Geri Dön

Computing and knitting: experiments on tailoring concrete and knitted textile for shell structures

Hesaplama ve örme: kabuk strüktürlerde beton ve örüşmüş tekstilin biraradalığı üzerine deneyler

  1. Tez No: 486598
  2. Yazar: SERENAY ELMAS
  3. Danışmanlar: YRD. DOÇ. DR. SEMA ALAÇAM
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Mimarlık, Architecture
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2017
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
  10. Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Bilişim Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Mimari Tasarımda Bilişim Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 93

Özet

Bu tezde, karmaşık biçimlerdeki beton kabuk strüktürlerin üretilebilirliği üzerine, malzeme özelliklerinden ve hesaplamalı tasarım araçlarından yararlanarak geliştirilen bütünleşik bir tasarım ve üretim yaklaşımı önerilmektedir. Araştırmada, beton ve örülmüş tekstilin kompozit kullanımı sırasında elde edilen bulgular ve çıktılar üzerine odaklanılmıştır. Başlangıçta esnek ve kolay biçimlenebilen bir malzemeden, ayrıca bir kalıba gerek duyulmadan, rijit bir strüktürel davranış gösteren hafif beton kabuk oluşturmanın potansiyelleri ele alınmıştır. Bu kapsamda, beton kabuk strüktür uygulamalarında kalıp ihtiyacı egale edilerek, üretim maliyetinin, üretim süresinin ve yoğun emek gerektiren işçiliğin minimize edilmesi ile malzeme kaynaklarının sorumlu bir şekilde kullanılması ve üretim kaynaklı atık miktarının sıfırlanması hedeflenmiştir. Tez genel olarak iki ana kısım ve beş bölümden oluşmuştur. İkinci ve üçüncü bölümleri kapsayan ilk kısım, çalışmanın gerçekleşmesini tetikleyen problemleri, araştırma bağlamını ve bu kapsamda kurgulanan metodolojiyi aktarmaktadır. Dördüncü ve beşinci bölümleri kapsayan ikinci kısımda ise, beton ve örülmüş tekstilin bir arada kullanımı ile ilgili dijital ve fiziksel ortamlarda gerçekleştirilen deneyler aktarılırken, süreç içerisinde karşılaşılan zorluklar, kısıtlamalar ve bunlara bağlı olarak ileride yapılacak çalışmalar için geliştirilen öneriler üzerinden bir tartışma başlatılarak çalışma sonlandırılmıştır. İkinci bölümde, betonarme ince kabuk strüktür örnekleri ve tekstilin bu örneklerdeki değişen rolü, form çalışmaları ve inşa edilebilirlik kısıtlamaları kapsamında, tarihsel akış içinde kısaca özetlenmiştir. Betonarme kabuk strüktürlere olan ilginin, giderek karmaşıklaşan biçimlerin inşa edilebilirlik problemleri ve rijit kalıp kullanımına paralel olarak azalma durumuna, günümüz dijital tasarım ve üretim araçlarıyla getirilen yeni bakış açıları irdelenmiştir. Söz konusu irdeleme, erken dönem örneklerinden günümüze kadar olan süre içerisinde eşik niteliği taşıyan gelişmeler vurgulanarak gerçekleştirilmiştir. Geleneksel kalıp yöntemlerinin getirdiği kısıtlamaları dert edinen çalışmalar araştırılmış, betonun dijital üretim araçlarıyla bütünleşik çalıştığı alternatif kalıp sistemlerine değinilerek, tekstilin kalıp olarak kullanıldığı örnekler üzerinde durulmuştur. Fiziksel model ile çalışmanın, uygulanan ilk betonarme kabuk strüktür örneklerden itibaren hem form arayışları hem de uygulanabilirliğin test edilebilmesi adına, kabuk strüktürler için taşıdığı önemden bahsedilmiştir. Ele alınan güncel örneklerde de uygulanan kapsamlı dijital simülasyonlara rağmen, fiziksel prototip üretimine duyulan ihtiyaç sebepleriyle birlikte vurgulanmıştır. Bölüm, karmaşık biçimlerin inşa edilebilirliğine ve form arayışlarına cevap olarak, tekstilin hem kalıp hem de donatı olarak kullanıldığı güncel örnekler ile tezde üretilen yaklaşımın var olan çalışmalardan farklılıklarına dikkat çekerek sonlandırılmıştır. Üçüncü bölümde malzeme, strüktür ve form arasındaki ilişki, kabuk strüktürler bağlamında ele alınıp detaylandırılmıştır. Monokok sistem olarak kabul edilen betonarme ince kabuklarda, strüktürel davranışın doğrudan form ve malzeme tarafından belirlenme durumu vurgulanmıştır. Açılan tartışmayı beslemek adına, hesaplamalı tasarım yöntemlerinin, tasarım ve üretim süreçlerinin entegre bir şekilde ilerlemesini sağladığı güncel kabuk strüktür örneklerine değinilmiştir. Daha sonra bir strüktürün hafif (lightweight) olma durumu malzeme üzerinden yorumlanmış ve önerilen yaklaşımda betonun bir kaplama gibi çalışmasından yola çıkılarak, olası çatlakların minimize edilmesi için malzemenin mikrostrüktürü ile bağlantı kurulmuştur. Paralel olarak, sistemin strüktürel davranışının iyileştirilmesinde malzemenin mekanik davranışının ve mikrostrüktürel yapısının etkileri üzerinde durulmuştur. Bu bağlamda sırasıyla malzemenin makro ve mikro strüktürü, elastisite ve plastisite özellikleri, gevrek olma durumu, çatlama ve kırılma davranışları ele alınmıştır. Uygulanacak deneyler için, hesaplamalı tasarım araçlarından yaralanılarak, kabuk ölçeğinden malzeme ölçeğine ve malzeme ölçeğinden kabuk ölçeğine geçişler ile desteklenen metodolojik bir çerçeve oluşturulmuştur. Dördüncü bölümde, örülmüş tekstil ve betonun birlikte tek bir kompozit malzeme olarak yapılandırılarak kullanımı üzerine yapılan bir dizi deneysel çalışma aktarılmıştır. Betonarme ince kabuk strüktürlerde uygulanabilir form alternatiflerinin elde edilebilmesi adına yapılan deneyler esnasında, fiziksel modellerden malzeme ile ilgili, dijital modellerden ise strüktürel davranış ile ilgili eş zamanlı geri bildirimler alınmış ve bu bildirimlerin birbirleriyle entegrasyonu sağlanmaya çalışılmıştır. Yapılan malzeme deneyleri hem mikro hem makro ölçekte ele alınmıştır. Bu sayede oluşturulan kompozit malzemenin potansiyellerinin ve kısıtlamalarının deneyimlenerek daha iyi tanınması hedeflenirken aynı zamanda malzemenin maksimum mekanik davranışı göstereceği, optimum çimento karışımının belirlenmesi için de bir veri havuzu oluşturulmuştur. Örgüyü oluşturan ipliklerin tüm liflerinin hazırlanan beton karışımı ile etkileşime girmesi sağlanmış ve bu şekilde kompoziti oluşturan malzemelerin birbirine en optimum şekilde tutunması ile çatlakların ilerleyerek kırılmaya sebep olması engellenmiştir. Dijital ortamda, forma yapılan müdahalelere eş zamanlı olarak strüktürel geri dönüş alınabilecek şekilde, Grasshopper ortamında parametrik bir model kurgulanmıştır. Örülmüş tübüler bir formun belirlenen ilmek noktalarından gerilerek çekilmesi, sabitlenmesine ve bu sırada gerilme etkisiyle formda meydana gelen değişiminin fiziksel olarak simüle edilmesi Kangaroo eklentisi ile sağlanmıştır. Örgünün sıklığına bağlı olarak, üzerine tutunan betonun farklı davranışlar göstermesi yapılan ilk malzeme deneyleri kapsamında fark edilmiş, bu durum strüktürel analizlerin iki farklı şekilde ilerlemesine sebep olmuştur. Bu doğrultuda ilk olarak, örgünün sıklaştığı bölgelerde betonun yüzey oluşturma eğilimi, formun bütüncül bir yüzey olarak kabul edilmesi ile strüktürel olarak analiz edilmiş, daha sonra örgünün seyrekleştiği bölgelerde betonun ip etrafında gösterdiği kaplama davranışı, örgüyü oluşturan her bir ipin ayrı birer taşıyıcı eleman olarak kabul edilmesi ile ayrıca analiz edilmiştir. Örülmüş tübüler bir formun üst ve alt kesitlerinden karkasa sabitlenmesi ve belirlenen noktalardan aşama aşama karkas üzerindeki noktalara çekilerek deforme edilmesi, alınan strüktürel geri dönüşlerle paralel olarak gerçekleştirilmiştir. Fiziksel modelin üretiminde kullanılacak örgü makinasının kısıtları ve malzemenin özelliklerinin de sürece birer girdi olarak dahil edilmesi sağlanmıştır. Genel olarak yapılan mikro ölçek malzeme deneyleri üzerinden strüktürel davranışın iyileştirilmesi hedeflenirken aynı zamanda oluşturulan parametrik model ile form arayışının da strüktürel geri dönüşlerle süreç içinde beslenmesi sağlanmıştır. Son olarak beşinci bölümde, fiziksel deneylerden ve dijital ortamda yapılan çalışmalardan elde edilen bulgular genel olarak değerlendirilerek, bu bulguların ileride yapılacak çalışmalar için olası gelişim senaryoları tartışılmıştır. Tüm süreç boyunca karşılaşılan kısıtlamalar da yine bu bölümde detaylı bir şekilde aktarılarak, bu kısıtlamalara getirilebilecek çözüm alternatifleri doğrultusunda çalışmanın olası gelişim senaryolarına değinilmiştir. Çalışmanın bütününden elde edilen verilerin, beton ince kabuk strüktürlerin form, malzeme ve strüktürel davranış bağlamında, karmaşık doğasına dair anlaşılabilirliğin gelişmesine katkıda bulunması öngörülmüştür. Özetle, geliştirilen yaklaşım, betonarme kabuk strüktürlerde kalıp kullanımını elimine ederek, üretim maliyetleri ile yapım sürelerini minimize etmeye imkan verirken, daha sürdürülebilir strüktürel üretim süreçleri vaat etmektedir. Bu çalışmada kullanılan yöntem, çeşitli malzemeler, araçlar ve örme teknikleri ile başka ölçekteki strüktür çalışmalarında kullanılmak üzere evrilebilir ve/veya üretilmiş olan prototipler daha büyük ölçekli bir kabuk sisteminin bileşenleri haline getirilebilir.

Özet (Çeviri)

This thesis proposes an integrated design and production approach to seek future construction scenarios for the complex concrete thin shell structures by utilising material behaviour and computational tools. The investigations focus on the findings and the outcomes of the composite usage of concrete (as a compressive material) and knitted textile (as a tensile material). Motivated by the feasibility problems of complex concrete shells, the potentiality of initially delicate and flexible materials are explored to generate structurally efficient lightweight concrete shells in order to eliminate the need for formwork, minimize the production cost and time by promising less labor-intensive, more sustainable and waste-free structures. The thesis is conceived in two parts with five chapters. The first part, comprising of chapter 2 and 3, is concerned with the context and methodology of the study that has been triggering the generation of this research. The second part presents the experiments both in digital and physical environment related to the tailoring knitting and concrete and comprises chapter 4 and chapter 5. In chapter 2, a brief history related to the concrete thin shell structures and the changing role of textile in these structures are provided in the context of form studies and constructability limitations. The reawaken tendency to explore possibilities on concrete shells, which was almost disappeared due to the feasibility problems related to the formwork limitations, is addressed through continuously developing digital design and fabrication tools. The developments that have threshold characteristics on concrete shell structures are emphasized while discussing the realised examples from the early 1900s until today. The chapter is concluded by drawing attention to the differences between the current examples, which use textile as molds and/or reinforcement, and the developed approach in this thesis, in response to the constructability problems of complex forms with concrete. In chapter 3, the relationship between structure, form and material in shell structures is elaborated. To support the outlined discussion, integrated systems with computational aspects are investigated. The lightweight character of the structure is interpreted through the material and the mechanical behaviour of the material is coincided with the microstructure of the material, in an attempt to minimize possible cracks and maximising adhesion. In parallel, the effects of the mechanical behaviour and correspondingly the internal structure of the material on the enhancement of the structural behaviour of the system are explored to establish a methodological framework for experiments. In chapter 4, series of structured material experiments on the composite usage of concrete and knitted textile are presented, where the integration of material feedbacks from physical models and the structural feedbacks from digital model was provided, in order to achieve the feasible form alternatives. The investigation on material combines both microscale and macroscale analysis, not only to get a deep understanding about the material properties and limitations but also to determine optimum cement mixture to obtain maximum mechanic behaviour from the material. Finally, chapter 5 gives concluding remarks and touch open the possibilities of enhancement for the findings of this research and discuss the potential evolving scenarios for future studies. The constraints encountered throughout the whole experimental process are also discussed in detail. The outcomes of the study can yield for further understanding on complex nature of concrete shell structures in the context of form, material and structural behaviour to minimize the production cost, time and promise more sustainable structures by releasing almost waste-free production process. The method used for this study can be evolved into a new series of structures in other scales with various materials, tools and different knitting techniques or produced prototypes can be evolved into components of an adaptive full-scale shell system in the future studies.

Benzer Tezler

  1. Pet karışımlı viskon örme kumaşlarda parça boyama sonrası ortaya çıkan boncuklanma probleminin araştırılması ve iyileştirilmesi

    Research and improvement on pilling problems observed in garment dyed knitted fabrics with polyester and viscose blend yarns

    ERKAN BEKİROĞLU

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Tekstil ve Tekstil Mühendisliğiİstanbul Teknik Üniversitesi

    Tekstil Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. GÜLAY ÖZCAN

  2. Yeni bir inşaat malzemesi olarak geotekstiller

    Geotextiles as a new construction material

    Y.OKAN CİNDEMİR

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1997

    İnşaat Mühendisliğiİstanbul Teknik Üniversitesi

    Geoteknik Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. REMZİ ÜLKER

  3. Türkiye imalat sanayinde yoğunlaşma

    Concentration in Turkish manufacturing industry

    TÜLAY ŞENTÜRK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1992

    İşletmeİstanbul Teknik Üniversitesi

    PROF. DR. ÜMİT ŞENESEN

  4. Dış ticarette lojistik köyler, sorunlar ve çözüm önerileri: Türkiye örneği

    Logistics villages in foreign trade , problems and solution recommendation: Turkey example

    MEHMET SAMİ AFACAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    İşletmeKTO Karatay Üniversitesi

    İşletme Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MURAT CANITEZ