Kaya üzerindeki köktürk harfli yazıtlar: İçerik özellikleri ve tematik analiz
Old Turkic runic inscriptions on the rock: Content features and thematic analysis
- Tez No: 677340
- Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ MİRZAT RAKIMBEK UULU
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Türk Dili ve Edebiyatı, Turkish Language and Literature
- Anahtar Kelimeler: Köktürk, kaya yazıtları, eski Türk inançları, kült, Kokturk, rock inscriptions, ancient Turkic religions, cult
- Yıl: 2021
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Türkoloji Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Türk Dili ve Edebiyatı Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 156
Özet
“Kaya Üzerindeki Köktürk Harfli Yazıtlar: İçerik Özellikleri ve Tematik Analiz”adlı tez çalışmasında, eski Türklerdeki dağ-kaya kültü izlerinin ortaya konarak dönemin inanışlarının, kültürünün ve insanların dünyayı algılayış biçimlerinin açıklanması için şimdiye dek yayımlanmış olan tüm Köktürk harfli yazıtlar içerisinden kaya yazıtlarının saptanıp incelenmesi amaçlanmıştır. Yazıtların tam olarak hangi tarihlerde yazıldığı net değildir. Tarih düşürme içerikli kaya yazıtlarının dışındaki yazıtlarda herhangi bir tarih belirtilmemiştir. Ayrıca bu yazıtlar oldukça kısa metinlerdir. Bahsedilen sebeplerle kaya yazıtlarının açık bir şekilde tarihlendirilmesi oldukça güçtür. Ancak genel bir tarih olarak yazıtlar 7-9.yüzyıllar arasında oluşturulmuşlardır. Bu nedenle çalışmada yazıtların ait oldukları coğrafyada kurulan Köktürk, Uygur, Kırgız, Türgiş kağanlıkları incelenmiştir. İncelenen yazıtlar 17 ayrı kategoriye ayrılmış ve içerik özelliklerine göre tasnif edilmişlerdir. Yazıtlar genellikle benzerlik gösterdikleri için aynı kültürün ürünleri oldukları açıktır. Eski Türkçenin ilk zincirini Köktürk devri ile birlikte o devirden kalan yazıtlar oluşturmuştur. Bumın'ın komutası altındaki Köktürkler güçlendikçe Çin'deki siyasete dahil olmaya başlamışlardır. Bağımsızlığa giden yolda Çinle ilişkiler kuvvetlenmiştir. Bumın'ın İl Kağan unvanını alarak Kök-Türk Kağanlığı'nı kurmasıyla Köktürklerin ilk devri başlamıştır. Zamanla bölgenin en üstün gücü olmuşlar; ancak uzun bir süre dayanamayarak zayıflamışlar ve kağanlığın ikinci dönemi başlayıncaya kadar güçlenen Çin'e tabi olmuşlardır. Bağımsızlık sağlandıktan sonra kağanlığın ikinci dönemi başlamış ve Türk halkları arasında birlik sağlanmıştır. Uygurlarla birlikte birkaç boyun isyanına kadar bu birlik varlığını muhafaza etmiştir. Kağanlığın tekrar zayıflamasıyla birlikte boylar arasında bir hakimiyet yarışı başlamış; fakat en güçlü olan Uygurların merkeze hakim olmasıyla güç erkleri değişmiş ve yeni bir dönem başlamıştır. Uygurlar birliği sağlamışlar ve bölgede önemli bir güç haline gelmişlerdir. Bu dönemde ticaret artmış, yeni dinler bölgede yayılmaya başlamış ve yerleşik hayata geçilmeye başlanmıştır. Kağanlıktaki bu yenilikler kendi inançlarını bırakmayan ve kendi kültürlerine sıkı sıkıya bağlı olan bazı boylar arasında rahatsızlıklara neden olmuştur. Bu rahatsızlıklar en çok Kırgızların Uygurların zayıfladığı bir dönemde kağanlık merkezini ele geçirerek bölgeye hakim olmasıyla Türk kültür ve inanç sistemine uygun hareket etmelerinden anlaşılmaktadır. Ancak Kırgızlar da uzun süre kağanlığı bir arada tutamamışlar ve bu süreçte Uygurların büyük göçü başlamıştır. Kırgızların da dağılmasıyla birleşik Türk kağanlık geleneği dağılmış ve tüm Türkleri kapsayabilecek bir devlet kurulamamıştır. Bölge insanının yeni toplumlarla birlikte yeni kültürler ve dinlerle haşır neşir olduğu gözlense de büyük bir çoğunluğu uzun süre eski Türk dinine bağlı kalmış ve göçebe kültürü devam ettirerek değişimi kolay kabullenmemişlerdir. Değişimin Uygurlar başta olmak üzere merkezi çevrelerde yayılma imkanı bulduğunu gösteren izler mevcuttur. Yazıtların ilişkili olduğu dönemlere bakıldığında eski Türklerin; Şamanizm, Budizm ve Manihaizm gibi dinlere ekseriyetle inandıkları görülmektedir. Özellikle yaygın inanış olan Şamanizm başta olmak üzere Türkler arasında o dönemde kabul görmüş olan dinlerde kült unsurlarının bulunduğu gözlenmiştir. Türk kültür hayatının merkez noktaları olarak nitelenebilecek olan dağlar, eski Türklerin gündelik yaşamlarında değer verdikleri kült unsurlardan biri olmuştur. Eski Türkler de diğer toplumlar gibi çevrelerinde olup biten doğa olaylarını gözlemlemiş ve“neden”sorusunun cevabını bulmaya çalışmışlardır. Bazı medeniyetlerde güneşin, ayın ve gezegenlerin ayrı birer tanrı olarak kabul edildiği görülmektedir. Ancak Türklerde gök bir bütün ve tek ilah olarak algılanmıştır. Ayrıca eski Türklerde atalar kültü gibi pek çok kült izleri mevcuttur. Buna bağlı olarak çalışmada dağ ve kaya kültü incelenmiştir. Dağ kültüyle doğrudan bağlantılı olan taş ve kaya kültü vatan ile ilişkilendirilmiştir. Ayrıca bu maddeler dünyada kalmanın bir anahtarı gibi görülüp kullanılmışlardır. Bengü taşlar olarak da bildiğimiz Orhun yazıtları, ölülerin arkasından dikilen taşlar, dağlara yazılan tüm yazılar, aslında taşların ölümsüzlüğüne sığınılarak sonsuzluğa bırakılan sembolik birer varlığını gösterme mesajıdır. Bu nedenle dağ ve kaya yazıtları pek çok içerik özelliğini barındırarak çeşitli coğrafyalarda kullanılmışlardır. Hedefe ulaşmak için kaynakçada belirlenen kaynakların tamamı elde edilmiş ve okunup değerlendirilmiştir. Türklerin sosyal, tarihi ve dini yaşayışları anlaşılmaya, dağ-kaya kültü açıklanmaya çalışılmıştır. Başlangıç olarak eski Türklerin daha iyi anlaşılması için genel bilgiler verilmiş, devamında coğrafyalara göre kaya yazıtları ile ilgili genel bilgiler sunulmuştur. Daha sonra eski Türklerin yaşam tarzını şekillendiren inanışlara değinilmiş ve dağ-kaya kültünün önemi tespit edilmeye çalışılmıştır. Son olarak yazıtlar incelenmiş, içerik özelliklerine göre sınıflandırılmış ve metin örnekleri üzerinden analizler yapılmıştır.
Özet (Çeviri)
In the thesis titled“Old Turkic Runic Inscriptions on the Rock: Content Features and Thematic Analysis”, in order to reveal the traces of the mountain-rock cult in the ancient Turkic people, to explain the beliefs, culture and people's perception of the world, the rock inscriptions were intended that they were determined and examined among all the Turkic letter inscriptions that have been published so far. It is not clear exactly when the inscriptions were written. Except for the inscriptions with the content of dropping dates, there is no statement indicating any date in the inscriptions. In addition, these inscriptions consist of very short texts. As mentioned, it is very difficult to date the inscriptions. However, as a general date, the inscriptions were created between the 7th and 9th centuries. For this reason, in the study, Turkic, Uyghur, Kyrgyz, and Turgish khaganates living in the period to which the inscriptions belong to the region to which they belong were examined. The analyzed inscriptions were divided into 17 different categories and classified according to their content features. Since the inscriptions are generally similar to each other, it is clear that they are the products of the same culture. The first chain of Old Turkic was formed by the inscriptions from that period, with the old Turkic era. As the Turkic under Bumin's command grew stronger, they began to be involved in politics in China. On the road to independence, relations with China have strengthened. The first period of the Turkics started with the founding of the Turkic Khaganate by taking the title of Provincial Khan of Bumın. Over time, they became the region's supreme power; but they could not last for a long time. After a while, they weakened and became dependent on China, which got stronger until the second period of khanate began. After the independence, the second period of the khanate started. Unity was established among the old Turkic peoples and the state maintained its existence until the old Uyghurs became dominant. Together with the Uyghurs, this unity preserved its existence until a few neck rebellions. With the weakening of the Khaganate again, a sovereignty race started among the tribes; However, the dynasty changed and a new era began with the dominance of the most powerful old Uyghurs in the center. The old Uyghurs have established unity and have become an important power in the region. In this period, trade increased, new religions started to spread in the region and the transition to settled life was observed. These breakthroughs in Khaganate caused discomfort among some tribes who did not leave their beliefs and were strictly adhering to their own cultures. These disturbances are mostly understood from the fact that the Kyrgyz took over the khanate center and acted in accordance with the Turkic culture and belief system in a period when the Uyghurs were weakened. However, the Kyrgyz could not keep the khanate together for a long time and the great migration of the Uyghurs started in this process. With the disintegration of the Kyrgyz, the unified Turkic khanate tradition was dissolved and a state that could include all Turkic people could not be established. Although it is observed that the people of the region are familiar with new cultures and religions along with new societies, the majority of them have adhered to the old Turkic religion for a long time and did not easily accept the change by maintaining the nomadic culture. There are traces showing that the change has spread in central circles, especially the Uyghurs. Looking at the periods to which the inscriptions were related, the ancient Turkic people; It appears that they generally believe in religions such as Shamanism, Buddhism, and Manichaeanism. It has been observed that there were cult elements in the religions that were accepted by the Turkic people at that time, especially the common belief Shamanism. Mountains, which can be described as the center points of Turkic cultural life, became one of the cult elements that ancient Turkic people valued in their daily lives. Ancient Turkic people, like other societies, observed the natural events happening around them and tried to find the answer to the question of why. In some civilizations, it is seen that the sun, the moon and the planets were considered as separate gods. However, in the Turkic people, the sky was perceived as a whole and the only deity. In addition, there are many traces of cults such as the ancestral cult in ancient Turkic people. Accordingly, mountain and rock cults were examined in the study. The stone and rock cult, which is directly related to the mountain cult, has been associated with the homeland. In addition, these substances were seen and used as a key to staying in the world. The Orkhon inscriptions, which we also know as“Bengü tash”, the stones erected from the back of the dead, all the writings written on the mountains are actually a symbolic existence that is left to eternity by taking refuge in the immortality of the stone. For this reason, mountain and rock inscriptions have been used in various geographies by containing many content features. In order to reach the target, all of the resources specified in the bibliography have been obtained and read and evaluated. It was tried to understand the social, historical and religious life of the Turkic people and to determine the importance of the mountain-rock cult. As a start, general information has been given to better understand the ancient Turkic people. In the following, general information about rock inscriptions according to geographies is presented. Later, the religions that shaped the life style of the ancient Turkic people were mentioned and the importance of the mountain-rock cult was tried to be determined. Finally, the inscriptions were examined, classified according to their content features, and analyzes were given through text samples.
Benzer Tezler
- A Comparative study related to job satisfaction in health institutions in Istanbul
İstanbul'daki sağlık kuruluşlarında iş tatmini ile ilgili karşılaştırmalı bir araştırma
GÜL ZAHİDE KAYA
Yüksek Lisans
İngilizce
1999
İşletmeMarmara Üniversitesiİnsan Kaynakları Yönetimi Bilim Dalı
PROF. DR. MEHTAP KÖKTÜRK
- Havza yapısının deprem zemin ortak davranış spektrumu üzerindeki etkisi Bornova / Menemen Ovası-İzmir örneği
Investigation of basin effect on earthquake-soil common behaviour spectrum: Case study of Bornova/Menemen Plain – İzmir
YAPRAK ÖZDAĞ
Doktora
Türkçe
2024
Jeofizik MühendisliğiDokuz Eylül ÜniversitesiJeofizik Mühendisliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. OYA ANKAYA PAMUKÇU
- Altay-Sayan kaya resimlerine göre Tuva geleneksel kültürünün kaynakları
Başlık çevirisi yok
ÇEÇEK DOLGAR-OOL
Yüksek Lisans
Türkçe
2004
TarihKırgızistan-Türkiye Manas ÜniversitesiTarih Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. MUZAFFER ÜREKLİ
- Doğu Karadeniz garniti örneğinde nükleer atık tasfiyesi açısından radyoizotop geçirgenliğinin incelenmesi
Investigation of radionuclide tarnsport in north-east granite sample for nuclear waste disposal
AHMET ERDAL OSMANLIOĞLU
- Soil amplification and case studies for clayey soils
Zemin büyütmesi ve killi zeminler için vaka çalışmaları
EMRE BİRİNGEN
Yüksek Lisans
İngilizce
2000
İnşaat MühendisliğiBoğaziçi Üniversitesiİnşaat Mühendisliği Ana Bilim Dalı
PROF. EROL GÜLER
PROF. GÖKHAN BAYKAL
PROF. MUSTAFA ERDİK