Geri Dön

İmmunhistokimyasal yöntemle moleküler gruplara ayrılmış erken evre invaziv meme karsinomunda bazal belirteçlerin klinik ve patolojik önemi

Clinical and pathological significance of basal markers in immunohistochemistry-based molecular subtypes of early stage invasive breast carcinoma

  1. Tez No: 484605
  2. Yazar: FİKRET DİRİLENOĞLU
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. DEMET ARIKAN ETİT
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Patoloji, Pathology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2017
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İzmir Katip Çelebi Üniversitesi
  10. Enstitü: İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: Tıbbi Patoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 69

Özet

Giriş: Meme karsinomları heterojen tümörlerdir. Daha homojen prognostik ve prediktif grupları oluşturma çabaları ve buna yönelik biyolojik belirteç arayışı yoğun bir şekilde sürmektedir. Amaç: Bu çalışmada erken evre invaziv meme karsinomu ve güncel İHK-temelli moleküler alt gruplarında bazal belirteçlerin klinikopatolojik önemini araştırmak amaçlandı. Materyal-Metod: İKÇÜAEAH'de 4 yıllık periodda İMK-BTS tanılı, uzak metastazsız ve takipli olgular çalışmaya alındı. Klinikopatolojik bilgiler kaydedildi. İHK-temelli moleküler alt gruplar ASCO 2013'e göre belirlendi. Ayrıca luminal HER2 (+) olgular luminal B grubundan ayrılarak, bu grup PR durumuna göre iki kategoride irdelendi. Bazal belirteçlerden CK5/6 ve EGFR için İHK boyanma sınırları ROC analiziyle saptanarak not edildi. Bulgular: Çalışmaya tümü kadın, 140 olgu alındı. Median yaş 51 idi. Olguların %12.5'u histolojik derece 1 iken, %72.8'i derece 2, %14.7 derece 3'tü. Grubun çoğunluğu %75.7'si luminal A ve B idi. Bazal-pozitiflik oranı toplamda %34.3, CK5/6 ve EGFR pozitifliği sırasıyla luminal A'da %16.3 ve %16, luminal B'de %25 ve %20'di. Olguların %95'i erken evrede, aksiller metastaz oranı %45.7 olup %90.7'sine HT, %87.1'ine KT, %81.4'üne RT uygulandı. Median takip süresi 90.7 ay, %12.9 nüks %7.1 eks not edildi. Median genel sağ kalım süresi 92 aydı. CK5/6 negatifliği istatistiksel anlamlı olarak kötü genel sağ kalım ile ilişkiliydi (p=0.033, log rank test, lenf nodu evresine göre düzeltildi). İHK-temelli alt gruplardan luminal B'de de (luminal-HER2 (+) olgular dahil) CK5/6 negatifliği kötü genel sağ kalımla ilişkili bulundu (p=0.035, log rank test, lenf nodu evresine göre düzeltildi). Histolojik derece 3 tümörlerde EGFR pozitifliği progresyonsuz sağ kalım açısından istatistiksel anlamlılığa yakın düzeyde kötü gidişle ilişkiliydi (p=0.052). Bu ilişki“CK5/6 ve/veya EGFR pozitifliği”nde, CK5/6'nın etkisine bağlı azaldı (p=0.139). Sonuç: Genel olarak CK5/6 pozitifliği daha iyi prognozla ilişkili olma eğilimindeydi. Ayrıca histolojik derece 3 olgularda bazal belirteç pozitifliğinin prognostik anlamı daha geniş serilerde değerlendirilmelidir kanısındayız.

Özet (Çeviri)

Introduction: Breast carcinomas are heterogeneous tumors. There is an intensive effort to create more homogeneous prognostic and predictive subgroups for which an extensive search for new biomarkers continues. Objectives: The aim of this study was to elucidate the clinicopathologic significance of basal markers in early stage invasive breast carcinoma and its current IHC-based molecular subtypes. Materials and Methods: In a 4-year period at IKCUAEAH, the cases without distant metastasis with the diagnosis of invasive breast carcinoma, no special type with follow-up were included in the study. Clinical and pathological information were recorded. The IHC-based molecular subtypes were identified according to ASCO 2013. In addition, luminal HER2 (+) cases were separated from luminal B group and this group was examined in two subcategories based on PR status. Cutoff values for the basal markers, CK5/6 and EGFR, were established by using ROC analysis. Results: One hundred forty women were included in the study. The median age was 51. Histologic grade was 1 in 12.5% of the cases, grade 2 in 72.8%, and grade 3 in 14.7%. The majority of the group (75.7%) comprised luminal A and B. Basal-positivity rate was 34.3% in total. CK5/6 and EGFR positivity were 16.3% and 16% in luminal A and 25% and 20% in luminal B, respectively. Ninety-five percent of the cases were in early stage, while axillary metastasis rate was 45.7%. 90.7% of the cases received hormonotherapy, 87.1% received chemotherapy, and 81.4% had radiotherapy. Median follow-up time was 90.7 months. The relapse ratio was 12.9% and 7.1% of the cases died of disease. Median overall survival was 92 months. CK5/6 negativity was associated with statistically significantly poor overall survival (p=0.033, log rank test, adjusted for lymph node status). The same association was observed in luminal B (including luminal-HER2 (+) cases) among all IHC-based subtypes (p=0.035). In histologic grade 3 tumors, EGFR positivity was associated with poor progression-free survival (p=0.052), close to statistical significance. However, this significant level of association was disappeared in“CK5/6 and/or EGFR positive tumors”attributable to the effect of CK5/6 positivity (p=0.139). Conclusion: In general, CK5/6 positivity tended to be associated with better prognosis in our series. Furthermore, in our opinion, prognostic significance of basal marker positivity should be assessed in larger series in histologic grade 3 cases.

Benzer Tezler

  1. Kas invazyonu yapmayan PTA ve PT1 mesane kanserlerinde immünohistokimyasal yöntemlerle moleküler sınıflama ve bu sınıflamanın klinikopatolojik parametreler ile ilişkisi

    Molecular classification in non-invasive (PTA and PT1) bladder carcinomas by immunohistochemical methods and it's relationship with clinicopathologic parametetres

    TUBA OĞUZSOY

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    PatolojiMarmara Üniversitesi

    Tıbbi Patoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. DENİZ FİLİNTE

  2. Radyokontrast madde enjeksiyonu sonrası gelişen nefropatilerde apoptoz ve rac1 ekspresyonunun değerlendirilmesi

    Evaluation of apoptosis and rac1 expression in nephropathy after injection of radiocontrast media

    YAŞAR AYSUN MANİSALIGİL

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    Moleküler TıpDokuz Eylül Üniversitesi

    Moleküler Tıp Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MUKADDES GÜMÜŞTEKİN GÜNELİ

  3. Tek taraflı parsiyel ve komplet üreteral obstrüksiyon oluşturulan sıçanlarda ipsilateral ve kontralateral böbreklerde endoplazmik retikulum stresinin araştırılması

    Investigation of endoplasmic reticulum stress in ipsilateral and contralateral kidneys after unilateral partial and complete ureteral obstruction in rats

    MUSTAFA BİLEN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Çocuk CerrahisiAkdeniz Üniversitesi

    Çocuk Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. GÜNGÖR KARAGÜZEL

  4. İntraduktal ve invaziv duktal meme karsinomlarında pten, survivin ekspresyonu ve apopitozis ile ilişkisi

    Expession of pten, survivin and relation with apoptosis in the intraductal and invasive ductal breast carcinomas

    CANER KIR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2007

    PatolojiAfyon Kocatepe Üniversitesi

    Patoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ.DR. FATMA AKTEPE

  5. Akciğerin ileri evre skuamöz hücreli karsinomunda dek gen değişikliklerinin prognoz ve immünoterapi tedavisi ile ilişkisi

    Dek gene rearrangement in advanced stage squamous cell carcinoma of the lung the relationship with prognosis and immunotherapy treatment

    HANDE KARABAŞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    PatolojiPamukkale Üniversitesi

    Tıbbi Patoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. FERDA BİR