Geri Dön

Erişkin nefrotik sendromlu olgularda steril piyüri'nin ve hiperürisemi'nin böbrek sonlanımları üzerine etkisi

The effect of sterile pyuria and hyperuricemia on renal outcomes in adult patients with nephrotic syndrome

  1. Tez No: 728509
  2. Yazar: MUSTAFA UBAY
  3. Danışmanlar: PROF. DR. ERHAN TATAR
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Nefroloji, Nephrology
  6. Anahtar Kelimeler: Piyüri, hiperürisemi, nefrotik sendrom, Pyuria, hyperuricemia, nephrotic syndrome
  7. Yıl: 2022
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
  10. Enstitü: İzmir Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: İç Hastalıkları Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 75

Özet

GİRİŞ VE AMAÇ: Böbrek hastalıklarında steril piyüri oldukça sık görülmektedir. Sıklıkla böbrek tübüler hastalıklarına eşlik etmektedir. Bununla birlikte steril piyürinin erişkin yaş grubu nefrotik sendromunda sıklığı bilinmemektedir. Bu durumun olgularda böbreksonlanımlarıyla ilişkisi de bilinmemektedir. Hiperürisemi gerek genel popülasyonda gerekse böbrek hastalıklarında kötü kardiyovasküler ve böbreksonlanımıyla ilişkilendirilmektedir. Nefrotik sendromda hiperüriseminin etkisi ise tam olarak bilinmemektedir. Literatürde bu konuda yeterli çalışma yoktur. Bu çalışmada, erişkin nefrotik sendromlu olgularda, tanı anındaki steril piyüri ve hiperüriseminin sıklığını tespit etmek ve aynı zamanda böbrek sonlanımına etkisinin olup olmadığını değerlendirmeyi amaçladık. GEREÇ VE YÖNTEM: Bu çalışma S.B.Ü. İzmir Tıp Fakültesi, İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği'ne 2010-2021 yılları arasında başvuran ve böbrek biyopsisi yapılan olgular değerlendirmeye alındı. HBYS'den ve hasta dosyalarından, hastaların demografik verileri, laboratuvar sonuçları, tedavi protokolleri ve tedaviye yanıt bilgileri toplandı. Çalışmaya dahil edilme kriterleri 18 yaş üstü olmak, nefrotik sendromu olması ve tanısal anlamda böbrek biyopsisi yapılmış olması olarak belirlendi. Hastalar primer nefrotik sendrom ve sekonder nefrotik sendrom olmak üzere iki gruba ayrıldı. Primer nefrotik sendromlu olgular tedaviye yanıt kriteri olarak KDİGO kılavuzuna göre değerlendirildi. Sekonder olgular ise yine KDİGO kılavuzuna göre kronik böbrek yetmezliğinde progresif seyreden ve seyretmeyen olarak iki gruba ayrıldı. Olguların aynı zamanda; serum ürik asit düzeyinin kadınlar için 6,0 mg/dl, erkekler için ise 7,0 mg/dl'nin üzerinde olması hiperürisemi olarak kabul edildi. Elde edilen veriler uygun istatistik yöntem ile değerlendirildi. İstatistiksel değerlendirme ve veri yorumlanması için SPSS versiyon 26.0 kullanıldı. BULGULAR: Çalışmamıza, N=106 hasta dahil edildi. Hastaların %59,4'ü (n=63) erkek,%40,6'sı (n=43) ise kadınlardan oluşmaktadır. Hastaların yaş ortalaması 49,4±15,5 (18-87) yıldı. Olguların, %72,6 (n=77)'sı primer nefrotik sendromken %27,4'ü (n=29) ise sekonder nefrotik sendromludur. Olguların 32 (%30,2)' sinde steril piyüri saptandı. Steril piyüri oranı primer nefrotik sendromda %32,5 (n=25), sekonder nefrotik sendromda ise %24,1 (n=7)'di(p=0,27). Steril piyüri kadınlarda (n=23) erkeklere (n=9) göre anlamlı fazlaydı (%71,9 vs %28,1; p0,05). Bütün olgular ele alındığında hiperürisemi varlığı incelendiğinde, olguların %51' inde hiperürisemi tespit edildi. Hiperürisemisi olanlarda (n=54) GFH daha düşük (54,4±31,0 vs. 72,67±35,5 ml/dk.; p=0.007) ve steril piyüri oranları ise daha fazlaydı (%38,9 vs. %19,6; p=0,03). Gruplar arasında tedaviye yanıtta hiperürisemi açısından anlamlı farklılık saptanmadı (p>0,05). Bu durum primer ve sekonder gruplar arasında devam etmekteydi (p>0,05). SONUÇ: Steril piyüri erişkin nefrotik sendromlu olguların üçte birinde görülmektedir. Steril piyüri varlığı özellikle primer nefrotik sendromda tedaviye yanıtı öngörmede önemli bilgiler verebilmektedir. Bu konunun neden sonuç ilişkisini ortaya koymak için geniş ölçekli çalışmalara ihtiyaç vardır. Erişkin nefrotik sendromlu olguların yarısında hiperürisemi tespit ettik. Bu durum böbrek yetmezliğinin şiddetiyle ilişkilidir. Aynı zamanda hiperürisemik olgularda steril piyüri daha fazlaydı. Bu durum bu olgularda böbrek yetmezliğinin şiddeti ve kadın cinsiyet ile ilişkili olabilir.

Özet (Çeviri)

Introduction and Aim: Sterile pyuria is quite common in kidney diseases. It often accompanies renal tubular diseases. However, the frequency of sterile pyuria in adult nephrotic syndrome is unknown. The relationship of this condition to renal outcomes in the cases is also unknown. Hyperuricemia is associated with poor cardiovascular and renal outcomes both in the general population and in renal diseases. The effect of hyperuricemia in nephrotic syndrome is not known exactly. There are not enough studies on this subject in the literature. In this study, we aimed to determine the frequency of sterile pyuria and hyperuricemia at the time of diagnosis in adult patients with nephrotic syndrome and also to evaluate whether it has an effect on renal outcome. Materials and Methods: This study was carried out by the cases who applied to S.B.U. Izmir Faculty of Medicine Bozyaka Training and Research Hospital Nephrology Clinic between 2010-2021 and underwent kidney biopsy were evaluated. Demographic data of patients, laboratory results, treatment protocols and response to treatment were collected from HBYS and patient files. Inclusion criteria were determined as being over 18 years old, having nephrotic syndrome, and having had a diagnostic kidney biopsy. The patients were divided into two groups as primary nephrotic syndrome and secondary nephrotic syndrome. Cases with primary nephrotic syndrome were evaluated according to the KDIGO guideline as a treatment response criterion. Secondary cases, on the other hand, were divided into two groups as progressive and non-progressive in chronic renal failure according to the KDIGO guideline. At the same time, the cases; a serum uric acid level above 6,0 mg/dl for women and 7,0 mg/dl for men was considered as hyperuricemia. The obtained data were evaluated with the appropriate statistical method. SPSS version 26.0 was used for statistical evaluation and data interpretation. Results: N=106 patients were included in our study. 59.4% (n=63) of the patients were male and 40.6% (n=43) were female. The mean age of the patients was 49.4±15.5 (18-87) years. While 72.6% (n=77) of the cases had primary nephrotic syndrome, 27.4% (n=29) had secondary nephrotic syndrome. Sterile pyuria was detected in 32 (30.2%) of the cases. The rate of sterile pyuria was 32.5% (n=25) in primary nephrotic syndrome and 24.1% (n=7) in secondary nephrotic syndrome (p=0.27). Sterile pyuria was significantly higher in women (n=23) than in men (n=9) (71.9% vs. 28.1%; p0.05). Considering all the cases, when the presence of hyperuricemia was examined, hyperuricemia was detected in 51% of the cases. In patients with hyperuricemia (n=54), GFR was lower (54.4±31.0 vs. 72.67±35.5 ml/min; p=0.007) and sterile pyuria rates were higher (38.9% vs. 19.6%; p=0.03). There was no significant difference in response to treatment between the groups in terms of hyperuricemia (p>0.05). This situation continued between primary and secondary groups (p>0.05). Conclusion: Sterile pyuria is seen in one third of adult patients with nephrotic syndrome. The presence of sterile pyuria can provide important information in predicting the response to treatment, especially in primary nephrotic syndrome. Large-scale studies are needed to reveal the cause-effect relationship of this issue. We detected hyperuricemia in half of the adult nephrotic syndrome cases. This condition correlates with the severity of renal failure. At the same time, sterile pyuria was more common in hyperuricemic cases. This may be related to the severity of renal failure and female gender in these cases.

Benzer Tezler

  1. Obez çocuk ve adolesanlarda böbrek fonksiyonlarının denetimi ve metabolik sendrom bileşenleri ile ilişkisi

    Evaluation of the renal functions of obese children and adolescents and the relationship with the metabolic syndrome components

    DİLŞAH ÖNERLİ SALMAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıAnkara Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ZEYNEP ŞIKLAR

  2. Kronik böbrek yetmezlikli hastalarımızın değerlendirilmesi

    Evaluation of our patients with chronic renal failure

    ZEHRA NİHAN COŞKUN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıNecmettin Erbakan Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. BÜLENT ATAŞ

  3. Glomerülonefritlerin farklı formlarında sistemik immün-inflamatuvar indeksin hastalığın başlangıcında, nüksünde, prognozunda ve tedavi yanıtının öngörülmesinde etkisi

    Effect of systemic immune-inflammatory index on different forms of glomerulonephritis on the onegunation of the disease, recurrence, prognosis and prediction of treatment response

    MELTEM DAĞDÖGEN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    İç HastalıklarıSağlık Bilimleri Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. SAMİ UZUN

  4. Steroid ve / veya sitotoksik tedaviye dirençli membranöz nefropatide steroid ve siklosporin A'nın etkinliği

    Efficacy of steroid and cyclosporine A in steroid and / or cytotoxic treatment resistant membranous nephropathy

    MELAHAT ÇOBAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    NefrolojiSağlık Bakanlığı

    Dahiliye Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. FATİH DEDE