Geri Dön

Ultrason eşliğinde periton iğne biyopsilerinin tanısal değeri

Diagnostic accuracy of ultrasound-guided peritoneal core biopsies

  1. Tez No: 623693
  2. Yazar: BAHADIR REİS
  3. Danışmanlar: PROF. DR. MURAT DANACI
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Radyoloji ve Nükleer Tıp, Radiology and Nuclear Medicine
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2020
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ondokuz Mayıs Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Radyoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 65

Özet

Amaç: Ultrasonografi eşliğinde periton iğne biyopsisinin tanısal doğruluğunu tespit etmek Gereç ve Yöntem: Ocak 2010 - Mayıs 2019 tarihleri arasında asit etiyoloji nedeniyle araştırılan ve peritoneal tutulum tespit edilen, tanı için US eşliğinde perkütan kesici periton iğne biyopsisi yapılan 124 hastanın kayıtları retrospektif olarak tarandı. Hastaların demografik verileri, primer malignite öyküsü varlığı, araştırma sırasında yapılan tetkiklerde primer malignite odağı olup olmadığı, biyopsi iğne çapı, biyopsi histopatoloji sonuçları, son tanıları, işlem sonrası komplikasyon olup olmadığı kaydedildi. Veriler IBM SPSS V22 ile analiz edildi. İstatiksel analiz için Fisher's exact test kullanıldı. Bulgular: Toplam 121 hasta çalışmaya dahil edildi. Bunların 86'si kadın, 35'i erkekti. Ortalama yaş 63'tü (aralık 13-95 yıl). 124 biyopsi işleminin 13'ünde (%10) sonuç tanısal değildi. Tanısal olan 111 hastanın patoloji sonuçları 99'unda (%90) malign, 12 'sinde (%10) benigndi. En sık malignite 86 hastada (%78) bulunan adenokarsinom olup immonohistokimyasal testler sonrası en sık rastlanan malignite de tubooveryan kaynaklı seröz adenokarsinomdu (%40). En sık benign patoloji sonucu granülomatöz iltihabi olaydı (%9.1). Bilinen primeri olan 13 hastada (%10) biyopsi sonucu primer tanı ile aynıydı. 52 hastada (%42) periton biyopsisi primer tanıyı belirleyip tedaviyi yönlendiren ana unsur olmuştu. Hiçbir hastada hastane sisteminde kayıtlı önemli komplikasyon gelişmedi. Sonuç: Periton biyopsileri, asit ve perioneal tutulum varlığında tutulumun malign ya da benign ayrımında ve tedavi planlanmasında önemli bir yöntemdir. Bu sayede hastalara benign patolojiler için gereksiz cerrahi yapılmazken, malign tanı alan hastalar için de en uygun tedavi yöntemine karar verilebilir. Özellikle bizim çalışmamızda da en sık saptanan patoloji olan tubooveryan seröz kanser olgularında tümörün yayılımına ve hastanın durumuna göre neoadjuvan kemoterapi yapılıp cerrahi daha sonraya bırakılabilmektedir. Bu olgularda hızlı ve güvenilir sonuç alınarak, hastanın cerrahinin neden olduğu zaman kaybına uğramadan tedaviye başlayabilmesi sağlanabilmektedir. Ayrıca daha az hastada görülmesine rağmen, ikinci primeri olan kanserli hastaların yanlış tedavi edilmesini de engellemektedir. Asit etiyolojisi ya da malignite şüphesi nedeniyle araştırılan ve primer malignite öyküsü olan hastalarda periton iğne biyopsisi oldukça güvenilir olup yüksek oranda tanısaldır ve doğruluğu yüksektir. ANAHTAR SÖZCÜKLER: Ultrason, omentum, periton, biyopsi

Özet (Çeviri)

Objectives: To evaluate diagnostic accuracy of ultrasound-guided peritoneal core biopsies (UG-PCB). Methods and materials: One hundred and twenty four patients with peritoneal involvement who were under investigation for ascites etiology and had UG-PCB for diagnosis between January 2010 - May 2019 were retrospectively evaluated. Demographic findings, presence of primary malignancy, presence of any probable primary disease on radiological imaging modalities performed for investigation of malignancy, core needle size, biopsy histopathological results, final diagnoses, presence of any complication following UG-PCB were recorded. Data were analyzed by IBM SPSS v22 and Fisher's exact test was used for analysis. Results: One hundred and twenty one patients were finally included. 86 patients were female and 35 were male (range 13-95 years). 13 of 124 biopsies (10%) were not diagnostic histopathologically. Of 111 diagnostic biopsies, 99 (%90) had malignant and 12 (%10) had benign pathology. The most common diagnosis was adenocarcinoma in 86 patients (%78). The most common pathology was serous adenocarcinoma of tuboovarian origin following immunohistochemical staining (%40). The most common benign pathology was granulomatous inflammation (%9.1). In 13 patients with a known primary (%10), biopsy results were the same as primary diagnosis. UG-PCB was the primary way of diagnosis in 52 patients (%42) and guided patient treatment. None of the patients had any complications recorded in the hospital database following the procedure. Conclusion: Peritoneal biopsy is an important method for benign and malignant discrimination of peritoneal lesions and treatment planning. It can prevent unnecessary interventions for benign pathologies and help deternination of the best treatment method for patients with malignant pathologies. Especially in tuboovarian serous cancer cases which was also the most common diagnosis in our patients, surgery can be postponed until after the end of neoadjuvant treatment. By taking a prompt and reliable diagnosis, time delay disadvantage that surgery causes can be eliminated. Although less frequently, it prevents malpractice in patients with a second primary. Peritoneal biopsy is quite reliable and highly diagnostic in patients under investigation for ascites etiology or suspicion of malignancy and history of primary malignancy. KEYWORDS: ultrasound, omentum, peritoneum, biopsy

Benzer Tezler

  1. Pankreas lezyonlarının biyopsi uygulamalarında transabdominal ultrasonografi kılavuzluğunda perkütan çekirdek iğne biyopsi ve endoskopik ultrasonografi kılavuzluğunda aspirasyon biyopsi sonuçlarının değerlendirilmesi

    Evaluation of transabdominal ultrasound-guided percutaneus core needle biopsy and endoscopic ultrasound-guided aspiration biopsy results in biopsy applications of pancreatic lesions

    FARRUKH RZAYEV

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Radyoloji ve Nükleer TıpNecmettin Erbakan Üniversitesi

    Radyoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. BEKİR TURGUT

  2. Asit sıvılarının ayırıcı tanısında kalprotektin düzeyi, tiyol-disülfid dengesi ve oksidatif stres parametrelerinin değerlendirilmesi

    Evaluation of calprotectin level, thiol-disulfide balance and oxidative stress parameters in the differential diagnosis of ascitic fluids

    İBRAHİM BAYHAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    GastroenterolojiHarran Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AHMET UYANIKOĞLU

  3. Çocuklarda perkütan nefrolitotomi ameliyatlarında ultrason eşliğinde yapılan torakal paravertebral bloğun hemodinami ve postoperatif ağrı üzerine etkisi

    Theeffects of ultrasound guided thoracic paravertebralblock on hemodynamics and postoperativeanalgesia in percutaneous nephrolithotomy operations in children

    FATMA GÜLŞAH AKINCI

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    Anestezi ve ReanimasyonÇukurova Üniversitesi

    Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. DİLEK ÖZCENGİZ

  4. Ultrason eşliğinde brakiyal pleksus bloğunda infraklavikuler ve supraklavikuler blok yaklaşımlarının karşılaştırılması

    Comparison of ifraclavicular and supraclavicular block approaches in the brachial plexus block with ultrasound

    MEHMET EMRE ŞEN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Anestezi ve ReanimasyonSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ZEKİ TUNCEL TEKGÜL

  5. Ultrason eşliğinde aksiller brakiyal pleksus blokajı uygulamasında jedi tekniğinin etkinliğinin araştırılması

    Investigation of the Efficacy of Jedi Technique in Ultrasound Guided Axillary Brachial Plexus Blockage

    NESLİHAN KEKLİK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Anestezi ve ReanimasyonSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı

    UZMAN İSMAİL AYTAÇ