Representation of migrant experience in Sam Selvon's The Lonely Londoners (1956), Tayeb Salih's Season of Migration to the North (1966) and Hanif Kureishi's The Buddha of Suburbia (1990)
Sam Selvon'un Yalnız Londralılar (1956), Tayeb Salih'in Kuzeye Göç Mevsimi (1966) ve Hanif Kureishi'nin Varoşların Budası'nda (1990) yer alan göçmen deneyiminin yansıtılması
- Tez No: 657214
- Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ GÖKŞEN ARAS
- Tez Türü: Doktora
- Konular: İngiliz Dili ve Edebiyatı, English Linguistics and Literature
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2020
- Dil: İngilizce
- Üniversite: Atılım Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: İngiliz Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: İngiliz Kültürü ve Edebiyatı Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 187
Özet
Bu tez göçmenlerin nasıl ötekileştirildiğini, yabancılaştırıldığını ve sonuç itibariyle ne Batılı ne de Doğulu şeklinde tanımlanan parçalanmış kimliklere nasıl zorlandıklarını yansıtmayı amaçlamaktadır. Çalışma, Sam Selvon'un, Tayeb Salih'in ve Hanif Kureishi'nin postkolonyal romanlarında yer alan göçmen deneyimini sömürge sonrası teori ışığında özellikle Fanon bağlamında inceleyecektir. Avrupa Emperyalizmi, diğer ulusların sistematik bir şekilde sömürülmesi olarak onbeşinci yüzyılda sömürgecilik faaliyetleriyle ortaya çıktı. Avrupalı güçler Ötekileri medenileştireceklerini iddia ederek batılı olmayan toplumları köleleştirdi, bu sayede zenginleşip dünya çapındaki ekonomiyi tahakkümleri altına aldılar. Emperyal güçler arasında, Büyük Britanya Emperyalizm tarihindeki en etkin ülke olmuştur. Britanya'nın sömürge faaliyetleri Elizabeth döneminde başlamış ondokuzuncu yüzyılda zirveye ulaşmış ve yirminci yüzyılın ikinci çeyreğine kadar devam etmiştir. Britanya Karayiplerden Afrika ve Asya'ya birçok ulusu egemenliği altına almış ve bu ulusların ekonomilerinde, politikalarında ve kültürlerinde önemli rol oynamıştır. İkinci Dünya Savaşı'nın ardından baskın ideolojisini kaybetmesi sonucunda, eski sömürgelerden topluluklar, ülkelerindeki ekonomik ve politik çalkantılardan dolayı daha iyi eğitim ve iş bulmak amacıyla Britanya'ya özellikle Londra'ya göç etmeye başladılar.“Tersine sömürge”olarak nitelendirilen bu tür göç faaliyetleri İngiltere'nin sosyo-kültürel yapısını değiştirmiş ve ülkenin hızlı bir şekilde çok-kültürlü bir ülkeye dönüşmesine sebep olmuştur. Sömürge sonrası dönemde göçmenler anavatan tarafından kabul edilmeyi ümit ederken Batının öteki ile ilgili ideolojik algısı değişmemiş dolayısıyla, göçmenler göç sonrası ötekileştirici politikalara maruz kalmışlardır.
Özet (Çeviri)
This dissertation aims at reflecting how migrants are otherized, alienated and finally, forced to have fragmented identities, who are neither Western nor Eastern. The study discusses migrant experience in Sam Selvon's, Tayeb Salih's and Hanif Kureishi's postcolonial novels in the light of postcolonial theory mainly, Fanonian perspective. European imperialism, as a systematic idea for exploiting other nations, emerged almost in the fifteenth century through colonial interests. European Powers, claiming that they would civilize the others, enslaved non-western communities, prospered accordingly, and dominated the worldwide economy. Among the imperial powers, Great Britain has been the most influential in the history of imperialism. The colonial activities of Britain began in the Elizabethan period, peaked in the nineteenth century and continued till the second part of the twentieth century. It has subjugated lots of nations from Caribbeans, Africa and Asia and played a prominent role in their economies, politics and cultures. As a result of losing its hegemonic idea in the aftermath of the Second World War, the communities from ex-colonies have started to immigrate to Britain, mainly to London to have better jobs and education because of the political and economic upheavals in their countries. Such migratory flows- described as the“colonization in reverse”have changed the sociocultural structure of Britain and it has swiftly turned into a multiracial country. While migrants hope to be accepted by the motherland, western ideological perception of the other has not changed so the commonwealth has been exposed to othering policies after the mass emigration in the postcolonial epoch.
Benzer Tezler
- Göçmen kadınların kişilik özellikleri ve bağlanma temsillerinin projektif yöntem olan resim çizme yoluyla incelenmesi
Investigation of immigrant women's personality traits and attachment representations through the projective method of drawing pictures
İLAYDANUR AKYÜZ
Yüksek Lisans
Türkçe
2024
Psikolojiİstanbul Kent ÜniversitesiPsikoloji Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ VOLKAN DEMİR
- The Representation of migrant youth and familiesin Turkish and British young adult novels
Başlık çevirisi yok
FARUK DÜNDAR
- Türk basınında düzensiz göçün görsel temsili: Taliban yönetimi sonrası Afgan göçü
Visual representation of irregular migration in the Turkish press: Afghan migration after the Taliban regime
ZİNDAN ÇAKICI
Doktora
Türkçe
2024
GazetecilikGalatasaray ÜniversitesiRadyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. EMİNE NAZLI AYTUNA
- Avrupa'da Türk diasporası 3. kuşak sinemacılığı: Tevfik Başer örneği
Turkish diaspora 3rd generation cinematography in Europe: The case of Tevfik Başer
ECE AKÇA
Yüksek Lisans
Türkçe
2024
Radyo-TelevizyonAydın Adnan Menderes ÜniversitesiSinema Televizyon Ana Bilim Dalı
PROF. DR. TURAN AKKOYUN
- The Literary representation of hybrid identities: The case of German-Turks
Melez kimliklerin edebi temsili: Alman-Türkler örneği
EBRU KAYAALP
Yüksek Lisans
İngilizce
1998
SosyolojiOrta Doğu Teknik ÜniversitesiSosyoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. MEYDA YEĞENOĞLU-MUTMAN