Central Asia and the great three: The struggle for influence between Turkey, Russia and Iran
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 61789
- Danışmanlar: DOÇ. DR. BÜŞRA E. BEHAR
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Uluslararası İlişkiler, International Relations
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1997
- Dil: İngilizce
- Üniversite: Marmara Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 162
Özet
ÖZET Gorbaçov'un 1985'de iktidara gelmesiyle, bir dizi zincirleme siyasi gelişmelere sahne olan Sovyetler Birliği, bu gelişmeler sonucu dağılma sürecine girmiştir. Nitekim, 1991 yılını takip eden yıllarda, nüfusunun çoğunluğunu Türk soyundan olanların oluşturduğu, birçok cumhuriyet bağımsızlığını ilân etmiş ve Rusya Federasyonu'nun içinde de bazı Türk Topluluktan, varlıklarını gösterme imkanını bulmuşlardır. Sovyetler Birliği'nin dağılması, siyasi anlamda, Orta Asya Türk cumhuriyetlerinin Moskova'nın etki alanından derhal çıkmaları olarak değerlendirilmemelidir. Eski dönemde de görev almış idari kadrolara ilaveten, Rusya Federasyonu'nun, Bağımsız Devletler Topluluğu çerçevesinde denetimi kısmen de olsa devam etmektedir. Söz konusu cumhuriyetlerdeki yöneticiler, Moskova'nın doğrudan kontrolü altında olmamakla birlikte, tam bağımsızlıklarına yönelik girişimlerde çoğu zaman Moskova'nın tavrını dikkate aldıkları anlaşılmaktadır. Yörenin dış dünyaya açılmasında, güvenlik meşelerinde, kalkınmalarını finanse edebilmelerinde ve özellikle petrol ve doğal gaz gibi stratejik konularda Rusya Federasyonu'nun etkisi daima kendisini göstermektedir. Bunun ise, bir gece sona erdirilmesi mümkün gözükmemekte, yakın geleceğe kadar devam etmesi beklenmektedir. Bu nedenle ve de aynı derece de, yerleşmiş alışkanlıklar ve her iki taraftaki bazı yönetici elitlerin bir dereceye kadar karşılıklı çıkan nedeniyle Rusya, Orta Asya Türk Cumhuriyetleri'nin egemen varlıklarına yakın tehdit olarak kalacak gibi gözükmektedir. Bağımsızlığına kavuşan Türk Cumhuriyetlerinde, başlangıçta, Türkiye'ye büyük ilgi oluşmuş, Türk zirveleri ve bir dizi üst düzeyli temaslar yapılmıştır. Daha soma, gerek Kafkasya'daki olumsuz gelişmeler, gerekse başlangıç temaslarındaönemli gelişmelerin sağlanamaması, Türkiye'ye olan ilgiyi olumsuz etkilerken, Türkiye'nin bölge ülkeleri üzerindeki etkisini de belirgin şekilde azaltmıştır. Orta Asya Türk Cumhuriyetleri, yaklaşık olarak, Türkiye kadar bir nüfusa ve 4 miliyon kilometre karelik bir alana sahiptir. Türkiye ile karşılaştırıldığında, iki taraf arasında tamamlayıcılık özellikleri göze çarpmaktadır. Türkiye'nin devlet geleneği, piyasa ekonomisi tecrübesi ve yetişmiş müteşebbis gücü, bu cumhuriyetlere devlet olma niteliklerinin sağlanması, alt yapılarının entegrasyonu, doğal kaynaklarının mobilize edilmesi ve ekonomilerinin yeniden yapılandırılmasında çok yararlı olabilir. Türkiye'nin, Türk Cumhuriyetlerine yönelik politikasının amacı, bu ülkelerin bağımsızlıklarını pekiştirmelerini, ulusal devletlerini kurmalarını, ekonomik sorunlarını aşmalarının, demokrasi ve pazar ekonomisine geçmelerini ve dış dünya ile bütünleşmelerim sağlamak olmuştur. Ancak Türkiye'nin, birçok alanı kapsayan yardım gayretlerinin bir kısmı, münferiden doğru ve tutarlı faaliyetler olarak ortaya çıksa da, bir bütün olarak, plânlı ve programlı bir nitelik göstermemektedir. Neticede, Türkiye'nin bu ülkelerde ilişkilerinin uygulanış biçimiyle, bugün artık çıkmaza girdiği; düzensiz, bir kısmı anlamsız ve plansız vaatlerin, işleri içinden çıkılamayacak bir noktaya getirdiği anlaşılmaktadır. Şayet, doğru teşhisler konulup, gelişmelerin önünü açacak değişiklikler yapılamazsa, yöreye bir fayda sağlanamayacağı gibi Türkiye'nin etkinliği de giderek kaybolacaktır. Bölge cumhuriyetlerine yönelik yoğun çalışma içinde olan diğer“büyük güç”, İran'ın Orta Asya politikasını belirleyen temel unsurlar, İslam radikalizmi uygulamaları yüzünden içine itildiği yalnızlıktan kurtulma ve Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra Orta Asya'da devletleşme ve yeniden yapılanma arayışlarının kan rejimi ve daha da önemlisi İran'ın toprak bütünlüğü üzerindeki olumsuz etkilerinden korunma arayışlarıydı. İran'ın beklenenin tersine bölge cumhuriyetlerine din ve ideolojiden çok ortak iktisadi ve siyasi çıkarlar ve özellikle ortak Fars İslam kültürü impoze edilme mçalışmaları çerçevesinde yaklaşması ve ilişkilerini bu planda başarıyla yürütülmesi, Orta Asya'da İslami radikalizm tehlikesinin abartılmış olduğunu açıkça gösterirken, Batılı bazı araştırmacıların yarattığı Türkiye- İran rekabeti imajı da büyük ölçüde silinmeye başladı. Tüm Orta Asya'nın coğrafi ve kültürel merkezi olan Özbekistan, 23 milyona yaklaşan nüfusu ile bölgenin geleceğini elinde tutmaktadır. Çünkü Orta Asya'nın siyasi istikrarı Özbekistan'a dayanmaktadır. Özbekistan'ın iç istikrarını ise homojen nüfus yapısı ve güçlü hükümet sağlamaktadır. Eski SSCB yapısı içinde Rusya'ya bağımlılık bağımlılık yönünden Özbekistan, diğere Orta Asya Cumhuriyetleri ile karşılaştırıldığında ilk sırayı almaktadır. Ancak günümüzde ekonomik bağımsızlığını, iç siyasi istikrarını bozmadan elde etmek için en yoğun çabayı da gösteren yine Özbekistan'dır. İslam Orsa Asya'da en gelişmiş olduğu yer yine Özbkistan'dır. Özbek Hükümeti günümüzde etnik milliyetçillik, etnik gruplar arasındaki çekişmeler ve radikal veya fundamentalist İslam korkusu gibi sorunlar'a karşı karşıyadır. Ülke yönetimi bölgenin değişen ortamına uyum sağlamak amacıyla milliyetçi bir çizgi izlemeye çalışmaktadır. Halen Özbekistan, diğer Orta Asya Türk Cumhuriyetleri gibi. bir taraftan bağımsız devlet özelliklerini kazanma, diğer taraftan da merkezi planlı ekonomiden piyasaya ekonomisine dönüşme sürecinin sıkıntılarını yaşamaktadır. Bu araştırmada, bölgenin anahtar oyuncularının (Rusya Türkiye Federasyonu, ve İran) tavırlarının içeriği yanı sıra. Orta Asya cumhuriyetlerinin ve bu çerçevede bölgede özel konumu olan Özbekistan'ın kendi iradeleri ve benimsedikleri politikalar ele alınmıştır*. iv
Özet (Çeviri)
ABSTRACT When Gorbachev came to power in 1985, the Soviet Union found itself in a chain of political developments which led to its' collapse. Furthermore, starting from 1991 the Turkic Republics of Central Asia became independent states and several Turkic communities within teh Russian Federation got a chance to raise their voice. However, the collapse of the Soviet Union sould not be viewed as the complete escape of the Central Asian Turkic Republics from Moscow's sphere of influence. In addition to administrative cadres of the previous regime, the Russian Federation's control over the republics continues within the framework of the CIS, The governments of the republics are not now under direct control of Moscow, however, in their search for true independence they generally give attention to the Russian approach. Influence of Russia is the most obvious in their try to open up to the world community, issues concerning security, financing of development, and especially the issue of shipping Central Asia's mineral resources (oil and gas) into world markets. This dependency (interdependence) cannot be changed overnight and expected to continue for some time. It seems that Russia will remain the close threat for the sovereignty of the Central Asian republics in the near future. Immediately after independence, the Turkic republics and Turkey initiated bilateral and multilateral relations with great enthusiasm Several summits of the presidents of the Turkic nations took place. However, later, negative developments in Caucasus as wefl as lack of implementation of the initial agreements, made negative impact on Turkey's interest. This slowed the degree of Turkey's involvement in Central Asia.The Central Asian republics have a population close in number to Turkey's and occupy 4 million square kms. Turkey's experience in the tradition of state, market economy, private sector, euterpreneurship could help the republics in integration of their infrastructures, state - building, mobilizing of the natural resources and restructuring of economies. The aim of the Turkish policy concerning Central Asia is the support in strengthening of independence of the republics, creating nation - states, prevention of economic difficulties, providing of democracy, the effective market economy and integration to the outside world. Though, inspite a part of Turkey's support in various spheres could be considered as successful, in general, this aid has had not well-prepared character. As a result, it could be stated that in its present condition Turkish - Central Asian relations are disordered and not managed well. However, if the right reasons of this aren found and necessary measures taken. Turkey would regain once more its right position in the region. As for ban, it is the other country which has special interest in Central Asia. Iran intends to escape the political and economic isolation due to escape the political and economic isolation due to teh Central Asian republics and at the same time preserve its own territorial integrity and the present regime. Many in the world expected that Iran would promote the propaganda of radical İslam in Central Asia. However, İran concentrated on economic issues and cultural relations stressing mostly the“common Islamic Persian culture”. Uzbekistan is situated at the cultural and geographical centre of Central Asia. It is the most populous Turkic republic. Many believe, that the political stability of entire Central Asia is related to Uzbekistan. Due to its homogenous population and the strong government, Uzbekistan achieved the internal stability. Previously, Uzbekistan was one of the most dependent republics of the former Soviet Union. VIThough, today, compared to the neighbouring states Uzbekistan's achievement on the road to real independence seern more succussful and guaranteed. Islam has for many centuries been inseparable part of life in Uzbekistan and other Central Asian republics. The Uzbek government faces various threats from ethnic nationalist, misunderstandings between some ethnic groups, and also the fear of radical / fundamentalist İslam. In accordance with the new political environment of the region, the republic's government tries to pursue nationalist policies. Still, Uzbekistan like other Central Asian Turkic Republics faces problems of state - building coupled with transition from the centrally - planned economy to market economy. This thesis aims to examine policies of the key players (Turkey, the Russian Federation and ban) concerning Central Asia, as well as the region's republics' own intentions and priorities of internal politics and foreign relations with the emphasis made on Uzbekistan due to its special position in Central Asia. vn
Benzer Tezler
- China-Kyrgyzstan relations
Çi̇n-Kırgızistan i̇li̇şki̇leri̇
ALİA OMURALİEVA
Yüksek Lisans
İngilizce
2014
Uluslararası İlişkilerHacettepe ÜniversitesiUluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
DR. ANAR SOMUNCUOĞLU
- A neorealist analysis of Iran-Russia relations: Tajik and Syrian civil wars
İran-Rusya ilişkilerinin neorealist bir analizi: Tacik ve Suriye iç savaşları
ESRA YANIK
Yüksek Lisans
İngilizce
2019
Uluslararası İlişkilerOrta Doğu Teknik ÜniversitesiOrtadoğu Araştırmaları Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ DERYA GÖÇER AKDER
DR. ZELAL ÖZDEMİR
- Kırgızistan-Rusya ilişkileri ekseninde Kırgız Cumhuriyeti'nin dış politikası
Kbıprbı3cTaH-Poccmı Mar.rnnenepı-ıHHH KoırreKcnıı-ı.ı:ıe Kbıprbı3 Pecny6ırnKaCbIHhm Tı,ıwKı,ı CıuıcaTbı
AYSULU TİLEKOVA
Yüksek Lisans
Türkçe
2024
Uluslararası İlişkilerKırgızistan-Türkiye Manas ÜniversitesiUluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ZAKİR ÇOTAYEV
- Kubad Abad Sarayı çinilerindeki hayvan betimlemelerinin seramik yüzeylerde yorumlamaları
The interpretations of the animal figurations on ceramic surfaces belonging to the encaustic tiles of Kubad Abad Palace
YAVUZ DENİZ
Yüksek Lisans
Türkçe
2012
El Sanatlarıİnönü ÜniversitesiSeramik Ana Sanat Dalı
YRD. DOÇ. DR. YÜKSEL GÖĞEBAKAN
- Büyük İskender sonrası Helenizm ve Diadokh Antigonos Monophtalmos (M.Ö. IV. yüzyıl)
Hellenism after Alexandria the Great and Diadokh Antigonos Monophtalmos (4th century BC)
MERİÇ BATUHAN BALCILAR