Geri Dön

Investigation of gasification characteristics of Soma lignite by high pressure TGA

Soma linyitinin gazlaştırma özelliklerinin yüksek basınçlı TGA ile incelenmesi

  1. Tez No: 658564
  2. Yazar: GÖZDE KARDEŞ
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. AHMET ALPER AYDIN
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Kimya Mühendisliği, Chemical Engineering
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2020
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
  10. Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Kimya Mühendisliği Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Kimya Mühendisliği Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 184

Özet

Sanayi Devrimi'nden bu yana kömür, günlük hayatı ve endüstriyel uygulamaları şekillendiren temel faktörlerden biri olmuştur. 19. yüzyıldan itibaren buhar santralleri, elektrik santralleri ile ısıtma ve aydınlatma gibi ev uygulamaları için ise birincil kaynak olarak kullanılmıştır. Yüzyıllar boyunca bir dizi enerji kaynağının ortaya çıkmasına ve kömüre bağlı birçok çevre sorununun gözlemlenmesine rağmen, kömür kullanımı durmamış, aksine, kömür ve kömür teknolojilerine odaklanan çalışma ve projelerin sayısı artmıştır. Günümüzde kömür, birçok gelişmiş ve gelişmekte olan ülkenin, özellikle elektrik ve çeşitli kimyasalların üretiminde olmak üzere en yaygın olarak kullandığı enerji kaynağıdır ve yakın gelecekte de kömürün bu lider konumunu sürdürmesi beklenmektedir. Bu nedenlerden dolayı, mevcut kömür rezervlerinin ve kömür enerji teknolojilerinin çevresel etkilerini de dikkate alarak kömürün en doğru kullanımı için çeşitli stratejiler ve teknolojiler geliştirmek büyük önem taşımaktadır. Özellikle yaşadığımız bu son yüzyılda, artan dünya nüfusu, enerji talebi ve gelişen teknoloji nedeniyle çeşitli çevresel sorunların ortaya çıktığı gözlenmiştir. Bu bağlamda, kömürün doğrudan yanma gibi geleneksel yöntemlerle kullanılması sebep olduğu yüksek düzeydeki sera gazı emisyonu ve doğa üzerinde yarattığı diğer tehlikeli etkiler nedeniyle yoğun bir şekilde tartışılmaktadır. Sonuç olarak, temiz kömür teknolojileri (CT) daha fazla önem kazanmıştır. Bu teknolojiler öncelikli olarak yeraltı kömür gazlaştırması (UCG), gazlaştırıcıların kullanıldığı yüzey gazlaştırması, entegre gazlaştırma kombine çevrimi (IGCC) ve karbon tutma ve depolama (CCS) teknolojileri olarak sayılabilir. Bu teknolojiler sayesinde kömürden daha yüksek verim elde edilebilirken çevrede oluşturduğu negatif etkiler de minimize edilebilmektedir. Tüm dünyayla paralel olarak, Türkiye'de de enerji talebi son yıllarda ciddi bir şekilde artmaktadır ve kullanılmaya hazır enerji kaynaklarının yetersizliği nedeniyle Türkiye birincil enerji kaynaklarını ithal etmektedir. Bu durum, Türkiye'nin dış ülkelere olan enerji bağımlılığını arttırmakla beraber enerji fiyatlarındaki dalgalanmalar nedeniyle de Türkiye'nin ekonomisine bir yük oluşturmaktadır. Ayrıca, bu kaynakların temini de ülkeler arasındaki politik ilişkilere doğrudan bağlı olduğundan sürekli bir risk altındadır ve zaman zaman politik nedenlerle kesintiye uğradığı olmuştur. Bu sebeplerden ötürü Türkiye, enerji ve kimyasal üretim için kendi doğal kaynaklarını kullanmaya karar vermiş ve enerji bağımlılığını en aza indirmek amacıyla ulusal ve uluslararası politika ve yasalara uygun olarak da kendi politika ve stratejilerini oluşturmaya başlamıştır. Sonuç olarak, doğal kaynaklar üzerine yapılan çalışmalar ve projeler son yirmi yıldır hükümet ve özel girişimler tarafından güçlü bir şekilde desteklenmektedir. Türkiye'de kömür, dünyada da olduğu gibi en bol bulunan enerji kaynağıdır. Geçmişten günümüze hane içi ısıtma, yemek pişirme ve aydınlatma gibi sebeplerle kullanılmıştır. Bunun yanı sıra, şehir ve ülke bazında ihtiyaç olunan elektriği karşılamak amacıyla da kömür ve kömür türevleri termik santrallerde yakıt olarak kullanılmaktadır. Ancak bu yöntemle elektrik elde edilirken çevresel problemler oluşmakta ve nispeten düşük verim elde edilmektedir. Türk kömürleri göz önüne alındığında düşük kalorifik değeri ve yüksek uçucu madde içeriği nedeniyle düşük kalitelidirler. Türk kömürleri uluslararası standartlara göre sınıflandırıldıklarında linyit kategorisinde oldukları bilinmektedir. Linyitin geleneksel yöntemlerle kullanılması, ortaya çıkacak çevresel kirliliği arttırmaktadır. Bunun yanı sıra, elde edilecek verim de düşmektedir. Bu sebeple, temiz kömür teknolojilerinin Türk linyitlerine uygulanmasına son yıllarda daha çok odaklanılmıştır. Türk linyitlerinin gazlaştırılma yoluyla kullanılması ise belirlenen hedefler doğrultusunda yoğun bir şekilde araştırılmaktadır. Gazlaştırma, karbon yapıdaki bir yakıtın, kalorifik değerleri nedeniyle hala kullanılabilir ve yanıcı olan gaz fazındaki ürünlere dönüştürüldüğü termokimyasal bir işlemdir. Bu işlemden elde edilecek ürünün bileşimi ve özellikleri ise bazı parametrelerden etkilenmektedir. Gazlaştırmaya etki eden başlıca parametreler hammaddenin özellikleri, operasyon basıncı, operasyon sıcaklığı, gazlaştırma atmosferi ve hammaddenin reaktörde kalış süresi olarak sayılabilir. Gazlaştırma reaksiyonları, doğrudan kömür yataklarında ve yeraltı gazlaştırma teknolojileri kullanılarak yapılabileceği gibi gazlaştırma reaktörlerinde de gerçekleştirilebilir. Piyasada çok sayıda gazlaştırıcı olmasına rağmen, en popüler ve yaygın olarak kullanılan gazlaştırıcılar hareketli yatak, akışkan yatak, sürüklemeli yatak ve plazma gazlaştırıcılardır. Bu gazlaştırıcılar çok yüksek basınçlarda çalışabildikleri gibi farklı yapılardaki hammaddeleri de gazlaştırabilme kabiliyetine sahiptirler. Kömürün gazlaştırılmasından elde edilen sentez gazı, metanol, hidrojen, amonyak, sentetik doğal gaz (SNG) ve sentetik parafinler gibi bazı önemli kimyasalların üretiminde ara madde olarak kullanılabildiği gibi Fischer-Tropsch prosesi kullanılarak benzin ve dizel gibi sıvı yakıtların üretiminde de kullanılabilir. Bunlara ek olarak IGCC ve IGFC gibi kombine çevrimlerde enerji üretimi için enerji kaynağı olarak doğrudan kullanılabilir. Kombine çevrimlere olan ilgi gittikçe arttığından, çevrim için kullanılacak gazlaştırıcı ve gazlaştırma parametreleri de büyük önem arz etmektedir. Bu bağlamda yapılan çalışmalar da büyük aşama kaydetmiştir. Bir gazlaştırıcı, ya seçilen hammaddenin kullanılması ya da istenen sentez gazı bileşiminin elde edilmesi hedeflenerek tasarlanabilir. Bu nedenle, hammaddeyi karakterize etmek, hammaddenin gazlaştırma davranışını anlamak ve doğru gazlaştırma parametrelerini belirlemek önemlidir. Bu amaçla, literatürde çok sayıda analiz yöntemi kullanılmaktadır. Bu yöntemlerden biri termogravimetrik analizdir ve kolay kullanımı, yüksek düzeyde uyarlanabilirliği ve analizleri nispeten kısa zaman aralıklarında gerçekleştirme yeteneği nedeniyle sıklıkla kullanılır. Bu yöntem, hammaddenin belli şartlar altındaki kantitatif analizi için kullanılır ve malzemenin gazlaştırma davranışının anlaşılmasına yardımcı olur. Bir termogravimetrik analiz cihazı, bir makro spektrometre ile donatıldığında, sentez gazının bileşimi de eş zamanlı olarak belirlenebilir. Soma linyiti, Türkiye'deki diğer linyitlere kıyasla daha yüksek kalorifik değere ve daha düşük uçucu madde içeriğine sahip olması nedeniyle seçilmiştir. Yüksek basınçta çalışma sebepleri ise ticarileşmiş gazlaştırıcıların çoğunlukla yüksek basınçlarda çalışması ve linyitlerin yüksek basınç altında yapılan termogravimetrik analizi hakkındaki verilerin yetersiz ve tartışmalı olmasıdır. Bu çalışmada, Soma linyitinin termogravimetrik analizleri, malzemenin gazlaştırma davranışını gözlemlemek, gazlaştırma kinetiğini belirlemek ve çıkan sentez gazının kompozisyonunu belirlemek amacıyla saf Argon, CO2 ve Argon-H2O (su buharı) atmosferlerinde gerçekleştirilmiştir. Her atmosfer için 2, 10 ve 20 barlık basınçlarda deneyler tekrar edilmiştir. Her deney sonucu çıkan sentez gazı HP TGA cihazına bağlı olan kütle spektrometresi (MS) ile eş zamanlı olarak analiz edilmiştir. Saf Argon atmosferinde yapılan deneylerden elde edilen verilere göre, 650℃'deki ağırlık kayıpları 2, 10 ve 20 bar basınçlar için sırasıyla %29.9, %31.8 ve %29.4 olarak ölçülmüştür. Sıcaklık 850°C'ye ilk ulaştığında ağırlık kayıpları 2, 10 ve 20 bar basınçlar için sırasıyla %34.4, %37.7 ve %38.2 olarak gözlemlenmiştir. 850°C'deki 1 saatlik izotermal bekleme sonrası ağırlık kayıpları 2, 10 ve 20 bar basınçlar altında sırasıyla %37.6, %38.1 ve %38.3 olarak gözlemlenmişken, 850°C'deki 2 saatlik izotermal bekleme sonrası ağırlık kayıpları 2, 10 ve 20 bar basınçlar altında sırasıyla %37.8, %38.7 ve %39.3 olarak gözlemlenmiştir. Aktivasyon enerjileri ise 2bar alıntındaki deneylerin I. Bölgesi için 61.75 kJ/kg, II. Bölgesi için 166.90 kJ/kg; 10 bar altındaki deneylerin I. Bölgesi için 94.12 kJ/kg, II. Bölgesi için 97.93 kJ/kg; 20bar altındaki deneylerin I. Bölgesi için 74.70 kJ/kg, II. Bölgesi için 153.73 kJ/kg olarak hesaplanmıştır. Ayrıca, final karbon dönüşüm değerleri 2, 10 ve 20barda sırasıyla %45.2, %47.2 ve %47.6 olarak hesaplanmıştır. CO2 atmosferinde yapılan deneylerden elde edilen verilere göre, 650℃'deki ağırlık kayıpları 2, 10 ve 20 bar basınçlar için sırasıyla %31.4, %34.2 ve %30.7 olarak ölçülmüştür. Sıcaklık 850°C'ye ilk ulaştığında ağırlık kayıpları 2, 10 ve 20 bar basınçlar için sırasıyla %38.6, %40.2 ve %37.1 olarak gözlemlenmiştir. 850°C'deki 1 saatlik izotermal bekleme sonrası ağırlık kayıpları 2, 10 ve 20 bar basınçlar için ise sırasıyla %51.4, %53.1 ve %41.9 olarak gözlemlenmiştir. Aktivasyon enerjileri ise 2bar alıntındaki deneylerin I. Bölgesi için 70.49 kJ/kg, II. Bölgesi için 93.01 kJ/kg; 10 bar altındaki deneylerin I. Bölgesi için 85.71 kJ/kg, II. Bölgesi için 123.01 kJ/kg; 20bar altındaki deneylerin I. Bölgesi için 64.05 kJ/kg, II. Bölgesi için 99.86 kJ/kg olarak hesaplanmıştır. Ayrıca, final karbon dönüşüm değerleri 2, 10 ve 20barda sırasıyla %62, %64 ve %50.5 olarak hesaplanmıştır. Argon-H2O atmosferinde yapılan deneylerden elde edilen verilere göre, 650℃'deki ağırlık kayıpları 2, 10 ve 20 bar basınçlar için sırasıyla %32.9, %33.8 ve %30.7 olarak ölçülmüştür. Sıcaklık 850°C'ye ilk ulaştığında ağırlık kayıpları 2, 10 ve 20 bar basınçlar için sırasıyla %39.5, %38.9 ve %36.3 olarak gözlemlenmiştir. 850°C'deki 1 saatlik izotermal bekleme sonrası ağırlık kayıpları 2, 10 ve 20 bar basınçlar için ise sırasıyla %58.9, %42.4 ve %39.4 olarak gözlemlenmiştir. Aktivasyon enerjileri ise 2bar alıntındaki deneylerin I. Bölgesi için 59.18 kJ/kg, II. Bölgesi için 130.71 kJ/kg; 10 bar altındaki deneylerin I. Bölgesi için 75.19 kJ/kg, II. Bölgesi için 109.62 kJ/kg; 20bar altındaki deneylerin I. Bölgesi için 96.65 kJ/kg, II. Bölgesi için 105.94 kJ/kg olarak hesaplanmıştır. Ayrıca, final karbon dönüşüm değerleri 2, 10 ve 20barda sırasıyla %71.9, %52.7 ve %46.9 olarak hesaplanmıştır. Bu sonuçlardan yola çıkarak her üç atmosferde de 650°C sıcaklığa ulaşıldığında gözlemlenen toplam ağırlık kayıpları birbirine çok yakındır. 650°C sıcaklıktan sonra 850°C ye ulaşana kadar her bir atmosfer farklı olduğundan dolayı ağırlık kayıplarında farklılıklar gözlemlenmiştir. 850°C de her bir atmosfer için gözlenen ağırlık kayıpları, CO2 ve H2O atmosferleri için benzerlik gösterirken, saf Argon atmosferindeki ağırlık kayıpları diğerlerine göre daha azdır. 2 bar altında yapılan analizlerde, izotermal beklemeler sonucunda gerçekleşen ağırlık kayıpları en çok H2O atmosferinde gözlemlenmiş, ardından da CO2 ve saf Argon atmosferleri gelmiştir. 10 barda ve farklı atmosferlerde yapılan deneyler kıyaslandığında, en büyük kütle kaybının CO2 atmosferinde olduğu gözlemlenmiştir. CO2 atmosferinden sonra, en büyük kayıplar sırasıyla Ar-H2O ve Argon atmosferlerinde gerçekleşmiştir. 20 barda ve farklı atmosferlerde yapılan deneyler kıyaslandığında, en büyük kütle kaybının CO2 atmosferinde gerçekleştiği gözlemlenmiştir. CO2 atmosferini Ar-H2O ve saf Argon atmosferleri izlemektedir. Her atmosfer kendi içinde değerlendirilidiğinde ise saf Argon atmosferinde ağırlık kayıpları çoktan aza doğru 2, 10 ve 20 bar basınçlarda, 20bar>10bar>2bar olacak şekilde gerçekleşmiştir. CO2 atmosferinde ağırlık kayıpları çoktan aza doğru 2, 10 ve 20 bar basınçlarda, 10bar>2bar>20bar olacak şeklinde gerçekleşmiştir. Argon-H2O atmosferinde ağırlık kayıpları çoktan aza doğru 2, 10 ve 20 bar basınçlarda, 2bar>10bar>20bar olacak şekilde gerçekleşmiştir. Sonuç olarak, saf Argon atmosferinde basınç artışı ve kütle kaybının doğru orantılı olduğu, Ar-H2O atmosferinde ise ters orantılı olduğu varsayılabilir. Öte yandan, CO2 atmosferinde basınç ve kütle kaybı arasında orantılı bir ilişki belirlenememiştir.

Özet (Çeviri)

Since the Industrial Revolution, coal has been one of the primary factors that shape daily life and industrial applications. Starting from the 19th century, it has been used as the primary resource for steam-power plants, electric-power stations, and domestic applications such as heating and lighting. Despite the fact that a number of energy resources have emerged throughout the centuries and many environmental issues have arisen, coal utilization has not stopped and contrarily, the studies and projects focusing on coal and coal technologies have escalated. Today, coal is still the most widely used energy resource in many developed and developing countries, especially in electricity generation and chemical production, and is expected to maintain this leading position in the near future. For these reasons, it is of great importance to developing strategies and technologies for the most accurate use of coal, taking into account the environmental impacts of existing coal reserves and coal energy technologies. In the last century, it has been observed that environmental issues have raised due to the growing world population, increasing energy demand, and developing technology. In this manner, the utilization of coal by conventional technologies such as direct combustion has been intensely discussed due to the high level of greenhouse gas emissions and other hazardous effects on nature. As a result, clean coal technologies (CCT) have gained more importance. These technologies primarily are underground coal gasification (UCG), surface coal gasification via gasifiers, combined cycles such as integrated gasification combined cycle (IGCC), and carbon capture and storage (CCS) technologies. By means of these technologies, the utilization of coal can be accomplished with higher efficiency and lower environmental impact. In parallel with the world, the demand for energy in Turkey has been increasing drastically for decades and because of the insufficient energy resources that are ready to be used, Turkey has been importing the primary energy resources. This situation increases Turkey's energy dependency on foreign countries and is a burden on the Turkish economy mainly due to the fluctuations in energy prices. Also, the supply chain is likely to be risked and interrupted by the political relations between the countries. Therefore, Turkey has decided to use its own natural resources in order for energy generation and chemical production and thus, started to create its own policies and strategies in accordance with the national and international policies and laws to minimize its energy dependency. As a result, studies and projects on natural resources have been strongly supported by the government and private enterprises for the last two decades. In Turkey, coal is the most abundant energy resource as it is in the world. However, the quality of Turkish coals is low due to the low calorific value and high volatile matter content, and therefore, they are mostly in the category of lignites according to the international standards. In this manner, the application of the CCT on Turkish lignites is mostly focused on and gasification of Turkish lignites has been investigated for a long time. Gasification is a thermochemical process in which a carbonaceous fuel is converted to products in the gas phase which are still usable and combustible due to their calorific values. This process relies on some parameters which affect the product composition and properties. These parameters can be counted as feedstock properties, operation pressure, operation temperature, gasification agent, and residence time. Gasification reactions can be carried out either in the coal basins by employing UCG technologies or in gasifiers. Even though there are several gasifiers in the market, the most popular and widely employed ones are moving-bed, fluidized-bed, entrained-bed, and plasma gasifiers. The syngas produced by coal gasification can be used in many applications as the process intermediate in the production of some chemicals such as methanol, hydrogen, ammonia, synthetic natural gas (SNG), and synthetic waxes. More, it can be used in the production of some liquid fuels such as gasoline and diesel. Moreover, it can be used directly as the energy source for power generation in combined cycles such as IGCC and IGFC. A gasifier can be designed either for utilization of the desired feedstock or obtaining the desired syngas composition. Thus, it is essential to characterize the feedstock, understand the gasification behavior of the feedstock and determine the accurate gasification parameters. For this purpose, numerous analysis methods are employed in the literature. One of the methods is the thermogravimetric analysis and it is often used owing to its easy use, high level of adaptability, and ability to perform the analyses in relatively short intervals of time. This method enables the quantitative analysis of feedstock under the given conditions and helps to understand the gasification behavior of the material. When a thermogravimetric analyzer is equipped with a macro spectrometer, the composition of the syngas can be determined simultaneously as well. In this work, thermogravimetric analyses of Turkish lignite from the Soma basin were performed in the atmospheres of pure Argon, CO2 and Argon-H2O (water vapor). Lignite was analyzed at 2, 10 and 20bar in given atmospheres to observe the gasification behavior, to determine the syngas composition via connected mass spectrometer, and to determine activation energies for the pre-selected conversion vs temperature regions and under the given conditions. Soma lignite was chosen because of its higher calorific value and lower volatile matter content compared to most of the other lignites of Turkey. High-pressure conditions were chosen because the commercialized gasifiers mostly work at high pressures and the data about high-pressure thermogravimetric analysis of lignites is controversial. Based on the data extracted from the experiments conducted in pure Argon atmosphere, the weight losses at 650℃ were 29.9%, 31.8% and 29.4% for the pressures 2, 10 and 20 bars, respectively. The weight losses when the temperature first arrived at 850℃ were 34.4%, 37.7% and 38.2% for the pressures 2, 10 and 20 bars, respectively. The weight losses after the 1-hour isothermal wait at 850℃ were 37.6%, 38.1% and 38.3% for the pressures 2, 10 and 20 bars, respectively. The wight losses after the 2-hour isothermal wait at 850℃ were 37.8%, 38.7% and 39.3% for the pressures 2, 10 and 20 bars, respectively. Activation energies were found as 61.75 kJ/mol in the Region I and 166.90 kJ/mol in the Region II at 2bar; 94.12 kJ/mol in the Region I and 97.93 kJ/mol in the Region II at 10bar; 74.70 kJ/mol in the Region I and 153.73 kJ/mol in the Region II at 20bar. Additionally, the final carbon conversion values were calculated as 45.2%, 47.2% and 47.6% in pure Argon atmosphere at 2, 10 and 20bar, respectively. Based on the data extracted from the experiments conducted in CO2 atmosphere, the weight losses at 650℃ were 31.4%, 34.2% and 30.7% for the pressures 2, 10 and 20 bars, respectively. The weight losses when the temperature first arrived at 850℃ were 38.6%, 40.2% and 37.1% for the pressures 2, 10 and 20 bars, respectively. The weight losses after the 1-hour isothermal wait at 850℃ were 51.4%, 53.1% and 41.9 % for the pressures 2, 10 and 20 bars, respectively. Activation energies were found as 70.49 kJ/mol in the Region I and 93.01 kJ/mol in the Region II at 2bar; 85.71 kJ/mol in the Region I and 123.01 kJ/mol in the Region II at 10bar; 64.05 kJ/mol in the Region I and 99.86 kJ/mol in the Region II at 20bar. Additionally, the final carbon conversion values were calculated as 62%, 64% and 50.5% in CO2 atmosphere at 2, 10 and 20bar, respectively. Based on the data extracted from the experiments conducted in Argon-H2O (water vapor) atmosphere, the weight losses at 650℃ were 32.9%, 33.8% and 30.7% for the pressures 2, 10 and 20 bars, respectively. The weight losses when the temperature first arrived at 850℃ were 39.5%, 38.9% and 36.3% for the pressures 2, 10 and 20 bars, respectively. The weight losses after the 1-hour isothermal wait at 850℃ were 58.9%, 42.4% and 39.4% for the pressures 2, 10 and 20 bars, respectively. Activation energies were found as 59.18 kJ/mol in the Region I and 130.71 kJ/mol in the Region II at 2bar; 75.19 kJ/mol in the Region I and 109.62 kJ/mol in the Region II at 10bar; 96.65 kJ/mol in the Region I and 105.94 kJ/mol in the Region II at 20bar. Additionally, the final carbon conversion values were calculated as 71.9%, 52.7% and 46.9% in Ar-H2O atmosphere at 2, 10 and 20bar, respectively. Based on these results, when the temperature reached 650°C in all three atmospheres, the spontaneous total weight losses were very close to each other under the same pressures. Above 650°C, the total-weight-loss values differed since the gasification atmosphere was changed at 650°C. At 850°C, the total weight losses were similar in CO2 and Ar-H2O atmospheres for the same pressure values, yet, it was less in pure Argon atmosphere than in other atmospheres. When the isothermal waiting step of the analyses conducted under 2bar finished, the total weight loss was observed in the Ar-H2O atmosphere the most, followed by CO2 and pure Argon atmospheres. When the isothermal waiting step of the analyses conducted under 10bar finished, the total weight loss was observed in CO2 atmosphere the most, followed by Ar-H2O and pure Argon atmospheres. When the isothermal waiting step of the analyses conducted under 20bar finished, the total weight loss was observed in the CO2 atmosphere the most, followed by Ar-H2O and pure Argon atmospheres. When each atmosphere is evaluated within itself, the total weight losses in pure Argon atmosphere can be given as 20bar> 10bar> 2bar. The total weight losses in CO2 atmosphere can be given as 10bar> 2bar> 20bar. The total weight losses in Argon-H2O (water vapor) atmosphere can be given as 2bar> 10bar> 20bar. Consequently, it can be postulated that pressure increase and mass loss are directly proportional in pure Argon atmosphere while they are inversely proportional in Ar-H2O atmosphere. On the other hand, a proportional relation between pressure and mass loss could not be determined in CO2 atmosphere.

Benzer Tezler

  1. Sabit yataklı yakma sistemlerinde yanmada kömür neminin emisyonlara etkisinin deneysel incelenmesi

    Experimental investigations of effect of moisture on the emissions in fixed bed compustion appliances

    NALAN ERDÖL AYDIN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2001

    Kimya Mühendisliğiİstanbul Teknik Üniversitesi

    PROF. DR. HASANCAN OKUTAN

  2. Soma linyitinin yer altında gazlaştırılabilme açısından incelenmesi

    Investigation of underground gasification characteristics of Soma lignite

    AYŞE ÖZER

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    Maden Mühendisliği ve MadencilikHacettepe Üniversitesi

    Maden Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. BAHTİYAR ÜNVER

  3. Theoretical and experimental investigation of biomass and coal gasification

    Biyokütle ve kömür gazlaştırılmasının teorik ve deneysel incelenmesi

    UĞUR ÖZVEREN

    Doktora

    İngilizce

    İngilizce

    2013

    Kimya MühendisliğiMarmara Üniversitesi

    Kimya Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ZEYNEP SİBEL ÖZDOĞAN

  4. Bazı kömürlerin termogravimetrik analiz yöntemi ile gazlaşma özelliklerinin incelenmesi

    Investigation of gasification characteristics of some coals by thermogravimetric analysis method

    MUSTAFA ALTUN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    Maden Mühendisliği ve MadencilikSelçuk Üniversitesi

    Maden Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. İBRAHİM ÇINAR

  5. Investigation of pirina combustion in a test boiler for energy production

    Enerji üretimi için bir test kazanında pirinanın yakılmasının araştırılması

    YETKİN DUMANOĞLU

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2003

    Çevre MühendisliğiDokuz Eylül Üniversitesi

    Çevre Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ABDURRAHMAN BAYRAM