Çocukluk çağında papüloskuamöz hastalıklar
Childhood papulosquamous diseases
- Tez No: 539352
- Danışmanlar: DOÇ. DR. ZENNURE TAKCI
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Dermatoloji, Dermatology
- Anahtar Kelimeler: Çocukluk çağı, papüloskuamöz hastalıklar, psoriasis, pitriyazis rosea, Childhood, papulosquamous diseases, psoriasis, pityriasis rosea
- Yıl: 2019
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Deri ve Zührevi Hast. Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 70
Özet
Amaç: Bu çalışmada papüloskuamöz hastalıklar grubunda bulunan, psoriasis pitriyazis rozea (PR), liken planus (LP), pitriyazis likenoides kronika (PLK) ve pitriyazis likenoides et varilioformis akuta (PLEVA) hastalıklarının çocuklardaki epidemiyolojik ve klinik özelliklerinin ortaya konulması, belirli laboratuvar parametrelerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya 41'i psoriasis, 54'ü PR, 1'i LP, 3'ü PLK ve 1'i PLEVA olmak üzere toplamda 100 hasta dahil edildi. Hastalar; yaş, cinsiyet, hastalık başlangıç yaşı, hastalık süresi, rekürrens, hastalık başlangıç lokalizasyonu, bireysel ve ailesel atopi öyküsü, son bir ay içerisinde enfeksiyon öyküsü ve enfeksiyonun türü, son 2 ay içerisinde ilaç kullanımı, aşı öyküsü, aile hikayesi, bilinen sistemik hastalık, kaşıntı, ateş, atralji, fotosensitivite, tedavi öyküsü ve önceki tedavilere yanıt açısından değerlendirildi. Çalışmaya dahil edilen hastaların laboratuvar değerlendirmesinde tam kan sayımı, eritrosit sedimantasyon hızı, c-reaktif protein, total IgE, serum biyokimyasal testler, viral hepatit belirteçleri ve tam idrar tetkiki yapıldı. Bulgular: Psoriasis hastalarında ortalama yaş ve ortalama hastalık başlangıç yaşı her iki cinsiyette benzerdi. Hastaların %29,2'sinde tekrarlayıcı seyir öyküsü, %31,7'sinde aile hikayesi, %51,2'sinde son bir ay içerisinde geçirilen enfeksiyon öyküsü, %78'inde kaşıntı, %14,6'sında sistemik hastalık öyküsü mevcuttu. Ailede psoriasis hikayesi varlığı erkek hastalarda kızlara göre anlamlı olarak daha yüksekti (p=0,02). En sık hastalık başlangıç lokalizasyonu %32,3'lük oranla saçlı deri idi. Olguların %24,3'ünde guttat, %75,6'sında plak tip psoriasis saptandı. Hastaların (n=36) ortalama Psoriasis Alan Şiddet İndeksi (PAŞİ) değeri 6,35 ± 4,79 idi. 30 (%83,3) hastanın PAŞİ değeri 10'dan küçük, 6 (%16,7) hastanın PAŞİ değeri ise 10'dan büyüktü. PR hastalarında ortalama yaş ve ortalama hastalık süresi her iki cinsiyette benzerdi. Hastalık en sık kış (%46,3) mevsiminde gözlendi. Olguların %48,1'inde üst solunum yolu enfeksiyonu öyküsü vardı. Madalyon plak görülme sıklığı %50 olarak saptandı. En sık tutulum bölgesi %92,6'lık oranla gövde idi. Atipik PR olgusuna rastlanılmadı. Ülkemizde yapılan benzer çalışmalardan farklı olarak lezyonlar çoğunlukla diffüz dağılım göstermekteydi. Sonuç: Bu çalışmada çocukluk çağının en sık saptanan papüloskuamöz hastalığı PR olup hastaların %95'ini psoriasis ve PR'li hastalar oluşturuyordu. Ailede psoriasis hikayesi varlığı erkek hastalarda kızlara göre anlamlı olarak yüksek saptandı. Psoriasis hastalarında en sık izlenen hastalık başlangıç lokalizasyonu saçlı deri idi. Yüz ve saçlı deri tutulumu olan psoriasis hastalarında PAŞİ değerinin anlamlı olarak daha yüksek saptanması bu bölge etkileniminin çocuklarda şiddetli hastalık göstergesi olabileceğini düşündürdü. Olguların çoğunluğunun PAŞİ değeri %10'dan küçük olup çocukluk çağında psoriasisin sıklıkla iyi seyirli olduğu, başlangıçta topikal tedavinin yeterli olduğu görüldü. PR'li hastalarda erkek/kız oranı 1,4/1 idi. Hastalık olguların yarısından fazlasında kış ve sonbahar aylarında izlendi ve olguların %55,6'sında son bir ay içerisinde geçirilen enfeksiyon öyküsü vardı. Hastaların yarısında öncü lezyon madalyon olup lezyonlar sıklıkla diffüz dağılmaktaydı. Bu çalışmada elde edilen verilerin ülkemizin epidemiyolojik verilerine katkıda bulunacağını düşünmekteyiz.
Özet (Çeviri)
Aim: The goal of this study was to determine the epidemiological and clinical characteristics of papulosquamous diseases consisting of psoriasis, pityriasis rosea (PR), lichen planus (LP), pityriasis lichenoides chronica (PLC) and pityriasis lichenoides et varioliformis acuta (PLEVA) diseases in the pediatric age group and to evaluate specific laboratory parameters. Materials and methods: 100 patients were included in the study that 41 patients with psoriasis, 54 patients with PR, 1 with LP, 3 with PLC and 1 with PLEVA. Patients were evaluated in terms of age, gender, onset age of disease, duration of the disease, recurrence, onset localization of disease, history of individual and familial atopy, infection history in the last month, drug use in the last 2 months, vaccination history, family history, known systemic disease, itching, fever, atralgia, photosensitivity, treatment history and response to previous treatments. Laboratory tests included a complete blood count, antistreptolizin, erythrocyte sedimentation rate, c-reaktif protein, serum biochemical tests, viral hepatitis and urine routine examination test. Results: The mean age and mean age of onset of disease in patients with psoriasis were similar in both genders. 29.2% of the patients had a history of recurrent episodes, 31.7% had a family history, 51.2% had a history of infection in the last month, 78% had itching, and 14.6% had a history of systemic disease. The most common initial localisation of the disease was scalp with a rate of 32.3%. Guttat type psoriasis was detected in 24.3% of the cases and plaque type was found in 75.6% of the patients. The mean Psoriasis Area and Severity Index (PASI) score of the patients (n = 36) was 6.35 ± 4.79. 30 (83.3%) patients had a PASI value of less than 10 and 6 patients (16.7%) had a PASI value of more than 10. Mean age and mean disease duration were similar in both sexes in patients with PR. The disease was most common in winter (46.3%). 48.1% of the patients had a history of upper respiratory tract infection. The incidence of herald patch was 50%. The most common site of involvement was trunk with a rate of 92.6%. No atypical PR was detected. Unlike similar studies in our country, the lesions were mostly diffuse. Conclusion: In this study, the most common papulosquamous disease was PR and the diagnosis of psoriasis and PR constituted 95% of all cases participating in the study. The family history of psoriasis was significantly higher in male patients than in female patients with psoriasis. The most common initial localization of psoriasis was detected as scalp. Significantly higher PASI value in patients with psoriasis with facial and scalp involvement suggested that this clinical presentation may be a sign of severe disease in children. The majority of the patients had PASI value less than 10% and psoriasis in childhood was seen to have good prognosis and topical treatment was sufficient. The ratio of male to female patients with PR was 1.4 / 1. PR was observed in more than half of the cases in winter and autumn seasons and 55.6% of the cases had a history of infection in the last month. In half of the patients, the leading lesion was a medallion and the lesion distribution were often diffuse. We believe that the data obtained in this study will contribute to the epidemiological data of our country.
Benzer Tezler
- Çocukluk çağında pankreatik hastalıkların değerlendirilmesi
Evaluation of pancreatic diseases in childhood
ÖZLEM KAYIR KURT
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2022
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıMersin ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. YUSUF USTA
- İnterrupter tekniğin hışıltılı infantın hava yolu direncini saptamada kullanılabilirliği ve astım tanısındaki yeri
Availability of the interrupter technique in detecting the airway resistance of wheezy infant and its place in the diagnosis of asthma
GÜLCİHAN ÖZEK
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2008
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık BakanlığıÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. MUSTAFA BAK
- Çekingen kişilik inançları ve çocukluk çağında deneyimlenen duygusal ihmal arasındaki ilişkide yetişkin kaygılı ve kaçıngan bağlanma türlerinin aracı rolü
The mediating role of adult anxious and avoidant attachment in the relationship between avoidant personality beliefs and childhood emotional neglect
YAĞMUR AKSOY
- The investigation of the relationship between childhood trauma and embitterment: The role of belief in a just world and COVID-19 related negative life events
Çocukluk çağında yaşanan travmatik deneyimler ve hayata küsme kavramı arasındaki ilişkinin araştırılması: Adil dünya inancının ve COVID-19 ile alakalı olumsuz yaşam deneyimlerinin rolü
ELVAN ŞEKER
Yüksek Lisans
İngilizce
2023
PsikolojiKoç ÜniversitesiKlinik Psikoloji Bilim Dalı
DOÇ. DR. ZEYNEP CEREN ACARTÜRK
- Çocukluk çağında farmakolojik dozda glukokortikoid kullanımına bağlı adrenal baskılanma ve buna etkiyen unsurların incelenmesi
Evaluation of adrenal suppression and affecting factors DUE to USE pharmacological doses of GCS during childhood, Hacettepe University Faculty of Medicine, Department of pediatrics
MİRAÇ ÜNLÜ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2022
Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıHacettepe ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ZEYNEP ALEV ÖZÖN