Geri Dön

Antik Yunan Klasik Dönemi'nde cinsiyetlendirilmiş mekan

Gendered spaces in Ancient Greece Classical Period

  1. Tez No: 534510
  2. Yazar: BAKİ BURAK ACIL
  3. Danışmanlar: YRD. DOÇ. DR. SEVİL HATİCE BALTALI TIRPAN
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Sanat Tarihi, Art History
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2018
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Sanat Tarihi Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Sanat Tarihi Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 89

Özet

Anne karnında başkaları tarafında belirlenen“atanmış cinsiyet”toplumsallaştıkça performanslar ve pratikler üzerinden şekillenerek toplumsal cinsiyeti oluşturur. Özne, kültürel olarak iktidar ilişkileri ile şekillendirilen toplumsal cinsiyete dayalı pratikleri icra eder. Bu pratiklerle oluşan birikime dayalı kimliklerini bilerek/farkında olmadan icra ederek, rolüne uygun davranır. Günlük yaşamda deneyimlediği tüm bu gönüllü/gönülsüz eylemler, habituslar, mekanı da şekillendirir. Habituslar ile doğallaşan eril dişil ön/arka, sert/yumuşak, kamusal/özel gibi ikilikler hegemonik tahakkümü yaratarak insanların mekanını düzenler. Antik Yunan Klasik Dönemi'nden erişilebilen edebi ve felsefi yapıtlar, tarih yazıcılığının zengin birikimi ile yine aynı dönemden kalan sanat/zanaat eserleri, antik çağlarda toplumsal cinsiyetin mekanları nasıl şekillendirdiğinin izini sürmeye yardımcı olmaktadır. Felsefe yapanların erkek olduğu, habitusların tasvirlendiği vazoları imal edenlerin ve satın alanların yine erkek olduğu, ve bu nesnelerin erkek gözüne ve beğenisine sunulduğu bilinmektedir. Nehirler, denizler, ovalar, dağlar gibi doğa mekanları Antik Yunan dünyasınca eril ve dişil karşıtlıklar kurularak hareketli olan eril, durağan olan ise dişil olarak toplumsal cinsiyetlendirilmiştir. Bir insan mekanı olan evde, oikosta, erkeklerin habituslarını icra ettikleri şölen mekanı olan andron, eril; kadınların dokuma, yün eğirme, süslenme gibi pratiklerini icra ettikleri gynaikeion, bir harem misali dişil mekan olarak tasvirlenmiştir. Kamusal alanda alışveriş, sohbet, felsefe gibi erkek sosyalleşmesinin performe edildiği stoalar ve agoralar, erişkin erkek harici kimlikleri dışlayarak ya da görünmez kılarak, erkek habituslarının icra edildiği eril mekanlar olarak betimlenmiştir. Kamusal mekanlar olan güreşlerin yapıldığı palaistra ve fiziksel eğitimlerin gerçekleştirildiği gymnasion, Antik Yunan coğrafyasında yer alan istisna bölgeler dışında sadece erkeklerin kabul edildiği, öğretmen öğrenci ilişkisine dair habitusların icra edildiği eril mekanlar olarak görülmüştür. Günlük hayatta kadın kamusallığının izini sürebildiğimiz yegane mekan ise çeşme önleri olarak tasvirlenmiştir. Zanaat işlerinde cinsiyete dayalı iş bölümü mekanların sınırlarını da belirginleştirir. Tunç ve kil atölyelerinde erkek gücünün kullanıldığı, kadınların yardımcı roller bulduğu görülmüş, hammadde çıkarılan alanlar ve pişirme, şekil verme işlerinin gerçekleştirildiği atölyeler, çeşitli vazolar ve kaplarda eril mekanlar olarak tasvirlenmiştir. Buna karşın ip eğirilen, dokuma işlerinin yapıldığı mekanlar ise tamamen kadın habitusları ile çevrelenmiş dişil mekanlar olarak betimlenmiştir. Süslenilen, tüy alınan, koku sürülen dişil mekan olarak tasvirlenen zanaat alanı hegemonik olana hizmet eden genelevler olmuştur. Festivaller ve dini ritüeller, kadınların kamusallaştığı, gün içinde evlerinden çıkma şansı bulamayan kadınların etkileşim içine girebildiği mekansallıklar yaratmıştır. Kadınlar kendi aralarında düzenledikleri ayinlerle hem kendilerini yurttaş kılmış hem kendilerini sağaltarak çukurları, çatıları dişil mekan eylemişlerdir. Hayali mekan olan gökyüzünde toplumsal cinsiyete bakıldığında, Antik Yunan mitolojisinde, theos, ruhaniliği eşit güçte görmüş ve tanrılar ile tanrıçalar arasında güçleri eşit dağıtmıştır. Buna rağmen tanrılar ve tanrıçalar arasında cinsiyete dayalı bir iş bölümü bulunmakta ve okyanusları, şimşekleri, toprakları toplumsal cinsiyetlendirmektedir. Canavarların yer aldığı hayali mekan olan yeraltında ise kadınlığa atfedilen kötücüllük ve lanetli olma söylemleri hegemonik olanın tahakümünün tesisine yaramıştır.

Özet (Çeviri)

Gender is instituted through performances and acts, as“assigned sex”, which others determine in the mother womb, is socialized. The subject participates in acts that are in accordance with gender roles which is culturally shaped by the power relations. Gender identities are constituted through accumulations of such practices, according to which the subject intentionally or unintentionally acts as it complies to the role the subject is assumed. These voluntary or involuntary acts that are experienced in daily life, habitus, shape the space as well. Dichotomies such as masculine/feminine, front/behind, solid/flimsy, public/private are established with habitus, which configures humans' space by devising the hegemonic domination. Literary and philosophical texts, which are accessible from the Ancient Greece Classical Period, the abundance of historiography, along with the art/art and craft works, help to trace how gender had shaped space in Ancient Greece. It is known that those who participate in philosophical debates, makers of vases, on which habitus is represented, and those who purchased them, were male, and these objects were presented for the male gaze or appreciation. What constitutes the natural environment such as rivers, seas, fields, and mountains were gendered by establishing the masculine/feminine dichotomy, and the ones in motion were referred as masculine while stationary ones were referred as feminine. In the house, the oikos, which was a human environment, andron, which the place for festivity where the men performed their habitus, was masculine, gynaikeion, which was the place for women to execute practices such as weaving, spinning, ornamenting, were portrayed as feminine just like a harem would be. Stoas and agoras where commercial activities, conversation, philosophical debates were performed in public as male socialization excluded or concealed identities and had been portrayed as masculine spaces where male habitus was performed. Palaistra, where wrestling took place, and gymnasion, where physical education was realized, were perceived as masculine spaces designated for men only, apart from some exceptional regions present in the Ancient Greece geography, in which habitus regarding teacher and learner relationship were performed. Fountains, on the other hand, were depicted as the sole public space where we can trace the women's publicness. Distribution of labor based on gender in artisanship, emphasizes fringes of space. In bronze and clay workshops, it is observed that men's power was used and women found subsidiary roles; places where raw material was extracted and workshops, where sintering, molding tasks were handled, were portrayed as masculine spaces on various vases and pots. In contrast to this, places where spun yarn, weaving tasks were undertaken, were depicted as feminine spaces completely surrounded with woman habitus. Brothels represented the feminine space of the artisanship for dressing up, epilation and scenting, which served to what was hegemonic. Festivals and religious rituals allowed spatiality to women, who could not leave the house during the day, to socialize and interact. Women had put together ceremonies where they rendered themselves as citizens and ameliorated themselves, which, in return, turned pits and roofs into feminine spaces. Looking at gender in the heavens, which is the imagined space, in Ancient Greece mythology, theos had perceived spirituality in equilibrium and distributed the power between the gods and the goddesses in balance. Having said that, a division of labor based on gender between the gods and goddesses existed, and oceans, thunder, and land were gendered. In the subterrestrial domain, the imaginary space where monsters were present, the discourse on maliciousness and cursedness attributed to the womanhood contributed to the establishment of the domination of what was hegemonic.

Benzer Tezler

  1. Antik Çağ'da tarih ve tarihçilik kavramları

    Concepts of history and historicism in Ancient Ages

    EDA ERTÜRK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    FelsefeAkdeniz Üniversitesi

    Felsefe Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ŞAHİN FİLİZ

  2. Antik Yunan ve Roma toplumlarında toplumsal cinsiyetin şekillenmesi ve cinsellik kavramı

    Forming of gender mainstreaming in the ancient Greek and Roman societies and sexuality

    ÖZGE ŞİMŞEKDİR

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    ArkeolojiDokuz Eylül Üniversitesi

    Arkeoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ERGÜN LAFLI

  3. Antik Dönem heykellerinin sergilenmesi: Sergileme ve müzecilik tarihi açısından genel bir değerlendirme

    Exhibiting ancient sculpture: A general evaluation in terms of history of display and museology

    FATMA NİHAL KÖSEOĞLU

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    ArkeolojiMimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi

    Sanat Tarihi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. BURCU PELVANOĞLU

    DR. ÖĞR. ÜYESİ ÖZGÜR TURAK

  4. Mozaik sanatı ve büyük saray mozaikleri restorasyon çalışmaları

    Mozaic art and great palace mozaics restoration studies

    OGUZ ERKAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2006

    ArkeolojiMaltepe Üniversitesi

    Mimarlık Ana Bilim Dalı

    Y.DOÇ.DR. SEVİNÇ İPEKAR

  5. Modern Türk şiirinde Prometheus

    Prometheus in modern Turkish poetry

    TOLGA KARAHAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Türk Dili ve EdebiyatıMimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi

    Türk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MUHARREM KAYA