Serum katelisidin'in helikobakter pilori durumuna göre mide korrea kaskadı premalign lezyonlarının ayrımında biyomarker olarak etkisi
Potential biomarcer effect of serum cathelisidin in the distinguish of premalignment lesions of the gastric correa cascade according to the condition of helicobacter pylori
- Tez No: 727729
- Danışmanlar: DOÇ. DR. GÜRAY CAN, DR. ÖĞR. ÜYESİ MÜJGAN GÜRLER
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Gastroenteroloji, Gastroenterology
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2022
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Gastroenteroloji Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 99
Özet
Giriş: Helikobakter pilori sebep olduğu hastalıklar dikkate alındığında önemli bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. Mide kanserine kadar ilerleyebilen prekanseröz lezyonlara sebep olmaktadır. Son yıllarda Helikobakter pilori tanı ve takibinde kullanılabilecek biyokimyasal belirteç arayışı birçok çalışmaya konu olmuştur. Katelisidin, iki lösin kalıntısı ile otuz yedi amino asit kalıntısından oluşan ve çoğunlukla epitel hücrelerinde ve nötrofillerde bulunan bir C-terminal olgun antimikrobiyal peptittir. Antimikrobiyal peptitlerin önemli bir grubu olan ve aynı zamanda konak savunma peptitleri olarak da adlandırılan katelisidin doğal geniş spektrumlu antibiyotik olarak hizmet eder, konakçı savunmasını ve bağışıklığını düzenlemede temel rol oynar. Yapılan in vivo ve in vitro çalışmalarda katelisidinin antiinflamatuvar etkileri ortaya konulmuştur. Çalışmamızda serum katelisidinin Helikobakter pilori durumuna göre mide Korrea Kaskadı premalign lezyonlarının ayrımında biyomarker olarak etkisi olup olmadığınının araştırılması amaçlanmıştır. Materyal-Metod: Çalışmamıza 18-80 yaş aralığında, 34 Helikobakter pilori pozitif hasta ve 44 Helikobakter pilori negatif kontrol grubu dahil edildi. Helikobakter pilori grupları kendi içerisinde Korrea Kaskadı durumuna göre kronik inflamasyon, gastrik atrofi ve intestinal metaplazi olacak şekilde gruplandırılarak toplamda altı grup elde edildi. Kalp yetmezliği, malignite öyküsü, akut enfeksiyon öyküsü, kronik karaciğer hastalığı, gebelik durumu, son 6 ay içinde akut koroner sendrom öyküsü, son dönem böbrek yetmezliği, hipertiroidizm olan hastalar dahil edilmedi. Diabetes mellitus, hipertansiyon ve koroner arter hastalığı olanlar gruplar arası eşit dağılacak şekilde seçildi. Uzun süreli nonsteroid antiinflamatuvar ilaç kullanımı, son iki hafta içinde proton pompa inhibitörü, H2 reseptör blokörü veya antibiyotik kullanımı olan ve Helikobakter pilori eradikasyon tedavisi almakta olan hastalar çalışmaya dahil edilmedi. Hasta ve kontrol grubunda demografik, klinik ve biyokimyasal parametreler kaydedildi. Serum katelisidin düzeyi ölçülerek, gruplar arasında istatistiksel olarak karşılaştırıldı. Bulgular: Serum katelisidin düzeyleri Helikobakter pilori pozitif intestinal metaplazi olan grupta, Helikobakter pilori pozitif kronik inflamasyon grubuna göre ve Helikobakter pilori negatif intestinal metaplazi olan grupta, Helikobakter pilori pozitif kronik inflamasyon grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulundu (sırasıyla p=0.012, p=0.004). Helikobakter pilori pozitif grupta, serum katelisidin düzeyi ile eozinofil ve CRP değerleri arasında pozitif yönde korrelasyon; Helikobakter pilori negatif grupta, serum katelisidin düzeyleri ile total kolesterol ve LDL düzeyleri arasında pozitif yönde korrelasyon saptandı. Helikobakter pilori durumuna bakılmaksızın Korrea Kaskadı'na göre tüm gruplarda serum katelisidin düzeyi ile korelasyon değerlendirildiğinde, kronik inflamasyon grubunda LDH ile negatif yönde ve sodyum düzeyi ile pozitif yönde, atrofi grubunda LDL düzeyi ile pozitif yönde, intestinal metaplazi grubunda ALP ve sedimantasyon hızı düzeyleri ile pozitif yönde korrelasyon saptandı. Helikobakter pilori durumu ve Korrea Kaskadı beraber ele alınarak 6 grup olarak değerlendirme yapıldığında; Helikobakter pilori pozitif kronik inflamasyon grubunda serum katelisidin düzeyleri ile CRP düzeyleri arasında pozitif yönde, Helikobakter pilori pozitif atrofi grubunda serum fosfor düzeyi ile negatif yönde, Helikobakter pilori negatif kronik inflamasyon grubunda trigliserid düzeyleri ile pozitif yönde, Helikobakter pilori negatif atrofi grubunda LDL ile pozitif yönde, Helikobakter pilori negatif intestinal metaplazi grubunda ALP, sedimantasyon hızı, total kolesterol, LDL düzeyleri ile pozitif yönde, total bilirubin, direkt bilirubin ile negatif yönde korrelasyon saptandı. Serum katelisidin düzeyinin intestinal metaplaziyi ayırt etmede etkili bir faktör olduğunu bulundu. ROC analizinde genel doğruluk oranı 0.664 (%95 CI:0.545-0.784, p=0.013) olarak hesaplandı. Serum katelisidin için optimum kestirim değeri 10.93 ng/ml olarak belirlendi (duyarlılık=%66.7, özgüllük=%63.9). Tartışma: Yaptığımız çalışmada intestinal metaplazi olan hastalarda serum katelisidin düzeyleri kronik inflamasyon grubuna göre anlamlı derecede yüksek bulundu. Katelisidinin antiinflamatuvar özelliği göz önünde bulundurulursa mide Korrea Kaskadı premalign lezyonlarının ayrımında biyomarker olarak etkili olabileceği düşünülebilir. Hasta sayımızın yetersiz olması nedeniyle bu konuda daha çok sayıda katılımcı ile yapılacak prospektif çalışmalara ihtiyaç olduğu kanaatindeyiz. Sonuç: Sonuç olarak serum katelisidin düzeyleri mide prekanseröz lezyonlarını ayırt etmede potansiyel bir biyomarker olabilir.
Özet (Çeviri)
Introduction and objective: Helicobacter pylori is an important health problem when considering the diseases it causes. It causes precancerous lesions that can progress to gastric cancer. In recent years, the search for biochemical markers that can be used in the diagnosis and follow-up of Helicobacter pylori has been the subject of many studies. Cathelicidin is a C-terminal mature antimicrobial peptide consisting of two leucine residues and thirty-seven amino acid residues, mostly found in epithelial cells and neutrophils. Cathelicidin, an important group of antimicrobial peptides, also called host defense peptides, serves as natural broad-spectrum antibiotic and plays essential roles in regulating host defense and immunity. Anti-inflammatory effects of cathelicidin have been demonstrated in in-vivo and in-vitro studies. In our study, we aimed to investigate whether serum cathelicidin has an effect as a biomarker in the differentiation of premalignant lesions of the gastric Chorrea Cascade according to Helicobacter pylori status. Material and Method: Our study included 34 Helicobacter pylori positive patients and 44 Helicobacter pylori negative control groups aged 18-80 years. Helicobacter pylori groups were grouped as chronic inflammation, gastric atrophy and intestinal metaplasia according to the Correa Cascade status, and a total of six groups were obtained. Patients with heart failure, history of malignancy, history of acute infection, chronic liver disease, pregnancy status, history of acute coronary syndrome in the last 6 months, end-stage renal disease, and hyperthyroidism were not included. Patients with diabetes mellitus, hypertension and coronary artery disease were selected to be equally distributed between the groups. Patients with long-term use of nonsteroidal anti-inflammatory drugs, proton pump inhibitors, H2 receptor blockers or antibiotics in the last two weeks, and those receiving Helicobacter pylori eradication therapy were not included in the study. Demographic, clinical and biochemical parameters were recorded in the patient and control groups. Serum cathelicidin level was measured and statistically compared between groups. Findings: Serum cathelicidin level was measured and statistically compared between groups. Serum cathelicidin levels were found to be statistically significantly higher in the Helicobacter pylori positive intestinal metaplasia group compared to Helicobacter pylori positive chronic inflammation and in the Helicobacter pylori negative intestinal metaplasia group compared to Helicobacter pylori positive chronic inflammation (p=0.012, p=0.004, respectively). Positive correlation between serum cathelicidin levels and eosinophil and CRP values in Helicobacter pylori positive group was found. We found a positive correlation between serum cathelicidin levels and total cholesterol and LDL levels in the Helicobacter pylori negative group. When all groups were evaluated according to the Correa Cascade, regardless of Helicobacter pylori status, we found a negative correlation with serum cathelicidin levels with LDH in the chronic inflammation group and positive with sodium level, positively with LDL levels in the atrophy group, and positively with ALP and sedimentation rate levels in the intestinal metaplasia group. When Helicobacter pylori status and Correa Cascade are considered together and evaluated as 6 groups; serum cathelicidin levels were positively correlated with CRP levels in the Helicobacter pylori positive chronic inflammation group, negative with serum phosphorus level in the Helicobacter pylori positive atrophy group, positive with the triglyceride levels in the Helicobacter pylori negative chronic inflammation group, positive with LDL in the Helicobacter pylori negative atrophy group. In the group of Helicobacter pylori negative intestinal metaplasia, ALP, sedimentation rate, total cholesterol and LDL levels were positively, total bilirubin and direct bilirubin were negatively correlated with serum cathelisidin level. We found that the cathelicidin is an effective factor in differentiating intestinal metaplasia from other lesions. The overall accuracy of the ROC curve was calculated as 0.664 (95% CI:0.545-0.784, p=0.013). The optimum cut-off value for cathelicidin was determined as 10.93 ng/ml (sensitivity=66.7%, specificity=63.9%). Discussion: In our study, serum cathelicidin levels were found to be significantly higher in patients with intestinal metaplasia compared to the chronic inflammation group. Considering the anti-inflammatory properties of cathelicidin, it can be thought that it may be effective as a biomarker in the differentiation of premalignant lesions of the gastric choraea cascade.. Due to the insufficient number of our patients, we believe that prospective studies with more participants are needed on this subject. Conclusion: We have considered that serum cathelicidin levels can be used as a biomarker to differentiate gastric precancerous lesions.
Benzer Tezler
- Peptik ülserli hastalarda D vitamini düzeyleri
Vitamin D levels in patients with peptic ulcer
HAKAN DEMİR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2016
GastroenterolojiKahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. BÜLENT KANTARÇEKEN
- Pnömonili buzağılarda serum katelisidin, prokalsitonin ve D vitamini düzeylerinin araştırılması
Investigation of serum cathelicidin, procalcitonin and vitamin D levels in calves with pneumonia
MEHMET KOÇER
Yüksek Lisans
Türkçe
2022
Veteriner HekimliğiVan Yüzüncü Yıl Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. CUMALİ ÖZKAN
- Behçet hastalarında serum LL-37 düzeylerinin ve hastalık aktivitesiyle ilişkilerinin araştırılması
Investigation of the relationship between serum LL-37 levels and disease activity in patients with behcet's disease
MELİKE ZELAL ÇAKIR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2019
Fiziksel Tıp ve RehabilitasyonDicle ÜniversitesiFiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. PELİN OKTAYOĞLU
- Çölyak hastalarında serum ve dokuda bakılan katelisidinin hastalıkla ilişkisi
The relationship of serum and tissue cathelicidin with the disease in the patients with celiac disease
ZELİHA YILMAZ AKİN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2022
GastroenterolojiBolu Abant İzzet Baysal Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. GÜRAY CAN
DR. ÖĞR. ÜYESİ MÜJGAN GÜRLER
- Tekrarlayan akciğer enfeksiyonu olan çocuklarda D vitamini ve ilişkili parametrelerin değerlendirilmesi
Evaluation of vitamin D and related factors in childreen with recurrent lung infections
RIDVAN ÇELİK
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2018
Aile HekimliğiDicle ÜniversitesiAile Hekimliği Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. TAHSİN ÇELEPKOLU