Geri Dön

1960'lardan günümüze Türk sinemasında kentleşmenin mizah anlayışına yansıması

From 1960's to the day reflection on urbanization in Turkish cinema to sense of humor

  1. Tez No: 493012
  2. Yazar: BEYMA CANSU BOZAL
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. GÜRCAN ŞEVKET AVCIOĞLU
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Sahne ve Görüntü Sanatları, Sosyoloji, Performing and Visual Arts, Sociology
  6. Anahtar Kelimeler: Cinema, humor, comedy, urbanization, Louis Wirth
  7. Yıl: 2018
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Selçuk Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Sosyoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Sosyoloji Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 225

Özet

Sanat dallarından biri olan sinema sadece sanat dalı değildir bunun dışında pek çok işlev üstelenmektedir. Kuşkusuz toplumun aynası olması bu işlevlerinden birisidir. Bir insan ürünü olması ve filmlerin çekildiği dönemin hayatına dair izler barındırması, filmlerin sosyoloji bilimi için belge niteliği taşımasını sağlamaktadır. Daha önceden yapılmış olan bu konuyla ilgili yüksek lisans çalışmaları bulunmaktadır ve sinemanın sosyoloji öğrencileri için sahaya inme imkânı sağladığı kaynaklarla ortaya konulmuştur. Sinema türlerinden güldürü türü ise tıpkı sinema gibi tek işlevle sınırlı değildir. Sadece güldürme işlevi olmayan bu tür aynı zamanda mizahın gücü ile toplumun aksayan yönlerini taşlama, yerme ve bu yönlere eleştiri de bulunmada kullanılan bir tür olarak karşımıza çıkar. Göç olgusunun artması ile birlikte kentleşme tarihsel süreç içinde hızla artmıştır. Kentleşme ile birlikte kırdan gelen bireylerde kentli birey olmuşlar ve kentlileşmişlerdir. Louis Wirth“Bir Yaşam Biçimi Olarak Kentlileşme”adlı makalesinde kentlileşmenin sadece kentsel mekânlardan ve olanaklardan yararlanmak olmadığını, bireyin kentlileşme ile birlikte pek çok karakteristik ve toplumun da pek çok kültürel değişim yaşadığını savunur. İnsanlar arasındaki manevi ilişkilerin çıkarcı ilişkiler haline gelmesi bu değişimin en basit ve en çok rastlanan örneklerinden biridir. Örneklemde incelediğim filmlerde, insanlar arasındaki çıkarcı ilişkilerin artması, kırsal kesimdeki akrabalık ve komşuluk bağlarının kentsel mekânda önemini yitirmesi, kentsel hayatta bireyler arasındaki yarış ve rekabetin artması, insanların grup bilincinden koparak daha bireyci kişiliklere dönmesi tutmuş olsa da aile önemini hala koruyan bir kurum olarak karşımıza çıkar. Gelenek, görenek ve adetlerimiz ise yok olmamış ve önemini korumaya devam etmektedir Anahtar Kelimler: Sinema, mizah, güldürü, kentleşme, kentlileşme, Louis Wirth.

Özet (Çeviri)

The cinema, which is one of the branches of art, is not only an art discipline. It also undertakes many functions. Undoubtedly that being mirror of the society is one of these functions. Being a human product and the presence of the traces of the life of the period in which the films were filmed make it possible for films to carry document quality for sociology. There are post graduate studies related to this subject that have already been made and it has been presented with sources that cinema gives the opportunity for the sociology students to come down to the field. Comedy genre-one of cinema genres- is also not limited to single function like cinema. This genre not only functions as comedy, but also is used to grasp, satirize and criticize the palsied sides of the society with the power of humor. Along with the increase of immigration, urbanization has increased rapidly in the historical process. This urbanization has turned out that the individuals who came from the village became urban people and urbanized. In Louis Wirth's article“Urbanism as a Way of Life”he argues that urbanism is not merely benefiting from urban places and possibilities but as well many characteristics and cultural changes in society have been experienced along with urbanization. It is one of the simplest and most frequent examples of this change that spiritual relations among people become relationship based on self-interest. Despite the fact that the increase in the self-interest based relations among people, the disappearance of the importance of kinship and neighbourhood relations in urban areas, the increase of competition and rivalry between individuals in urban life and the people who have broken off the group consciousness and become more individualistic personalities have been in demand in the films which I have analysed in the sample, the family is represented as an institution which still preserves its importance. Traditions and folks have also not been destroyed and continue to maintain their emphasis.

Benzer Tezler

  1. 1990 sonrası Türk sinemasında sanat filmleri

    Art films in Turkish cinema after 1990

    ÇAĞLA KARABAĞ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2005

    Radyo-TelevizyonAnkara Üniversitesi

    Radyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. RUKEN ÖZTÜRK

  2. Politik Türk sinemasında ülkücü filmler

    The idealistic movies in political Turkish cinema

    SELÇUK KÜPÇÜK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Radyo-TelevizyonOrdu Üniversitesi

    Sinema Televizyon Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MEHMET YILMAZ

  3. Zeki Ökten sineması

    Cinema of Zeki Ökten

    YAĞMUR NAZİK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2000

    Radyo-TelevizyonAnkara Üniversitesi

    DOÇ.DR. KURTULUŞ KAYALI

  4. Televizyonlarda yayınlanan Türk filmlerinin seyirci ile ilişkisi

    Relationship between audience and Turkish film broadcasted on TV channels

    ALİ SAİT LİMAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2003

    Radyo-TelevizyonMimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi

    Sinema Televizyon Ana Sanat Dalı

    DOÇ. DR. ASİYE KORKMAZ

  5. Brecht estetiği ve Türk sinemasındaki örnekleri

    Brecht aestetics and the examples of Turkish cinema

    ASYA ÇAĞLAR ÖZTÜRK

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2007

    Radyo-TelevizyonMarmara Üniversitesi

    İletişim Bilimleri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ŞÜKRAN ESEN