The impacts of land use change on place identity: The case of Istiklal Street
Arazi kullanımında meydana gelen değişimin mekanın kimliğine olan etkisi: İstiklal Caddesi örneği
- Tez No: 496330
- Danışmanlar: PROF. DR. MEHMET OCAKÇI
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Şehircilik ve Bölge Planlama, Urban and Regional Planning
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2017
- Dil: İngilizce
- Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
- Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Kentsel Tasarım Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Kentsel Tasarım Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 106
Özet
Kentler yaşayan organizmalar olduğu için sürekli değişim halindedirler. Kentin küçük parçalarını oluşturan mahalle, meydan, sokak gibi kamusal alanlar da ölçeğe bağlı olmaksızın değişim geçirme eğilimindedirler. İnsanlar ve mekanlar ayrılmaz bir ilişki içerisinde olduklarından, insanların da bu değişen mekanlar karşısında kayıtsız kalamayacakları söylenebilir. Tüm bunların sonucu olarak ise mekanın kimliği değişir ve dönüşür. Bu değişimin birçok boyutu olabileceği gibi arazi kullanımına yansıyan boyutundan da söz etmek mümkündür. Arazi kullanımı ile ilgili mevcut çalışmalar ya arazi kullanımı kavramını kent ölçeğinde ele almakta, ya da mekanın kullanıcıları üzerindeki etkisine değinmeden yalnızca işlevsel değişim üzerine yoğunlaşmaktadır. Bunun yanında mekanın kimliğini ele alan çalışmalar ise, ya kimliğin kültürel boyutunu incelemekte ya da kimlik kavramını mahalle ve konut ölçeğinde ele almaktadır. Bu çalışma kapsamında ise kentin ana yaya aksı olarak seçilen çalışma alanı ile, arazi kullanımı ve mekan kimliği kavramları, sokak ölçeğinde ele alınıp konuya farklı bir bakış açısı kazandırmak hedeflenmektedir. Çalışma,“Arazi kullanımındaki değişim ile mekanı kullanan insanlar karşılıklı etkileşim içindedirler. Arazi kullanımında meydana gelen değişim, mekanı kullanan insanların algı ve deneyimlerini değiştirme etkisine sahiptir. Mekanın kullanıcılarında meydana gelen değişim sonucu ise arazi kullanımında değişiklikler olabileceğini söylemek mümkündür. Bu iki kavram arasındaki etkileşim sonucu ise mekanın kimliği yeniden üretilmektedir”hipotezi üzerinden kurgulanmıştır. Bu hipotez, İstiklal Caddesi'nde yürütülen çalışma üzerinden test edilmiştir. Son zamanlarda kapanan dükkan sayısındaki artış göz önünde bulundurularak çalışma alanı olarak İstiklal Caddesi seçilmiştir. Çalışmanın amacı, arazi kullanımında meydana gelen bu değişimin, mekanın kullanıcılarıyla olan karşılıklı etkileşimini ve bu etkileşim sonucu mekan kimliğinin geçirdiği dönüşümü incelemektir. Bu amaç doğrultusunda üç yöntem benimsenmiştir; arazi kullanımında meydana gelen değişimin haritalama yöntemi yardımıyla anlatılması, caddenin canlılığındaki değişimin yaya sayımı yoluyla ön plana çıkarılması ve tüm bunların kullanıcılar üzerindeki etkisinin anlaşılabilmesi için anket çalışması yapılması. İlk olarak, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü'nün (OECD) hizmet sınıflandırması çerçevesinde İstiklal Caddesi arazi kullanım haritası oluşturulmuştur. Elde edilen veriler sonucunda, kapalı dükkan sayısı caddedeki toplam dükkan sayısının %16'sını oluşturmaktadır. Kentin ana yaya aksını oluşturan bir cadde olduğu göz önünde bulundurulduğunda, İstiklal Caddesi'nde oldukça fazla sayıda kapalı dükkan olduğunu söylemek mümkündür. 2013 yılına ait arazi kullanım haritası ile karşılaştırıldığında, kapalı dükkan sayısının oranında ciddi bir artış olduğu desteklenmektedir. Daha sonra bu değişimin, caddedeki yaya sayısına olan etkisini incelemek adına yaya sayımı yapılmıştır. İstiklal Caddesi ve Tarlabaşı Bulvarı'nı bağlayan sokakların, İstiklal Caddesi'nde birer eşik noktası olarak çalıştığı varsayıldığından; sayım yapılacak olan noktalar, bu sokaklar arasından seçilmiştir. Caddenin başlangıcı olan Zambak sokak kesişimi, Galatasaray meydanı ve caddeyi sonlandıran Tünel meydanında günün farklı 4 saat diliminde sayımlar yapılmıştır. Elde edilen sonuçlar, 2013 yılına ait veriler ile karşılaştırıldığında, caddeyi kullanan yaya sayısında ciddi bir düşüş olduğu gözlemlenmektedir. Bazı saat dilimlerinde %53 oranına kadar yükselen bu azalma, İstiklal Caddesi'nde bazı problemler yaşandığının göstergesi olarak yorumlanmıştır. Bu problemi, kullanıcıların ve dükkan sahiplerinin algıları üzerinden değerlendirebilmek adına iki farklı anket çalışması gerçekleştirilmiştir. Kullanıcılarla gerçekleştirilen anket çalışmasında sorular; katılımcıların kimliklerini, alanı ziyaret etme sıklıklarını, alanı kullanım amaçlarını ve mekana yükledikleri anlamları inceleyebilmek üzere kurgulanmıştır. 50 yerli ve 50 yabancı katılımcı ile gerçekleştirilen anket çalışması sonucunda önemli bulgular elde edilmiştir. Kullanıcıların anketlerinden elde edilen veriler temel olarak, kapanan mekanların etkisi ve hem kullanıcı çeşitliliğinde hem de sunulan aktivite çeşitliliğinde yaşanan azalma üzerinde yoğunlaşmaktadır. Yerli katılımcıların kapanan dükkanlara yükledikleri anlamın, büyük oranda o mekanlarda biriktirmiş oldukları anılarıyla ilişkili olduğu sonucuna varılmıştır. Yerli katılımcılar, caddenin kimliğini oluşturmada önemli yer kaplayan bu mekanların kapanmasından ötürü rahatsızlık duymakta ve bu durumu İstiklal Caddesi'nin hafızasını yok eden müdahaleler olarak yorumlamaktadırlar. Yabancı katılımcılar tarafından ise bu durum, anılar üzerinden yorumlanmaktan çok, yerel dükkanların kapanıp zincir mağazalaşmaya gidilmesinden duydukları rahatsızlıklar anlamına gelmektedir. Bunun yanı sıra, hem yerli hem yabancı katılımcılar, caddede Orta Doğulu kullanıcı tipinin hakim olduğunu belirtmişlerdir. Tek bir kullanıcı tipinin baskın olması; o tipe yönelik hizmetlerin artarak, kullanım çeşitliliğini destekleyen mekanlara karşı üstünlük kurması anlamına geleceğinden, sağlıklı bir kamusal alanı tanımlamada yetersiz kalmaya sebep olmaktadır. Dükkan sahipleriyle yapılan anket çalışması ise katılımcıların kimliklerini, çalıştıkları ya da sahibi oldukları dükkanların özelliklerini ve katılımcıların İstiklal Caddesi'ne yükledikleri anlamları açıklama doğrultusunda oluşturulmuştur. Anket sonuçları incelendiğinde, kullanıcı anketinin sonuçlarıyla paralellik gösteren noktalar olduğu görülmektedir. Elde edilen verilerde, kapanan mekanların yaratmış olduğu etki ve hem kullanıcı çeşitliliğinde hem de aktivite çeşitliliğinde yaşanan azalma öne çıkmaktadır. Dükkan sahipleri, kullanıcıların üzerinde yaratmış olduğu olumsuz etki gerekçesiyle kapanan dükkanlardan rahatsız olduklarını dile getirmişlerdir. Azalan aktivite çeşitliliği de yine aynı sebepten olumsuz olarak yorumlanmaktadır. Caddeye Orta Doğulu kullanıcıların hakim olması ise iki farklı şekilde yorumlanmaktadır. Durumdan rahatsız olan katılımcılar, eskiden Türk ve Avrupalı müşteri kitlesine sahip olduklarını, dolayısıyla mevcut durumdan şikayetçi olduklarını belirtmişlerdir. Diğer taraftan, durumlarından şikayetçi olmayan dükkan sahipleri ise müşteri kitlelerini Orta Doğulu müşterilerin oluşturduğunu dolayısıyla bu durumdan memnun olduklarını belirtmişlerdir. Araştırma bulguları, oluşturulan kavramsal çerçeve doğrultusunda yeniden değerlendirilmiş ve alana ait bir kimlik haritası oluşturulmuştur. Fiziksel ortam, aktiviteler ve mekana atfedilmiş anlamlar üzerinden yeniden yorumlanan İstiklal Caddesi'nde hem olumlu hem olumsuz birtakım sonuçlara ulaşılmıştır. Merkezi konumda olmasının, tarihi ve mimari özelliklerinin, canlılığının ve atmosferinin yaratmış olduğu olumlu etkilerin haricinde azalan aktivite çeşitliliği, kapanan mekanlar, yeşilin eksikliği, güvenlik problemleri, sürekli inşaat halinde olması, dilencilerin varlığı gibi birtakım olumsuz özellikleri de İstiklal Caddesi'nin güncel kimliğini oluşturan etmenler arasında yer almaktadır. Oluşturulan bu kimlik haritasının verileri, daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir kamusal mekan oluşturulmasına zemin hazırlaması açısından oldukça değerlidir. Mekanın kimliği, mekana ait ayırt edici özelliklerin ön plana çıkmasıyla oluşan özgün bir kavram olduğu için, bu çalışmada elde edilen bulguların genelleme yapılarak sonraki çalışmalara yardımcı olabileceğini öngörmek doğru olmaz. Ancak bu çalışmada oluşturulan kavramsal çerçeve; mekana ait kimlik öğelerini irdeleyip mekanın kimliğini yorumlayabilmeye olanak sağladığı için gelecek çalışmalara referans olabilecek bir yöntem olarak önerilmiştir. Çalışma dört bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde hipotezi test etmek üzere üretilen araştırma soruları doğrultusunda çalışmanın amaçları, yöntemi ve kapsamı belirtilmektedir. İkinci bölümde mekanın kimliği kavramıyla ilişkili olan kavramlar irdelenmiştir. Yer, mekan, kimlik ve kent kimliği kavramları ayrıntılı olarak incelenmiştir. Mekan kimliği kavramı, çevresel psikoloji alanı üzerinden kapsamlı olarak ele alınmıştır. Mekanın kimliğini oluşturan bileşenler; (1) fiziksel ortam, (2) aktiviteler ve (3) mekana atfedilen anlamlar; Relph'in teorisi üzerinden detaylı olarak incelenmiştir. Mekanın kimliği gibi soyut bir kavramın çalışma alanı üzerinden rahatlıkla test edilebilmesi amacıyla, bu bileşenlerden oluşan bir kavramsal çerçeve oluşturulmuştur. Arazi kullanımı kavramı ayrıntılı olarak incelenmiştir. Arazi kullanım değişiminin mekanın kimliğine olan etkisi; Amerika'daki Third Street Promenade örneği üzerinden tartışılmıştır. Bu çalışmaların sonuçları, oluşturulan kavramsal çerçeve üzerinden yeniden değerlendirilmiştir. Üçüncü bölümde, çalışma alanının tarihsel gelişimi, belirli kırılma noktaları baz alınarak günümüze kadar ayrıntılı olarak incelenmiştir. Dördüncü ve son bölümünde ise, çalışmanın bulguları süzülüp önemli noktalar ön plana çıkarılarak yeniden değerlendirilmektedir.
Özet (Çeviri)
Cities and places regardless from the scale, tend to change constantly. Users of a place, on the other hand, are affected by this change considering that people and places are linked. Identity of a place changes and therefore redefined as the conditions of the environment transforms. Although this change may be multidimensional, it is possible to consider the change in land use as well. Previous studies either consider land use change on a city scale, which generally include zoning or deal only with functional organization itself without its reflections on the users. Existing studies on place identity, on the other hand, are often associated with cultural impact or neighborhood environment. This study, however, adopts the concepts of land use and place identity on a street scale and evaluates them through a case study to be able to gain a different perspective. Therefore, the aim of this research is to find out how the interaction between land use change and users in main pedestrian street affects the identity of a place. Therefore the study is built upon the hypothesis that“Users of the place and the change in land use are in a mutual interaction; therefore any change that occurs in land use has an effect on changing the perceptions of users towards a place. Accordingly, a change of users in a place can trigger the land use change. The interrelation of them both reconstructs the identity of the place”. Considering increased amount of shuttered stores along the street, İstiklal Street is chosen as a case study area. The hypothesis is tested by employing the following research methods; explaining the change in land use by mapping method, evaluating the vitality of the street by pedestrian counting, and conducting a questionnaire survey to understand how the meaning attributed by the users has changed. According to land use findings, the number of empty stores constitutes 16% of the total number of stores in the street which is critical considering that it is the main pedestrian street of the city. Second, the pedestrians along the street are counted on specific locations. The results show that there is a significant decrease in the number of pedestrians compared with the same data from 2013. This decrease, which has increased to 53% in some time intervals, can be interpreted as a sign of some problems in İstiklal Street. Third, two questionnaire surveys have been carried out to evaluate this problem through the perceptions of users and shop owners or shopkeepers. Degraded into certain keywords, findings from the questionnaire survey are crosschecked and reevaluated. The data obtained from users' surveys is mainly focused on the impact of closed shops and the reduction in both user diversity and the variety of activities along the street. It can be concluded that inhabitants' feelings towards closed shops were mainly related to the memories they had in those places. Inhabitants were disturbed by the closure of these places, saying that these places were important constituting the identity of the street. Thus, it is stated that inhabitants perceived these actions as interventions for destroying the memory of the street. Instead of associating the stores with memories, foreign participants are disturbed by the fact that local stores have been closed down and turned into chain stores. Besides, both inhabitants and foreign participants stated that Middle Eastern user type is pretty dominant in İstiklal Street. Since healthy public space includes a diversity of both users and activities, having a predominant user type would lead an unhealthy public space. Parallel with users survey, the data obtained from questionnaire survey of shop owners is mainly focused on the impact of closed shops and the decrease in both user diversity and the variety of activities. Shop owners stated that they are disturbed by the closure of stores considering the negative impact on the users. Decreased variety of activities is also indicated as a negative element because of the same reason. Moreover, shop owners or shopkeepers demonstrated dissatisfaction depending on the amount of customers they have. It is pointed out by some shop owners that having a predominant type of users harmed their businesses. However it is critical to consider that the shop owners or shopkeepers who provide services mostly to Middle Eastern users, are the ones who are pleased with the current environment. Consequently, it can be concluded that when the urban setting, main pedestrian street in this case, experiences changes in land use; attributed meaning for these particular places transformed. Therefore in the light of the findings, it can be argued that users of the place and the change in land use are in a mutual interaction; therefore any change that occurs in land use has an effect on changing the users of a place. Accordingly, a change of users in a place can trigger the land use change. The interrelation of them both reconstructs the identity of the place. Based on the findings, it can be argued that the hypothesis has been verified. Accordingly, the identity of İstiklal Street is regenerated. Apart from the positive elements such as its central location, historical and architectural features, its vitality and atmosphere; there are some negative features that constitute the current identity of İstiklal Street such as diminishing diversity of activities, closure of the stores, absence of greenery, safety problems, never-ending construction, presence of beggars. Since place identity represents uniqueness, the concept wouldn't allow generalizations. However, the theoretical framework obtained from components of place identity is a useful tool to use in any case. As well as developing a unique tool for further studies, the findings of this case study are valuable as an opportunity to build healthier and sustainable image for İstiklal Street. The study contains four chapters. In the first chapter, the aims and methodology of the study, and limitations and structure of the research are introduced. In the second chapter, the literature regarding these concepts is reviewed. A theoretical framework is created based on the components of place identity. Previous case study on the interrelation of land use change and identity of places is analyzed. How the identity of that place is affected by land use change is investigated. Eventually, a case study that is conducted in İstiklal Street is detailed in the third chapter. In the forth and concluding chapter, the findings of the study are filtered and the key findings are highlighted. The findings of the research were reevaluated through the theoretical framework.
Benzer Tezler
- Sosyal sürdürülebilirlik bağlamında mahalle kavramının önemi ve İstanbul Kuzguncuk örneğinde sorgulanması
The importance of the concept of neighborhood in the context of social sustainability and its question in the case of İstanbul, Kuzguncuk
ENİSE ERDEMİR NALCI
Yüksek Lisans
Türkçe
2024
Şehircilik ve Bölge PlanlamaYıldız Teknik ÜniversitesiŞehir ve Bölge Planlama Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. OYA AKIN
- Orta ölçekli kentler için arazi kullanım planlamasında sürdürülebilir gelişme göstergeleri: Niğde örneği
Sustainability indicators of land use planning for medium-sized cities: The case of Nigde
AYŞE AKBULUT
Yüksek Lisans
Türkçe
2014
Şehircilik ve Bölge Planlamaİstanbul Teknik ÜniversitesiŞehir ve Bölge Planlama Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ÖZLEM ÖZÇEVİK
- Territorial impact assessment of major transport projects: a case study on istanbul by tequila model
Büyük ulaşım projelerinin alansal etki değerlendirmesi: ıstanbul örneğinde tequila modeli uygulaması
HIFZI AKSOY
Yüksek Lisans
İngilizce
2012
Ulaşımİstanbul Teknik ÜniversitesiŞehir ve Bölge Planlama Ana Bilim Dalı
PROF. DR. GÜLDEN ERKUT
- Kentsel bileşenleri ve kıyı kenti bağlamında İstanbul'un öznel ve nesnel değerlendirmesi
Objective and subjective evaluation of İstanbul in the context of its coastal and urban components
FATMA ERKÖK
- Yenilenebilir enerji kadastrosu: Altınşehir Mahallesi güneş kadastrosu örneği
Renewable energy cadastre: Altınşehir Neighborhood solar cadastre example
BAKİ ERGÜL
Yüksek Lisans
Türkçe
2024
Mühendislik Bilimleriİstanbul Teknik ÜniversitesiGeomatik Mühendisliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. REHA METİN ALKAN