Delhi ve Agra'daki Babürlü türbelerinde mimari süsleme (1557-1658)
Architectural ornamentation in Mughal tombs in Delhi and Agra (1557 – 1658)
- Tez No: 533396
- Danışmanlar: DOÇ. DR. CELİL ARSLAN
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Sanat Tarihi, Art History
- Anahtar Kelimeler: Hindistan, Babürlü, Türk Sanatı, Türbe, Süsleme, India, Mughal, Turkish Art, Tomb, Decoration
- Yıl: 2018
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Erciyes Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Sanat Tarihi Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 880
Özet
Bu çalışma Hindistan'daki 1557-1658 yılları arasına tarihlenen Delhi ve Agra'daki Babürlü türbelerinin mimari süslemesini içermektedir. Babürlü dönemi türbelerinin mimari süslemeleri, süsleme kompozisyonları ve kullanılan motifler ile malzeme ve teknik açıdan incelenmiştir. Babürlü Mimarisi üç ayrı dönemde ele alınabilir: Bunlar; Erken Dönem Babürlü Mimarisi, Klasik Dönem Babürlü Mimarisi ve Geç Dönem Babürlü Mimarisi'dir. 1557-1658 tarihleri arasındaki yapılar Erken ve Klasik Dönem Babürlü Mimarisi'nin önemli iki evresini içermektedir. Devletin gelişme ve yükselme dönemini kapsayan bu yıllar aynı zamanda sanat ve mimarinin de klasik çağını teşkil etmektedir. Babürlü türbe süslemeleri yapının hem dış cephesinin bütün duvar yüzeylerinde hem de iç mekân duvar yüzeylerinde zeminden üst örtüye kadar boş yer kalmayacak şekilde yoğun olarak uygulanmıştır. Süslemeler bahçede yer alan giriş bina düzenlemeleri, sekiler, taçkapılar, pencereler, kemerler, duvar yüzeyleri, nişler, saçaklar, alınlıklar, kubbe kasnakları, çatriler olmak üzere bütün yapı öğeleri üzerinde bulunmaktadır. Ayrıca yapıların içerisinde yer alan sanduka yüzeylerinde de yoğun süsleme unsurları görülmektedir. Süslemeler yapı genelinde geometrik desenler ağırlıklı olup, bitkisel motifler, yazı ve nadiren görülen figürlerden oluşmaktadır. Süslemelerde, bitkisel motifler, geometrik desenler ile yazı dışında; mukarnas, günlük kullanım eşyaları ve mimari unsurlar da kullanılmıştır. Babürlü türbelerinin süslemelerinde geometrik desenlerden oluşan süsleme kompozisyonları bütün yapı örneklerinde görülmektedir. Bunlar arasında geometrik desenlerden oluşan renkli taşlarla oluşturulmuş duvar kaplamaları ile Ategeh Han Türbesi incelenen örnekler arasında benzersiz bir uygulama sunar. Geometrik süslemeler özellikle yapıların şebekelerinde ve duvar yüzeyinde yer alan panolarda görülmektedir. Geometrik desenlerden oluşan şebekelerin; kapı ve pencere açıklıkları ile korkuluk şebekelerinde beyaz mermer veya kırmızı kumtaşı ile yapılmış en güzel örneklerini; Hümayun Türbesi, Atageh Han Türbesi, İtitmat-ud Devle Türbesi ve Tac Mahal Türbesi'nde görmekteyiz. Geometrik desenlerden oluşan panolara ise Atageh Han Türbesi, Ekber Şah Türbesi, İtimat-ud Devle Türbesi ve Tac Mahal Türbesi dış cephe ve iç mekân duvar yüzeylerindeki panolar örnek gösterilebilir. Geometrik süsleme; bitkisel süsleme, yazı ve figürün arka planında da olsa her zaman yapı süslemelerinde kendini hissettirir. Bitkisel süslemeler Delhi türbelerinde çok az görülürken en güzel örneklerini Agra türbelerinde gösterir. Özellikle İtimat-ud Devle, Çinili Ravza ve Tac Mahal Türbe örnekleri zengin çiçek çeşidinin yer aldığı birçok motif örneği sunar. Ekber Şah Türbesi'nin ise giriş salonunun duvar yüzeylerinde ve kubbesinde çeşitli bitkisel motifler görülmektedir. Figürlü süslemeler ise Delhi şehrinde sadece Abdürahim Han Türbesi'nin sekisi üzerinde; kemer köşeliklerindeki madalyonlar içerisinde yer almaktadır. Delhi örneklerine kıyasla Agra türbelerinde figürlü süsleme daha yoğun bir şekilde karşımıza çıkmaktadır. Figürlü süslemeye ilk olarak Ekber Şah Türbesinin doğuda yer alan giriş bina düzenlemesinin cephesinde rastlanmaktadır. Kuş, tavus kuşu ve fil figürleri yapıda görülen figürlerdir. Daha sonraki örneklerden İtimat-ud Devle Türbesi'nin ise dış cephe duvar yüzeylerinde yer alan panolarda stilize vazolar adeta tavus kuşu formu verilerek işlenmiştir. Türbenin iç mekânlarından ana mezar odasının duvar yüzeylerindeki aslan figürleri başta olmak üzere, diğer köşe mekânları ve giriş koridorlarının duvar yüzeylerinde çeşitli kuşlar, tavus kuşu, geyik, balık, yılan ve insan figürleri yanında fantastik yaratıklar; ejderha ve grifon figürleri bulunmaktadır. Yazı süsleme ise bütün türbelerde, hiç değilse türbelerin içerisinde bulunan sandukaların yüzeylerinde de olsa varlığını hissettirir. Ategeh Han Türbesi ve Tac Mahal Türbesi'nin bütün cephe yüzeylerinde geniş yazı kuşağı görülmektedir. Ekber Şah Türbesi'nin giriş salonunun duvar yüzeylerinde, İtimat-ud Devle Türbesi'nin ise dış cephe duvar yüzeyleri yazı süslemenin bulunduğu alanlardır. Ayrıca Edhem Han Türbesi, Abdürrahim Han Türbesi gibi birçok türbe örneğinde yazı süsleme; madalyonlar içerisinde“Allah”,“La ilahe İllallah”veya“ya Fetih”,“ya Beduh”şeklinde yer almaktadır. Süslemeler yüzeye; oyma, kazıma ve yoğun olarak renkli taş kakma ve alçı stuko tekniği ile aktarılmıştır. Süslemelerde ana renk, malzemenin kırmızı kumtaşı ve beyaz mermer olması sebebiyle; beyaz ve kırmızı iken, farklı renkli taşlarla uygulanan kakma tekniği sayesinde de birçok renk elde edilmiştir. Babürlü türbelerinin mimarileri ve süslemeleri genel olarak Orta Asya geleneğinin etkisinde olup; hem Hindistan'daki yerel kültürle kaynaşmış hem de İran gibi çevre kültürlerin etkisinde ortak bir mimari yeniliğin sergilendiği bir sentez oluşturmayı başarmıştır. Timurlu geleneğinin etkileri kadar, Hindistan'daki kozmopolit yapının baskın etkisinin de yapılar üzerindeki tesiri kaçınılmaz olmuştur. Ayrıca özellikle Safevi Devleti ile güçlü siyasi ilişkiler ve akrabağlık bağlarının kurulması, İran etkisinin de güçlenmesine ve bu etkinin yapılar üzerindeki motiflere kadar hissedilmesine sebep olmuştur. Babürlü hükümdarlarının hoşgörülü yaklaşımları, ideolojileri ve esnek yönetim ortamının hem idari hem de mimari organizasyonda gelişime açık bir ortamın doğmasına sebep olduğu göz ardı edilmemelidir. Babürlü devletinin içinde bulunduğu coğrafi şartlar ve etkileşimde bulundukları kültür çevreleri arasında ön plana çıkan farklı uygulamaları, dünya mimarlığına kattıkları simgesel yapıların doğmasına sebep olmuştur. Babürlüler anıtsal aynı zamanda bir o kadar estetik ve ince işçiliğe sahip eşsiz eserleri ile yalnızca kendi dönemlerine değil günümüz mimalığına da önemli tesirlerde bulunmuşlardır. Babürlüler de türbeler, hem birer prestij yapıları hem de yaptıran sultanın kendi yaşamı veya atfettiği kişinin yaşamı üzerinden fanilik ile sonsuz ahiret hayatına birer geçiş abideleridir. Bu nedenle türbe yapılarının anıtsal mimarisi yanında süslemelerine de özen gösterilmiştir. Babürlüler, mimari teknikleri, ince işçilikleri ve estetik anlayışları ile sadece kendi dönemlerinde değil günümüzde dahi ulaşılması zor; benzersiz eserler ortaya koymuşlar ve dünya kültür mirasına imzalarını atmışlardır.
Özet (Çeviri)
This study involves the architectural decorations of the Mughal Tombs in Delhi and Agra dated between the years of 1557-1658. The architectural decorations of Mughal Period Tombs, ornament compositions and motifs were examined in terms of material and technique. When the examined tomb samples are taken into consideration, Mughal Architecture can be handled in three different periods. These periods are; Early Period Mughal Architecture, Late Period Mughal Architecture and Final Period Mughal Period. Constructions examined between the dates of 1157-1658 involve two significant stages of Early and Late Period Mughal Architecture. These years including the development and rise of the state are also present the classical age of the art and architecture. Mughal tombs are covered with intense ornament compositions so as to no blank space left. There are ornaments on all walls of both facade and indoor from the ground to the roof. Ornaments are on all the building elements including the entrance building arrangements in the garden, berms, crown gates, windows, arches, wall surfaces, niches, eaves, pediments, dome trimmers and chatris. In addition, intense ornamental elements are seen on the surfaces of sarcophagi in the buildings. Throughout the buildings, geometrical patterns are dominant, and ornaments include botanical motifs, inscriptions and rarely, decorations with figures. Muqarnas, articles of daily use and architectural elements are also used in the decoration in addition to botanical motifs, geometrical patterns and inscriptions. In the ornaments of Mughal tombs, ornamental compositions including geometrical patterns are seen in all building samples. Among these, Atagah Khan Tomb presents a unique implementation with its wall coverings constituted with colorful stones forming geometrical patterns among the examined samples. Geometrical ornaments are especially on the jalis of the buildings and on the panels on the walls. The most beautiful examples of the jalis with geometrical patterns that are made of white marble or red sandstone on the door and window apertures and on the railing jalis are seen in Humayun's Tomb, Atagah Khan Tomb, Tomb of Itımad-ud Daulah and Taj Mahal Tomb. The panels on the facades and indoor walls in Atagah Khan Tomb, Akbar Shah Tomb, the Tomb of Itımad-ud Daulah and Taj Mahal Tomb can be presented the examples of the panels consisting of geometric patterns. Geometric ornamentation always makes itself evident even if it is in the background of botanical ornamentation, inscriptions and figures. While botanical ornamentations are rare in Delhi tombs, they reveal the best examples in Agra tombs. Especially Itimad-ud Daulah, Afzal Khan's Tomb and Taj Mahal Tomb present many motif examples including rich floral kinds. Akbar Shah Tomb offers various floral motifs on the wall surfaces of the entrance hall and dome. Ornamentations with figures exist only in the Tomb of Abdul Rahim Khan-i-Khana of Delhi on the berm and on the arch bead medallions. By comparison with Delhi examples, ornamentations with figures are more frequent in Agra tombs. Figured ornamentations are first seen on the facade of the Akbar Shah's Tomb's entrance building arrangement located in the east. The figures on the building are the figures of birds, peacocks and elephants. Among the later examples, the stylized vases on the facade panels of the Tomb of Itimad-ud Daulah are worked almost in the shape of peacocks. Lion figures on the walls of the main burial chamber being in the first place, there are the figures of fantastic creatures, dragons and gryphons in addition to the figures of various birds, peacocks, deer, fish, snakes and human on the walls of the entrance halls and other corner places. Inscriptions make themselves evident in all tombs, at least on the surfaces of the sarcophagi. There are large inscription lines on the whole facade of Atagah Khan Tomb and Taj Mahal Tomb. The wall surfaces of Akbar Shah Tomb and the facade of the Tomb of Itimad-ud Daulah are the spaces where inscriptions are laid. In addition, in many tomb examples such as the Tomb of Adham Khan and the Tomb of Abdul Rahim Khan-i-Khana, inscriptions lie in the medallions as“Allah”and“La ilahe İllallah”or“ya Fetih”and“ya Beduh.”Ornaments are transferred to the surface in the techniques of relievo, carving, engraving and frequently inlaying on colored stone and stucco techniques. The main color in the ornaments are white and red due to the material of red sand stone and white marble, but owing to the inlaying technique on different colored stones, various colors have been obtained. The architectures and ornaments of Mughal tombs are usually under the influence of Central Asia tradition, and they both blended with the local culture in India and achieved to create a synthesis revealing a common architectural innovation under the influence of the surrounding cultures such as Iran. In addition to the influence of Timurid tradition, the dominant influence of India's cosmopolitan structure on constructions also became inevitable. Also, establishing strong political relations and kinships especially with Safavid Dynasty caused Persian impact to grow stronger and to be felt this influence even on the motifs in the buildings. It should not be ignored that the tolerant attitudes of Mughal Sultans, their ideologies and flexible governance environment caused a setting open for improvement to be emerged in both administrative and architectural organizations. The geographical conditions of the Mughal Dynasty and the unusual practices that came into prominence among the cultural circles they interacted, led to the birth of the symbolic buildings they added to the world architecture. Mughals had an impact on not only their own era, but also on today's architecture with their monumental architectural works having a unique aesthetic and elaborate work. Tombs of Mughals are both prestige buildings and transition monuments from mortality to the eternity over the life of the sultan who built them or of the person they are attributed. Therefore, the decorations of the tomb structures were taken care as well as their monumental architecture. Mughals, with its architectural techniques, fine workmanship and sense of aesthetics, revealed constructions are hard to be reached not only in their own times but even today, and they left their signature on the world cultural heritage.
Benzer Tezler
- Babürlüler Devleti'nin kurucusu Babür Şah'ın dış siyaseti
Founder of the Babur's Empire Shah-i Babur foreign of policy
BİLAL KOÇ
- Kültürel mirasın dijitalleştirilmesi: Hindistan'daki Türk kültür varlığı örneği
Digitalization of the cultural heritage: The sample of Turkish culture existence in India
MERAL UÇMAZ
Yüksek Lisans
Türkçe
2013
Bilgi ve Belge YönetimiHacettepe ÜniversitesiTürkiyat Araştırmaları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. BÜLENT YILMAZ
- Babur'un siyasi, sosyal ve kültürel hizmetleri (1483-1530)
Babur's work at political social, and cultural (1483-1530)
MUKADDER GÜNERİ
Doktora
Türkçe
2001
Doğu Dilleri ve EdebiyatıAnkara ÜniversitesiDoğu Dilleri ve Edebiyatları Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. SELMA BENLİ
- Asadullah Han Mirza Galib; hayati, sanatı ve mektup yazarlığı
The life, art and letter writting of Asadullah Han Mirza Ghalib
ÖMER IŞIK
Yüksek Lisans
Türkçe
2003
Doğu Dilleri ve EdebiyatıAnkara ÜniversitesiDoğu Dilleri ve Edebiyatları Ana Bilim Dalı
Y.DOÇ.DR. GÜLSEREN HALICI ÖZKAN
- Hindistan'da kalıcı Türk izleri(1542-1666)
Başlık çevirisi yok
GÜLSEREN HALICI ABAY
Doktora
Türkçe
1995
Doğu Dilleri ve EdebiyatıAnkara ÜniversitesiDoğu Dilleri ve Edebiyatları Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. ŞEVKET BULU