Geri Dön

Yüksek derece hidronefrozlu (SFU-4) böbreklerde, cerrahi girişim ve renal fonksiyonu etkileyen faktörlerin araştırılması

Research of the factors affecting the surgical intervention and renal function in high grade hydronephrosis (SFU-4) kidneys

  1. Tez No: 655514
  2. Yazar: ERKAM YILDIRIM
  3. Danışmanlar: PROF. DR. ALPER SOYLU
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Child Health and Diseases
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2020
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Dokuz Eylül Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 63

Özet

Giriş ve Amaç: Üreteropelvik Bileşke Darlığı (ÜPBD) ile izlenen asemptomatik hastaların yönetimi zordur. Hangi hastaların kalıcı böbrek hasarı riski altında olduğunu, hangi hastaların da spontan iyileşeceğini göstermede mevcut renal görüntüleme yöntemleri ile kesin bir yargıya varmak zordur. Büyük intrarenal pelvise sahip böbreklerin, özellikle diürez sırasında, küçük intrarenal pelvise sahip olanlara göre obstrüksiyon hasarına karşı daha dayanıklı oldukları bildirilmiştir. Bu çalışmada ÜPBD tanısı alan hidronefrozlu olgularda renal fonksiyonun seyri ile renal pelvis anterior-posterior (AP) çapı arasındaki ilişkiyi araştırmayı hedefledik. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya Ocak 2000 – Aralık 2019 tarihleri arasında Çocuk Nefroloji Bilim Dalı'na başvurup ileri derece tek taraflı hidronefrozu (SFU derece 3 ve 4) olan ve MAG-3 sintigrafisinde obstrüktif bulgu saptanan ya da saptanmadığı halde US bulgularına göre obstrüktif kabul edilerek ÜPBD nedeniyle opere olan 28 ve operasyona gerek duyulmayan 1 (toplam 29) hasta alındı. Retrospektif incelenen bu hastaların demografik verileri, boy ve boy persentil değerleri, tanı şekli (antenatal ya da postnatal saptanması), ultrasonografik ve radyonüklid görüntüleme verileri, serum kreatinin ve glomerüler filtrasyon hızı değerleri not edildi. Farklı renal pelvis AP çap gruplarına ayrılan olgular, renal parankim kalınlığı, böbrek uzunluğu, böbrek ekojenitesi ve diferansiyel böbrek fonksiyonları yönünden karşılaştırıldı. Bulgular: Toplam 29 hastanın 7'si (%24) kız, 22'si (%76) erkek idi. On üç hasta (%45) antenatal, 16 hasta (%55) ise postnatal tanı aldı. Median başvuru yaşı 40,2 ay olarak saptandı. Üreteropelvik bileşke darlığı 7 hastada (%24) sağ böbrek, 22 hastada (%76) sol böbrek yerleşimliydi. Hastaların 12'sinde SFU III, 17 sinde de SFU IV hidronefroz mevcut idi. En sık başvuru nedeni antenatal taramada hidronefroz saptanması idi. Postnatal olgularda ise en sık başvuru nedeni yan ağrısı idi. Hastaların sadece bir tanesine piyeloplasti uygulanmadı, geri kalan 28 hastada cerrahi müdahale yapıldı. Hastalar pelvis AP çapı ≤20 mm ve ≥21 mm olmak üzere iki gruba ayrıldığında, hidronefrotik böbreklerin parankim kalınlıkları ve differansiyel böbrek fonksiyonları (MAG-3 alım yüzdesi) yönünden iki grup arasında anlamlı fark bulunmadı. Hidronefrotik ve sağlam böbrek uzunlukları AP çapı ≥21 mm olan grupta anlamlı ölçüde yüksek bulundu. Sadece SFU-4 hidronefrozlu hastalar yaşa göre farklı biçimde 2 gruplandırıldı: Bir yaş altındaki hastalar (n=10) AP çapı ≤29 mm ve ≥30 mm, bir yaş üstündeki hastalar (n=7) AP çapı ≤39 mm ve ≥40 mm olacak şekilde gruplandırıldı. Her iki yaş grubunda da hidronefrotik böbreklerin parankim kalınlıkları ve differansiyel böbrek fonksiyonları gruplar arasında farklı değildi. Bir yaş altı olgularda, sadece hidronefrotik böbrek uzunluğu AP çapı ≥30 mm olan grupta anlamlı olarak yüksek bulundu. Tüm SFU-4 hasta grubunda, hidronefrotik böbreğin AP çapı ile böbrek parankim kalınlığı ve diferansiyel böbrek fonksiyonu arasında anlamlı korelasyon saptanmadı. Sonuç: Bu çalışmada, ileri derece hidronefrozlu böbreklerde AP çapın böbrek parankim kalınlığına ve diferansiyel fonksiyona etkisini gösteremedik. Bu durum, çalışmamızda sadece ÜPBD tanısı alarak piyeloplasti yapılan hastaların alınması ile ilgili olabilir. Bu nedenle, özellikle antenatal tanı alan ve yüksek derece hidronefrozu olup izlemde piyeloplasti gerektirmeyen olguların da bulunduğu daha fazla hasta içeren çalışmalara ihtiyaç vardır.

Özet (Çeviri)

Background and Aim: Management of asymptomatic patients with ureteropelvic junction obstruction (UPJO) is challenging. As a result, there is no reliable method to predict whether the function of a kidney with UPJO will remain unaffected or deteriorate with time. Kidneys with large intrarenal pelvis have been reported to be more resistant to obstruction damage than those with small intrarenal pelvis, especially during diuresis. In this study, we aimed to study the relationship between the course of renal function and the renal pelvis anteriorposterior (AP) diameter in cases with UPJO. Material and Method: Twenty-nine patients admitting to the Department of Pediatric Nephrology from January 2000 to December 2019 due to severe unilateral hydronephrosis (SFU grade 3 and 4) and regarded as UPJO by MAG-3 scintigraphy or serial US examinations requiring (28 cases) or not requiring (1 case) pyeloplasty were enrolled in the study. Demographic data, height and height percentile values, age at presentation (antenatal or postnatal determination), ultrasonographic and radionuclide imaging data, plasma creatinine and glomerular filtration rate values were noted. Cases divided into different renal pelvis AP diameter groups were compared in terms of renal parenchyma thickness, kidney length, kidney echogenicity and differential kidney functions. Results: Out of 29 patients, 7 (24%) were female and 22 (76%) were male. Thirteen patients (45%) were detected antenatally, and 16 patients (55%) were diagnosed postnatally. Median age at presentation was 40.2 months. UPJO was located in the right kidney in 7 patients (24%) and the left kidney in 22 patients (76%). The most common reason for presentation was the detection of hydronephrosis in antenatal screening. In postnatal cases, the most common reason for presentation was flank pain. All but one patient required pyeloplasty. When all patients divided into two groups as renal pelvis AP diameter ≤20 mm and ≥21 mm, there was no difference between the groups with respect to parenchymal thickness and differential functions (percentile of MAG-3 uptake) of hydronephrotic kidneys. Both hydronephrotic and intact kidney lengths were significantly higher in the group with AP diameter ≥21 mm. 4 Patients with only SFU-4 hydronephrosis were grouped differently with respect to age as follows: Patients 1 year of age (n=7) as AP diameter ≤39 mm and ≥40 mm. Parenchymal thickness and differential functions of hydronephrotic kidneys were not different between the groups in both age groups. Hydronephrotic kidney length in patients

Benzer Tezler

  1. Antenatal hidronefroz tanılı hastaların postnatal izlemi

    Postnatal follow-up of patients with antenatal hydronephrosis

    GONCA ŞAHAN NALBANT

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıAkdeniz Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SEMA AKMAN

  2. Antenatal hidronefroz tanılı hastaların postnatal izlemi

    Postnatal follow up of the patients with antenatal hydronephrosis

    ÖNDER KILIÇASLAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık Bakanlığı

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DR. NURVER AKINCI

  3. COVİD pandemisinin antenatal hidronefrozluçocukların takip ve prognozları üzerine etkisi

    Antenatal hydronephrosis due to the COVID pandemiceffect on children's follow-up and prognosis

    MELİHA ÖZDEMİR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. UMUT SELDA BAYRAKCİ

  4. Hidronefroz varlığı ve şiddetinin perkütan nefrolitotomi başarı ve komplikasyonlarına etkisinin araştırılması

    Research presence and severity of preoperative hydronephrosis have an impact on the success and complications of percutaneous nephrolithotomy

    MEHMET TAŞKIRAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2012

    ÜrolojiSağlık Bakanlığı

    Üroloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ORHAN TANRIVERDİ

  5. Benign ve malign nedenlere bağlı gelişen obstrüktif üropatilerde ultrason yardımlı perkütan nefrostomi uygulamalarının başarı ve komplikasyon oranlarının değerlendirilmesi

    Assesment of success and complication rates of ultrason guided percutaneous nephrostomy for obstructive uropathy in benign and malign cases

    MEHMET SALİH KÖSE

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    ÜrolojiDicle Üniversitesi

    Üroloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. YAŞAR BOZKURT