Geri Dön

Türk basınında düzensiz göçün görsel temsili: Taliban yönetimi sonrası Afgan göçü

Visual representation of irregular migration in the Turkish press: Afghan migration after the Taliban regime

  1. Tez No: 849499
  2. Yazar: ZİNDAN ÇAKICI
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. EMİNE NAZLI AYTUNA
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Gazetecilik, İletişim Bilimleri, Journalism, Communication Sciences
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Galatasaray Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Radyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 428

Özet

Günümüzde, 281 milyon insan çeşitli nedenlerden dolayı kısa, orta veya uzun vadeli olarak yaşadığı toprakları terk etmiş ve daha yaşanılabilir yerlere doğru göç etmiştir. Yaşadıkları toprakları terk etmek zorunda kalan ve daha iyi yaşam koşullarına ulaşmak için riskli bir yolculuğa çıkan insanların bir yandan sığındıkları ülkelerde sosyal, kültürel, ekonomik ve politik sorunlarla mücadele ettiği öte yandan sığındıkları ülkelerin medya organları tarafından“öteki”olarak tanımlandığı ve olumsuz bir şekilde temsil edildiği görülmüştür. Medya tarafından inşa edilen bu olumsuz temsiller hem toplumda nefret söyleminin, önyargıların, kutuplaşmanın, İslamofobik eğilimlerin, göç karşıtı hareketlerin, toplumsal güvensizlik duygusunun ve ayrımcı politikaların artmasına hem de göç gruplarının entegrasyon süreçlerinin zorlaşmasına ve ağır insan hakları ihlallerine zemin hazırlayabilmektedir. Bu muhtemel sorunların aşılabilmesi için göçün medyadaki temsilinin kapsamlı bir biçimde incelenmesi ve bu analizin sonuçlarına dayalı olarak göçün medyadaki sorunlu temsilinin iyileştirilmesine yönelik sürdürülebilir çözüm stratejilerinin geliştirilmesi gerekmektedir. Modern bir devletin, vatandaşlarının güvenliğini sağlamak, adil bir hukuk sistemi oluşturmak, temel hizmetleri sunmak, ekonomik refahı artırmak ve toplumsal uyumu teşvik etmek gibi çeşitli sorumlulukları bulunmaktadır. Bu sorumluluklarını yerine getirmeyen veya getiremeyen devletler,“kırılgan devlet”olarak adlandırılmaktadır. Kırılgan devletlerde; yönetici sınıf kendi maddi çıkarlarını halkın çıkarlarından üstün tutmakta, halkın çoğunluğu yönetimden dışlanmakta, fakir kesim durumlarını iyileştirecek kaynaklara erişememekte, halk cemaatlere bağlılık göstermekte, iç savaşlar ve ağır insan hakları ihlalleri yaşanmakta, doğal felaketler büyük ekonomik krizlere neden olmakta, uluslararası yardımlar ihtiyaç sahiplerine ulaştırılamamakta, terör örgütleri güçlenmekte, kamusal hijyene ve sağlık sistemine çok az yatırım yapılmakta, zayıf politikalar nedeni ile sınırlar kontrol edilememekte ve göç hareketlerine engel olunamamaktadır. Afganistan, kırılgan bir devlet yapısına sahiptir. Afganistan'ın bu devlet yapısı ise büyük göç hareketlerine neden olmuştur. Günümüzde, dünya ülkeleri 7 milyondan fazla kayıtlı Afgan'a ev sahipliği yapmaktadır. Dünya genelinde düzensiz Afgan göçmenlere dair kesin veriler ise bulunmamaktadır. Dünyanın en büyük göç gruplarından birini oluşturan Afganlar, 40 yıldan uzun bir süredir ülkelerindeki ekonomik zorluklar, iç savaş, siyasi istikrarsızlık, ağır insan hakları ihlalleri, eğitim fırsatlarının eksikliği, doğal afetler, yoksulluk, gıda güvensizliği, etnik ve dini ayrımcılık başta olmak üzere çeşitli nedenlerden dolayı ülkelerini kitleler halinde terk etmekte ve istikrarlı bir biçimde Türkiye'ye göç etmektedir. Taliban'ın 15 Ağustos 2021'de ülke yönetimini yeniden ele geçirmesi ile Afganistan'da insani kriz derinleşmiş ve Türkiye'ye yönelik yeni bir düzensiz göç hareketliliği yaşanmıştır. Türkiye'de şu anda 150 bine yakın kayıtlı, 300 binden fazla kayıtsız Afgan yaşamaktadır. Afganlar, Suriyelilerden sonra Türkiye'deki en büyük göç grubunu oluştursa da medya ve göç ilişkisine dair ulusal literatürde yer alan çalışmaların çoğunluğunun geçici koruma rejimi kapsamında Türkiye'ye kabul edilen Suriyelilere odaklandığı görülmektedir. Ulusal literatürde, Afganların Türk basınındaki temsiline dair sınırlı sayıda çalışma bulunmaktadır. Ulusal ve uluslararası literatürde; Afganların görsel temsiline odaklanan çalışmaların sayısı yok denecek kadar azdır. Taliban'ın ülke yönetimini yeniden ele geçirmesi ile Türkiye'ye yönelik gerçekleşen düzensiz Afgan göçünün Türk basınında yer alan haber metinlerinde ve haber fotoğraflarında nasıl temsil edildiğini ortaya koyan herhangi bir çalışmaya ise rastlanılmamıştır. Bu doktora çalışması, Taliban'ın ülke yönetimini yeniden ele geçirmesinin ardından Türkiye'ye yönelik gerçekleşen düzensiz Afgan göçünün, Türk basınında nasıl temsil edildiğini kapsamlı bir şekilde araştırmayı ve araştırmanın sonuçlarına dayalı olarak göçün medyadaki sorunlu temsilinin iyileştirilmesine yönelik sürdürülebilir çözüm stratejileri geliştirmeyi amaçlamıştır. Bu doktora çalışması temel olarak Türkiye'ye göç eden Afganların haber fotoğrafları üzerinden nasıl temsil edildiğine odaklansa da bu çalışma sadece haber fotoğraflarını değil, aynı zamanda haber metinlerini de analiz ederek, bu iki unsurun haberin toplam anlamını nasıl şekillendirdiğine dair kapsamlı bir bakış ortaya koymayı hedeflemiştir. Göçün medyadaki temsilini ele alan ulusal ve uluslararası literatürdeki çalışmaların, genellikle belirli dönemlerde meydana gelen göç hareketlerinin medyadaki temsilini sınırlı bir kodlama şablonu çerçevesinde incelediği görülmüştür. Bundan dolayı, mevcut çalışmaların göçün medyadaki temsiline dair kapsamlı bulgular ortaya koyamadığı saptanmıştır. Bu doktora çalışması ise göçün medyadaki temsilini sınırlı kategoriler çerçevesinde inceleyen önceki çalışmalardan ayrışarak, ikinci Taliban yönetimi sonrası Türkiye'ye yönelik gerçekleşen düzensiz Afgan göçünün Türk basınındaki temsilini ulusal ve uluslararası literatürdeki tüm kodlama şablonlarından hareketle bütünsel bir bakış açısıyla incelemeyi ve gelecekteki çalışmalara yöntembilimsel bir çerçeve sunmayı amaçlamıştır. Bu doktora çalışmasında öncelikle hem araştırmanın kuramsal temellerini güçlendirmek hem de araştırmanın hipotezlerini ve yöntemini belirlemek amacı ile iki bölümden oluşan bir literatür yazılmıştır. Birinci bölümde, göçün medyadaki görsel temsiline dair kavramsal ve kuramsal bir çerçeve sunulmuştur. İkinci bölümde ise çalışmanın özgün vakası olan Afgan göçünün hem tarihî arka planına, nedenlerine ve sonuçlarına hem de medyadaki temsiline dair bir literatüre yer verilmiştir. Çalışmada, literatürden hareketle 4 hipotez oluşturulmuştur. İlk hipotez (H1),“düzensiz Afgan göçmenlerin Türk basınındaki temsili, gazetelerin ideolojik eğilimlerine bağlı olarak değişmektedir”; ikinci hipotez (H2),“Türk basınında, düzensiz Afgan göçmenler haber metinlerinde ve haber fotoğraflarında ana aktör olarak yer almamaktadır”; üçüncü hipotez (H3),“Türk basınında yer alan haber metinlerinde ve fotoğraflarında Afgan erkekler Afgan kadınlara kıyasla daha fazla öne çıkmaktadır”ve dördüncü hipotez (H4),“Türk basınında yer alan haber fotoğraflarında düzensiz Afgan göçmenler nesneleştirilmektedir”şeklindedir. Çalışmanın üçüncü bölümünde, hipotezlerin sınanması amacıyla tasarlanan araştırma yöntemi açıklanmıştır. Bu kapsamda öncelikle tercih edilen araştırma yönteminin temel unsurları ortaya konulmuştur. Daha sonra ise çalışmanın amacına ve hipotezlerine uygun bir şekilde belirlenen evren ve örneklem ile veri toplama teknikleri açıklanmıştır. Geçerlik ve güvenirlik sağlamak amacıyla izlenen adımlar ortaya konulmuştur. Araştırmaya dahil edilmeyen unsurlar, nedenleri ile belirtilmiştir. Araştırma kapsamında, amaçlı örnekleme tekniği ile seçilmiş olan BirGün, Hürriyet, Sözcü, Yeni Şafak ve Cumhuriyet gibi farklı ideolojik görüşlere, yüksek tirajlara ve dijital haber kaynaklarına sahip gazetelerin web sitelerinde“Afganistan”,“Afgan”,“Taliban”,“Afgan göçmen”,“Afgan mülteci”,“Afgan sığınmacı”ve“düzensiz Afgan göçmen”gibi anahtar kavramlar kullanılarak düzensiz göçünün resmi olarak kayda alındığı 15 Ağustos 2021 ile doktora çalışmasının araştırma bölümüne başlandığı 15 Ağustos 2023 tarihleri arasında düzensiz Afgan göçüne dair yayımlanan tüm haber metinleri ve fotoğrafları toplanmıştır. Web tarama botları veya otomasyon yazılımları kullanılmaksızın manuel olarak toplanan haber metinleri ve fotoğrafları, Excel veri tablosuna kaydedilmiştir. Araştırmanın ilk aşamasında haber metinleri; ikinci aşamasında ise haber fotoğrafları ulusal ve uluslararası literatürdeki çalışmalarda yer alan tüm kategoriler çerçevesinde içerik analizine tabi tutulmuştur. Elde edilen veriler, görsel araçlar kullanılarak görselleştirilmiş ve analiz edilmiştir. Gazetelerin, düzensiz Afgan göçüne dair 1156 haber yayımladığı tespit edilmiştir. Haber metinlerinde, Afganların çoğunlukla ana aktör olarak yer aldığı ancak olumsuz olayların merkezine yerleştirildiği, sayısal verilere indirgendiği, kendi deneyimlerini ve hikayelerini ifade etme fırsatının kısıtlandığı, kimliklerine dair çok az bilgi sunulduğu, kitleleştirildiği ve“kaçak, tecavüzcü, hırsız, saldırgan, cani, vasıfsız, terörist, gerici, suçlu, tehlikeli, istilacı, uğursuz veya ataerkil”şeklinde nitelendirildiği görülmüştür. Ayrıca, haber metinlerinde Afgan erkeklerin sıklıkla öne çıkarıldığı ve Afganlara dair hukuki statülerin gelişigüzel kullanıldığı saptanmıştır. Haberlerde, 1890 fotoğrafın yer aldığı tespit edilmiştir. Haber fotoğraflarında, Afganların çoğunlukla ana aktör olarak yer aldığı ancak olumsuz olayların merkezine yerleştirildiği, kitleleştirildiği, anonimleştirildiği, sorunlarının küçümsendiği, kimliklerine dair çok az bilgi sunulduğu, fiziksel bir hareketliliğe ve nesnelere indirgendiği ve yasadışı figürler olarak temsil edildiği görülmüştür. Bununla birlikte, fotoğraflarda da Afgan erkeklerin sıklıkla öne çıkarıldığı ve Afgan göçünün hem haber metinlerinde hem de haber fotoğraflarında erkekler üzerinden temsil edildiği saptanmıştır. Göçün medyadaki temsilini ele alan ulusal ve uluslararası literatürdeki çalışmaların, genellikle belirli dönemlerde meydana gelen göç hareketlerinin medyadaki temsilini sınırlı bir kodlama şablonu çerçevesinde incelediği ve bu temsillerin gazetelerin ideolojik eğilimlerine bağlı olarak değiştiğini ortaya koyduğu görülmüştür. Bu doktora çalışması ise ulusal ve uluslararası literatürdeki tüm kodlama şablonlarından hareketle Afgan göçünün ulusal basındaki temsilini incelemiş ve elde ettiği bulgularla farklı ideolojik görüşlere sahip ulusal basının Afganları ortak bir düşman olarak ilan ettiğini ve onları kamusal alanın dışında tutulması gereken varlıklar olarak sunduğunu ortaya koymuştur. Bu bulgular, çalışmanın birinci hipotezini büyük oranda çürütmüştür. Çalışmanın bulguları, Afganların haber metinlerinin ve fotoğraflarının büyük bir kısmında ana aktör olarak yer aldığını ortaya koymuştur. Ancak, Afganların, haber metinlerinin ve fotoğraflarının bir kısmında başkaları aracılığıyla var olabilen ve bir temsilciye muhtaç bireyler veya gruplar olarak temsil edildiği tespit edilmiştir. Bu bulgular, çalışmanın ikinci hipotezini kısmen doğrulamıştır. Çalışmanın bulguları, Afgan erkeklerin haber metinlerinin ve fotoğraflarının büyük bir kısmında belirgin bir şekilde öne çıktığını ve göç olgusunun medyada genellikle belirli bir cinsiyetle ilişkilendirildiğini ortaya koymuştur. Bu bulgular, çalışmanın üçüncü hipotezini büyük oranda doğrulamıştır. Çalışmanın bulguları, Afganların ana aktör olarak yer aldığı veya öznesi olmayan fotoğraflarda nesnelere indirgendiğini ve insani boyutlarının göz ardı edildiğini ortaya koymuştur. Bu bulgular, çalışmanın dördüncü hipotezini doğrulamıştır. Netice itibariyle, doktora çalışmasının ikinci, üçüncü ve dördüncü hipotezlerinin kısmen veya büyük oranda doğrulandığı ve elde edilen bulguların büyük bir kısmının literatürle tutarlı olduğu görülmüştür. Doktora çalışmasının sonuç kısmında, elde edilen tüm bulgular ışığında medyanın göç gruplarını dengeli ve insan haklarına uygun bir biçimde temsil edebilmesi için bir rehber sunulmuştur.

Özet (Çeviri)

In the contemporary era, a total of 281 million individuals have relinquished their domiciles due to diverse factors, undertaking migration towards locales deemed more habitable on a short, medium, or long-term basis. Those compelled to forsake their native territories, embarking on a perilous journey in pursuit of enhanced living conditions, find themselves concurrently grappling with a myriad of social, cultural, economic, and political challenges within the host nations. Simultaneously, the media organs of these host nations tend to categorize these individuals as the“other,”subjecting them to a negative portrayal. The resultant negative constructs propagated by the media not only give rise to an exacerbation of hate speech, biases, polarization, Islamophobic proclivities, anti-migrant movements, societal distrust, and discriminatory policies but also hinder the integration processes of migrant groups and foster an environment conducive to severe human rights transgressions. To mitigate these prospective issues, an exhaustive examination of the representation of migration in the media is imperative. Subsequently, based on the findings of such analyses, it is crucial to devise sustainable solution strategies aimed at ameliorating the problematic depiction of migration in the media. A modern state is endowed with diverse responsibilities encompassing the assurance of citizen security, the establishment of an equitable legal system, the provision of fundamental services, the augmentation of economic well-being, and the encouragement of societal harmony. States falling short in fulfilling or incapable of meeting these obligations are denoted as“fragile states.”Within such contexts, the ruling elite tends to prioritize their own material interests over those of the populace, leading to the exclusion of the majority from governance. The economically disadvantaged segments face impediments in accessing resources for ameliorating their circumstances, societal allegiance often aligns with religious or communal affiliations, internal strife and egregious human rights transgressions become prevalent, natural calamities induce profound economic crises, international aid fails to reach the necessitous, terrorist organizations experience empowerment, meager investments are allocated to public hygiene and healthcare systems, weak policies hamper border control efforts, and the management of migration movements becomes untenable. Afghanistan exemplifies a state structure characterized by fragility, a condition that has precipitated substantial migration trends. Presently, global nations host in excess of seven million registered Afghan individuals, while precise data pertaining to irregular Afghan migrants on a global scale remains elusive. Afghans, constituting one of the most extensive migrant populations globally, have been systematically abandoning their native land for over four decades due to a complex array of factors, including economic hardships, internal conflicts, political instability, severe human rights violations, limited educational opportunities, natural disasters, poverty, food insecurity, ethnic and religious discrimination. Their collective migration, motivated by a quest for stability, has consistently led them to choose Turkey as their destination. The humanitarian crisis in Afghanistan escalated following the Taliban's reassertion of control on August 15, 2021, sparking a renewed surge of irregular migration towards Turkey. At present, Turkey hosts around 150,000 registered and over 300,000 unregistered Afghan migrants. Despite ranking as the second-largest migrant group in Turkey after Syrians, the prevailing focus in the national literature on media and migration pertains predominantly to Syrians admitted under temporary protection. The representation of Afghans in the Turkish press is underexplored in the national literature, and studies dedicated to the visual representation of Afghans are conspicuously scarce in both national and international discourse. Significantly, no identified research specifically addresses how the phenomenon of irregular Afghan migration to Turkey, following the Taliban's resurgence, is portrayed in news texts and photographs within the Turkish media. This doctoral research aimed to undertake a comprehensive exploration of the representation of irregular Afghan migration to Turkey in the Turkish press following the resurgence of the Taliban in governance. The overarching objective was to develop sustainable solution strategies for ameliorating the nuanced challenges associated with the media portrayal of migration, grounded in the empirical findings of the investigation. While the primary focus was on the visual representation of Afghan migrants through the analysis of news photographs, the study went beyond a singular dimension. It encompassed a parallel analysis of news texts to provide a holistic perspective on how both visual and textual elements collectively contributed to shaping the overall narrative of the news. Upon a critical review of extant literature on the subject within national and international contexts, it became evident that existing studies frequently confined their analyses of media representations of migration movements to specific temporal frameworks, employing limited coding templates. Consequently, these prior investigations fell short of offering comprehensive insights into the multifaceted nature of migration representation in the media. Diverging from these precedents, the present doctoral study sought to transcend such constraints. Specifically, it aimed to scrutinize the representation of irregular Afghan migration to Turkey in the Turkish press post the second Taliban administration, employing a holistic approach derived from all available coding frameworks in both national and international literature. Additionally, the study aimed to furnish a methodological framework to guide future research endeavors in this scholarly domain. This doctoral dissertation encompasses a comprehensive literature review consisting of two segments, primarily aimed at fortifying the research's theoretical underpinnings and articulating the hypotheses and methodology. The initial section provides a conceptual and theoretical framework pertaining to the visual representation of migration in media. Subsequently, the second section delves into the distinctive case of Afghan migration, offering a literature review that spans its historical context, causative factors, ramifications, and media portrayal. Drawing from this literature, four hypotheses have been formulated within the study. The first hypothesis (H1) posits that“the portrayal of irregular Afghan migrants in the Turkish press exhibits variation contingent upon the ideological orientations of newspapers.”The second hypothesis (H2) asserts that“irregular Afghan migrants do not emerge prominently as central figures in news texts and photographs within the Turkish press.”The third hypothesis (H3) posits that“in news texts and photographs within the Turkish press, Afghan males are featured more prominently than Afghan females.”Lastly, the fourth hypothesis (H4) contends that“in news photographs within the Turkish press, irregular Afghan migrants are subjected to objectification.”In the third section of the inquiry, elucidation is provided regarding the research methodology formulated for the purpose of scrutinizing the hypotheses. In this domain, the foundational constituents of the elected research methodology are initially expounded. Subsequently, the delineation extends to the explication of the universe, sample, and data collection techniques, all orchestrated in alignment with the objectives and hypotheses of the study. The procedural steps instituted to ascertain the veracity and reliability of the study are delineated. Elements excluded from the research are cogently expounded upon, accompanied by their respective rationales. Within the purview of the investigation, textual and visual representations pertaining to irregular Afghan migration were meticulously amassed from the web portals of periodicals characterized by diverse ideological perspectives, substantial circulations, and digital news outlets, notably, BirGün, Hürriyet, Sözcü, Yeni Şafak, and Cumhuriyet. Employing key terminologies such as“Afghanistan,”“Afghan,”“Taliban,”“Afghan migrant,”“Afghan refugee,”“Afghan asylum seeker,”and“irregular Afghan migrant,”the official record of irregular migration was chronologically documented. The temporal span of data collection spans from August 15, 2021, the date of the official recording of irregular Afghan migration, to August 15, 2023, marking the commencement of the research segment within the doctoral thesis. News articles and photographs, collected through manual means devoid of web crawling bots or automated scripts, were systematically cataloged within an Excel spreadsheet. In the inaugural phase of the research, textual materials underwent content analysis, encompassing all categories articulated within the corpus of national and international scholarly literature. The ensuing phase entailed a comparable content analysis of visual materials, specifically news photographs, nested within the framework of these predefined categories. The resultant data underwent visualization and analytical scrutiny through the employment of graphical tools. The examination revealed that newspapers published a total of 1,156 news articles on irregular Afghan migration. In the news texts, Afghans were predominantly portrayed as main actors; however, they were often positioned at the center of negative events, reduced to statistical data, restricted in expressing their own experiences and stories, provided with minimal information about their identities, and stereotyped as“illegal, rapist, thief, aggressor, criminal, unskilled, terrorist, reactionary, guilty, dangerous, invader, ominous, or patriarchal.”Additionally, it was observed that Afghan men were frequently highlighted in the news, and the legal statuses of Afghans were arbitrarily used. The analysis also identified 1,890 photographs in the news. In the news photographs, Afghans were mainly portrayed as main actors; however, they were often placed at the center of negative events, generalized, anonymized, their problems minimized, minimal information provided about their identities, reduced to physical movements and objects, and represented as illegal figures. Moreover, it has been determined that Afghan men are frequently highlighted in the photographs, and the representation of Afghan migration is constructed through men in both news texts and news photographs. Studies within both national and international literature that examine the representation of migration in the media typically analyze the portrayal of migration movements within a constrained coding template, often occurring during specific temporal periods. These studies reveal that the media's representation of migration is subject to fluctuations contingent upon the ideological inclinations of newspapers. In this doctoral dissertation, a comprehensive examination of all coding templates in national and international literature was conducted to scrutinize the representation of Afghan migration in the national press. The findings suggest that national media outlets, with divergent ideological perspectives, collectively designate Afghans as a common adversary, framing them as entities that should be excluded from the public sphere. These findings substantially refute the first hypothesis of the study. The results underscore that Afghans prominently feature as primary actors in a significant portion of news texts and photographs. However, in certain instances, Afghans are portrayed as individuals or groups dependent on a representative through whom their existence is mediated. These findings partially confirm the second hypothesis of the study. Furthermore, the study reveals a distinct prominence of Afghan males in news texts and photographs, indicating a gender-specific association of migration phenomena in the media. This substantiates the third hypothesis of the study to a large extent. The study's findings indicate that in photographs where Afghans take on the role of the main actors or in images where there is no discernible subject, they are reduced to objects, and their human dimensions are disregarded. Consequently, the fourth hypothesis of the study is confirmed. In conclusion, the study found that the second, third, and fourth hypotheses were partially or substantially validated, and the obtained findings were largely consistent with the existing literature. The concluding section of the doctoral dissertation provides a guide, considering all the findings, for the media to represent migrant groups in a balanced and human rights-compliant manner.

Benzer Tezler

  1. Dış göçün Türk ekonomisine ve sosyo-kültürel yapısına etkisi

    The effect of external migration on Turkish economy end socio-cultural structure

    BURAK ERASLAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    DemografiÇanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi

    Doğal Afetlerin Risk Yönetimi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. SİBEL MENTEŞE

  2. Türkiye'nin göç yönetiminde vize politikasının yeri: Afganistan örneği

    The place of visa policiy in Turkiye's migration managemenet: Afghanistan example

    MEHMET OZAN ŞAHİN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Kamu YönetimiAnkara Hacı Bayram Veli Üniversitesi

    Amme İdaresi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ÇİĞDEM TUĞAÇ

  3. Bireysel krediler çerçevesinde yuva kredisi ve Emlak Bankası uygulaması

    Başlık çevirisi yok

    ZİYA ERTEM

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1994

    Bankacılıkİstanbul Üniversitesi

    Para Banka Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MERİH PAYA

  4. Ortadoğu'dan Türkiye'ye yapılan göçler 1923-2000 (Irak ve Suriye göçleri)

    Migrations from middle east to turkey 1923-2000 (Migrations from Iraq and Syria)

    İSA KALAYCI

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    TarihFırat Üniversitesi

    Tarih Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. RAHMİ DOĞANAY

  5. L'Islamophobie croissante en Europe

    Avrupa'da yükselen İslam karşıtlığı

    ONUR SEVİM

    Yüksek Lisans

    Fransızca

    Fransızca

    2024

    Uluslararası İlişkilerGalatasaray Üniversitesi

    Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ ZEYNEP ARIKANLI