Geri Dön

Ovulasyon indüksiyonu sikluslarında erken foliküler dönem serum progesteron düzeylerinin gebeliği ön görme gücü

Pregnancy of early folicular serum progesterone levels in ovulation induction cycles preview power

  1. Tez No: 652879
  2. Yazar: EMRE YILMAZ
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. MİNE KANAT PEKTAŞ
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Kadın Hastalıkları ve Doğum, Obstetrics and Gynecology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2020
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 86

Özet

Primer infertilite, daha önce hiç gebeliği olmayan çiftler için en az bir yıl korunmasız ve düzenli cinsel ilişkiye rağmen gebelik elde edilememesi olarak tanımlanırken sekonder infertilite, daha önce en az bir gebeliği olan çiftler için en az altı ay korunmasız ve düzenli cinsel ilişkiye rağmen gebeliğe ulaşılamamasıdır. Anovulasyon, tuboperiotenal faktör, spermiogram bozuklukları, uterus anomalileri, servikal faktör ve endometriozis gibi etkenler; infertiliteye sebep olabilir. Menstrüel siklusun sonunda meydana gelen luteoliz etkin biçimde gerçekleşmediği veya tamamlanmadığı takdirde, erken foliküler fazda serum progesteron konsantrasyonları yüksek seyredecektir. Bu durum, implantasyon için endometriumda gerekli optimal mikro-çevrenin ve oosit/embryo kalitesinin olumsuz yönde etkilenmesine neden olabilir. Bu tez çalışması, ovulasyon indüksiyonu sikluslarında, erken foliküler dönemde ölçülen serum progesteron düzeylerinin klinik gebelik oranlarını öngörmedeki başarısını belirlemeyi amaçlamaktadır. Ocak 2018 ve Haziran 2020 tarihleri arasında Afyon Sağlık Bilimleri Üniversitesi Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı polikliniklerine infertilite nedeniyle başvuran 125 çift çalışma kapsamına alındı. Çalışmaya dâhil edilme kriterleri; kadın yaşının 40 yıldan küçük olması, erkek yaşının 40 yıldan küçük olması ve ovulasyon indüksiyonu veya intrauterin inseminasyon (IUI) için endikasyon bulunması olarak belirlendi. Ovulasyon indüksiyonu için endikasyonlar; anovulasyon, uterin faktör, tek taraflı tubal faktör ve hipogonadotropik hipogonadizm olarak kabul edildi. Açıklanamayan infertilite, servikal faktör ve hafif erkek faktörü ise IUI endikasyonları idi. Kadın yaşının 40 yıl veya daha büyük olması, erkek yaşının 40 yıl veya daha büyük olması ve in vitro fertilizasyon (IVF) için endikasyon bulunması, çalışma dışı bırakılma kriterleri olarak saptandı. Bu tez çalışmasında, 125 infertil çiftin 48'ine (%38.6) klomifen sitrat, 33'üne (%26.4) letrozol ve 44'üne (%35.2) rekombinant gonadotropin verilerek ovulasyon indüksiyonu uygulandı. Bu çiftlerin 44'ünde (%35.2) IUI uygulandı. Ovulasyon indüksiyonu uygulamaları sonucu 125 çiftin 41'inde (%32.8) klinik gebelik elde edildi ve 33 çiftte (%26.4) gebelik durumu devam ederken 8 çiftte (%6.4), ilk trimester sırasında gebelik kaybı gerçekleşti. Katılımcılar için erken foliküler dönemde ölçülen serum progesteron düzeylerinin ortalaması 1.01±0.43 ng/ml olarak hesaplandı. Klinik gebelik elde edilemeyen kadın katılımcılarla karşılaştırıldığında; klinik gebelik elde edilen kadın katılımcıların ortalama vücut kitle indeksleri anlamlı olarak düşüktü (26.06±4.34 kg/m2 vs 24.29±3.30 kg/m2, p=0.037), ortalama pariteleri anlamlı olarak azdı (0.6±0.2 vs 0.2±0.1, p=0.026), ortalama abortus sayıları anlamlı olarak fazlaydı (0.13±0.03 vs 0.31±0.02, p=0.034) ve ortalama erken foliküler dönem serum progesteron düzeyleri anlamlı olarak düşüktü (1.29±0.27 ng/ml vs 0.69±0.33 ng/ml, p=0.001). Erken foliküler dönem serum progesteron değeri, ovulasyon indüksiyonu ile klinik gebelik elde etmek için bağımsız bir prognostik gösterge olarak bulundu (p=0.001). Literatürle birlikte değerlendirildiğinde, bu tez çalışmasının bulguları, erken foliküler dönemde ölçülen serum progesteron değerlerinin ovulasyon indüksiyonu uygulanan kadınlarda klinik gebelik şansını öngörmek için kullanılabileceğini düşündürmektedir. Bu tez çalışması, nispeten küçük bir kohorta sahip olduğu için receiver operating characteristic (ROC) eğrisi analizi gerçekleştirilememiş ve bir kesme değer belirlenememiştir. Dolayısıyla, klinik gebelik elde edilen katılımcılarda, erken foliküler dönemde ölçülen serum progesteron seviyelerinin ortalaması olan 1.29 ng/ml değeri, kesme değer olarak kabul edilebilir. Buna göre, ovulasyon indüksiyonu başlanmadan önce, erken foliküler dönemde belirlenen serum progesteron düzeyinin >1.29 ng/ml olması, gebelik şansının düşük olacağını gösterebilir. Ovulasyon indüksiyonu uygulanacak infertil çift bu konuda bilgilendirilirse, siklusa devam etme veya siklusu iptal etme kararına dâhil edilebilir. Ovulasyon indüksiyonu ve IUI uygulanan infertil kadınlarda, tedavi başarısını öngörmek için kullanılacak erken foliküler dönem serum progesteron düzeyini belirlemek amacıyla ileri çalışmalara gereksinim duyulmaktadır.

Özet (Çeviri)

Primar infertility can be defined as the inability to achieve pregnancy after at least 12 months of regular and unprotected sexual intercourse for couples who have had no pregnancy. Secondary infertility can be identified as the failure to conceive after at least of 6 months of regular and protected sexual intercourse for couples who have had at least one pregnancy. Anovulation, tuboperitoneal factor, spermiogram abnormalities, uterus anomalies, cervical factor and endometriosis can be the underlying causes of infertility. In case luteolysis occurs inffectively and incompletely at the end of the preceding menstrual cycle, serum progesteron concentrations would remain to be elevated during the early follicular phase of the following cycle. This alteration would lead to the impairment of the optimal micro-environment within endometirum and oocyte/ embryo quality. This thesis study aims to determine the prognostic power of serum progesterone levels at early follicular phase for predicting clinical pregnancy rates in ovulation induction cycles. This is a prospective review of 125 couples who were admitted to the Department of Obstetrics and Gynecology at Afyonkarahisar Health Sciences University Hospital due to infertility between January 2018 and June 2020. The couples who are aged younger than 40 years and the couples who had indications for ovulation induction and intrauterine insemination (IUI) were enrolled into the study. The indications for ovulation induction were enlisted as anovulation, uterine factor, unilateral tubal blockade and hypogonadotropic hypogonadism. The indications for IUI were addressed as unexplained infertility, cervical factor and mild male factor. The couples who were aged older than 40 years and the couples who had indications for in vitro fertilization (IVF) were excluded from the study. In this thesis study, 48 out of 125 infertile couples (38.6%) received clomiphene citrate while 33 couples (26.4%) had letrozole and 44 couples (35.2%) had recombinant gonadotropin for ovulation induction. IUI was performed in 44 couples out of 125 couples (35.2%). Ovulation induction resulted in clinical pregnancy in 41 couples out of 125 couples (32.8%). Clinical pregnancy ended up with ongoing pregnancy in 33 couples (26.4%) and spontaneous miscarriage during first trimester in 8 couples (6.4%). The mean serum progesterone concentration at early follicular phase was calculated to be 1.01±0.43 ng/ml for female participants. When compared to the women who failed to conceive by ovulation induction, the women who were able to achieve pregnancy by ovulation induction had significantly lower body mass index (26.06±4.34 kg/m2 vs 24.29±3.30 kg/m2, p=0.037), significantly lower parity (0.6±0.2 vs 0.2±0.1, p=0.026), significantly higher number of miscarriages (0.13±0.03 vs 0.31±0.02, p=0.034) and significantly lower concentrations of serum progesterone at early follicular phase (1.29±0.27 ng/ml vs 0.69±0.33 ng/ml, p=0.001). Early follicular phase serum progesterone level was specified as an independent prognostic factor for predicting clinical pregnancy in ovulation induction cycles (p=0.001). When these findings were taken into account with those of literature, it would be prudent to assume that serum progesterone concentrations at early follicular phase could be used to predict clinical pregnancy rates in ovulation induction cycles. Since this thesis study has a relatively small cohort, receiver operating characteristic (ROC) curve analysis could not be performed and, thus, a cut-off value could not be determined. Therefore, the mean serum progesterone concentration measured at early follicular phase for the participants of this study could be accepted as the cut-off value (1.29 ng/ml) for predicting clinical pregnancy rate. Any measurement of serum progesterone concentration above 1.29 ng/ml at early follicular phase could be regarded as a poor prognostic factor for conception. Such a finding might allow the counselling of infertile couples who can decide to continue with the ovulation induction cycle or withdraw from this cycle. Further research is warranted to determine the early follicular phase serum progesterone concentration which can be used optimally for predicting the treatment success in women who are to undergo ovulation induction and IUI procedures.

Benzer Tezler

  1. Ivf tedavisine alınan hastalarda seri inhibin a ölçümleri ve sonuçlarının tedavi prognozuna etkisi

    The effect of serial inhibit a measurements and results on treatment prognosis in patients under Ivf treatment

    SAMETTİN ÇELİK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2003

    Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bakanlığı

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. NEŞET CEM FIÇICIOĞLU

  2. Ovulasyon İndüksiyonu Yapılan Kadınlarda Serum 25-Hidroksi Vitamin D Düzeyleri ile Dominant Folikul Büyüklüğü ve Oluşma Süresi Arasındakı İlişkinin Değerlendirilmesi

    Evaluation of the relationship between serum 25-hidroxy Vitamin D levels and dominant follicle size and formation time in women undergoing ovulation induction

    SUDABA GARIBOVA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Kadın Hastalıkları ve DoğumAfyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MİNE KANAT PEKTAŞ

  3. Ovulasyon indüksiyonu sikluslarında erken foliküler faz serum progesteronunun tedavi başarısını öngörmede kullanımı

    The value of early follicular phase progesterone in predicting the success of therapy in ovulation induction cycles

    BERİL GÜRLEK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bakanlığı

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ALİ SERTAÇ BATIOĞLU

  4. İnfertilite Polikliniği'ne çocuk istemi ile başvuran polikistik over sendromlu hastalarda ovulasyon indüksiyonu sikluslarında elde edilen subendometriyal kan akımı bulgularının gebeliği predikte edebilmesinin değerlendirilmesi

    Evaluation of subendometrial blood flow findings obtained at ovulation induction cycles in patients with polycystic ovary syndrome applied to outpatient clinic to predict pregnancy

    ZEYNEP YASEMİN ÖNÜR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    UZMAN EBRU ŞAHİN GÜLEÇ

  5. Gonadotropin ile kombine intrauterin inseminasyon sikluslarında ovulasyonu tetiklemede klinik gebelik sonuçları açısından standart HCG uygulaması ile birlikte GNRHanaloğu uygulamasının, standart HCG uygulaması ile retrospektif olarak karşılaştırılması

    A retrospective comparison of GNRH administration in addition to HCG for ovulation triggering with standard hcg triggering regarding clinical pregnancy outcomes in combined intrauterine insemination cycles with gonadotropin

    ONUR YAVUZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    Kadın Hastalıkları ve DoğumDokuz Eylül Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. BÜLENT GÜLEKLİ