Geri Dön

The Witch, The Witch of Edmonton, Vinegar Tom ve Byrthrite oyunlarında cadı imgesinin feminist analizi

A feminist analysis of the Witch Imagery in The Witch, The Witch of Edmonton, Vinegar Tom and Byrthrite

  1. Tez No: 476504
  2. Yazar: ESRA ÜNLÜ
  3. Danışmanlar: YRD. DOÇ. DR. ZEYNEP ZEREN ATAYURT FENGE
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Karşılaştırmalı Edebiyat, Sahne ve Görüntü Sanatları, İngiliz Dili ve Edebiyatı, Comparative Literature, Performing and Visual Arts, English Linguistics and Literature
  6. Anahtar Kelimeler: The Witch, The Witch of Edmonton, Vinegar Tom, Byrthrite, Cadılık, Cadı imgesi, Feminist eleştiri, The Witch, The Witch of Edmonton, Vinegar Tom, Byrthrite, Witchcraft, Witch imagery, Feminist criticism
  7. Yıl: 2017
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ankara Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Batı Dilleri ve Edebiyatları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: İngiliz Dili ve Edebiyatı Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 148

Özet

Bu tezde 17. yüzyıl İngiliz oyun yazarları Thomas Middleton tarafından yazılan The Witch (1616), William Rowley, Thomas Dekker, John Ford tarafından yazılan The Witch of Edmonton (1621) oyunlarındaki cadı ve cadılık kavramları ile 20. yüzyıl İngiliz tiyatrosunun önde gelen kadın yazarlarından Caryl Churchill'in Vinegar Tom (1976), Sarah Daniels'ın Byrthrite (1986) oyunlarında yer alan cadı ve cadılık kavramı karşılaştırmalı olarak ele alınmış ve bu oyunlarda temsil edildiği şekliyle cadı ve cadılığın 17. ve 20. yüzyıllarda kadınlarla ilişkili hangi değer ve yargıları ortaya koyduğu ile bu değer ve yargıların zaman içerisinde uğradığı değişim üzerinde durulmuştur. The Witch ve The Witch of Edmonton'da kadın karakterler toplumun kendilerine biçtiği davranış normlarına uygun şekilde davranmadıkları gerekçesiyle Ortaçağ ve erken modern dönemin cadılarıyla ilişkilendirilirler. Bu kadınlar ataerkil düzenin kendilerine yönelik baskısını üzerlerinde hissetseler de bu baskılara karşı bilinçli olmadıkları gözlemlenir. Erkek egemen toplumun kendilerine yönelik baskılayıcı ve ayrımcı tutumunun farkında oldukları durumlarda ise bu baskılara ve ayrımcılığa karşı tek başlarına mücadele etmelerinin mümkün olmadığı görülür. Bu nedenle bu oyunlarda ataerkil düzenin kadınlara yönelik ayrımcı tutumuna karşı bilinçli ve ortak bir mücadeleden söz edilemez. Vinegar Tom'da ve Byrthrite'ta ise cadılık suçlamasına maruz kalan kadınların ataerkil baskılara başkaldıran ve direnen kadınlar oldukları göze çarpar. İki oyunda da ataerkil baskılar kadınların bir araya gelerek dayanışma içerisinde hareket etmelerinin önündeki en büyük engeldir. Churchill'in ve Daniels'ın oyunlarında vurguladıkları asıl nokta ataerkiden kaynaklı sorunların çözümü için kadınların bu sorunlara karşı tam bir farkındalık geliştirmelerinin ve kişisel çıkarlarını bir kenara bırakarak dayanışma içerisinde hareket etmelerinin temel koşul olduğudur. Giriş bölümünde Avrupa topraklarında görülen büyü/büyücü, cadılık/cadı kavramlarının tarihi evreleri ve geçirdiği değişim süreçleri anlatılmıştır. Bu kavramların Antik Çağ'dan Ortaçağ'a, Ortaçağ'dan erken modern döneme kadar geçen süre içerisinde bu çağların politik, kültürel, sosyal, dini, ekonomik, coğrafi vb. koşullarına bağlı olarak ne tür anlam değişikliklerine maruz kaldığı ortaya konmuştur. Ayrıca, cadı ve cadılık kavramlarına zaman içerisinde atfedilen bu farklı anlamları somutlaştırmak amacıyla Batı tiyatrosundan örnekler sunulmuştur. Birinci bölümde The Witch ve The Witch of Edmonton oyunlarındaki cadı ve cadılık kavramları ele alınmış, bu oyunlarda cadı olarak yansıtılan kadınların gerçekte büyücülükle ya da başkalarına zarar veren uğraşılarla ilgilerinin bulunmadığı, 17. yüzyılın ataerkil toplumunun kadından beklentisini yansıtmayan davranışlar sergiledikleri gerekçesiyle cadı olarak yaftalandıkları belirtilmiştir. The Witch'te ataerkil toplumun kadınları ayrıştırmak için başvurduğu cinsel kategoriler üzerinde durulurken The Witch of Edmonton'da günah keçisi kavramı üzerinde durularak toplumun kadınlara karşı olan ikiyüzlü tutumu yansıtılmıştır. Oyunda ataerkil toplum yapısı içerisinde kendi başına ayakta kalmaya çalışan kadının toplumun mevcut düzenine bir tehdit oluşturduğu, bu nedenle de toplum tarafından yok edilmesinin kaçınılmaz olduğu vurgulanmıştır. Her iki oyunun yazarlarının eserlerinde cadı ve cadılık konusunu ele alırken yaşadıkları dönemin kadına bakış açısını yansıttıkları sonucuna varılabilir. İkinci bölümde, 20. yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıkan İkinci Dalga Feminist Hareket çerçevesinde cadı ve cadılık kavramlarının feminist yazar ve araştırmacıların eserlerinde kazandığı yeni kimlik incelenmiştir. Vinegar Tom'da cadı imgesinin kazandığı bu yeni kimlik evlilik, cinsellik, fahişelik, çocuk doğurma, annelik, kadın bedeni, tıp ve sınıf kavramları ile ilişkilendirilerek tartışılmıştır. Byrthrite'ta bu kavramlara ek olarak tıptaki gelişmelerin ataerkil toplumlarda kötü niyetlere alet edilmesinin kadınlar açısından doğurduğu sonuçlar üzerinde durulmuştur. Cadı avı imgesi ile kadın bedeninin ataerki tarafından tahakküm altına alınması arasındaki ilişki ele alınmıştır. Sonuç bölümünde, 17. yüzyılda erkek yazarlar tarafından yazılan The Witch ve The Witch of Edmonton oyunlarında ve 20. yüzyılda kadın yazarlar tarafından yazılan Vinegar Tom ve Byrthrite'taki cadı ve cadılık kavramlarının karşılaştırmalı incelenmesinden elde edilen bulgular üzerinde durulmuştur. Cadı ve cadılık kavramlarının zaman içerisinde farklı anlamları taşımaya başladığı ifade edilmiştir. 17. yüzyıl oyunlarındaki cadılığın toplumun kadınlara biçtiği rollerin dışına çıkan kadınların Ortaçağ ve erken modern dönemin büyücü ve cadılarıyla ilişkilendirildiği ve bunun kadınlara karşı duyulan korkunun ve onların hayatları üzerindeki baskıların temel nedeni olduğu belirtilmiştir. 20. yüzyıl oyunlarındaki cadılığın ise sembolik bir anlam taşıdığı ve baskılara boyun eğmek yerine karşı çıkan ve direnen kadınlarla ilişkili olduğu ortaya çıkmaktadır. 17. ve 20. yüzyıllarda yazılmış bu oyunlardaki cadı imgesinin karşılaştırmalı analizinden kadınların her dönemde çeşitli baskılara maruz kaldığı, çağlar içerisinde değişen tek durumun bu baskıların uygulanma biçiminde olduğu sonucuna varılabilir.

Özet (Çeviri)

In this thesis the notions of witch and witchcraft in two 17th century plays-The Witch (1616) by Thomas Middleton, The Witch of Edmonton (1621) by William Rowley, Thomas Dekker, John Ford-and in two 20th century plays-Vinegar Tom (1976) by Caryl Churchill, and Byrthrite (1986) by Sarah Daniels¬–have been explored within a comparative framework. Through a close examination of these plays, this work discusses the morals and norms attributed to women in relation to the notions of witch and witchcraft, and the ways in which these meanings have been altered. In The Witch and The Witch of Edmonton female protagonists are associated with the witches of the Middle Age and the early modern period due to their refusal to conform to the sanctions of their patriarchal society. Although these women are overwhelmed by patriarchy's oppression, they do not seem to be aware of this, and when they are aware of the oppressive and discriminative attitude of their patriarchal society, they are not able to struggle with this on their own. Thus, it is not possible to observe a conscious struggle against the discriminative attitude of the patriarchal society in these plays. In Vinegar Tom and Byrthrite, however, one can see that women who are labelled as witches are those who rebel against patriarchal oppression. In the plays, patriarchal oppression is the primary obstacle to women's sisterhood and solidarity. The main point that Churchill and Daniels emphasize in their plays is that women must act in solidarity and they must be fully conscious in their struggle against patriarchal problems. In the Introduction, the historical phases of the notions of witchcraft and witches in Europe from the Ancient Age towards the end of the 18th century, and the various meanings attributed to these notions, depending on the political, cultural, social, religious, economical and geographical states of these ages are explained. In addition, relevant examples from the Western theatre are presented so as to showcase the different meanings these concepts have acquired over time. The first chapter explores the concepts of witches and witchcraft in The Witch and The Witch of Edmonton in the light of the female characters who, labelled as witches, have, in fact, nothing to do with sorcery or dangerous deeds–they are stigmatized as witches simply because their attitudes are not in accordance with the expectations of their patriarchal society. While the analysis of The Witch mainly focuses on the sexual categories into which women are placed by patriarchal society, The Witch of Edmonton is explored in relation to the concept of the scapegoat and the hypocritical attitude of the society to women. The play emphasizes the idea that a woman who tries to stand on her own feet is regarded as a threat to her society, and therefore it is inevitable for her to be destroyed. Thus, the writers of both plays reflect the viewpoint of their age towards women while handling the subject of witches and witchcraft. In the second chapter, the ways in which the new meanings ascribed to the notions of witches and witchcraft in Churchill's Vinegar Tom and Daniels' Byrthrite are examined within the framework of feminist criticism. For this purpose, the chapter discusses the new identity of the witch image portrayed in Vinegar Tom in relation to some concepts such as marriage, sexuality, prostitution, childbirth, motherhood, female body, medicine and class. In the analysis of Byrthrite, the ways in which women are affected by the abuse of medical improvements in patriarchal societies as well as the oppression of the female body enacted by the witch hunt image are elaborated. In the Conclusion, the critical insights from this comparative analysis of the concepts of witches and witchcraft in The Witch and The Witch of Edmonton by the 17th century male writers and Vinegar Tom and Byrthrite by the 20th century female writers are expressed. By highlighting the idea that the implications of the witches and witchcraft have changed in time, the thesis argues that witchcraft in the 17th century plays is largely associated with the magicians and witches of the Middle Age and the early modern period, and this is the main reason for patriarchy's fear of women's power, as represented in these plays. However, witchcraft in the 20th century plays has a symbolic meaning and it is associated with women who rise up against patriarchal oppression. Through the comparative analysis of the witch imagery in the selected plays from the 17th and the 20th century, it can be inferred that women have been exposed to various forms of oppression, repression, and manipulation, and that what has changed over time is the way how these forms of oppression are executed, an idea which the selected texts strikingly dramatise.

Benzer Tezler

  1. Female sexuality in three Jacobean witchcraft plays: Sophonisba, the Witch and the Witch of Edmonton

    Jakoben dönemi üç büyücülük oyunu; Sophonisba, Cadı ve Edmonton Cadısında kadının cinselliği

    FERİDE SÜMBÜL

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2017

    İngiliz Dili ve EdebiyatıÇankaya Üniversitesi

    İngiliz Edebiyatı ve Kültür İncelemeleri Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. NESLİHAN EKMEKÇİOĞLU

  2. Acil servise başvuran ve palyatif bakım ihtiyacı olan hastaların yeni bir tarama metodu ile belirlenmesi, ihtiyaçlarının ve semptom şiddetlerinin speed, edmonton ve karnofsky skalaları ile incelenmesi

    Determination of patients with applicated emergency service and palyative care with A new screening method, investigation of of needs and symptoms by speed, edmonton and carnofsky scales

    HÜLYA GÜNEY

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    İlk ve Acil YardımGaziosmanpaşa Üniversitesi

    Acil Tıp Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. NURŞAH BAŞOL

  3. Kemoterapi alan meme kanserli hastalarda evde uygulanan hemşirelik girişimlerinin semptom kontrolü ve yaşam kalitesine etkisi

    Effect of home-based nursing interventions on symptom control and quality of life in patients with breast cancer receiving chemotherapy

    SOMAYYEH NOROUZNIA

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    HemşirelikDokuz Eylül Üniversitesi

    Halk Sağlığı Hemşireliği Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ NİHAL GÖRDES AYDOĞDU

    PROF. DR. IŞIL SOMALI

  4. Kemoterapi tedavisi gören hastalarda yaşam kalitesi ile cinsel yaşam arasındaki ilişki

    The relationship between the life quality and sexuality in patients undergoing chemotherapy

    EBRU AYDIN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    HemşirelikOndokuz Mayıs Üniversitesi

    Hemşirelik Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ZELİHA KOÇ

  5. Edmonton kırılganlık ölçeğinin Türk toplumu için geçerlik ve güvenirliğinin incelenmesi

    Testing the reliability and validity of the edmonton frail scale in Turkish population

    HÜLYA AYGÖR

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    GeriatriEge Üniversitesi

    İç Hastalıkları Hemşireliği Ana Bilim Dalı

    PROF. ÇİÇEK FADILOĞLU