Future conceptions of language in the contemporary science fiction novel
Çağdaş bilimkurgu romanında geleceğin dil kavrayışları
- Tez No: 553717
- Danışmanlar: DOÇ. DR. ÖZLEM ÖĞÜT YAZICIOĞLU
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Dilbilim, İngiliz Dili ve Edebiyatı, Linguistics, English Linguistics and Literature
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2019
- Dil: İngilizce
- Üniversite: Boğaziçi Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: İngiliz Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: İngiliz Dili ve Edebiyatı Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 215
Özet
Bu tez, özbelirlenim imkanlarından mahrum bırakılıp güvencesizliğe terkedilen grupların, biyopolitikanın olumsuz etkileriyle mücadelesini ele alan üç çağdaş bilimkurgu romanına, Suzette Haden Elgin'in Native Tongue, Neal Stephenson'ın Snow Crash ve China Miéville'in Embassytown adlı eserlerine odaklanmaktadır. Biyoloji ve siyasetin kesişme noktası olarak insan nüfusunun sağlığını amaçladığı iddia edilse de, biyopolitika en nihayetinde kimi yaşamları elden çıkarılabilir ve düzen için tehlikeli addederek marjinalleştirmektedir. Siyasi yaşam (bios) ve biyolojik yaşam (zoe) arasındaki tarihsel ayrım bu çelişkiyi idame ettirmektedir. İnsanlığa özgü emsalsiz siyasi varoluşun zirvesi olarak görülen dil, çıplak hayatın nesneleştirilip tahakküm altına alındığı alanı oluşturmaktadır. Öyle ki, yirminci yüzyılda bilimkurgu çoğu zaman dili düşüncenin hapishanesi ve toplumsal kontrolün aracı olarak işlemiştir. Ancak, insan doğasınının kültürel kurgusallığını savunarak gelişmekte olan insan sonrası kuramın etkisiyle, söz konusu romanlar dil ve bedenleşmenin birleşikliğini siyasi direnişin etkili bir unsuru olarak ele almaktadırlar. Native Tongue'da (1984) kadınlar deneyimlerini ifade etmek ve baskıcı biyopolitik düzeni dönüştürmek için bir dil inşa ederler. Benzer bir anlayışla, Snow Crash (1992), dilsel çeşitliliği iktidara ve viral söylemlere karşı bir direniş aracı olarak görmektedir. Embassytown (2011), insan ve insandışı varlıkların dilin eğretileme özelliğini siyasi tertiplerin keyfiliğini ortaya çıkarmak ve otoriteye karşı direnmek için kullandığı bir gelecek tahayyül etmektedir. Sonuçta, çıplak hayatın söylemsel bir kategori olarak temsil edilmesi, bios ve zoe arasındaki temel ayrıma dayanan biyopolitikanın mantığını sorgulatmaktadır.
Özet (Çeviri)
This thesis focuses on three contemporary science fiction novels, Suzette Haden Elgin's Native Tongue, Neal Stephenson's Snow Crash and China Miéville's Embassytown, in which those who are deprived of self-determination and abandoned to precarity try to cope with the negative effects of biopolitics. Although biopolitics as the intersection of biology and politics claims to be concerned with the health of human population, it ends up marginalizing certain lives as disposable and threatening to the order. This contradiction is sustained by the historical distinction between political life (bios) and biological life (zoe). Language, being viewed as the apex of a uniquely human political existence, is the site on which bare life is objectified and dominated. Consequently, the science fiction of the twentieth century often viewed language as a prison-house for thought and a tool of social control. However, with the nascent posthuman understanding of human nature as a cultural construct, these novels show the confluence of language and embodiment as an effective means of creating political resistance. In Native Tongue (1984), women construct a language to name their experience and to transform an oppressive biopolitics. Similarly, Snow Crash (1992) treats multiplicity of languages as a means of resisting power and viral discourses. Embassytown (2011) imagines a future when human and non-human beings discover the potential of metaphoric language in realizing the arbitrariness of political constructs and utilize it to resist authority. Representing bare life as a discursive category, these novels ultimately complicate the logic of biopolitics, which rests on the foundational distinction of bios from zoe.
Benzer Tezler
- Mimarlıkta ifade ve içerik problemi
The problem of expression and content in architecture
ÖNDER ÇELİK
Doktora
Türkçe
2020
Felsefeİstanbul Teknik ÜniversitesiMimarlık Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SEMRA AYDINLI
PROF. DR. ALİ AKAY
- Sati al-husri as an ottoman intellectual:The idea of homeland, nation, and nation-building project
Başlık çevirisi yok
HAMDULLAH BAYCAR
- Jonathan Harvey'nin Bhakti adlı eserinin analizi
Musical analysis of Jonathan Harvey's Bhakti
MEHMET ALİ UZUNSELVİ
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
MüzikMimar Sinan Güzel Sanatlar ÜniversitesiMüzik Ana Sanat Dalı
PROF. DR. ALİ ÖZKAN MANAV
- Kadın meselesi bağlamında Sevgi Soysal ve Simin Danışver'in romanlarında karşılaştırmalı bir inceleme
Comparative review of Simin Danışver and Sevgi Soysal's novels i̇n the context of women i̇ssues
RAMYAR MAJİDİ
Yüksek Lisans
Türkçe
2017
Doğu Dilleri ve Edebiyatıİstanbul ÜniversitesiTürk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MEHMET TEKİN