Geri Dön

el-Kader fi'l-fikri's-sûfî

Tasavvufi düşüncede kader

  1. Tez No: 714014
  2. Yazar: ALI M. F. AL-OMARI
  3. Danışmanlar: ÖĞR. GÖR. DR. MOHAMAD NABİL TAHİR AL OMARİ
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Din, Religion
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2008
  8. Dil: Arapça
  9. Üniversite: Ürdün Üniversitesi
  10. Enstitü: Yurtdışı Enstitü
  11. Ana Bilim Dalı: Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Kelam Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 106

Özet

Kader ve insan davranışlarıyla ilişkisi tüm üzerinde durduğu bir araştırma konusu olmuştur. Birçok felsefe okulunun ideolojisinin de temel taşı olarak görülmüştür. Tarih boyunca birçok insan doğa güçleri tarafından yönlendirildiklerini düşünmüştür ve kadercilik, önceki basit inanç düzeyinden daha rasyonel bir düzeye ulaşsa da gelişimini sürdürdü. Öte yandan, insanın özgür iradesi, insanları seçimsiz bırakan ve insanın rüzgârda savrulan tüy gibi iradesiz olduğuna dair inanca karşı doğal bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. Konunun ehemmiyeti diğer dinlerde olduğu gibi Müslüman alimlerin de konuya eğilmesini sağlamıştır. Hatta bazı fikri topluluklar kader ve insan davranışlarıyla bağlamındaki görüşleri dikkate alınarak isimlendirilmiştir. Bazılarına bu minvalde cebrî, kimisine kaderi kimisinin düşüncesine de cebr-i mutavassıt denmiştir. Diğer düşünce ekollerinde olduğu gibi tasavvufta da kader konusunu ve onun insan davranışıyla ilişkisini incelenmiştir. Ehl-i Sünnet itikadına tabi olan ilk sûfîler, bu konuyu felsefi bir temelde incelememişler, belirli tanım ve terimler geliştirmemişlerdir. Daha çok insanın, tüm eylemlerinin yaratıcısının Tanrı olduğu fikrine olan inancının pratik getirileri üzerinde durmuşlardır. Asıl gayeleri insanlara Allah'a nasıl ibadet edeceklerini öğretmek ve onları Allah'a ve sadece Allah'a gerçek bir tevekkül yoluna ve Allah'ın mukaddes iradesini kabul etme yoluna yönlendirmek olduğundan ilk bakışta Cebriyye'ye ait diyebileceğimiz görüşler ortaya koymuşlardır. Sufilerin kader çalışmaları zamanla gelişmiş ve kaderin insan davranışıyla ilişkisini açıklamaya çalışan müstakil eserler kaleme almışlardır. Bu bağlamda Gazâlî İslam inancının bir unsuru olarak kaderi İmam Eş'arî'nin kesb düşüncesi etrafında ele alırken diğer yandan da Meşşâi filozofların iddia ettiği zorunlu determinizmi reddederek meseleyi derinlemesine incelemiştir. Eşya arasındaki irtibatın yalnızca Allah'ın kanunlarını icra edişinden ibaret olduğunu ve her şeyin yalnızca Onun iradesine bağlı olarak gerçekleşebileceğini söyleyen Gazâlî meseleyi Ahlak Felsefesinin perspektifinde değerlendirmiştir. Aynı minvalde ahlakın değişkenliği, kazanılabilir ahlaklar ve değişimi sağlayabilecek bir hür insan iradesinin imkanı gibi olguları da sorgulamıştır. Bir başka tasavvufi yaklaşım vahdet-i vücûd düşüncesine dayanan felsefi tasavvuftur. Bu yaklaşımın temsilcilerine göre insan davranışları hakikatte Allah'ın fiilleri olduğundan insanın fiilleri Allah'ın kudretinin bir tecellisidir. Dolayısıyla insanın bağımsız bir özgür iradesi yoktur. Bilakis sadece Tanrı'nın iradesinin bir parçasıdır.

Özet (Çeviri)

Destiny and its relation to human behavior has been a study subject to the entire nations. A lot of philosophical schools have considered it as a corner stone of its ideology. Along times ago many people thought that they were absolutely driven by nature forces. Fatalism developed through the past to be more rational than the previous naive belief. From the other side human free will arose to be a natural reaction confronting the past belief which made people with no choice; no power like a feather flying in the wind. Like other nations, this issue was serious. So it attracted the attention of Muslim scholars. Some of Muslim groups were named by considering their opinion about destiny and its relation to human behavior. Some of them were called fate follower, determinists, and moderate fate follower. Such as other intellectual schools, Sufism studied the destiny issue and its relation to human behavior. First Sufis who complied with the creed of Sunnis didn't study this issue on a philosophic basis, moreover they didn't make specific definitions or terms for it, but their utmost concern was to express the practical effects caused by the belief of human about the idea that God is the creature of all human actions. As result of that, their ideas appeared to be pure fatalistic, but the true object was to teach people how to worship their God and to lead them to the way of true reliance on God and only God, and the way of accepting God's sacred will. Sufis study of destiny has been developed by time, so their ideas have described the relation of destiny towards human behavior. Al-Ghazali the Muslim scholar went to the root of destiny by studying its relation to the Islamic creed throughout the“Al Qasb Al Ashari”point of view (1), by studying its relation to philosophy through negating the necessary affiliation between causes and results and showing that this affiliation is due to the habit only made by God's almighty will and by Al Qasb Al Ashari: a concept which holds the meaning that people could gain their own created acts by their choice.studying its relation to morals, and how morals can be changed ; al of that leads to the existence of human free will, a free will which could gain a new moral or leave a bad temper. Another Sufi approach was a philosophic one, which depended on the oneness with existence. The theorists of this approach explained destiny that human behavior is the God's acts, and the actions of people are like reflections of God's almighty. Human have no independent free will, it is only a part of God's will.

Benzer Tezler

  1. محمد بن قرقماس وتفسيره' نثر الجمان من فتح الرحمن' (سورة آل عمران وسورة النساء) تحقيقًا وتحليلاً

    Muhammed b. Korkmaz'ın 'Nesrü'l-Cümân min Fethi'r-Rahmân' adlı eserinin tahkiki ve incelenmesi (Âl-i İmrân ve Nisâ Sûreleri)

    MAITIKUERBAN TUNNISA

    Yüksek Lisans

    Arapça

    Arapça

    2023

    Dinİstanbul Üniversitesi

    Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ZİYAD RAVAŞDEH

  2. Burhâneddin İbrâhim b. Ömer el-Ca'berî'nin Kitâbu'l-İhtidâ fi'l-Vakf ve'l-İbtidâ adlı eserinin tahkik ve değerlendirmesi

    Verification and assesment of Kitâb'u Vasfu'l ihtidâ fi'l Vakf ve'l-Ibtidâ Of Burhâneddin İbrâhim b. Ömer el-Ca'berî

    ÖMER ŞİMŞEK

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    DinEskişehir Osmangazi Üniversitesi

    Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MUSTAFA YILDIRIM

  3. Ebu İshak Zahid es-Saffar'ın Kelam yöntemi

    The Kalam method of Abu Ishaq Zahid al-Saffar

    ABDULLAH DEMİR

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    DinCumhuriyet Üniversitesi

    Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. METİN ÖZDEMİR

  4. Şehfûr b. Tâhir el-İsferâyînî ve Tâcü't-Terâcim fî Tefsîri'l-Ķur'ân li'l-E'âcim adlı Farsça tefsirindeki metodu

    Shahfur b. Tahir al-Isferayini and his method in his Persian tafsir 'Taj al Terajeem fi Tafseer al-Qur'an li al-E'ajeem'

    MEHMET FARUK ARAZ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Dinİnönü Üniversitesi

    Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MEHMET YOLCU

  5. Molla Gürânî ve fıkıh düşüncesi

    Molla Gurani and his views on Islamic jurisprudence

    AZİZE NUR AKYASAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    DinOndokuz Mayıs Üniversitesi

    Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. AYHAN AK