Geri Dön

BT ve MRG ile değerlendirilen insan koklear kanal uzunluğu ve kafa boyutu arasındaki ilişki

The relation between human cochlear duct length and head size assessed by MRI and CBCT

  1. Tez No: 720466
  2. Yazar: İREM ADALILAR
  3. Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ HİLAL DİNÇER D'ALESSANDRO, PROF. DR. ANDREJ KRAL
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Kulak Burun ve Boğaz, Otorhinolaryngology (Ear-Nose-Throat)
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2022
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: Hacettepe Üniversitesi
  10. Enstitü: Sağlık Bilimleri Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Odyoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Odyoloji Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 88

Özet

Koklea bireyler arasında uzunluk ve şekil olarak farklılık gösterir ve bunun sebebi kokleanın uzamsal kısıtlamalardan etkilenmesi olabilir. Kafa boyutu, temporal kemikte bulunan kokleayı kısıtlayabilir ve kafa boyutu daha küçük olan bireylerin daha kısa koklear kanal uzunluğu (KKU)'na sahip olması olasıdır. Bunun dışında, daha uzun KKU'ya sahip normal işiten katılımcılar daha fazla alçak frekans duyarlılığına sahiptir. Bu nedenle, sadece KKU'nun değil, işitsel sonuçların da koklear yapılardan önemli ölçüde etkilendiği ve KKU'yu etkileyen faktörlerin koklear implantasyon sonuçlarını etkileyebileceği düşünülmektedir. Kokleanın bulunduğu ve birlikte geliştiği kafa ve vücut boy uzunluğu doğumdan sonra belirli dönemlere kadar büyümeye devam eden yapılardır. Gelişim sürecindeki farklılıklara rağmen, koklea, kafa ve vücut boy uzunluğu birbiriyle bağlantılı ve birbirini etkileyen genetik yapıya sahip olabilir. Bu nedenle, vücudun bu büyüyen kısımları, gelişim sürecinde KKU'yu etkileyebilir. Bu araştırma, bahsedilen yapılar arasındaki herhangi bir ilişkiyi bulmak amacıyla gerçekleştirilmiştir. Araştırma, koklear implant kullanıcısı olan 112 postlingual işitme kayıplı yetişkin katılımcının yer aldığı bir çalışma grubundan oluşmuştur. Çalışma grubundaki her katılımcı için kokleanın Koni Işınlı Bilgisayarlı Tomografi (BT) görüntüleri ve kafanın Manyetik Rezonans (MR) görüntüleri elde edilmiştir. Koni Işınlı BT ile belirlenen KKU, 3 boyutlu dönüştürülen MR görüntüleri ile belirlenen kafa boyutu ölçümleri ve vücut boy uzunluğu çalışmaya dahil edildi. KKU, kafa büyüklüğü ve boy varyasyonları için kadınların ortalamaları erkeklerden daha kısa bulundu. Bu çalışmanın sonuçları, KKU'nun kafa boyutu ile anlamlı bir korelasyona sahip olmadığını, ancak boy ile zayıf bir korelasyona sahip olduğunu göstermektedir. Literatürde olduğu gibi, vücut boy uzunluğu ve kafa büyüklüğü birbirleri ile istatistiksel olarak anlamlı ilişkiler göstermektedir. Kokleadan sadece KKU ölçülmüştür ve bu, kafa boyutunun koklea üzerinde etkisini göstermek için yeterli bir parametre olmayabilir. Gelecekteki çalışmalarda, mikro-BT aracılığıyla koklear şekil ve kokleayı çevreleyen yapılar arasındaki ilişkiler incelenebilir.

Özet (Çeviri)

The cochlea differs in length and shape among individuals and this might be due to the fact that it is affected by spatial constraints. The head size may restrict the cochlea which is located in the temporal bone, and individuals with smaller head sizes may have shorter cochlear duct lengths (CDL). On the other hand, normal-hearing participants with longer CDLs have an increase in low-frequency sensitivity. Therefore, not only the CDL but also auditory outcomes are thought to be significantly affected by cochlear structures and the factors affecting CDL may also affect outcomes of cochlear implantation. The head in which the cochlea is located and develops together, as well as, the body height in the human body are structures that continue to grow until certain periods after birth. Despite differences in the developmental process, the cochlea, head, and height may have a genetic makeup that is interconnected and affect one another. Hence, these growing parts of the body may influence the CDL during the development process. The present study was conducted with the aim of finding any relations between mentioned structures. It consisted of a study group that contained 112 postlingual-deafened adult participants who were cochlear implant users. Cone Beam Computed Tomography (CBCT) images of the cochlea and Magnetic Resonance (MR) images of the head were performed for each participant in the present study group. CDLs were determined via CBCT, head size measures were determined by 3D conversion via MRI, and the body height was completed. In terms of CDL, head size, and height: females had smaller averages than that males. The results of this study showed that CDL had not any significant correlation with head size but a weak correlation with height. Similar to the literature, the height and the head size showed statistically significant relationships with each other. Only CDL which was measured in the cochlea, may not be sufficient to demonstrate the effect of head size on the cochlea. Future studies might look at the links between the cochlear shape and its surroundings by using micro-CT.

Benzer Tezler

  1. Meme kanseri hastalarında aksiller lenf nodu metastazının değerlendirilmesinde MRI AND F-18 FDG-PET/BT görüntüleri kullanılarak eğitilen yapay zeka modelinin tanısal performansı

    Diagnostic Performance of the Deep Learning Method Trained Using MRI AND F-18 FDG-PET/BT Images in the Evaluation of Axillary Lymph Node Metastasis in Breast Cancer Patients

    YAHYA SELÇUK AYDEDE

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Genel CerrahiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ÜMİT TURAN

  2. Ventriküler tap - parankim hasarı ilişkisi: kadavra çalışması

    Ventricular tap - parenchymal damage relationship: Cadaver study

    CANER FAHRETTİN KARA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    NöroşirürjiAtatürk Üniversitesi

    Beyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    PROF. HAKAN HADİ KADIOĞLU

    DR. ÖĞR. ÜYESİ METE ZEYNAL

  3. Konjenital akciğer lezyonları: Fetal manyetik rezonans görüntüleme, prenatal ultrasonografi ve postnatal düşük doz bilgisayarlı tomografi anjiografi kullanılarak yapılan hacim ölçümüne dayalı lezyon tipinin öngörülmesi

    Congenital lung lesions: Predictability of lesion type base= on volume analysis using fetal MRI, prenatal sonography and postnatal low=dose thoracic CT angiography

    FİLİZ ELBÜKEN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    Radyoloji ve Nükleer TıpGazi Üniversitesi

    Radyodiagnostik Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ÖZNUR BOYUNAĞA

  4. Larenks karsinomlu olgularda I.V.kontrastlı tüm vücut (dual faz) F-18 FDG PET-BT'nin tanı ve evrelemedeki rolü

    Role of contrast enhanced (dual phase) F-18 FDG PET-BT inthe diagnosis and initial staging of the patients withlaryngeal carcinoma

    GAMZE TATAR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    Radyoloji ve Nükleer TıpSağlık Bakanlığı

    Nükleer Tıp Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. TEVFİK FİKRET ÇERMİK

  5. Tedavi almamış akciğer kanserli olgularda pozitron emisyon tomografi - bilgisayarlı tomografi ve difüzyon manyetik rezonans görüntülemenin evreleme ve alt tip tayinindeki yeri, retrospektif gözlemsel çalışma

    The effect of positron emission tomography-computerized tomography and diffusion weight imaging-magnetic resonence imaging on tumor subtype analysis and staging in treatment naive lung cancer patients, a retrospective study.

    AYSU SİNEM KOÇ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Göğüs HastalıklarıEge Üniversitesi

    Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. GÜRSEL ÇOK