Türkiye-İtalya ilişkileri (1928-1940)
Turkey-Italy relations (1928-1940)
- Tez No: 705770
- Danışmanlar: DOÇ. DR. FEVZİ ÇAKMAK
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Tarih, Türk İnkılap Tarihi, Uluslararası İlişkiler, History, History of Turkish Revolution, International Relations
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2021
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Dokuz Eylül Üniversitesi
- Enstitü: Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 809
Özet
Bu tezde 1928-1940 yıllarını kapsayan bir döneme ait olmak üzere Türkiye ile İtalya arasındaki siyasal, ekonomik ve askerî ilişkiler incelenmiştir. İnceleme konusu döneme ait yerli ve yabancı olmak üzere; arşiv belgeleri, resmî yayınlar, kitap ve makaleler ile dönemin basını mercek altına alınarak elde edilen bulgu ve sonuçlar tezde açıklanmıştır. İncelediğimiz dönemde Türkiye-İtalya ilişkileri, düşmanlıktan dostluğa, dostluktan düşmanlığa doğru sürekli bir şekilde tekrar ederek ve dalgalanarak devam etmiştir. Dostluk ve düşmanlığın birbirinin içinde olduğu bu döneme ait bu ilişkiler, batılı diplomatlar tarafından“amiadversion(amity-adversary): dost-düşman”terimi ile tanımlanmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti, Musul meselesinin halledilmesi sonrasında çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmak için ihtiyaç duyduğu teknoloji ve finansmana sahip olan Batılı devletlerle ilişkilerini geliştirmek istemektedir. Bu dönemde Faşist İtalya ile Türkiye arasında karşılıklı çabaların bir ürünü olarak, 30 Mayıs 1928 tarihinde“Tarafsızlık, Uzlaştırma ve Yargısal Çözüm Antlaşması”imzalanmıştır. Türkiye Cumhuriyeti'nin Batılı büyük devletlerden birisiyle imzaladığı bu ilk siyasal antlaşma sonrasında Türkiye ile İtalya arasında 1928-1932 yılları arasında“ilişkilerin altın çağı”olarak nitelendirilen bir dönem başlamıştır. Bu dönemde ticari ilişkilerde olumlu gelişmeler yaşanacak ve Türk donanmasının ihtiyaç duyduğu modern savaş gemilerinin yapımı ihalesini İtalyan tersaneleri kazanacaktır. Kendisini Roma İmparatorluğu'nun varisi olarak görmekte olan ve Akdeniz'i“Mare Nostrum-Bizim Deniz”olarak değerlendiren Faşist İtalya'nın özellikle Balkanlar ve Doğu Akdeniz'de izlediği“mütecaviz politika”Türkiye tarafından dikkatle izlenmektedir. Mussolini, İtalya'nın ana hedeflerinin“Asya ve Afrika”olduğunu ve bu hedefleri İtalyan nesillerine emanet ettiğini açıklamaktadır. Bu hedeflerin arasında şüphesiz olarak Doğu Akdeniz ve Anadolu toprakları da bulunmaktadır. Bu politikanın bir yansıması olarak İtalya, Menteşe Adaları'nda (Rodos, 12 Ada ve Meis) tesis ettiği deniz ve hava üsleri ile Anadolu için sürekli ve önemli bir tehdit meydana getirmektedir. Bu tehdit, Balkan Paktı'nın kuruluş sürecini hızlandıran en önemli etmenlerden birisi olacaktır. İtalya'nın Habeşistan'a saldırısı ve Akdeniz'deki dengenin değişmesi sonucunda Türkiye, İtalya'nın saldırgan politikalarına karşılık olarak İngiltere ve Fransa ile yakınlaşmaya başlayacaktır. Avrupa'nın iki ana bloka ayrılarak hızla İkinci Dünya Savaşı'na sürüklenmekte olduğu yıllarda Türkiye'nin izleyeceği dış politikayı doğrudan etkileyen esas olay ise İtalya'nın Arnavutluk'u işgal ederek ve sonraki stratejik hareketleri için Balkanlarda bir köprübaşı tesis etmesi olacaktır. Türkiye tarafından bu işgal, kendisine karşı“açık ve kesin bir tehdit”olarak algılanacaktır. Türkiye, yaklaşan savaşın yarattığı uluslararası ortam içinde geleneksel tarafsızlık politikasından ayrılarak, İngiltere ve Fransa ile ittifak içine girecektir. Bu dönemde oldukça güçlenmiş olan Nazi Almanyası ile“paralel savaş”yürütmek isteyen Mussolini ise Çelik Pakt (Patto di Acciaio) olarak adlandırılan“İtalyan-Alman Dostluk ve İttifak Antlaşması”nın imzalanmasıyla İtalya'nın bütün kaderini Almanya'ya, Hitler ve onun vereceği kararlara bağlamıştır. Böylece Türkiye ve İtalya, İkinci Dünya Savaşı öncesinde Avrupa'da meydana gelen bloklarda kesinlikle karşı taraflarda yer almış bulunmaktadırlar. Almanya'nın Polonya'ya saldırısıyla Avrupa'da savaşın başlaması sonrasında başlangıçta savaş dışı (non-belligerent) kalan Mussolini ve Faşist İtalya,“bekle, gör ve durumdan kazançlı çık”felsefesinin yansıması olarak Fransa'nın savaşı kaybedeceğinin kesinleşmesinin ardından, 10 Haziran 1940 tarihinde İngiltere ve Fransa'ya savaş ilan etmiştir. İtalya'nın da savaşa girmesiyle Türkiye bakımından en kötü senaryo gerçekleşmiş oluyordu. İngiltere ve Fransa'nın, Türkiye'nin Üçlü İttifak Antlaşması gereği İtalya'ya karşı savaşa girmesini talep etmeleri karşısında Türk Hükûmeti, Üçlü İttifak Antlaşması'nda yer alan“Sovyet Çekincesi”ni gerekçe olarak kullanarak,“non-belligerent-gayri muharip”durumunu devam ettirecek ve savaşa dahil olmayacaktır. İncelediğimiz dönemde Faşist İtalya'nın Akdeniz ve Balkanlarda yarattığı tehdit ve Türk dış politikası üzerinde meydana getirdiği etkilerin, İkinci Dünya Savaşı sonunda belirginleşen ve Türkiye'nin Batı dünyasına eklemlenmesine yol açan Sovyet tehdidi ile kıyaslanması mümkündür.
Özet (Çeviri)
In this thesis, the political, economic, and military relations between Turkey and Italy for a period covering the years 1928-1940 were examined. The subject of the examination is domestic and foreign, belonging to the period; archival documents, official publications, books and articles and the press of the period were examined, and the findings and results were explained in the thesis. In the period we examined, Turkey-Italy relations continued from enmity to friendship, from friendship to enmity, by constantly repeating and fluctuating. The Turkey-Italy relations of this period, in which friendship and enmity were intertwined, are defined by many western diplomats with the term“amiadversion(amity-adversary): friend-enemy”. After the settlement of the Mosul issue, the Republic of Turkey wants to improve its relations with Western states, which have the technology and finance they need to reach the level of modern civilization. In this period, as a product of mutual efforts between Fascist Italy and Turkey, the“Impartiality, Conciliation and Judicial Resolution Treaty”was signed on 30 May 1928. After this first political agreement signed by the Republic of Turkey with one of the Western powers, a period called the“golden age of relations”began between Turkey and Italy between 1928 and 1932. During this period, there will be positive developments in commercial relations and Italian shipyards will win the tender for the construction of modern warships needed by the Turkish navy. Fascist Italy sees itself as the heir to the Roman Empire and considers the Mediterranean as“Mare Nostrum- Our Sea”. The“aggressive policy”followed by Fascist Italy, especially in the Balkans and the Eastern Mediterranean, is carefully followed by Turkey and policies are being developed against it. Mussolini explains that the main goals of Italy are“Asia and Africa”, and he entrusts these goals to the Italian generations. Undoubtedly, the Eastern Mediterranean and Anatolian lands are among these targets. As a reflection of this policy, Italy poses a constant and important threat to Anatolia with the naval and air bases it has established in the Menteşe Islands (Rhodes, Dodecanese and Meis). This threat will be one of the most important factors accelerating the establishment process of the Balkan Pact. As a result of Italy's attack on Abyssinia and the change in the balance in the Mediterranean, Turkey will begin to get closer with England and France in response to Italy's aggressive policies. The main event that directly affected the foreign policy that Turkey would follow in the years when Europe was being divided into two main blocs and being dragged into the Second World War, would be Italy's occupation of Albania and the establishment of a bridgehead in the Balkans for its subsequent strategic moves. This invasion will be perceived by Turkey as a“clear and definite threat”against it. In the international environment created by the approaching war, Turkey will leave its traditional policy of neutrality and enter an alliance with England and France. Mussolini, who wanted to wage a“parallel war”with Nazi Germany, which had become quite strong during this period, decided that the whole fate of Italy was transferred to Germany, Hitler, and his decisions with the signing of the“Italian-German Friendship and Alliance Treaty”called the Steel Pact (Patto di Acciaio). Thus, Turkey and Italy were on opposite sides in the blocks that took place in Europe before the Second World War. Mussolini and Fasist Italy who were initially non-belligerent after the war broke out in Europe with Germany's attack on Poland on 1st September 1939, declared war on England and France on 10th June 1940, after it was certain that France would lose the war, as a reflection of the philosophy of“wait, see and profit from the situation”. With the entry of Italy into the war, the worst-case scenario for Turkey was realized. In the face of England and France's demand for Turkey to enter the war against Italy in accordance with the Triple Alliance Treaty, the Turkish Government, using the“Soviet Reservation”in the Triple Alliance Treaty as a justification, declared the“non-belligerent”situation and not involved in the war. In the period we examined, it is possible to compare the threat posed by Fascist Italy in the Mediterranean and the Balkans and its effects on Turkish foreign policy, with the Soviet threat, which became evident at the end of the Second World War and led to Turkey's integration into the Western world.
Benzer Tezler
- Güvenlik stratejileri bağlamında Atatürk dönemi Türkiye-İtalya ilişkileri
Türkiye-Italy relations under Atatürk within the context of security strategies
FAKHRI GULMAMMADOV
Yüksek Lisans
Türkçe
2024
TarihAnkara Yıldırım Beyazıt ÜniversitesiTarih Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ NURİ SALIK
- Türk Basınına göre Türk-Yunan ilişkileri (1928-1938)
Turkish-Greek relations (1928-1938) by Turkish Press
ÖZLEM ARAPÖZENGİ
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
TarihTrakya ÜniversitesiTarih Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ FERHAN KIRLIDÖKME MOLLAOĞLU
- Cumhuriyet Gazetesi'ne Göre Arnavutluk-İtalya siyasi ilişkileri ve Arnavutluk'ta rejim değişikliği (1926-1928)
Albania-Italy political relations and Regime Change in Albania according to Cumhuriyet Newspaper (1926-1928)
KAAN DOĞAN
- Türkiye-Macaristan ilişkileri (1920-1945)
Relations between Turkey and Hungary (1920-1945)
EMRE SARAL
Doktora
Türkçe
2016
TarihHacettepe ÜniversitesiAtatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. AYTEN SEZER ARIĞ
- Atatürk Dönemi Türkiye-Arnavutluk ilişkileri (1920-1938)
Turkish-Albanian relations during Atatürk?s Period (1920-1938)
HALİL ÖZCAN