Sessiz hipofiz adenomlarının gebelik üzerine etkileri
The effects of silent pituitary adenomas on pregnancy
- Tez No: 614738
- Danışmanlar: DOÇ. DR. ÖZGÜR DEMİR
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları, Endocrinology and Metabolic Diseases
- Anahtar Kelimeler: Pregnancy, pituitary, pituitary adenomas, non-functioning pituitary adenomas, silent pituitary adenomas
- Yıl: 2019
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Ankara Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 47
Özet
Giriş ve Amaç: Sessiz hipofiz adenomları, hormonal açıdan aktif olmayan, hormon fazlalığına ait klinik semptom ve bulgular göstermeyen adenom grubu olarak tanımlanmaktadır. Literatürdeki veriler sessiz hipofiz adenomlu kadınlarda genellikle fertilitenin etkilendiğini bildirmektedir. Gebelik süresince hastalarda nadiren boyut artışı gözlenebilir, adenom içine kanama, bası bulguları gözlenebilir. Bu çalışmada sessiz hipofiz adenomlarının gebelik üzerine olası etkilerinin araştırılması amaçlanmıştır. Materyal-Metod: Çalışmamıza 18-65 yaş aralığındaki sessiz hipofiz adenomu ile takip edilen, hormon eksikliği veya fazlalığı olmayan, medikal tedavi almayan ve sözel onay veren 30 hasta dahil edilmiştir. Hastaların ön hipofiz hormon düzeyleri, takip süreleri, hipofiz manyetik rezonans görüntüleme bulguları, gravida, parite, abortus, ektopik gebelik, ölü doğum sayıları, gebelik süresince adenom boyut artışı ile ilişkili semptomların varlığı, gebelik komplikasyonları, doğum indüksiyon öyküsü, doğum şekli, doğum haftası, doğum ağırlığı, laktasyon süresi değerlendirilmiştir. Elde edilen veriler istatistiksel olarak karşılaştırılmıştır. Bulgular: Hastaların ortalama yaşı 41,26 ± 9,06 ve ortalama tanıdan sonra geçen süre 92,8 ay olarak izlenmiştir. Hastaları hiçbirinin düzenli kullandığı ilaç ve ek hastalık öyküsü yoktur. Sessiz hipofiz adenomu ile izlenen toplam 30 hastanın 7'si makroadenom, 23'ü ise mikroadenom ile takip edilmişti. Sessiz hipofiz adenomu ile izlenen 30 hastanın toplam 92 gebelik öyküsü mevcut olup, 12 gebelikte elektif abortus öyküsü mevcuttur. Tüm gebelikler içinde 3'ü ektopik gebelik, 7'si missed abortus, 4'ü ölü doğum, 66'sı ise canlı doğum ile sonuçlanmıştır. Makroadenom ve mikroadenom gruplarında canlı doğumlarda doğum ağırlığı, doğum haftası ve laktasyon süreleri arasında istatiksel anlamlı fark bulunmamıştır. Bununla birlikte gebelikte görülen belirtilerden bulantı-kusma ve görme bozukluğu sıklığı açısında iki grup arasında makroadenom yönünde istatistiksel anlamlı farklılık gözlenmiştir (sırasıyla p=0,016 ve p=0,042). Ayrıca oftalmopleji, bilinç değişikliği ve apopleksi belirtileri tüm hastalar arasında taranmış olup hiçbir gebelikte gözlenmemiştir. Tartışma: Elektif abortus, missed abortus, ölü doğum, canlı doğum oranları ve laktasyon süresi genel popülasyonla benzer bulunmuştur. Çalışmamızda görülen yüksek spontan gebelik oranları ile sessiz hipofiz adenomlarının fertilite üzerine olumsuz etkisi gözlenmemiştir. Literatürde gebelik sırasında nadiren de olsa sessiz hipofiz adenomlarının boyutunda artış olduğu bildirilmesine karşın çalışmamızda MR görüntülemesi ile teyit edilmiş bir adenom büyümesi gözlenmemiştir. Gebelik ilişkili komplikasyonlar açısından genel popülasyona göre sessiz hipofiz adenomunun artmış risk ile ilişkisi saptanmamış ve fetal gelişim üzerine aşikar olumsuz etki gösterilememiştir. Ülkemizdeki yüksek sezeryan oranlarına rağmen çalışmamızda sessiz hipofiz adenomlarının sezeryan oranında artış ile ilişkisi gözlenmemiştir. Sonuç olarak adenom boyutu karşılaştırıldığında makroadenom ile takip edilen sessiz hipofiz adenomlarında gebelik süresince adenom boyut artışını düşündürebilecek belirtiler daha fazla bulunmakla beraber bu belirtilerin doğrudan tümör boyutundaki artışı yansıttığını söylemek güçtür. Mevcut bulgular birlikte değerlendirildiğinde çalışmamız sonucunda sessiz hipofiz adenom ile takip edilen hastaların gebelik sonuçları, fetal gelişim, laktasyon üzerine olumsuz etkileri olduğundan bahsetmek mümkün olmamaktadır. Anahtar Sözcükler: Gebelik, hipofiz bezi, hipofiz adenomu, sessiz hipofiz adenomu, fonksiyonsuz hipofiz adenomu
Özet (Çeviri)
Introduction: Silent pituitary adenomas are defined as a group of adenomas that are hormonally inactive and do not show clinical signs and symptoms of excess hormones. Data in the literature indicate that fertility is usually affected in women with silent pituitary adenomas. Rarely, size increase can be observed in patients during pregnancy, bleeding into adenoma and compression findings may be observed. The aim of this study was to investigate the possible effects of silent pituitary adenomas on pregnancy. Patients and Method: Thirty patients aged between 18-65 years followed by silent pituitary adenoma, without hormone deficiency or excess, not receiving medical treatment and with verbal consent were included in the study. Anterior pituitary hormone levels, follow-up periods, pituitary magnetic resonance imaging findings, number of gravidity, parity, abortus, ectopic pregnancy, still births, presence of symptoms associated with adenoma size increase during pregnancy, adverse pregnancy outcomes, induction of labour history, delivery procedures, pregnancy week at delivery, birth weight, lactation duration were evaluated. The obtained data were compared statistically. Results: The mean age of the patients was 41,26 ± 9,06 years and the mean duration after the diagnosis was 92,8 months. None of the patients had a history of medication or concomitant disease. Of the 30 patients with silent pituitary adenoma, 7 were followed by macroadenoma and 23 with microadenoma. Thirty patients with silent pituitary adenoma had a history of 92 pregnancies and elective abortion in 12 pregnancies. Among all pregnancies, 3 resulted in ectopic pregnancy, 7 missed abortus, 4 still birth and 66 live births. No statistically significant difference was found between pregnancy week at delivery, birth weight, lactation duration in live births in macroadenoma and microadenoma groups. However, there was a statistically significant difference between the two groups with respect to adenoma size, the incidence of nausea-vomiting and visual impairment during pregnancy were more prominent in macroadenoma with respect to microadenoma (p = 0.016 and p = 0.042, respectively). Ophthalmoplegia, altered mental status and apoplexy were screened and not observed in any pregnancy. Discussion: Elective abortion, missed abortion, stillbirth, live birth rates and lactation duration are thought to be similar with general population. In our study, spontaneous pregnancy rates were found to be high and no negative effects of silent pituitary adenomas on fertility were observed. Although rarely reported in the literature, there is an increase in the size of silent pituitary adenomas during pregnancy, however, no adenoma growth confirmed by MRI was observed in our study. In terms of pregnancy-related complications, silent pituitary adenoma was not associated with increased risk compared to the general population and there was no obvious negative effect on fetal development. Despite the high cesarean section rates in our country, silent pituitary adenomas were not associated with an increased cesarean section rate in our study. In conclusion, it is difficult to say that the more frequent presence of the symptoms suggesting increase in adenoma size in macroadenoma, directly reflect the increase in tumor size in silent pituitary adenomas during pregnancy. When the present findings are evaluated together, it is not possible to mention that the patients followed up with silent pituitary adenoma have negative effects on pregnancy outcomes, fetal development and lactation.
Benzer Tezler
- Nonfonksiyonel hipofiz adenomlarının klinik ve demografik özellikleri
Demographic and clinical characteristics of nonfunctional hypophysis adenomas
ALİ TÜRKER
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2021
Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıMersin Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. RAMAZAN GEN
- Nüks/rezidü hipofiz adenomu nedenli reopere olan hastaların 2017 WHO hipofiz adenomlarında yeni sınıflandırma kriterlerine göre tekrar değerlendirilmesi
Reevaluation of patients who reoperated due to nuks/residue pituitary adenoma, according to the new classification criteria in 2017 WHO pituitary adenomas
MERVE CENGİZ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2021
İç HastalıklarıOndokuz Mayıs Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. RAMİS ÇOLAK
- Antipsikotik kullanımına bağlı gelişen hiperprolaktinemi ile sessiz otoimmün tiroid hastalığı ilişkisi
A possible effect of antipsychotic-induced hyperprolactinemia on development of silent autoimmune thyroiditis
BURÇ ÇAĞRI POYRAZ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2007
Allerji ve İmmünolojiİstanbul ÜniversitesiPsikiyatri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. İBRAHİM BALCIOĞLU
- Travmatik beyin hasarı (TBH)'nın hipotalamus-hipofiz-adrenal aksındaki telomer uzunluğuna ve telomeric repeat containing RNA (TERRA) ifadesi üzerine etkisi
The effect of traumatic brain injury (TBI) on telomeres length in the hypothalamus-pituitary-adrenal axis and telomeric repeat containing RNA (TERRA) expression
ZEYNEP YILMAZ
Yüksek Lisans
Türkçe
2021
Tıbbi BiyolojiErciyes ÜniversitesiTıbbi Biyoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. SERPİL TAHERİ