Geri Dön

Uluslararası hukukta ayrılma: Eleştirel bir değerlendirme

Secession in international law: A critical appraisal

  1. Tez No: 532916
  2. Yazar: PINAR YÜKSEL
  3. Danışmanlar: PROF. DR. AHMET RAUF VERSAN
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Hukuk, Law
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2018
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 206

Özet

Hukukun yapısal belirsizliği ve hegemon / hakim devletlerin uluslararası ilişkilerdeki belirleyiciliği, eleştirel uluslararası hukuk yaklaşımının temel savları arasındadır ve ayrılma konusunda açıklayıcıdır. Hukukun yapısal belirsizliği tezi, devlet egemenliği ile uluslararası toplumun çıkarları arasındaki çözülemez çelişkinin, uluslararası hukukun içeriğini büyük ölçüde belirsizleştirdiği savıdır. Uluslararası hukuk hem devlet egemenliğini, hem uluslararası toplumun düzen ve değerlerini korumayı amaçlamaktadır; bu da birbiriyle çelişen kuralların oluşmasına yol açar. Böylece her davranışı bir hukuk kuralı ile gerekçelendirmek mümkün hale gelir; bu nedenle hukuk, içeriği nesnel olarak saptanabilen bir reçete olarak değerlendirilemez. Hukukun yapısal belirsizliği, hakim devletlerin, her tür eylemlerini hukukla gerekçelendirmelerini de mümkün kılar. Devlet oluşumu hukuku, etkinlik-normlar-egemenlik arasında kısırdöngü içindedir. Normlar hem etkinlik ilkesi ile, hem devlet egemenliği ile çözülemez bir çelişki halindedir. Bu da devlet oluşumu hukukunun içeriğini belirsiz kılar. Uluslararası hukuk hem etkinlik ilkesine, hem kendi kaderini tayin hakkı vb. normlara, hem de devletlerin toprak bütünlüğü ilkesine belli ölçüde geçerlilik tanımaktadır; bu da kaygan bir zemin oluşturur. Ayrılmanın başarıya ulaşması, hakim devletler tarafından tanınmasına bağlıdır. Hakim devletler, egemenlik oluşumu konusundaki belirleyiciliklerini hukukla gerekçelendirmektedir. Gerektiğinde farklı kural ve ilkelere referans vererek, devlet oluşumu / ayrılma konusundaki tutumlarını hukuk çerçevesinde açıklamaktadırlar. Gerek hukukun farklı yorumlanması yoluyla, gerekse hegemonik mekanizmalar üzerinden, ayrılma konusunda belirleyici olmaktadırlar. Bu çerçevede Yugoslavya'nın parçalanması, sürecin 'dağılma' olarak tanımlanması yoluyla inşa edilmiş, Kosova'nın tanınması 'istisna' kılınarak emsal oluşturması önlenmeye çalışılmıştır. Filistin, devlet oluşumu hukukunun pek çok açıdan manipüle edilebildiğini ve Batılı hakim devletlerce tanınmanın önemini göstermektedir. Bangladeş-KKTC-Kosova karşılaştırması, ayrılmada dış güç kullanılmaması kuralının farklı yorumlanabildiğini göstermekte, Kırım, ayrılmanın her durumda farklı şekilde gerekçelendirilebileceğini ortaya koymaktadır. Güney Sudan ise, hakim devletlerin, BM Güvenlik Konseyi yetkileri çerçevesinde ayrılmaya ana devlet rızası oluşturmada etkili olduğu bir örnek olarak, ayrılma konusunda hegemonik mekanizmaların rolüne işaret etmektedir. Ayrılma / devlet oluşumu konusunda hukuk hakim devletlerce manipüle edilse de hukukun göreli bağımsızlığı çerçevesinde halk-ülke ilişkisi hukukileşmekte, bu da devlet-altı birimlerin lehine olmaktadır.

Özet (Çeviri)

The structural indeterminacy of law and the decisiveness of hegemon / dominant states in international relations are among the main theses of critical international law perspective, and are explanatory contentions on the subject of secession. Structural indeterminacy of law is the thesis that the insoluble contradiction between state sovereignty and the interests of international society largely ambiguates the substance of international law. International law aims both to protect state sovereignty and the order and values of the international society; and this leads to the formation of conflicting rules. Thereby it becomes possible to justify every act with a rule of law; so the law cannot be considered as a receipt the content of which can be determined objectively. The structural indeterminacy of law makes possible for the dominant states to justify every kind of action with law. The law of state formation is in a vicious circle between effectivity-norms-sovereignty. The norms are in a state of insoluble conflict with both the principle of effectivity and state sovereignty. This obscures the content of the law of state formation. International law validates the principle of effectivity and the norms such as the right to self-determination and also the principle of territorial integrity to a certain extent; and this creates a slippery slope. The success of secession depends on the recognition by dominant states. They justify their determinacy on sovereignty formation through law. By referring to different rules and principles, they explain their behaviour on state formation / secession within the frame of law. They are determinative on secession either through different interpretations of law or by means of hegemonic mechanisms. In this context, the break-up of Yugoslavia has been constructed by defining the process as 'dissolution,' and to prevent Kosovo's recognition to establish a precedent, it was declared to be an 'exception.' Palestine indicates how the law of state formation can be manipulated in many respects and also the importance of recognition by Western dominant states. The comparison of Bangladesh-TRNC-Kosovo indicates the different interpretations of the prohibition on the use of foreign military force to achieve secession, and Crimea shows that secession can be justified differently in different situations. South Sudan, as an example where the dominant states had influence to create mother state consent through UN Security Council powers, point out the role of hegemonic mechanisms in relation to secession. Although law is manipulated by the dominant states in the matter of secession / state formation, the relation between people-territory is being legalized pursuant to the relative independency of law, and this militates in favour of sub-state units.

Benzer Tezler

  1. Sinema eseri üzerindeki mali haklar

    Economical rights on the works of cinema

    HANDE GÜL KÜÇÜKKAYA

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    HukukGalatasaray Üniversitesi

    Özel Hukuk Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. TOLGA AYOĞLU

  2. Uluslararası Hukuk açısından ayrılma hakkı

    The right of secession an International Law perspective

    ADEM ÖZER

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    Uluslararası İlişkilerGazi Üniversitesi

    Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. FATMA TAŞDEMİR

  3. Uluslararası hukukta içsel boyutlu self determinasyon

    Internal self determination in international law

    KÜBRA ATAŞ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Uluslararası İlişkilerAnkara Hacı Bayram Veli Üniversitesi

    Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. FATMA TAŞDEMİR

  4. Uluslararası hukukta self-determinasyon ilkesi ve günümüz uygulamaları

    Self-determination at International Law and recent implementations

    CUMHUR YÜCE

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2008

    Uluslararası İlişkilerKaradeniz Teknik Üniversitesi

    Uluslararası İlişkiler Bölümü

    DOÇ. DR. YUSUF AKSAR