Geri Dön

Zeki Ökten sineması

Cinema of Zeki Ökten

  1. Tez No: 94687
  2. Yazar: YAĞMUR NAZİK
  3. Danışmanlar: DOÇ.DR. KURTULUŞ KAYALI
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Radyo-Televizyon, Sahne ve Görüntü Sanatları, Radio and Television, Performing and Visual Arts
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2000
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ankara Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 208

Özet

ÖZET İlk bakışta Zeki Ökten, Türk sineması tarihi içinde ortaya çıkan ve sayıları 3 50 'yi aşan yönetmenlerden bir tanesidir, ökten üzerine yapılan değerlendirmelere bakıldığında ise, yönetmen olarak Türk sinemasının önde gelen sayılı yönetmenlerinden birisi olarak anıldığı görülecektir. Bu noktadan hareketle ökten sinemasının Türk sineması içinde edindiği yerin niteliğine, filmlerinin tematik ve anlattsal özellikleri hakkında yapılan değerlendirmeler temel alınarak ve bu özellikleri ortaya çıkartan çeşitli oluşumlardan yola çıkılarak bakılmıştır. Bu görünüm içinde Ökten sineması, beş döneme bölünmüş gibidir; İlk yıllar dönemi, (1960'lar ve 1972-73) anonim ve popüler sinemanın uzantısı filmlerden oluşurken, ökten'in ismi birçok yönetmene göre iyi bir anlatıcı olarak anılmıştır. (1963: ölüm Pazarı; 1972: Kadın Yayar. Kırık Havai: 1973: Asrı Dağının Gazabı. Bir Demet Menekşe. Bitirim Kardeşler. Bitirimler Sosyetede. Vursun) İkinci dönemde (1974-77), ideolojik kutuplaşmalar, ekonomik sıkıntılar, anarşik olaylar ile kendini gösteren toplumsal huzursuzluklar, Tv'nin yayın olanaklarını ülke çapma genişletmesi, Yılmaz Güney sinemasının tasvirci ve toplumcu özellikleri, Türk sinemasını etkileyen yeni oluşumlar olarak ökten sinemasını da tanımlamıştır. (1974: Askerin Dönüsü. Bosver Arkadaş. Hasret: 1975:Hanzo. Pisi Pisi. Kaynanalar. Saskın Damat; 1976: Kapıcılar Kralı. Ne Umduk Ne Bulduk: 1977: Çöpçüler Kralı. Sevgili Dayım) ökten, bu tür oluşumları güldürü sineması ile birleştirmekte ısrar eden ender yönetmenlerden birisi olmuştur. ökten'in, 70'lerden itibaren Türk sinemasını tematik ve anlattsal açıdan etkileyen Yılmaz Güney ile yaptığı ortak çalışmalar, Ökten sinemasında 70'lerden 80'lere geçiş döneminiteliğindedir. (1978: Sürü; 1979: Düşman) Bu geçiş, 70'lerin toplumsal / siyasal içerikli güldürü filmlerinden, 80'lerin ekonomik, politik, kültürel yapıdaki gelişmelerin tanımının yapıldığı Ökten filmlerine olan bir geçiş niteliğini taşımıştır. Böylece ökten sinemasında görülen dördüncü dönem olarak f80'li yıllar, 80'lerin Türkiye'sinin ekonomik, siyasal, kültürel yapısı üzerine yanbelge nitelik taşıyan, kaynağını yaşanmakta olan gelişmelerden alan filmlere gebe olmuştur. (1982: Faize Hücum: 1984: Pehlivan: 1986: Davacı. Ses. Yoksul: 1988: Düttürü Dünva) Uzun bir aradan sonra ökten 'in 90'ların sinema ortamında çektiği son filmi Güle Güle, toplumsal yaşamın sıkıntılarının dışında yaşayan, orta yaşlarını geçerek yaşlılığa adım atmış, birbirlerine sevgi ve dostluk duyguları ile bağlanmış küçük insanların, küresel dünyada idealize edilmiş hikayesi üzerine kuruludur. Yukarıda özetlenmeye çalışıldığı üzere, ökten sinemasının tematik ve anlatısal özelliklerinin niteliğine göre düzenlenen beş donemde de görüldüğü gibi, yönetmenin 60'lardan itibaren Türk sinemasının içinde bulunması, çalıştığı sinema ortamının 40 yıllık (60 'lordan günümüze) görünümünü özetleme imkanını çıkarırken, Türkiye'nin toplumsal yaşantısında ortaya çıkan çeşitli gelişme ve değişimlerin de gözler önüne getirilmesini sağlamıştır.

Özet (Çeviri)

SUMMARY At first look, Zeki Ökten is one of the directors emerged in Turkish Cinema history, who are more than 350. While looking at the qualifications about Ökten, it will be seen that he is one of the leader directors of Turkish Cinema. From this point of wiev, while looking at the place of ökten cinema in Turkish cinema, the qualifications about his films thematic and narrative features have been taken into attention and moved from many kind of formations emerged these features. So, ökten cinema seems to be separated 5 periods in this wiev. While first years period (60's and 1972-73) is formed from anonymous and popular films, the name of Ökten is regarded as one of the capabale director according to many other directors. (1963: Ölüm Pazarı: 1972: Kadın Yapar. Kırık Havai: 1973: Aen Dağının Gazabı. Bir Demet Menekşe. Bitirim Kardeşler. Bitirimler Sosyetede. Vursun) İn the second period, (1974-77) social disorders that showed itsself with idologic contrarinesses, economic discomforts, anarchic events; the increase of Television broadcasts; the social and observative features of Yılmaz Güney cinema defines Turkish cinema as new formations. (1974: Askerin Dönüsü. Bosver Arkadaş. Hasret; 1975:Hanzo. Pisi Pisi. Kaynanalar. Saskın Damat: 1976: Kamçılar Kralı. Ne Umduk Ne Bulduk: 1977: Çöpçüler Kralı. Sevsin Davım) In this period Zeki ökten appears as one of the rare directors who insists on unifying these kinds of formations with comedy cinema. Throught the end of 70's Zeki Ökten begins to work with Yılmaz Güney, who has impressed the thematic and narrative features of Turkish Cinema since the beginning of the 70's. The common works between ökten and Yılmaz Güney have a transition quality fromthe endof70's to the beginning of80's in ökten cinema. (1978: Sürü: 1979: Düşman) This transition carries a kind of transition quality from 70 's social and politic ökten comedy films to 80's Ökten films, those defines the developments of economic, politic, cultural structure in Turkey. Therefore, the fourth period seen in Ökten cinema as 80's takes form from the films which have half-documentary features about developments of economic, politic, cultural structure of Turkey in the 80's. (1982: Faize Hucunu 1984: Pehlivan: 1986: Davacı. Ses. Yoksul: 1988: Düttürü Dünva) Ökten directs his last film in 90's cinema conditions after a long period His last film Güle Güle (Goodbye) is built on a story of people whose livings are ideaUized in spherical world and who lives out of the social discomforts, passed their elder ages, connected among each other with senses of friendship and love. As seen from Ökten cinema's five preriods above, those regularized according to the thematic and narrative features quality, Ökten' s taking place in Turkish Cinema since 1960's both gives the summary facility of 40 years Turkish cinema wiev and the developments in Turkey's social life. VL

Benzer Tezler

  1. Komedi filmlerinde tip ve karakter ayrımı: Zeki Ökten sineması'nda Kemal Sunal'ın Şaban tiplemesinin karaktere evrilmesi

    Discrimination of type and character in comedy movies: The evolution of Kemal Sunal's Saban typing into character in Zeki Ökten cinema

    OGÜN KIRBAŞ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Radyo-TelevizyonMarmara Üniversitesi

    Radyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ YUSUF ZİYA GÖKÇEK

  2. Yirminci yüzyılın ikinci yarısında Türk sineması'nda ulusal alegori

    National allegory in Turkish cinema in the second half of the twentieth century

    ÇAĞDAŞ UMUT BEKTAŞ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Güzel SanatlarMarmara Üniversitesi

    Film Tasarımı Ana Sanat Dalı

    DOÇ. SEÇKİN SEVİM

  3. Türkiye'de yaşanan göçün yarattığı toplumsal değişme ve türk sineması

    Social changing caused by immigration in turkey and Turkish cinema

    BERNA AÇIK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2005

    MimarlıkEskişehir Osmangazi Üniversitesi

    Mimarlık Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. AYŞEN ÇELEN ÖZTÜRK

  4. 2000-2007 yılları arasında Türk sinemasında film müziği kullanımı

    Usage of film music in Turkish cinema among the years of 2000-2007

    HAKKI ALİ AKGÜN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2009

    MüzikMaltepe Üniversitesi

    Radyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ÖMER SAYDAM UYSAL

  5. 1960-1975 arası Türk melodram sinemasında kadının sunumu

    Representing of woman in Turkish melodrama cinema through 1960-1975

    HASAN AKBULUT

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2003

    Sahne ve Görüntü SanatlarıAnkara Üniversitesi

    Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SEÇİL BÜKER