Geri Dön

Girit Müslümanlarının zorunlu göçü: Sevk ve iskân (1897-1913)

Forced migration of cretan Muslims: Transfer and settlement (1897-1913)

  1. Tez No: 521884
  2. Yazar: METİN MENEKŞE
  3. Danışmanlar: PROF. DR. TUNCAY ÖĞÜN
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Tarih, History
  6. Anahtar Kelimeler: Osmanlı Devleti, Zorunlu Göç, Girit Muhacirleri, Sevk ve İskân, Yardımlar, Harcamalar, Ottoman State, Forced Migration, Cretan Migrants, Transfer and Settlement, Aids, Expenditures
  7. Yıl: 2018
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Tarih Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 674

Özet

Venediklilerle 25 yıla yakın bir süre devam eden savaştan sonra 1669 yılında Osmanlı topraklarına katılan Girit, yaklaşık 250 yıl Osmanlı idaresinde kalmıştır. Adanın Osmanlı topraklarına katılmasının ardından farklı etnik köken ve inanç gruplarına mensup olan insanlar burada huzurlu ve uyumlu bir yaşam sürmüştür. Tarihçilerin büyük bir bölümünün hem fikir olduğu“Osmanlı kültürü”veya“Osmanlı barışı”hâkim olmuştur. Bu barış ve huzur dönemi, Fransız İhtilali ile uyanan milliyetçilik fikirleri, Balkanları ele geçirmek isteyen yayılmacı Rus yönetiminin tahrikleri ve bunlara ilaveten Osmanlı Devleti'nin günden güne zayıflayan iç idaresi nedeniyle bozulmuş, XIX. yüzyılın başlarından itibaren yerini bir karmaşa ve çatışma ortamına terk etmeye başlamıştır. Bunlara, Yunanistan'ın el altından kışkırtmaları da eklenince Girit, ada Rumlarının katıldığı bir dizi isyan hareketine sahne olmuştur. 1831 yılında başlayan bu isyan dalgası, 1866 yılında çıkan ve tüm adaya yayılan ikinci isyanla devam etmiştir. 1896-1897 yıllarına gelindiğinde, silahlı Rum çetelerinin Osmanlı kuvvetlerine saldırmaya başlamaları, Müslüman ve Hıristiyan halk arasındaki gerilimin çatışmaya dönüşmesine neden olmuştur. Girit'te meydana gelen bu isyan hareketleri Avrupalı devletlerin müdahalesine yol açmıştır. Özellikle 1897-1898 yıllarında adada büyük çaplı olayların meydana gelmesi ve bu olaylardan Osmanlı Devleti'nin sorumlu tutulması neticesinde, 1897'de muhtariyet idaresi kurulmuş, 1898'de de Osmanlı Devleti, adadan askerlerini ve memurlarını çekmek zorunda bırakılmıştır. Akabinde aynı devletlerin onayı ile Yunan kralının oğlu Prens Georges genel vali olarak atanmıştır. Bu gelişmelerden sonra adada Osmanlı egemenliği fiilen sona ermiştir. Girit Müslümanları, birbiri ardınca meydana gelen isyanlar sırasında ağır kayıplara uğramıştır. Yaşadıkları yerleri terk ederek kıyı şehirlerine göç etmeye mecbur edilmişlerdir. Açlık, yoksulluk, sağlıksız koşullar gibi problemlerle karşı karşıya kalmışlardır. Bir zamanlar sahip oldukları iktidardan vazgeçmek zorunda kalarak tâbi millet durumuna düşmüşlerdir. Önemli bir kısmı ise azınlık olmaktansa yurdundan ayrılmayı tercih etmiştir. Gelinen bu nokta, ada idaresini de çaresiz bırakmış ve nihayetinde şehir merkezlerinde toplanan Müslümanların ada dışındaki Osmanlı topraklarına göç etmesine izin verilmiştir. Kurtuluş umutlarını kaybeden Giritli Müslümanlar, 1898 yılından itibaren yoğun bir şekilde Rodos ve İstanköy adalarına, başta İzmir olmak üzere Batı Anadolu'nun kıyı şehirlerine, İstanbul'a, Antalya'ya, Bingazi'ye, Selanik'e göç etmeye başlamışlardır. İstisnai olarak Mısır ve Kudüs'e gidenler de olmuştur. Arşiv kayıtları ve dönemin basın organlarına yansıyan haberler, göçün yoğun olarak yaşandığı 1897-1899 döneminde en az 41.478 Girit Müslümanının adadan ayrılarak farklı bölgelere göç ettiğini göstermektedir. Bizim takip edebildiğimiz muhacir sayısı 41.478 olmasının yanı sıra ilgililerin bilgisi dışında kendi imkânlarıyla göç edenler de düşünüldüğünde 1897-1913 yılları arasında göç eden nüfusun 60.000 civarında olduğu tahmin edilmektedir. Ege kıyılarının en işlek limanına sahip olan İzmir, muhacirlerin önemli bir kısmı için toplanma merkezi olmuştur. Burada toplanan muhacir sayısının en az 33.365 olduğu tespit edilmiştir. Dolayısıyla bu kadar muhacirin vilayet dâhilinde iskân edilmesi mümkün görülmediğinden ikinci bir sevkiyat planlaması söz konusu olmuştur. Nitekim bu ikinci aşamada muhacirlerin önemli bir kısmı Adana, Hüdavendigar, Konya, Beyrut, Halep, Suriye vilayetleri ile Bingazi mutasarrıflığına sevk edilmişlerdir. Sevkiyat işleminin tamamlanmasıyla birlikte belirli bir program dâhilinde iskân edilmelerine çalışılmıştır. Muhacirlerin iskân yerleri tespit edilirken arazinin boş, verimli ve yerleşime elverişli olmasına dikkat edilmiştir. Muhacirlerin mesleklerini devam ettirebilecekleri, coğrafi bakımdan asli vatanlarıyla benzerlik gösteren yerlere yerleştirilmelerine çalışılmıştır. Her ne kadar kesin yargıya varmak mümkün değilse de elde edilen verilerden hareketle muhacirlerden en az %80'inin devlet eliyle iskân edildiği söylenebilir. Kalan kısmının akıbetiyle ilgili bilgi sahibi olunmadığından bir tahminde bulunmak mümkün değildir. Muhacirlerin iskân edilip üretici hale getirilmeleri için belli bir bütçe ayrılmış, muhacir komisyonları oluşturulmuş ve iskân bölgelerine muhacirlerin durumlarıyla yakından ilgilenecek memurlar gönderilmiştir. Hazırlanan nizamname ve talimatnamelerle muhacirlerin her türlü ihtiyaçları karşılanmaya çalışılmıştır. Çiftçilere arazi, tohumluk, çift öküzü ve tarım araç-gereçleri, esnafına ihtiyaçlarına yetecek miktarda sermaye verilmesi amaçlanmıştır. Mahsul alımına kadar da nakdî (yevmiye) veya aynî (yiyecek, giyecek) yardımlarda bulunulmuştur.“Girit Müslümanlarının Zorunlu Göçü: Sevk ve İskân (1897-1913)”adlı bu çalışmada, Giritli Müslümanların yeni iskân bölgelerine ulaştırılmaları, yerleştirilmeleri ve üretici hale getirilmeleri süreci irdelenmiştir. 1897 yılında Girit'te Muhtariyet'in ilan edilmesi ve akabinde Osmanlı ordusunun adadan ayrılmasıyla başlayan bu süreç, adanın resmi olarak Yunanistan'a terk edildiği 1913 yılına kadar olan zaman dilimini kapsamaktadır. Bu zaman diliminde, Giritli Müslümanlar için nasıl bir hayat inşa edildiği ortaya konulurken aynı zamanda türlü olanaksızlıklar içerisinde bulunan Osmanlı yönetiminin, sorunun altından kalkma çabalarına da ışık tutulması amaçlanmıştır.

Özet (Çeviri)

Crete, who joined the Ottoman lands in 1669 after the battle lasted for nearly 25 years with Venetians, remained in Ottoman rule for about 250 years. After the island joined the Ottoman lands, people belonging to different ethnic backgrounds and belief groups lived peacefully and harmoniously here. In Crete,“Ottoman culture”or“Ottoman peace”, in which a large part of the historians agree, has become a dominant. This period of peace and tranquility was disturbed by the ideas of nationalism that emerged with the French Revolution, the provocation of spreading Russian administration who wants to seize the Balkans, and the addition of the Ottoman State's the internal administrative which weakness from day to day. From the beginning of the nineteenth century, this period has begun to leave its place to a environment of confusion and conflict. when Greece's secret provocations were added to all this, Crete was the scene of a series of rebellions by the island's Greeks. This wave of rebellion, which began in 1831, continued with the second revolt that erupted in 1866 and spread all over the island. When it came to 1896-1897, the armed Greek gangs began to attack the Ottoman forces, causing tension between the Muslim and Christian people to turn into conflict. These rebellious movements in Crete have led to the intervention of European states. In particular, in the years 1897-1898, major events occurred in the island and the Ottoman State was held responsible for these events. As a result an autonomous administration was established in 1897 and in 1898 the Ottoman State was obliged to withdraw its troops and officers from the island. Subsequently, with the approval of the same governments, Prince Georges who the Greek king's son was appointed as general governor. After these developments, the Ottoman sovereignty in the island actually ended. Crete Muslims suffered heavy losses during the rebellions that took place one after another. They were forced to leave the places they lived and migrate to coastal cities. They have faced problems such as hunger, poverty and unhealthy conditions. Once upon a time, they had to give up the power they had and fell to a dependent nation status. A considerable part of them preferred to leave the native land rather than become a minority. This point has also left the island administration helpless and eventually Muslims gathered in city centers were allowed to migrate to Ottoman lands outside the island. Since 1898, Cretan Muslims who losing their hopes of salvation have begun to intensely migrate to Rhodes and Istanköy islands, Istanbul, Antalya, Benghazi and Thessaloniki, to coastal cities of Western Anatolia,mainly to Izmir.Exceptionally, there were also Muslims who migrated to Egypt and Jerusalem.News which reflected to media establishments of the period, Archival records indicate that at least 41.478 Cretan Muslims left the island and migrated to different regions during the period of 1897-1899 when immigration was intense. In addition to the number of 41,478 immigrants we have detected, it is estimated that around 60,000 immigrants migrated between 1897 and 1913, if immigrants were also thought to have emigrated with their own means as unaware of the officials. Having the busiest harbor of the Aegean coast, İzmir has become the center of gathering for a significant part of the immigrants. It has been determined that the number of immigrants collected here is at least 33.365. As a result, it was not possible to settle so many immigrants within the province, so a second shipment plan was a matter of course. As a matter of fact, in this second stage, a significant number of immigrants were sent to the provinces of Adana, Hudavendigar, Konya, Beirut, Aleppo, Syria and governor of Benghazi. With the completion of the shipment process, they have been tried to be settled within a certain program. While resettlement places are determined for immigrants, care is taken to ensure that the land is empty, efficient and settleable. It has been tried to put the migrants in places where resemble their original homeland in terms of geography and where they can continue their profession. Although it is not possible to reach a final judgment, it can be said that at least 80% of the immigrants have been resettled by the state with the basis of the obtained data.It is not possible to make an estimate because there is no information about the fate of the remaining part. A certain budget has been allocated for resettlement of immigrants and for to become producers. Immigration commissions were created and officers who will be closely interested in the situation of immigrants have been sent to settlement areas. All kinds of needs of immigrants were tried to be met through prepared regulations and instructions. It is aimed to give for the farmers the land, seed, double ox and agricultural equipments, capital for the needs of their for the tradesmans. Until the crop was obtained, cash (nakdî) or food and clothing (aynî) assistance was provided. In this study entitled“Forced Migration of Cretan Muslims: Transfer and Settlement (1897-1913)”, the process of bringing the Cretan Muslims to new settlement areas, their placement and making them into producers has been examined. This process which started with the declaration of the autonomous administration in 1897 in Crete, then leaving the Ottoman army from the island it covers the time period until 1913 when the island was officially abandoned to Greece. In this time frame, while revealing how life was built for Cretan Muslims, at the same time, it was aimed to shed light on the efforts of the Ottoman administration, which is in all kinds of impossibilities to overcome the problem.

Benzer Tezler

  1. Azınlıktan Mübadilliğe Girit Müslüman Cemaati (1913-1924)

    Crete Muslim Community (1913-1924): From State of Minority to Exchange of Populations

    MELİKE KAYAM

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    TarihMersin Üniversitesi

    Tarih Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ŞENAY ÖZDEMİR GÜMÜŞ

  2. Historical and cultural dimensions of the Muslim Cretans in Turkey

    Türkiye'deki Giritli Müslümanların tarihsel ve kültürel boyutları

    ANNA KOUVARAKI

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2014

    Tarihİstanbul Bilgi Üniversitesi

    Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı

    Assoc. Prof. Dr. ILAY ROMAIN ÖRS

  3. İşgal altındaki Müslümanlarla ilgili hükümler (Doğu Türkistan örneği)

    Provisions related to Muslims under occupation (Example of East Turkistan)

    ABDULHAMİD İSLAM

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    DinMarmara Üniversitesi

    Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ÖZGÜR KAVAK

  4. الهجرة الاضطرارية وأحكامها في الفقه الإسلامي

    İslam hukukuna göre zorunlu göç ve hükümleri / Forced migration and its provisions according to Islamic law

    AYA A. I. ALTAWIL

    Doktora

    Arapça

    Arapça

    2021

    DinNecmettin Erbakan Üniversitesi

    Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ABDULLAH ACAR

  5. İ'râb farklılıklarının Kur'ân-ı Kerîm'in mânası üzerindeki etkisi (Feth, Rahman ve Hucurat sûresi özelinde)

    Impact of i'râb differences on meaning of the Quran (In context of surah Fath, Rahman and Hujurat)

    YASEMİN YAZICIOĞLU

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    DinOndokuz Mayıs Üniversitesi

    Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ OSMAN KESKİNER