda CDSAM, SGA ve MBLA besiyerlerinin karşılaştırılması

Comparison of CDSAM, SGA and MBLA mediums for the isolation and identification of dermatophytosis

  1. Tez No: 461164
  2. Yazar: DİLAN PERİŞAN
  3. Danışmanlar: PROF. DR. MEHMET MACİT İLKİT
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Mikrobiyoloji, Microbiology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2017
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Çukurova Üniversitesi
  10. Enstitü: Sağlık Bilimleri Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Tıbbi Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 67

Özet

Dermatofitlerin insanlarda ve hayvanlarda oluşturdukları enfeksiyonlara dermatofitoz veya tinea adı verilir. Dermatofitozların laboratuvar tanısında altın standart yöntem doğrudan mikroskopik inceleme ve mantar kültürüdür. Doğrudan mikroskop incelemenin duyarlılığı kültüre göre daha yüksek olsa da bu yöntemde yalancı negatif sonuç alınabilmesi ve tür tayininin yapılamaması gibi dezavantajlar bildirilmiştir. Dermatofitlerin cins ve türü, ancak kültür sonrasında yapılan klasik veya moleküler identifikasyon yöntemleri ile belirlenir. Sunulan çalışmada, dermatofitlerin laboratuvar tanısı için temel besiyeri olan SGA ve sporülasyonu ve pigment oluşumunu uyararak dermatofitlerin tür düzeyinde tanınmasına yardımcı olan MBLA besiyerine eş zamanlı ekim yapıldı ve besiyerlerinin performanslarının karşılaştırılması ve elde edilen sonuçların literatür verileri eşliğinde tartışmaya açılması amaçlandı. Çalışmada, Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesi Dermatoloji Anabilim Dalı'na Eylül 2014-Ocak 2015 tarihleri arasında dermatofitoz şüphesi ile başvuran veyaçeşitli kliniklerde yatan dermatofitoz kuşkulu 257 hastadan alınan saçlı deri, saçsız deri ve tırnak olmak üzere toplam 331 örnek incelendi. Bu örneklerden doğrudan mikroskop ya da kültürlerin herhangi birinden pozitif sonuç veren 81 kişinin 114 örneği çalışmaya dahil edildi. Çalışmada MBLA'ın 55 (%21.4) SGA'a 49 (%19.1) göre daha iyi performans gösterdiği ve rutin laboratuvar uygulamaları için önerilmesi ve kullanılması gerektiği anlaşıldı. Ayrıca, hemen her dermatofit türünün MBLA'da daha iyi sporlandığı ve oluşan pigment nedeni ile daha kolay identifiye edilebildiği ortaya konuldu. Ancak, MBLA'ın düşük maliyetli olmasına karşılık, hazırlanmasının daha zaman alıcı olması ve besiyerinin bulanık olması gibi dezavantajlarınında olduğu belirlendi. Ancak, ucuz, uygulaması kolay ve deneyim gerektirmeyen bir yöntem olan direkt mikroskop incelemesinde bu iki besiyerine göre daha fazla pozitiflik 76 (29.6%) elde edildi. Çalışmada, etken mikro-organizmalar koloni ve morfolojik özellikleri yanında ülkemizde ilk kez bir İlin dermatofit florası klasik yöntemler yanında sınırlı sayıda izolatta ITS dizi analizi ile belirlendi.Sunulan çalışmada, identifiye edilen toplam 63 izolatın tür dağılımı şu şekilde: Trichophyton spp. (n=45), T. rubrum (n=10), T. interdigitale (n=4), E. floccosum (n=2), T. violaceum (n=1) ve M. canis (n=1) idi. Ayrıca, tinea unguium'un erkeklerde daha fazla görülmesi yanında (p=0.006), yine tinea unguium'un yaşla birlikte artış gösterdiği ve bu artışın fark oluşturduğu anlaşıldı. Dermatofitozların laboratuvar tanısında en az iki besiyerinin kullanılmasının daha gerçekçi sonuçlara ulaşılması için yararlı olabileceği düşünüldü.

Özet (Çeviri)

The infections which are caused by dermatophites in humans and animals are called dermatophytosis and tinea. The gold standart in laboratory diagnosis of dermatophytosis are direct microscobic analysis and culturing fungi. The sensitivity of direct microscobic investigation is higher than culturing however the pseudo negative result and the impossibility of species assignment are the disadvantages reported. The genus and type of dermatophytes are determined by classical and moleculary identification method. In the study presented SGA; the fundamental medium for laboratuary diagnosis of dermatophytes and MBLA; which induces sporulation and pigment formation and helps detecting dermatophytes in species level of diagnosis were used syncronously by plantation and comparison of nutrition performance and the results that were obtained were aimed to discussion. In this study 331 samples have been researched which were collected from hairy skin, bald skin and nails of 257 patients who were hospitalised in different policlinic services with dermatophytosis suspicion whom applied to Çukurova University Dermatology Department between september 2014- january 2015. 114 samples of 81 people were included in this study which had positively resulted from either one of direct microscopy or culturing. In this study it was understood that MBLA 55(%21.4) has shown better performance than SGA (%19.1) and it should be used in routine laboratuary practice. Almost all kinds of dermatophytes were spored better in MBLA and were better identified by the the pigment which was produced. Being time consuming to be prepared and being blurry in medium have been discovered to be the disadvantages of MBLA. It was found to get more positive results comparing to the other 2 mediums by being easier to apply and not requiring experience, being cheaper, and being able to be analysed with direct microscopy. In this study for the first time, in addition to the colonial and morphological features, the dermatophyte flora of a city in our country were determined with classical methods together with ITS sequence analysis on limited amount of samples. The species that were detected from the 63 isolates identified in this study were: Trichophyton spp. (n=45), T. rubrum (n=10), T. interdigitale (n=4), E. floccosum (n=2), T. violaceum (n=1) ve M. canis (n=1) Tinea Unguim has higher prevalance in men (p=0.006), and the prevalance of Tinea unguium is increased by age and this increase makes a difference. For more realistic results in the labratuary diagnosis of dermatophytosis at least two mediums used together are considered to be useful.

Benzer Tezler

  1. Ankara ilinde bulunan lezyonlu ve lezyonsuz kedi ve köpeklerden dermatofit izolasyonu

    Isolation of dermatophyte from cats and dogs with lesion and without lesion in Ankara province

    BİLGE İŞLEK SELVİ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    MikrobiyolojiKırıkkale Üniversitesi

    Mikrobiyoloji (Veterinerlik) Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MURAT YILDIRIM

  2. Kronik spontan ürtiker hastalarında bağırsak mikrobiyomunun metagenomik DNA profili

    Investigation of the relationship between chronic spontaneous urticaria and gut microbiome DNA

    GÜLCAN YÜKSEKAL

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    DermatolojiSakarya Üniversitesi

    Deri ve Zührevi Hast. Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ BAHAR SEVİMLİ DİKİCİER

  3. Psoriazis hastalarında bağırsak mikrobiyomunun metagenomik DNA profili

    Metagenomic dna profile of intestinal microbiome in psoriasis patients

    BÜŞRA AYDIN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    DermatolojiSakarya Üniversitesi

    Deri ve Zührevi Hast. Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. BAHAR SEVİMLİ DİKİCİER

  4. Erzurum ve çevresindeki hastalardan izole edilen dermatofitler üzerine kınanın (Lawsonia inermis)antifungal aktivitesinin araştırılması

    Investigation of the antifungal activity of henna (Lawsonia inermis) on dermatophytes isolated from patients in Erzurum and region

    SULTAN GAMZE GÖZÜBÖYÜK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    MikrobiyolojiAtatürk Üniversitesi

    Tıbbi Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AYŞE ESİN AKTAŞ

  5. Dermatofitlerin identifikasyonunda moleküler yöntemlerin yeri ve uygulanabilirliğinin belirlenmesi

    The place of molecular methods in the identification of dermatophytes and the determination of their feasibility.

    FATMA BIYIK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2008

    Mikrobiyolojiİstanbul Üniversitesi

    Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. YILDIZ YEĞENOĞLU